Bizimle iletişime geçin

GENEL

İZODER: Yalıtımsız binalar Türkiye’nin enerjisini boşa harcıyor

Yayınlandı

-

Yeni açıklanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi ile kamuda tasarruf dönemi başlıyor. Birçok alanda tedbirler içeren pakette enerji ve atık yönetimi de birer başlık olarak yer alıyor. Kamu bina ve tesislerinde enerji verimliliğini artıran uygulamalar geliştirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılması maddeleri ile ilgili değerlendirmede bulunan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Yalıtım, binalarda enerji verimliliğinde çok büyük rol oynuyor. Gerek yeni pakette açıklanan enerji verimliliği hedeflerine, gerekse 2030 yılına kadar bazı kamu binaları için belirlenen yüzde 30 enerji tasarrufu hedefine ulaşılması yalıtımla mümkün. Enerjide dışa bağımlılık nedeniyle 2023 yılında enerji ithalatına yaklaşık 70 milyar dolar ödeyen ülkemizde binaların sadece yüzde 25’inin yalıtımlı olmasının büyük bir kaynak israfı olduğunu unutmamak gerekiyor.”

İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “Kapsamlı bir tasarruf modelini ön gören Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’nde enerji verimliliği vurgusu da dikkat çekiyor. Bu noktada enerji verimliliğinde yalıtımın rolünün de unutulmaması gerekiyor. Binalarımızı yalıtım ile enerji verimli hale getirmek hem sürdürülebilirlik hem de ülke ekonomisine katkı açısından önem taşıyor. Türkiye enerjisinin yüzde 67,8’ini, doğalgazının ise yüzde 99’unu ithal ediyor. Geçtiğimiz yıl enerji ithalatına yaklaşık 70 milyar dolar harcandı. Ülkemizde kullanılan toplam enerjinin yüzde 32,7’si ise binalarda tüketiliyor. Tüketilen bu enerjinin yüzde 80’i de kışın ısınma, yazın soğutma için kullanılıyor. Oysa ısı yalıtımlı binalar enerji giderlerini yüzde 50 düşürerek bütçeye ve çevrenin korunmasına önemli bir katkı sağlıyor” dedi.

Yalıtımla ülkemizin enerji faturasını yüzde 15 azaltabiliriz

Türkiye’de enerji verimliliği ile ilgili olarak mevcut bina stokunun iyileştirilmesinin kritik olduğunu söyleyen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Bu noktada Kamunun öncü olması ve mevcutta kullanılan verimsiz binalarını enerji verimli hale getirmesini anlamlı buluyoruz. Sadece kamu binaları için değil tüm binaları kapsayacak çözümlere ihtiyaç var. Gerek yeni pakette açıklanan enerji verimliliği hedeflerine, gerekse Cumhurbaşkanlığı kararıyla bazı kamu binaları için belirlenen enerji tasarruf hedefinin 2030 yılına kadar yüzde 15’ten yüzde 30’a çıkarılması hedefine ulaşılması doğru uygulanacak yalıtımla mümkün. Tüm binaların çatı, duvar ve döşemelerinde ısı yalıtımı yaparak ve pencerelerde kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanarak ülkemizin toplam enerji faturasını yaklaşık yüzde 15 azaltabiliriz. Türkiye’deki binaları enerji verimli hale getirerek (En az C sınıfı binalar) enerji fiyatlarına bağlı olarak her yıl 12-15 milyar dolar tasarruf elde edebiliriz. Yalıtımla enerji faturalarından elde edilecek tasarruf devletimizin doğalgazda uyguladığı sübvansiyondan da tasarruf etmesini sağlayacaktır. Bunlar dikkate alınması gereken çok ciddi kazanımlardır” şeklinde konuştu.

Eskimiş enerji limitleri yüzünden enerji israfımız gelişmiş ülkelerden 3 ila 5 kat fazla

Gelişmiş ülkelerde binalarda enerji verimliliğine yönelik birçok adım atılarak enerji limitleri düşürülürken, ülkemizde 2008 yılında tanımlanmış enerji limitlerinin kullanıldığını dile getiren Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “AB’de 2019 yılından bu yana yeni kamu binalarının tümü neredeyse sıfır enerjili olarak üretiliyor. 2020 yılının başından itibaren ise tüm yeni binalar neredeyse sıfır enerjili olarak yapılıyor. Birçok gelişmiş ülkede binalar ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık enerji tüketimi 30-50 kW olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor. Ülkemizde ise halen bina enerji tüketimi 100-120 kW/m2yıl (birim metrekare/yıl) seviyesinde. Enerji israfımız gelişmiş ülkeler ile mukayese edildiğinde 3 ila 5 kat daha fazla. Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de tanımlandığı üzere enerji limitlerimizi ve U değerlerimizi ivedilikle gelişmiş ülkeler seviyesine getirmemiz gerekiyor. Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825 revizyonu bu noktada büyük önem taşıyor. Hazır tasarruf noktasında böyle adımlar atılmaya başlanmışken hızlıca revize standart ile ilgili de güzel haberler almayı bekliyoruz.”

