Bizimle iletişime geçin

GENEL

İş Dünyası Yeşil Dönüşüm İçin Buluştu

Yayınlandı

-

Sürdürülebilirlik Konferansı 2024, 25 Eylül’de İstanbul’da büyük bir katılımla gerçekleşti. Yeşil İş Platformu ve IQ&Partners ev sahipliğinde düzenlenen konferans, sürdürülebilirlik uzmanlarını ve iş dünyasının liderlerini bir araya getirdi. Konferansta 22 konuşmacı, 4 ayrı oturumda, yeşil dönüşüm için farklı sektörlerden çevreye duyarlı iş modellerini ve yenilikçi yaklaşımları masaya yatırdı, vizyonlarını paylaştı.

Türkiye’nin sürdürülebilirlik uygulamaları ile öne çıkan markaları, kanaat önderleri ve iş dünyasının önde gelen isimleri Yeşil İş Platformu ve IQ&Partners’ın organizasyonunda gerçekleşen Sürdürülebilirlik Konferansı 2024’te bir araya geldi. “Yeşil Dönüşümün Kaçınılmazlığı” teması ile düzenlenen konferans Boğaziçi Üniversitesi ve SKD Türkiye iş birliğiyle hayata geçirildi. Büyük ilgi gören ve geniş bir katılımla gerçekleşen etkinlikte 22 konuşmacı, 4 ayrı oturumda yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik alanındaki görüş ve çalışmalarını aktardı. 

İnovatif iş stratejileri, döngüsel ekonomi, enerji dönüşümü, yeşil finansman ve düşük karbonlu üretim gibi konuların ele alındığı konferansta, akademisyenler ve sivil toplum temsilcilerin yanı sıra, hazır giyim, çimento, hava yolu taşımacılığı, enerji, mobilya, lojistik, ev tekstili, bankacılık, cam, makine, kimya gibi çok farklı sektörlerden konuşmacılar, yeşil dönüşüm süreçlerine ilişkin görüşlerini, sürdürülebilir iş modellerini ve vizyonlarını paylaştı.

Konferansta düzenlenen imza etkinliğinde Prof.Dr. Levent Kurnaz ve Arda Öztaşkın kitaplarını katılımcılar için imzaladı. 

Sürdürülebilirliği iş dünyasının merkezine yerleştireceğiz

Sürdürülebilirlik Konferansı 2024, IQ&Partners Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ferkan Çelik ve Yeşil İş Platformu Kurucu Ortağı Efe Gökçe’nin konuşmaları ile başladı. Dr. Ferkan Çelik konuşmasında “IQ Partners olarak, sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm gibi günümüzün en kritik meselelerinde iş dünyasının yanında yer almak ve bu konuda yenilikçi çözümler sunmak en büyük önceliklerimizden biri. Ar-Ge ve inovasyonun gücüne inanarak, iş dünyasını geleceğin çevresel ve sosyal gereksinimlerine uygun hale getirmek için çalışıyoruz. Yeni teknolojiler ve sürdürülebilir iş modelleri ile geleceği inşa etmek, sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda büyük bir fırsat.” dedi.

Yeşil İş Platformu Kurucu Ortağı Efe Gökçe konuşmasında Yeşil İş Platformu’nun sürdürülebilirlik, çevre bilinci ve yenilikçi iş modelleri alanında farkındalık yaratmak, bilgi paylaşımını artırmak ve yeşil dönüşümü teşvik etmek amacıyla kurulduğunu söyleyerek “Bu platform ile iş dünyasında sürdürülebilir yeşil uygulamaları teşvik etmeyi hedefliyoruz. Yeşil İş Platformu’nun gerçekleştirdiği ilk ve büyük adımlardan biri olan bu konferansı, yıl içerisinde düzenleyeceğimiz farklı etkinlikler ve projeler izleyecek. Sürdürülebilirliği iş dünyasının merkezine yerleştirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Sürdürülebilirlik artık bir tercih değil zorunluluk 

Konferansın açılış konuşmalarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ayşen Erdinçler, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel ve İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe yaptı.

