Bizimle iletişime geçin

GENEL

Yeşil Holding’den inşaatta ezber bozan teknoloji RENCO Kompozit Yapı Sistemi

Yayınlandı

-

Yeşil Holding tarafından 2007 yılında büyük bir Ar-Ge yatırımıyla kurulan RENCO’nun geliştirdiği RENCO Kompozit Yapı Sistemi, inşat sektöründe yepyeni bir dönem başlattı. Bugüne kadar yurtiçinde ve başta ABD olmak üzere yurtdışında pek çok projeye imza atan RENCO, Türkiyede adını TOKİ işbirliğiyle Nurdağı’nda gerçekleştirdiği deprem konutları projesiyle duyurdu. İkinci üretim tesisini ABD’de faaliyete geçirmeye hazırlanan RENCO’nun İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdürü Ali Yeşil, sistemin diğer inşaat tekniklerine göre, yüzde 10 ile yüzde 30 arasında daha az maliyet ve 3 kat daha hızlı yapım süresi avantajı sağladığına dikkat çekti. Yeşil “RENCO ile inşa edilen binaların en önemli özelliği depreme dayanıklı olması” dedi.

RENCO’nun Türkiye’deki tesisinin Genel Müdürü Cihangir Cebeci ise önümüzdeki dönemde Türkiye’de kentsel dönüşüm projelerine odaklanmayı planladıklarını söyledi. Manisa’daki üretim tesisinde yıllık 5 bin konut kapasitesiyle üretim yapabildiklerini belirten Cebeci, gerektiğinde kapasitenin hızlı bir şekilde arttırılabileceğini vurguladı.

Yeşil Holding bünyesinde faaliyet gösteren RENCO, geliştirdiği RENCO Kompozit Yapı Sistemi ile inşaat sektörüne yepyeni bir yön veriyor. Depreme dayanaklılık, sağlamlık, uzun ömür, düşük maliyet gibi avantajlarıyla öne çıkan RENCO Kompozit Yapı Sistemi’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri de diğer inşaat teknikleriyle aylara yayılan inşaat süresini haftalara hatta günlere indirmesi.

Konuttan hangara kadar

RENCO Kompozit Yapı Sistemi’yle binalar cam elyafı, pet reçine ve mineral tozu gibi geri dönüşümlü ve doğal malzemelerden üretilen fiber kompozit tuğla ve farklı kompozit yapı elemanları, iç içe geçen, Lego oyuncaklarını hatırlatan bir montaj sistemiyle bir araya getirilmesiyle inşa ediliyor. Bu sistemle villadan apartmana, otelden fabrikaya, depodan hangara, kurşun geçirmez güvenlik yapılarından eğitim ve sağlık binalarına kadar pek çok farklı ihtiyaca yönelik bina yapılabiliyor.

Yurtiçinde ve ABD başta olmak üzere yurtdışında pek çok ülkede onlarca projede kullanılan RENCO Kompozit Yapı Sistemi, Türkiye’de adını Toplu Konut İdaresi (TOKİ) işbirliğiyle Gaziantep Nurdağı’nda gerçekleştirdiği deprem konutları projesiyle duyurdu. Anaokulu, Köy evi ve Apartman projeleri, Yeşil Yatırım Holding’in iştiraki olan Yeşil Dönüşüm İnşaat A.Ş. tarafından RENCO Kompozit Yapı Sistemi ile 10-12 hafta gibi rekor sürelerde tamamlandı.

Patenti tüm dünyada alındı

RENCO’nun İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdürü Ali Yeşil, Yeşil Holding tarafından 2007 yılında büyük bir Ar-Ge yatırımıyla kurulan RENCO’nun bugün benzersiz bir yapı sisteminin patentini tüm dünyada almış bir teknoloji şirketi olarak yoluna devam ettiğini söyledi. RENCO Kompozit Yapı Sistemi’nin 8 yıl içinde 440 farklı ANSI standardında test ve izin süreçlerinden geçerek 2019 yılında ABD’de 4’üncü yapı sistemi olarak onay aldığını kaydeden Yeşil, “2023 yılı itibariyle ABD’de 10’uncu patentimizi almaya hak kazandık. Bugüne kadar yurtiçinde ve ABD, Rusya ile Orta Doğu, Afrika, Asya ülkelerinde kamu ve özel sektör kuruluşları için müstakil ve sosyal konut projeleri ile ticaret, eğitim, sağlık projeleri hayata geçirdik” dedi.