Daha kalın yalıtımla daha çok enerji tasarrufu

Daha kalın yalıtımla daha çok enerji tasarrufu elde edildiğini vurgulayan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi; “Yalıtım kalınlığı arttıkça sağlanacak enerji verimliliği aynı oranda artar. Buna karşılık kalınlık artışının inşaat maliyetine etkisi oldukça azdır. Yalıtım kalınlığını iki katına çıkardığımızda toplam maliyet ikiye katlanmaz ama bu sayede ısıtma ve soğutmada tasarruf potansiyeli iki kat olur. Isı yalıtımı uygulamaları hem ilk yatırım hem işletme maliyetlerini düşürerek kendini kısa sürede geri öder; bina ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam eder. Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak; iskele kurulumu, elektrik, su gibi alt yapı maliyetleri, yapıştırıcı, sıva, dübel, file vb. yardımcı malzeme maliyetleri, boya, dış cephe kaplaması gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve işçilik maliyetleri oluşur. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin kalınlığının arttırılmasından oluşacak ilave maliyet, uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Yani iskeleyi kurdurmuş, işçiyi iskeleye çıkarmış, yapıştırıcı, sıva, boya gibi malzemeleri almışken enerji verimliliğini sağlayacak yalıtım levhasını mümkün olduğunca kalın kullanmalıyız. Artık bizim de Antalya ve İzmir gibi sıcak iklim bölgelerinde 6-8 cm, İstanbul gibi ılıman iklime sahip bölgelerde 9-10 cm, Ankara gibi soğuk olan yerlerde 10-12 cm ve Erzurum gibi çok soğuk olan yerlerde 14-15 cm kalınlıklarda yalıtım yapmamız gerekiyor. Benzer durum pencereler için de geçerli. Pencerelerde kaplamasız klasik camlar yerine ısı ve/veya güneş kontrol kaplamalı yalıtım camlarını kullanmalı, üçlü camlama çözümlerine yönelmeliyiz.” 

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Şişecam RE+ Fuarı’nda Güneş Enerjisi Camlarını Sergiledi

Yayınlandı

-

Düz Cam faaliyet alanında dünyanın en büyük beş global üreticisi arasında yer alan Şişecam, 9-12 Eylül 2024 tarihleri arasında RE+ Fuarı’na katıldı. Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Anaheim Convention Center’da düzenlenen

RE+ Fuarı’nda Şişecam, güneş enerjisi camlarını ve ürün çeşitlerini sergiledi.

13.09.2024 – Camın tüm temel alanlarında faaliyet gösteren tek global oyuncu olan Şişecam, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Anaheim Convention Center’da düzenlenen RE+ Fuarı’nda ürünlerini tanıttı. Şişecam, sektör profesyonellerinin bir araya geldiği fuarda, güneş enerjisi sektörü için Sandy ve Prisma desenleriyle ürettiği ve fotovoltaik modüllerde kullanılan güneş enerjisi camlarını sergiledi. Şişecam ayrıca standında güneş enerjisi camlarıyla ilgili yeni teknolojiler ve trendler hakkında ziyaretçileri bilgilendirdi.

Şişecam’ın, ürün gamında yer alan güneş enerjisi camlarının yüzeylerine uygulanan özel Anti-Reflektif kaplama, geçirgenliği artırırken ışık yansımalarını en aza indiriyor. Bu da güneş panellerinde performans artışı ve yüksek verimlilik sağlıyor. Ayrıca güneş paneli camlarının temperlenmesi mukavemeti artırıyor ve güneş panellerini çevresel koşullara karşı koruyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Serge Ferrari, Avrupa turnesinin startını İstanbul’da verdi

Yayınlandı

-

15 ülkede güneş koruma çözümlerini tanıtıyor

Güneş koruma ürünlerini Avrupa’ya tanıtmak için Soltis Tour organizasyonuna imza atan Serge Ferrari Group, başlangıç etkinliğini 9-10 Eylül tarihlerinde Hilton Bosphorus Otel’de gerçekleştirdi. 2025 yılına kadar sürmesi planlanan Soltis Tour kapsamında Serge Ferrari Group, iki tırla birlikte 15 ülke ve 60 farklı noktada güneş koruma çözümlerini sergileyecek.