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Yönetim Kurulu Başkanı Ediz Günsel konuşmasında, yeşil dönüşümün iş dünyasında rekabet gücünü korumanın anahtarı olduğuna değinerek “Sürdürülebilirlik değişiminin kaçınılmazlığı üzerine kurgulanmış bu etkinlikte olmaktan gurur duyuyoruz. Sürdürülebilirlik artık bir tercih değil zorunluluk. Türkiye’nin 2053 karbon nötr hedefleri doğrultusunda iş dünyasının yeşil dönüşüme uyum sağlaması kritik önem taşıyor. İklim krizi ile mücadelede ekosistemdeki tahribatı onarmak ve toplumlar için yaşanılabilir bir dünya inşa edebilmek için hala fırsat var, ancak bu süreçte kamu, iş dünyası, akademi ve STK’lara büyük görevler düşüyor.” dedi. Günsel ayrıca, Dünya Bankasının raporuna göre, 2022-2040 arasında Türkiye’nin sürdürülebilirlik dönüşümü için gerekli olan finansman ihtiyacının 165 milyar dolar olduğunu kaydetti.

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe konuşmasında Türkiye’nin sürdürülebilirlik konusunda dünyayla paralel olarak değişmesini istediklerini belirterek, bu sürecin dünyada birkaç ülkenin değil tüm dünyanın dönüşmesiyle gerçekleşebileceğine değindi.

Sektör liderlerinden yeşil dönüşüm vurgusu

Etkinlikte Beymen, Pegasus, Çimsa, Borusan Holding, Yapı Kredi, Gürok Grup, Lav, Doqu Home gibi markalar, sürdürülebilirlik stratejilerini ve gelecek hedeflerini katılımcılarla paylaştı. Sektör temsilcileri, döngüsel ekonomi modellerinin iş dünyasında nasıl uygulanabileceğine dair somut örnekler sundu.

Avrupa Yeşil Mutabakatının etkisi

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sektörlerde Yeşil Dönüşüm başlıklı ilk oturumun moderatörlüğünü Oyuncu Mert Fırat üstlendi. Pegasus CEO’su Güliz Öztürk, Beymen Group CEO’su Elif Çapcı, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın konuşmacı olarak katıldığı oturumda, hazır giyim, lüks tüketim ve havayolu yolcu taşımacılığı sektörlerinin Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde geçirdiği dönüşüm, markaların uyguladığı stratejiler ve hayata geçirdiği projeler üzerinden ele alındı.

Sürdürülebilirliğin bir geleceği olması için içselleştirmemiz lazım

Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz uluslararası alandaki gelişmelere ve Türkiye’deki yansımalarına dikkat çekerek şunları kaydetti: “Şirketiniz bir şey üretirken dışarıya bir şeyler salıyorsa ve bunun maddi bir karşılığı yoksa buna dışsallık diyoruz. Şirketlerin bacalarından saldıkları karbondioksit bir dışsallıktır. Çünkü bir bedeli yok. Aynı şekilde atık suları serbestçe nehre bırakıyorsak, denize bırakıyorsak bunların hepsi dışsallıktır ve dışsallıkları biz bir maliyet olarak görmüyoruz. Maliyet olarak görmediğimiz için de şirketler bu konuyu düşünmüyorlar bu nedenle de sürdürülebilir olamıyorlar. Biz ne zaman ki bütün bu dışsallıkları içselleştirirsek yani şirketin bir masrafı haline getirebilirsek o zaman sürdürülebilirliğin bir geleceği olur.”

Enerji dönüşümü ve finansmanı

Konferansın ikinci oturumunda “Yeşil Dönüşüm İçin Enerji Dönüşümü: Temiz Enerji ve Enerji Verimliliği” ele alındı. Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak’ın moderatörlüğünü üstlendiği oturuma, Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı, Sürdürülebilirlik ve Etki Lideri Seçil Yıldız, YEYKAD (Yeşil Yakalı Kadınlar Derneği) Kurucu Üyesi ve Sürdürülebilir Finans Uzmanı Seyran Hatipoğlu, Escon Enerji CEO’su Onur Ünlü ve Kadir Has Üniversitesi, Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi (CESD) Müdürü Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger konuşmacı olarak katıldı. Oturumda, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve enerji dönüşümü, sanayide ve hizmet endüstrisinde enerji tasarrufu potansiyelleri ve enerji finansmanı konuları ele alındı.