3 kat hızlı yapım süresi

RENCO Kompozit Yapı Sistemi’nin, yaygın olarak kullanılan yapı sistemlerine göre, pek çok avantaj sunduğuna dikkat çeken Ali Yeşil “Bunların en önemlileri deprem ve kasırga gibi afetlere dayanıklı, sağlam, uzun ömürlü, ekolojik olması ve sunduğu zaman, maliyet tasarrufu” dedi. Sistemi oluşturan ürünlerin doğal ve geri dönüştürülmüş malzemelerle üretildiğini vurgulayan Yeşil şunları söyledi:

Daha az insan ve makine gücü

“Bu yönüyle çevreci bir sistem olan RENCO, diğer yapım tekniklerine göre, binaların 3 kat daha hızlı teslim edilmesine ve daha çabuk kullanılmaya başlanmasına olanak sağlıyor. Ayrıca benzersiz montaj tekniği sayesinde daha az insan ve makine gücü gerektiriyor. Bu da yüzde 10 ile 30 arazında bir oranda daha az maliyet anlamına geliyor. Depreme dayanıklı ve sağlam olmasının sebebi ise malzemenin özelliği ve montaj tekniğinden kaynaklanıyor. Bu sistemde tüm bileşenler yapıda taşıyıcı olarak aynı performans özelliğini gösteriyor ve böylece sarsıntının etkisinin eşit olarak zemine dağılmasını sağlıyor. Betonarme binalara göre 6 kat daha hafif. Sadece inşaat sürecinde değil, 100 yıldan fazla kullanım ömrü süresinde de pek çok avantaj sunan RENCO Kompozit Yapı Sistemi ile yapılan binalar bakım gerektirmiyor. Doğal su bariyerlerine sahip olan bu ürün, küflenme ve paslanmaya karşı son derece dayanıklı olduğu gibi haşereler için besin kaynağı oluşturacak selüloz gibi maddeler içermiyor. Sistem ayrıca 1 ve 2 saatlik yüklü yangına dayanıklılık testlerinden başarıyla geçiyor.”

Başarısını ödüllerle kanıtladı

Yeşil Holding için stratejik öneme sahip bir ürün olan RENCO Kompozit Yapı Sistemi’nin global inşaat standartlarını yükseltmeyi hedeflediğini ve Yeşil Holding’in sürdürülebilir, yenilikçi yapı çözümleriyle dünya genelinde tanınmasını sağladığını anlatan Yeşil, “Sistem aldığı uluslararası ödüllerle de yenilikçilik alanındaki lider konumumuzu pekiştiriyor. RENCO’nun 2024 JEC İnovasyon Ödülleri’nde kazandığı ‘Yılın En İyi Kompozit Tasarımı Ödülü’ ekibimizin yaratıcılığını, adanmışlığını ve mükemmelliği arayışını bir kez daha vurguladı. Ayrıca, RENCO MCFR projesi İsviçre’deki BLT Built Design Awards ödül programında ‘Yılın İnşaat Ürünü Tasarımı’ ödülüne layık görüldü. Uluslararası Bina Kodu altında IAPMO-UES tarafından üstün niteliklerini, malzeme kalitesini, yapısal bütünlüğünü, yangına ve çevresel koşullara dayanıklılığını kanıtladı” şeklinde konuştu.

ABD’de fabrika açmaya hazırlanıyor

RENCO Kompozit Yapı Sistemi ürünlerinin RENCO‘nun Manisa’daki tesislerinde üretildiğini belirten Ali Yeşil, markanın ikinci tesis yatırımını ise ABD’de yaptığını açıkladı. Yeni tesisin yıllık 10 bin konut kapasitesine sahip olacağını anlatan Ali Yeşil şöyle devam etti:

“ABD’de hayata geçirdiğimiz projelerde üretim ve nakliye maliyetimizi düşürmek için Palm Beach’de, Florida eyaletinde bir fabrika kuruyoruz. Son teknoloji ve tamamen robotik prosese sahip olacak şekilde planladığımız yeni tesisimizi temmuz ayında faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Manisa’daki fabrikamızdan daha fazla kapasiteye sahip olacak bu tesisimizin de devreye girmesiyle sistemin ABD’deki kullanımının artmasını bekliyoruz. Bugüne kadar aldığımız geri bildirimlere göre tahminimiz, 10 yıl içinde ABD konut inşaatı pazarında yüzde 8’lik bir pazar payına sahip olacağımız yönünde.”