Esnek kompozit malzeme teknolojisinde dünyanın önde gelen markalarından olan Serge Ferrari Group, ilkini 2023 yılında gerçekleştirdiği Soltis Tour’un ikincisini İstanbul’da başlattı. İlk kez Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı Soltis Tour etkinliği çerçevesinde; Serge Ferrari tırlarının kapıları, 9-10 Eylül’de Hilton Bosphorus Otel’de açtı. Etkinlikte Serge Ferrari ürünlerinin kullanıldığı, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’nin simgeleri haline gelen Ziraat Bankası ve Vakıf Bank genel merkezlerinin vaka analizleri yapıldı. 

Üç farklı konsept bir arada

Serge Ferrari, büyük ölçekli Avrupa tanıtım turunda daha gelişmiş bir deneyim sunmak için bu yıl iki tır kullanıyor. Tırlardan biri markanın yeniliklerini ve teknik performansını sergileyen üç farklı konsept sunuyor. “Dönüşüm” konseptinde kumaş üretiminde daha fazla geri dönüştürülmüş malzeme kullanılmasına yer veriliyor. “Dış Mekan Güneş Kontrol Deneyimleri” konsepti ise kumaşların direnç, akustik ve şeffaflık gibi kıstaslar üzerinde performanslarının test edilmesine olanak tanıyor. Bir diğer konsept “İç Mekan Güneş Kontrol Deneyimleri”nde markanın yeni iç mekan güneş kontrol sisteminin de ilk tanıtımı yapıldı. Kullanılacak ikinci tır ise Serge Ferrari Group’un partner markalarına ev sahipliği yapıyor. 

Ziraat Bankası ve VakıfBank’ın tasarım keşfine çıkıldı

Soltis Tour etkinliği kapsamında, Serge Ferrari ürünlerinin kullanıldığı Ziraat Bankası ve VakıfBank genel merkezlerinin vaka analizleri gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü ArcheThink kurucusu Selin Uysal’ın üstlendiği etkinlik çerçevesinde; 9 Eylül’de, Aukett Swanke Genel Müdürü Burcu Şenparlak, VakıfBank Genel Merkezi’nde bir vaka analizi konuşması yaparak, yapının iç mimari prensiplerini ve tasarım süreçlerini paylaştı. 

10 Eylül’de ise Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’nde, A Tasarım Mimarlık Kurucu Başkanı Ali Osman Öztürk ve A Tasarım Mimarlık Başkan Yardımcısı Levent Çiftçi’nin katılımıyla ikinci vaka analizi” etkinliği düzenlendi. Etkinlikte, binanın gün ışığı ile olan ilişkisi ve çalışan konforu odaklı kontrol mekanizmaları anlatıldı. Ayrıca, mimari tasarımın yeşili ve peyzajı iç mekanlara nasıl taşıdığına, doğa ile insan arasında kurulan bu bağın çalışma alanlarında yarattığı pozitif etkilere dikkat çekildi. Bu vaka analizlerinde, her iki merkezin yalnızca birer iş yeri olarak değil, aynı zamanda yaşam alanı olarak tasarlandığına vurgu yapıldı. Nefes alma ve sosyalleşme alanlarının detaylıca ele alındığı bu örnekler, modern mimarinin iş yerlerine kattığı yenilikleri ve çalışan odaklı tasarımın değerini gözler önüne serdi.

Katılımcılar tarafından ilgi gören Soltis Tour; Eylül 2024’ten Şubat 2025’e kadar 15 ülke ve 60 farklı noktada düzenlenecek. Bir önceki edisyonunda 3.000’den fazla profesyonel katılımcıya ev sahipliği yapan tur, bu kez 9.000’den fazla montajcı, üretici, mimar ve meslek profesyoneli ile bir araya gelmeyi hedefliyor. 

Okumaya Devam Et

GENEL

İZODER TESİSAT YALITIMININ ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİYOR

Yayınlandı

-

Enerji kayıplarını önleyen tesisat yalıtımı sanayinin rekabet gücünü artırıyor

Enerji maliyetlerinin azaltılmasında tesisat yalıtımının önemli rol oynadığını biliyor muydunuz? Yalıtım, yaygın olarak dış cephelerde uygulansa da binalardaki tesisatlara da yalıtım yapılması ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiden önemli oranda tasarruf edilmesini sağlıyor. Konu hakkında bir açıklama yapan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Tesisat yalıtımı ekonomik avantajları kadar sürdürülebilirlik açısından da kritik önem taşıyor” dedi.

Tesisat yalıtımı; içinden akışkan geçen borular, vanalar, havalandırma amaçlı kullanılan kanallar, tanklar, kazanlar, vb. tesisat elemanlarına ve kazan daireleri gibi tesisat elemanlarının bulunduğu mekanik odalarda ısı, ses ve yangın yalıtımı yapılması anlamına geliyor. Endüstriyel proseslerde ve binalarda ısıtma veya soğutma için harcanan enerjiden tasarruf edilmesinde büyük rol oynayan tesisat yalıtımı sayesinde enerji tüketimi ile birlikte atmosfere yayılan sera gazı miktarı da azalıyor. Bu noktada küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede de tesisat yalıtımı önemli bir araç rolü üstleniyor.