Üretimde sürdürülebilirlik uygulamaları

Konferansın “Üretimde Sürdürülebilirlik Uygulamaları” başlıklı üçüncü oturumu Prof.Dr. Levent Kurnaz moderatörlüğünde gerçekleşti. Oturumun konuşmacıları Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın, Almila Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çataloğlu, Çimsa Sürdürülebilirlik, İSG ve Çevre Grup Müdürü Neslihan Ergüven, Borusan Holding Sürdürülebilirlik Başkanı Nursel Ölmez Ateş, uyguladıkları yeşil dönüşüm stratejilerini ve hedeflerini anlattı.

Değer Zincirinde Yeşil Dönüşüm

Konferansın son oturumunda “Değer Zincirinde Yeşil Dönüşüm ve Döngüsellik Uygulamaları” konusu ele alındı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu’nun moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, İstanbul Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Gedikkaya, LAV Genel Müdürü Ümit Zor, DOQU Home Pazarlama Direktörü Ahmet Karmaç, Akkim İK ve Ortak Hizmetler Direktörü Gökhan Ata Okutan ve OMS Makine CEO’su Mehmet Kahraman konuya ilişkin güncel gelişmelerden, uyguladıkları sürdürülebilirlik, değer zincirinde yeşil dönüşüm ve döngüsellik uygulamalarından bahsetti.

Sürdürülebilirlik için çalışan markalardan destek

Yeşil dönüşüme ışık tutmayı hedefleyen etkinlik, iş süreçlerinin her aşamasında sürdürülebilirliği önceliklendiren markaların desteği ile gerçekleşti. Beymen’in ana sponsorluğunu üstlendiği konferansta Pegasus Hava Yolları, Çimsa, DOQU Home, Gürok Grup, OMS Makine, Yapı Kredi, Fiba Holding, DFDS, Almila Mobilya, Akkim firmaları sponsor olarak yer aldı. Business World Global, Ekoyapı basın sponsoru, BMS Design Center mobilya sponsoru, Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi ve Interpress medya partneri olarak etkinliğe destek sağladı.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

BOSTIK’İN BAŞARISI TAÇLANDIRILDI

Yayınlandı

-

Block X740 Cementech Extra, en başarılı su yalıtımı kategorisinde “Yılın Ödülü”ne layık görüldü

Bostik Block X740 Cementech Extra, Yalıtım Sektörü Başarı Ödüllerindesu yalıtımı kategorisinde en başarılı ürün seçildi. Yenilikçi çözümleri ve üstün kalite anlayışıyla inşaat sektöründe fark yaratan Bostik, su yalıtımı konusundaki uzmanlığını Block X740 Cementech Extra ile bir adım daha ileri taşıdı.

Bostik Block X740 Cementech Extra, çift bileşenli yapısı ve akrilik dispersiyonlu formülü sayesinde, 1,5 mm’ye kadar çatlakları köprüleyebiliyor. Bu kabiliyeti ile sektördeki diğer su yalıtım harçlarından ayrışarak uzun ömürlü bir korumayı garanti ediyor. Su depoları ve havuz uygulamalarında basınçlı suya karşı dayanıklılığıyla öne çıkıyor. Benzersiz hijyenik formülü sayesinde içme suyu depolarında dahi güvenle kullanılabiliyor. Block X740 Cementech Extra fırça veya püskürtme yöntemiyle hızlıca uygulanabiliyor. Onu rakiplerinden ayıran bu en önemli özellik sayesinde işçilik süresini kısaltarak maliyeti düşürüyor.

Bostik Türkiye ve Merkez Asya Yapı Tüketici Departmanı İş Birimi Direktörü Bilgehan Türkkan, aldıkları ödül ile gurur duyduklarını ifade etti. Türkkan, “Bostik Block X740 Cementech Extra, Yalıtım dergisi tarafından bu yıl 20. si gerçekleştirilen Yalıtım Sektörü Başarı Ödülleri’nde kendi kategorisinde yılın ödülüne layık görüldü. Block X740 Cementech Extra, hem performans hem de güvenilirlik açısından en yüksek standartları karşılayarak sektöre ilham veriyor. Ülkemizin son yıllarda içinde bulunduğu enflasyonist ortama rağmen teknoloji yatırımlarımızda hız kesmedik, reçetelerimizde kalitemizden ödün vermedik. Bu yüzden bu ödülü almak bizim için çok değerli.” dedi. 