Kentsel dönüşüm projelerine odaklanacak

RENCO’nun Türkiye’deki tesisinin Genel Müdürü Cihangir Cebeci iseRENCO’nun Türkiye’de yıllık 5 bin konut için yeterli üretim kapasitesine sahip olduğunu kaydetti. RENCO Kompozit Yapı Sistemi ile Türkiye’de özellikle deprem riski bulunan illerde yaşayanlar için güvenli yaşam alanları sunmayı hedeflediklerini ifade eden Cebeci “Ayrıca ülke olarak artık hızlandırmak zorunda olduğumuz kentsel dönüşüm ve rezerv konut projeleri için çok uygun bir yapı sisteminden bahsediyoruz. Bu yüzden kentsel dönüşüm projeleri öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca eğitim yapıları ve ticari yapı projeleri gerçekleştirmek istiyoruz” diye konuştu. Sistemin Türkiye’de henüz çok fazla tanınmadığını dile getiren Cebeci, “Bu yüzden şimdilik düşük olan mevcut kullanım oranını artırmak için örnek yapı projeleri uygulayarak vatandaşlarımızın sistemi birebir deneyimlemelerini sağlıyoruz. TOKİ ile birlikte başlattığımız ortak projeler sayesinde sistemin çok hızlı bir şekilde benimseneceğini düşünüyoruz. Keza Nurdağı’nda TOKİ ile gerçekleştirdiğimiz proje yetkililer tarafından çok beğenildi, medyada da büyük ilgi gördü. Bu işbirliğimizin devamı için T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

19. GYODER Gayrimenkul Zirvesi Rixos Tersane İstanbul’da gerçekleştiriliyor

Yayınlandı

-

Gayrimenkul sektörü ‘yeniden başladı’

Türkiye gayrimenkul sektörünün önde gelen buluşma noktası 19. GYODER Gayrimenkul Zirvesi bugün Rixos Tersane İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Tüm sektöre “Yeniden Başlat” mesajı veren zirvenin açılış konuşmasını yapan GYODER Başkanı Neşecan Çekici, “Gayrimenkul endüstrisi olarak yeniden başlat düğmesine basma zamanımız geldi. Geçmişin tecrübeleriyle, hatalarımızdan dersler çıkararak, değişen dünya koşullarına uyum sağlayarak, geleceği en iyi şekilde inşa etmek için birlikte çalışacağız” diye konuştu.

25. yılını kutlayan gayrimenkul sektörünün çatı kuruluşu GYODER tarafından bu yıl 19.’su düzenlenen GYODER Gayrimenkul Zirvesi bugün Rixos Tersane İstanbul’da ‘Yeniden Başlat’ ana temasıyla gerçekleştiriliyor.

Sektörün dünü, bugünü ve yarınının masaya yatırılacağı 19. GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde alanında uzman konuşmacılar, panelistler sektördeki gelişmeleri, yenilikçi yaklaşımları ve geleceğe dair öngörüleri tartışacak.

“GELECEĞİ BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ”

Zirvenin açılış konuşmasını yapan GYODER Başkanı Neşecan Çekici, “19. GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde, 25 yıllık birikimimizin ışığında, sektörümüzün geleceğini yeniden şekillendirmek üzere bir araya geliyoruz. Yeniden başlamaktan korkmadan, bu sefer sıfırdan değil, tecrübelerimizden başlıyoruz. Gayrimenkul endüstrisi olarak yeniden başlat düğmesine basma zamanımız geldi. Geçmişin tecrübeleriyle, hatalarımızdan dersler çıkararak, değişen dünya koşullarına uyum sağlayarak, geleceği en iyi şekilde inşa etmek için birlikte çalışacağız. Türkiye ekonomisinin kalbi, gayrimenkul sektörüdür. Biz, geleceğin mimarlarıyız. İşte bu nedenle, kendimizi daima hazır, motive ve en önemlisi “yeni” tutmalıyız. Bu önemli zirvede de gayrimenkul sektöründeki zorluklara yanıtlar arayacağız. GYODER olarak, barınma politikaları, sürdürülebilirlik ve finansman yöntemleri gibi kritik alanlarda çözüm önerileri sunan ‘Mavi Kitap’ı yazdık. Tüm paydaşlarımızla bir seferberlik çerçevesinde gayrimenkul ve kentsel dönüşüm okuryazarlığı projeleri yürütmeye başladık. Yapay zekâ artık bizim için de var. Biz ona ‘GYODER Bilge’ adını verdik. 6 aydır kendisini eğitiyoruz. Çalışmalarımıza dahil oluyor. Teknolojiyi hayatımıza ciddi anlamda dahil etmeye kararlıyız. Ancak insan aklının ve tecrübesinin izdüşümünü nitelikli halde devreye sokabilmek için ‘Sezgi Laboratuvarı’, ‘Farkındalık Akademisi’ gibi Ar-Ge mutfakları, başka bir deyişle yaratım masaları kuruyoruz” diye konuştu.