Tesisat yalıtımı, endüstriyel tesislerin sürdürülebilirliğinde önemli bir adım

Tesisat yalıtımının ekonomik avantajları kadar sürdürülebilirlik açısından da dikkate değer katkılar sunduğunu dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “Ülkemizde nihai enerji tüketiminin sektörel dağılımı incelendiğinde yüzde 33 ile sanayi sektörünün binalar ile birlikte başı çektiği görülüyor. Sanayide enerji tüketiminin ağırlıklı kısmı proses ve alan ısıtması veya soğutmasında kullanılıyor. Endüstriyel proseslerde yapılacak olan ısı yalıtımı uygulamaları, sağlamış oldukları enerji verimliliği ile kendini çok kısa sürede geri ödüyor. Öte yandan Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM), uluslararası ticaret arenasında rekabetçi olmak isteyen tüm sanayi tesislerinin enerji verimliliği projelerini hayata geçirmeye ve karbon ayak izlerini azaltmaya teşvik ediyor. Dolayısıyla endüstriyel tesislerde yapılacak tesisat yalıtımı uygulamaları sağladıkları enerji verimliliği ve sera gazı salımlarındaki azalma ile sürdürülebilirlik anlamında öne çıkıyor. Hayata geçirilecek olan tesisat yalıtımı uygulamaları; üretim maliyetlerindeki enerji yükünü azaltırken uluslararası pazarlarda daha rekabetçi çözümler sunulması ile mali sürdürülebilirliğe de önemli kazanımlar getirebiliyor. Yalıtım uygulamaları ile düşük karbonlu ve enerji verimli üretime geçmemiz coğrafi yakınlık avantajı ile ülkemizin AB ülkelerine olan ihracatının artmasına da olanak sağlayabilir” dedi.

Tesisat yalıtımı bazı iş kazalarının minimize edilmesini sağlayabilir

Tesisat yalıtımının bazı iş kazalarından korunmada da etkin rol oynadığını söyleyen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, açıklamalarına şöyle devam etti; “Endüstriyel proseslerde tesisat elemanlarında farklı sıcaklıklarda sıcak veya soğuk su, kızgın buhar, kızgın yağ, süt vb. birçok akışkan taşınabiliyor. Sıcak su, kızgın buhar veya kızgın yağ taşınan hatlarda yüzey sıcaklıkları çok yüksek oluyor. Çalışanların istemsiz veya kazara söz konusu tesisat elemanlarına temas etmeleri durumunda meydana gelecek iş kazalarına karşı tesisat yalıtımı yapılıp, yüzeyin makul sıcaklıklara getirilmesi işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından şart. Ayrıca düşük sıcaklıklarda akışkanların taşındığı hatlarda da yalıtım yaparak yoğuşmanın ve tesisatın ömrünün korozyonla azalmasının önlenmesi mümkün. Bu noktada tüm tesisat elemanlarına mutlaka yalıtım yapılması gerekiyor.”

Isı, su, ses, tesisat ve yangın yalıtımının tek tek ya da birlikte ele alındığında, binanın ve tesisatın ömrüne de önemli katkılar sunduğuna değinen Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi: “Tesisatlarımız vücudumuzdaki damarlar gibi binalarda tüm alanlara dağılıyor. Bu yolla yaşamımız ve konforumuz için gerekli temiz ve şartlandırılmış hava, ısı gibi tüm unsurların taşınması sağlanıyor. Bu çerçevede gürültü ve yangının zararlı etkilerinin tesisatlar vasıtasıyla yayılmaması için yalıtım tedbirlerinin alınması gerekiyor. Bir binada tesisata ısı yalıtımı ile birlikte ses yalıtımı da yaptırılırsa binalarda gürültü azalır ve böylece konfor artmış olur. Tesisat boruları, havalandırma kanalları, elektrik kablolarının şaftları gibi olası bir yangın durumunda en riskli noktaları oluşturan yerlerde yangın yalıtımı yapılması ise can ve mal kaybını ciddi oranda azaltarak daha güvenli binalara kavuşmamızı sağlar. Yeni yapılacak binalarda tesisat yalıtımına da diğer yalıtım uygulamaları kadar öncelik verilmesini ve yapı inşasının vazgeçilmez bir ögesi olarak kabul edilmesini önemli buluyoruz. Enerji verimli, güvenli ve konforlu yapılar için tüm yalıtım uygulamalarını kaliteli malzemeler ile doğru olarak uygulanması gerekiyor.”

Okumaya Devam Et

Trendler

Egepen


Kapanma Süresi 20Saniye