Okumaya Devam Et

GENEL

Binalarda yangın sistemi nasıl olmalı, yangınlara nasıl müdahale edilmeli!

Yayınlandı

-

Uzmanı yangına karşı alınması gereken önlemleri anlattı!

Kaçış yollarını gösteren ışıklar 1 saniye bile kapanmamalı!

Yangına karşı nasıl önlem alınması gerektiğini anlatan İSG Uzmanı Dr. Rüştü Uçan, 4 katlı veya daha yüksek binalarda yangın tüplerinin, her 25 metrede bir yerleştirilmesi, bu tüplerin yerden 30-40 cm yukarıda, duvara asılı bir şekilde bulunması gerektiğini kaydetti. 

Yangın söndürme tüplerinden kaçış yollarına kadar birçok kritik detaya dikkat çeken Uçan, “Her binada en az iki yangın merdiveni bulunması gereklidir. Katlarda kat planı yer almalı. Bu plan, her kattaki kişilerin nasıl tahliye olacağını ve hangi yollardan kurtulacaklarını göstermeli.” diye konuştu. 

4 katlı ve üzeri binalarda yangın önlemlerin zorunlu olduğunu ifade eden Dr. Uçan, “Yangın anında tüm bu sistemlerin eksiksiz çalışması şart.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, yangına karşı nasıl önlem alınması gerektiğini anlattı.

Koridor uzunluğu 25 metreyi geçiyorsa, 2 veya 3 tüp yerleştirilebilir

Bir binada yangına karşı nasıl önlem alınması gerektiğine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Öncelikle, 4 katlı veya daha yüksek binalarda alınması gereken yangın önlemlerine bir örnek üzerinden bakalım. İlk olarak, binalarda yangın tüplerinin bulunması gerekiyor. Yangın tüpleri, her 25 metrede bir yerleştirilmelidir. Bu tüpler, yerden 30-40 cm yukarıda, duvara asılı bir şekilde bulunmalıdır ve düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Eğer koridor uzunluğu 25 metreyi geçiyorsa, 2 veya 3 tüp yerleştirilebilir. Bu durum, binanın büyüklüğüne ve yapısına bağlı olarak değişiklik gösterebilir.” dedi.

Her binada en az iki yangın merdiveni bulunması gerekli

Yangın merdivenlerinin önemine dikkat çeken Uçan, “Her binada en az iki yangın merdiveni bulunması gereklidir. Binanın büyüklüğüne bağlı olarak bu sayı artabilir; örneğin, bazı binalarda üç yangın merdiveni bulunabilir. Katlarda kat planı yer almalı. Bu plan, her kattaki kişilerin nasıl tahliye olacağını ve hangi yollardan kurtulacaklarını göstermeli. Bir binaya, otele ya da hastaneye gittiğimizde bu tür bilgilendirmeleri mutlaka incelemeliyiz. Bu bilgiler, yangın anında nasıl hareket edeceğimizi bilmemiz açısından oldukça önemlidir.” diye konuştu.

Acil yardım butonu ve yangın dolabı bulunmalı!

Acil durum butonuna da dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, şöyle devam etti:

“Bu buton kırılarak yangın başladığına dair uyarı verilmeli. Bu uyarı, yüksek sesle duyulabilir ve böylece hızlı bir şekilde harekete geçilmiş olur. Türkiye’deki en büyük sorunlardan biri de olay anında, özellikle karanlıkta, bu tür talimatları okumanın mümkün olmaması. Acil çıkış ışığı olmalı ve elektrikler kesildiği anda akü, jeneratör, batarya…gibi sistemlerle beslenerek çıkış yönünü göstermeli. Binalarda yangın dolabı bulunmalı. Yangın dolabının içinde genellikle 25 metre uzunluğunda bir alana erişim sağlayan hortum olmalı.”