Rixos Otelleri ve Tersane İstanbul Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince ise konuşmasında şunları söyledi: “Dünyada çok başarılı şehirler var. Bu şehirler sadece o şehirlerde yaşayanlara ait degil, her biri dünya mirası haline geldi. Bir turizmci olarak İstanbul için, İstanbul’un zenginliğine katkı sağlayacak bir şey yapabilir miyiz hayali bende hep vardı. Haliç’te, özellikle Tersane bölgesi ile ilgili bir proje söz konusu olunca da bunun aradığım fırsat olduğunu, İstanbul’un zenginliğine zenginlik katacak ve dünyadaki diğer şehirler ile İstanbul’u daha iyi yarıştırabilecek bir artı değer olduğunu düşündüm. İstanbul potansiyelinin yüzde 15, yüzde 20’sini yaşıyor. Bu proje ile bu potansiyelin daha büyütülmesine katkı sağlayabilir miyiz vizyonu beni motive etti.”

“TARİHİN KENDİSİ RE-START”

19. GYODER Gayrimenkul Zirvesi’nde Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan ve tarihçi-yazar Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan “Yeniden Başlat” temalı bir söyleşi gerçekleştirdi. Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan, “Yeni bir çağın başladığı doğru ama yeni bir çağın başlangıcına tanık olan insanlar onu fark edemezler. Sloganlaşmış şeyler fark edilmeyen şeyler olur. Eskiden yeniden başlatmak kavramı daha negatifti. Artık eskisi gibi bir yola girilip tamamen o yoldan gitmek yok. Kriz ve hızlı değişim ortamları bir sürü icadın da ortaya çıktığı ortamlardır. İyi ve kötüyü de ayırt eder bu dönemler. Türk toplumu çok esnektir ve bu bizim için büyük bir avantaj. Yeniden başlama aslında düşünülenden daha sık yaşanıyor. Dünya tarihinde 200 yıldır gelişen bir döngünün içindeyiz. Sürekli bir ekonomik, teknolojik gelişmenin içindeyiz. Re-start tarihin kendisi. Hızlı değişen çağda, o çağa ayak uyduran kazanır” diye konuştu.

“TÜRKİYE BÜYÜK BİR KRİZ YÖNETİMİ ÜSTADI”

Ardından zirvenin keynote speaker’ı ekonomist yazar Dr. Mahfi Eğilmez, “2025: Ekonomiye Bakış” başlıklı bir konuşma yaptı.

Sanayi üretiminde son yıllarda düşüş olduğuna dikkat çeken Dr. Mahfi Eğilmez şunları söyledi: “Enflasyonu çözmenin yollarından birisi de büyümeyi düşürmek. Tüm bunlara rağmen talebin canlı olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla arz ve talep arasında bir uyumsuzluk var diyebiliriz.”

TÜİK’in son açıkladığı konut verilerine de değinen Dr. Eğilmez, “Konut satışlarında durum kötü değil. Geçen yılın aynı dönemine göre ikinci elde artış, birinci elde düşüş olduğunu gözlemliyoruz. Dolayısıyla satışlar yüksekmiş gibi görünüyor. Ancak fiyatlar reel olarak bir gerileme içinde” dedi.

Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği’ne girince kişi başı gelirlerinde bizi geçtiklerine vurgu yapan Dr. Eğilmez, “Bundan 20 yıl önce ise durum çok farklıydı. Bu durumun sebeplerinden bir tanesi yastık altı birikimlerin yapılmaya devam edilmesi. Türkiye’de çoğu altın Anadolu’da kadınların ya kollarında ya da yastık altında. Bunları alalım ekonomiye kazandıralım düşüncesi mümkün olmuyor. İkinci sorun ise dövizler. Yurt içinde ve yurt dışında tahminen 150 milyar dolar belki biraz daha fazla banka kasalarında döviz olduğu tahmin ediliyor. Bu durum tabii birçok ülkede yaşanıyor ama bizim ülkemizdekinin çapı çok büyük” diye konuştu. 

Beklentiler iyileşmediği için enflasyonu düşürmenin zor olduğuna dikkat çeken Dr. Eğilmez, şöyle devam etti: “2001 yılında yaşanan krizde bizim iyi bir yola girmemizi sağlayan da beklentileri düzeltmek olmuştu. Biz büyümeyle enflasyonu düşürmeyi aynı anda beceremedik. Bütün bunlara rağmen Türkiye büyük bir kriz yönetimi üstadı. Özel sektörümüz bu konuda oldukça dirençli, atılacak adımların irrasyonel olacağını tahmin edebiliyor.”

GAYRİMENKULDE TEK SES

Zirvede Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar moderatörlüğünde gerçekleştirilen“Gayrimenkulde Tek Ses – Hepimiz Birimiz, Birimiz Hepimiz İçin” başlıklı oturumda GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Neşecan Çekici, KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Ramadan Kumova, İNDER Yönetim Kurulu Başkanı Engin Keçeli ve AYD Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Şapkacı yer aldı.

Panelde konuşan Neşecan Çekici, “Derneğimizde gayrimenkulleştirme enstrümanları üzerine SPK ile, diğer STK’larla politika geliştirmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin bir gayrimenkul politikasına, ortak akıl çıkarmaya ihtiyacı var” diye konuştu.

Yapı tasarruf sandıklarının Türkiye’de artık harekete geçmesi grektiğini söyleyen Ramadan Kumova ise şunları söyledi: “Yapı tasarruf sandıkları Avrupa’da uygulanan, insanların çalışırken sistemin içerisine girdikleri, biriken paranın zaman içerisinde finansmana dönüştüğü bir sistem. Bununla ilgili çalışıyoruz. Eğer yapı tasarruf sandıklarını Türkiye’de oluşturup, gayrimenkul sektörü ile birleştirebilirsek, yastık altındaki altının buraya aktarılabileceğine inanıyoruz. Birkaç yıl içinde yapı tasarrfuf sandıkları ile ilgili çalışmamız belli bir noktaya gelecek.”

Engin Keçeli ise “Bizim eksiğimiz fizibilite ve sermaye. İnsanlar önce fizibilite ve sermaye altyapılarını hazırlayıp projelerini öyle geliştiriyorlar. Proje gayrimenkul yatırım fonları konusunda son derece mutluyuz. Sektörün kurtuluşu olarak bakıyoruz. Regülasyonun doğru oluşturularak hızla başlanması gerekiyor. Alternatif konut üretmeye ihtiyacımız var” diye konuştu.

Artık geleneksel kredilerden çıkıp yeni alternatiflere yönelmek gerektiğini söyleyen Nuri Şapkacı, “Yaratıcı finansman yöntemleri bu noktada devreye giriyor. GYF’ler bu konuda çok yardımcı olacaktır. Yatırımcılarla bunu tabana yaymak istiyoruz. Maliyetleri optimize edebilmek ve müşterilerimize en iyisini sunabilmek için de yaratıcı finansman yöntemlerinin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum” dedi.

GYO ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULUYOR

Zirvenin öğleden sonraki oturumlarında Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Dilek Güngör ve Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı İbrahim Ömer Gönül’ün birlikte gerçekleştireceği ‘GYO’larda Düzenleyici Bakış Açısı’ söyleşisi yer alacak. Ardından “Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları Ödül Töreni” ve “GYODER Kente Dokunan Tasarımlar Öğrenci Yarışması Ödül Töreni” gerçekleştirilecek.

ULI Danimarka Ülke Başkanı ve ULI Living Concepts Ürün Konseyi Kurucu Ortağı Jack Renteria “Yeni Nesil Yaşam Biçimleri” başlıklı bir konuşma gerçekleştirecek.