Yangın merdivenlerinin bulunduğu alanlara eşya konulmamalı

Yangın merdivenlerinin kapısının kilitli olmamasının önemine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın merdivenleri binanın dışında çelikten yapılmış olabilir ya da içeride konumlandırılmış olabilir. Bu merdivenler, acil durumlarda insanların tahliye edilmesi için çok önemlidir. Ancak ne yazık ki apartmanlarda yangın merdivenlerinin bulunduğu alanlara eşya koyuluyor. Bu kesinlikle yapılmamalıdır. Yangın planının uygulandığı bu alanlar tamamen boş bırakılmalıdır, çünkü kaçış anında bu eşyalar ciddi engeller oluşturabilir. Ayrıca her katta, o katın kaçıncı kat olduğunu belirten bir işaret bulunmalıdır.” dedi.

Fıskiye sistemleri ve duman dedektörleri erken müdahale için kritik!

Normal apartmanlarda sprink (fıskiye) sistemlerinin gerekmeyebileceğini ancak birçok kişinin bulunduğu binalarda sprinklerin de olması gerektiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Yangın anında alarm devreye girdiğinde ya da duman algılandığında bu sistemler otomatik olarak çalışır. İçlerindeki cam bir güvenlik mekanizmasıyla kırılır ve su püskürterek yangını bastırır. Bu sayede yangının yayılması önlenmiş olur. Bu sistemler, yangın güvenliği açısından oldukça önemlidir. Duman dedektörü de olmalıdır. Bu dedektörler, dumanı algıladığı anda alarm veriyor ve sistem devreye giriyor. Bu da yangın anında erken müdahale için kritik bir role sahip.” şeklinde konuştu.

Düzenli kontrol ve bakım şart!

Yangın pompasının aylık olarak test edilmesi ve yılda bir kez kapsamlı bakımdan geçirilmesi, yangın algılama sisitemlerinde duman ve ısı sensörlerinin 6 ayda bir kontrol edilmesi ve gerektiğinde kalibrasyon yapılması, yangın alarm panosunun da aylık olarak kontrol edilerek sistemin çalışır durumda olduğunun raporlanması gerektiğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, sprink sistemlerinin yılda bir kez uzman ekiplerce kontrol edilerek test edilmesi gerektiğini ve kaçış yolları ile merdivenlerin de haftalık olarak denetlenmesi, kapıların açık ve engellerden arındırılmış olduğundan emin olunmasının önemini vurguladı.

Jeneratör devreye girerek yangın pompaları hemen çalışmalı!

Yangına müdahalede yangın pompalarının çok önemli olduğunu vurgulayan Uçan, “Yangın söndürme ve elektrik kesintisi durumunda hızlıca jeneratör devreye giriyor. Pompa fıskiyelerden yangın alanına su püskürtüyor. Elektriğin kesilmesiyle sistemin çalışmaması söz konusu olmamalı. Elektrikli jeneratörü yedekleyen dizel yakıtlı sistemler olmalı. Zaten yangın anında güvenlik protokolleri gereği elektrikler otomatik olarak kesiliyor. Elektrik kesildiği anda jeneratör devreye giriyor ve yangın pompaları hemen çalışmaya başlıyor. Büyük binalarda çok büyük su depoları bulunuyor. Bu depolarda yangın durumunda kullanılmak üzere özel bir alan var. Depolardaki su tamamen bitse bile, yangına özel ayrılan su miktarı bu durumu telafi ediyor. Bu sistemler, suyun kesintisiz bir şekilde kullanılmasını sağlıyor. Sprink sistemi çalışmaya başladığında, yangını bastırmak için su püskürtüyor. Ayrıca itfaiye ekipleri geldiğinde bu sistemler, itfaiyeye de destek sağlıyor.” dedi.

Tatbikatlar önemli!

Dr. Uçan belirli periyotlarda tatbikatların da çok önemli olduğunu söyledi ve sistem denetim periyotlarını şu şekilde ifade etti:

Sprink Sistemleri:

Sprink sistemleri yılda bir kez uzman ekiplerce kontrol edilmeli ve test edilmelidir.

Yangın Pompa Grubu:

Yangın pompaları aylık olarak test edilmeli, yılda bir kez kapsamlı bakımdan geçirilmeli.

Yangın Algılama Sistemi:

Duman ve ısı sensörleri 6 ayda 1 kontrol edilmeli ve gerektiğinde kalibrasyon yapılmalı. Yangın alarm panosu, aylık olarak kontrol edilmeli, sistemin çalışır durumda olduğu raporlanmalı.