Danışman, Yeminli Mali Müşavir Ersun Bayraktaroğlu moderatörlüğünde gerçekleştirilecek “Gayrimenkulün Yeni 4P’si: Geleceğin Hikayesi” başlıklı oturumda ise Mimarlar Kurucu Ortağı Han Tümertekin, EurAsia Proptech Initiative Kurucusu Mete Varas, Kalyon Kentsel İcra Kurulu Üyesi Gökhan Yıldız, Yirmibirgram Kurucu Ortağı Onur Yanık yer alacak.

İŞ GÜCÜ RAPORU LANSMANI YAPILACAK

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hepşen moderatörlüğünde düzenlenecek “Sektörde Nitelikli İş Gücü: İstihdamı Şekillendirmek” panelinde YTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Başdoğan, Bahçeşehir Üniversitesi BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Bahçeşehir Üniversitesi BETAM Direktör Yardımcısı Prof. Dr. Ozan Bakış ve İstanbul Ekonomi Araştırma Genel Müdürü ve Kurucusu Can Selçuki konuşmacı olarak yer alacak. Panelde, GYODER ve Bahçeşehir Üniversitesi (BETAM) birlikteliği ile yürütülen İş Gücü Raporu’nun lansmanı yapılacak.

Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Açıl Sezen moderatörlüğünde yapılacak “Gayrimenkulde Finansal Dönüşüm” panelinde SPK Daire Başkanı, Kurumsal Yatırımcılar Dairesi Başkanlığı Funda Uyar Geneci, Foneria PYŞ Yönetim Kurulu Üyesi Berna Yiğit Sevindi ve Garanti BBVA Konut Finansmanı Satış Müdürlüğü Direktörü Songül Yeşilçimenli katılacak.

Zirvenin finalinde katılımcıları keyifli bir yolculuğa çıkaracak olan teknoloji dünyasının ünlü ismi Serdar Kuzuloğlu, ilgi çekici sunumu “Geleceğin Çatısı Altında” ile sahnede olacak.

Okumaya Devam Et

GENEL

Savur GYO’dan ‘İyi ki varsın Kandilli, iyi ki varsın evim’ dedirtecek proje

Yayınlandı

-

İV Kandilli satışa çıktı

Yenilikçi vizyonuyla 60 yılı aşkın süredir inşaat, gayrimenkul, turizm, otomotiv ve elektronik sektörlerinde faaliyet gösteren Savur Group şirketlerinden Savur Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (Savur GYO), ilk konut projesi İV Kandilli’yi satışa sundu.

Lansmana özel avantajlar ve Savur GYO bünyesinde oluşturulan yüzde 10 peşinat ve 48 ay vade imkanıyla konut alıcısının beğenisine sunulan İV Kandilli’de büyüklükleri 123 metrekare ile 392 metrekare arasında değişen dairelerin fiyatları 22 milyon TL’den başlıyor. Projenin 2026 yılının haziran ayında teslim edilmesi planlanıyor.

4 blokta 96 konut

Arsa ve inşaat maliyeti toplamı yaklaşık 1,5 milyar TL’nin üzerinde olan İV Kandilli, 8 bin metrekare arsa üzerinde 4 blokta 96 adet konuttan oluşuyor. Projede büyüklükleri 123 metrekare ile 392 metrekare arasında değişen 2+1, 3+1, 3+1 ve 4+1 çatı dubleksleri ile 3+1 ve 4+1 bahçe dubleksleri olmak üzere her ihtiyaca cevap verebilecek geniş daire seçenekleri yer alıyor. Birinci sınıf tasarım, işçilik ve malzemenin özenle bir araya getirildiği daireler konforlu bir yaşam vadediyor.

Butik aile sitesi

Butik bir aile sitesi olarak tasarlandığı için 1+1 dairelere yer verilmeyen proje, geniş alanlarıyla olduğu kadar 3,85 metreye kadar çıkan tavan yüksekliklerine sahip daireleriyle dikkat çekiyor. Böylece evler, sadece yatayda değil dikeyde sunduğu geniş hacimle ferah yaşam alanları sunuyor. Bahçe katı dairelerin özel bahçeleri, çatı dublekslerinin özel terasları ve tüm dairelerin geniş balkonları Kandilli’nin eşsiz doğasını ve deniz esintili temiz havasını evlerin içine kadar taşıyarak bu ferahlığı benzersiz hale getiriyor. Yerden ısıtma, VRV soğutma sistemleri ve 4’lü ankastre mutfak setleriyle donatılan her bir dairenin kendisine ait deposu bulunuyor.

Huzurlu bir yaşamın kapılarını aralıyor

Mimari projesi, Mimar Salih Çıkman yönetiminde Mental Design Works tarafından hazırlanan İV Kandilli, az katlı blokları, geniş ve ferah daireleri, eşsiz peyzajı ve 7’den 70’e her yaşa hitap eden aktivite alanlarıyla huzurlu bir yaşamın kapılarını aralıyor. Etrafı yemyeşil korular ve parklarla çevrili projenin BGM Peyzaj imzası taşıyan site içi peyzaj alanları suyun sakinleştirici etkisini taşıyan suyollarını ağaçların yeşiliyle buluşturuyor. Tamamen yerin altına alınan site içi araç trafiği de bu alanları daha güvenli ve huzurlu hale getiriyor. Açık-kapalı yüzme havuzundan sauna ve fitness alanına, basketbol sahasından café-lounge’a, çocuk oyun alanından kapalı otoparka kadar günlük yaşama dair pek çok ihtiyacı site içinde karşılama imkanı sunan sosyal alanların yer aldığı İV Kandilli’nin açık alanlarında ayrıca pergolalı oturma alanları, kokulu bitkiler bahçesi, açık hava sineması, ateş çukurlu oturma alanı, daybed alanları, hamak alanı ve yoga-meditasyon alanı gibi dinlendirici pek çok aktiviteye yer veriliyor.

Farklı ve ayrıcalıklı konum

İstanbul Boğazı’na olan yakınlığıyla farklı ve ayrıcalıklı bir konuma sahip olan İV Kandilli, merkezi lokasyonu ve ana bağlantı yollarına yakınlığıyla da dikkat çekiyor. Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Avrasya Tüneli gibi ana ulaşım arterlerine kolay erişim imkânı sunan İV Kandilli’ye metro, otobüs ve deniş ulaşımı gibi toplu taşıma seçenekleriyle de rahatlıkla ulaşılabiliyor. Proje, Kandilli Rasathanesi’ne 250 metre, Cemile Sultan Korusu’na 1,7 km, Kandilli İskelesi’ne 1,7 km, Özel Medivia Hastanesi’ne 1,9 km, Çengelköy İskelesi’ne 2,1 km, Doğuş Üniversitesi Çengelköy Yerleşkesi’ne 2,5 km, Anadolu Hisarı’na 2,7 km, Beylerbeyi Sarayı’na 3,8 km, Medipol Üniversitesi’ne 4 km, FSM Köprüsü’ne 4 km, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 4,4 km mesafede yer alıyor.

Kandilli Rasathanesi’ne komşu proje

İstanbul’un en sağlam zeminlerinden birinde, Kandilli Rasathanesi’ne komşu İV Kandilli, radye temel ve C35-C40 beton kullanılarak inşa edilen binalar statik açıdan da standartların üzerinde bir güvenlik sağlıyor.

İstanbul’un ve boğazın tüm güzellikleri bir arada

Savur GYO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Sami Yıldıran, Savur GYO’nun ilk konut projesi olan İV Kandilli’yi konut alıcısının beğenisine sunmuş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Savur GYO’nun Türkiye’de faaliyet gösteren 50’ye yakın GYO’dan farklı bir konumlandırma ile sektöre adım attığını belirten Yıldıran, “Savur Group’un turizm ve gayrimenkul alanında sahip olduğu tecrübeyi tek çatı altında toplayan Savur GYO’nun ilk konut projesinin de farklı, özel ve ayrıcalıklı olmasını istedik. Bu nedenle İV Kandilli’yi ‘iyilik’ kavramı üzerine kurgulanmış bir konut projesi, ‘butik bir aile sitesi’ olarak tanımladık. Yediden yetmişe tüm sakinlerine iyi hissettirecek, ‘İyi ki varsın Kandilli, iyi ki varsın evim’ dedirtecek bir proje tasarladık” dedi. İstanbul’un ve boğazın tüm güzelliklerinin bir arada yaşatan Kandillinin erişilebilir konumu ve nezih çevresiyle eşsiz bir yaşam alanı olarak öne çıktığını anlatan Yıldıran, “Kandilli’nin en nadide arsalarından biri üzerinde yükselen projemizin de tüm bu güzellikleri sakinlerine doyasıya yaşatacağını düşündük ve ‘İyi ki varsın Kandilli’ dedik. Projemiz adını da buradan aldı” diye konuştu.