Kaçış Yolları ve Merdivenleri:

Haftalık olarak denetlenmeli, kapıların açık ve engellerden arındırılmış olduğundan emin olunmalıdır. Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.58243

Okumaya Devam Et

GENEL

Sürdürülebilir büyüme yolunda Seranit’ten önemli bir adım

Yayınlandı

-

Seranit, halka arz yolculuğuna başlıyor

Türkiye’nin ilk porselen karo fabrikası olarak Bilecik Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan ve 1992 yılından bu yana faaliyetlerini sürdüren Seranit Granit Seramik San. Tic. A.Ş., halka arz sürecine hazırlanıyor. Şirket, Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) taslak izahname onayı için başvurusunu tamamladı. Sektörde yenilikçi ve kaliteli hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdüren Seranit, bugünkü güçlü üretim altyapısıyla halka arz sürecinde yatırımcılara yeni fırsatlar sunmayı hedefliyor.

Seranit, 500 bin metrekare üretim kapasitesiyle başladığı yolculuğunda, bugün 700 dönümlük bir alanda iki üretim tesisi ve 14 milyon m² üretim kapasitesiyle faaliyet gösteriyor. “Yeniliklerin Merkezi” mottosuyla hareket eden, Türkiye’nin ilk teknik porselen üretim fabrikası olan Seranit, 8 mağazası, 85 yurt içi bayisi, 40 ülkede 55 satış noktası ve 3.000’den fazla müşteri portföyüyle sektördeki lider konumunu sürdürüyor. 

Sektöre öncülük eden teknoloji ve tasarımlar sunuyor

Türkiye’de yüksek teknik değerlere sahip, dayanıklı ve estetik ürünleriyle tanınan Seranit, geniş ebat ve renk seçenekleriyle dış cephe uygulamalarında sektörün ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler sunuyor. Şirket ayrıca, seramik ürünlerinin yanı sıra banyo dolabı, banyo tezgâhı, duş kabini ve duş karosu üretimi yaparken; vitrifiye ve batarya gibi aksesuarlar tedarik ediyor. Seranit Concept mağazaları ise mutfak ve banyo ihtiyaçlarını karşılayan geniş ürün çeşitliliğiyle sektöre bütünsel çözümler getiriyor. Ayrıca, Vanucci markası altında fonksiyonel ve estetik mutfak mobilyaları üreterek müşteri beklentilerini karşılıyor.

Halka arz sürecinin şirket için önemli bir kilometre taşı olduğunu belirten Seranit Genel Müdürü Fatih Kıvanç, “Teknik üstünlüğümüz, yenilikçi yapımız ve güçlü üretim kapasitemizle şirketimizin halka arzla birlikte değerinin daha da artacağına inanıyoruz. Hedefimiz, 2025 yılında halka arz sürecimizi tamamlamak. Sürdürülebilir büyüme yolculuğumuzdaki bu önemli kilometre taşı, yeni pazarlara açılma, üretim kapasitesini artırma ve teknolojik yenilikleri hızlandırma imkânı sunacak. Gelecek stratejimizi, sürdürülebilir büyüme ve inovasyon odaklı yatırımlarla üretim kapasitesini artırmak, Ar-Ge projeleriyle verimlilik ve modernizasyon sağlamak üzerine şekillendirdik. Ayrıca, Vanucci markamız için yeni bir fabrika yatırımı planlayarak üretim altyapımızı da genişletmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda güçlü üretim altyapısıyla, Seranit’in sektördeki öncü konumunu daha da pekiştireceğiz” dedi. 

Seranit’in halka arz başvurusu kapsamında SPK’ya sunulan taslak izahname, SPK’nın onayının ardından resmi internet sitesi www.seranit.com.tr ve aracılık hizmeti sağlayacak olan Halk Yatırım Menkul Değerler Anonim Şirketi’nin internet sitesi www.halkyatirim.com.tr adresinde yayımlanacak. Halka arz işlemleri, “sabit fiyatla talep toplama” yöntemiyle Halk Yatırım liderliğindeki bir konsorsiyum tarafından gerçekleştirilecek.

Okumaya Devam Et

Trendler