“Ayrıcalıklı, benzersiz ve rakipsiz bir proje yapmak istedik”

Her yönüyle ayrıcalıklı ve benzersiz bir proje ortaya koymak için büyük çaba sarf ettiklerinin altını çizen Mehmet Sami Yıldıran, İV Kandilli’yi rakipsiz kılacak ayrıntılarla donatmayı hedeflediklerini söyledi. Yemyeşil korular ve parklarla çevrili, deniz ve doğa ile iç içe konumu, nezih çevresi ve ulaşım imkanlarıyla İstanbul Anadolu Yakası’nın en prestijli ve güvenli siteleri arasında yerini almaya hazırlanan projenin konforu ön plana alan daireleri ve geniş sosyal donatılarıyla da iddialı olduğunu belirten Yıldıran söyle devam etti:

“Otellerimizin tamamı uluslararası zincir markalar altında ve bizim deneyimli ekiplerimiz tarafından işletilmektedir. Dolayısıyla uluslararası hizmet know-how’ımızı, ekibimizin tecrübe ve kalitesini kullanarak İV Kandilli’ye getirmeyi hedefliyoruz. Örneğin; bugün ailelerimizin en büyük problemlerinden birisi olan günlük temizlik hizmetini sitede yaşam başladığı andan itibaren kendi ekibimizle sakinlerimize sunacağız. Ayrıca, Kandilli ve Çengelköy sahiline gitmek isteyen site sakinleri, ücretsiz shuttle hizmetinden faydalanabilecekler. Bu ve buna benzer 5 yıldızlı otel hizmetlerinin pek çoğu İV Kandilli site sakinlerine de özel olarak sunulacak.

Okumaya Devam Et

GENEL

Sistem Alüminyum İkinci Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı

Yayınlandı

-

“2023 yılında atıklarımızın tamamını geri kazandırdık”

Türkiye’nin önde gelen alüminyum ekstrüzyon profil ve kompozit panel üreticisi olan Sistem Alüminyum, ikinci sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. 2050 yılında karbon sıfır olmayı hedefleyen şirket, 2020 yılından bu yana geri kazanıma giden atık miktarını yüzde 28 artırdı. 2023 yılında AS 9100 Sertifikası’nı da alarak kalite standartlarını bir üst seviyeye taşıyan şirket; bir önceki yıla göre yüzde 20 büyüme gerçekleştirdi. Ayrıca 2023 yılında atıklarının yüzde 99,5’ini geri kazandırdı.

30 yıllık deneyimi ve yenilikçi vizyonuyla sektörüne öncülük eden Sistem Alüminyum, ikinci sürdürülebilirlik raporunu yayımladı. 2022 yılında şirket içinde kurulan Sürdürülebilirlik Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, GRI Standartları referans alındı.

Sistem Alüminyum, 1.300’ü aşkın çalışanıyla 120.000 m² kapalı alanlardan oluşan üretim tesisinde,25 bin kalıptan oluşan zengin kalıp arşiviyle yapı, otomotiv, havacılık, denizcilik, beyaz eşya, aydınlatma ve enerji gibi birçok sektör için özel ürünler ve çözümler geliştiriyor.

2023’te 6 Milyar TL ciro elde etti

Bir önceki yıla göre yüzde 20 büyüme gösteren ve 2024 yılında 30. yılını kutlayan Sistem Alüminyum, kuruluşundan bu yana 4 kıtada 75 ülkeye ihracat gerçekleştirdi, 2023’te 6 Milyar TL ciro elde etti, son 6 yılda ise ihracat rakamlarını 3 kat artırdı. Gösterdiği yüksek ihracat başarılarından dolayı 2018, 2019, 2020 ve 2022 yıllarında İDDMİB “İhracatın Metalik Yıldızları” ödülleri “Alüminyum Çubuk ve Profiller” kategorisinde birincilik; 2021 ve 2023 yılında ise ikincilik ödülüne layık görüldü. Ayrıca 10 senedir, Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Şirketi arasında yer alan Sistem Alüminyum; 2023 Listesi’ne de 247’nci sıradan girdi.   

“Toplam atık miktarımızı yüzde 24 azalttık”

Sıfır Atık Belgesi’ne sahip olduklarına ve atık yönetiminde başarılı çalışmalar gerçekleştirdiklerine vurgu yapan Yerekaban, “2020 yılından bu yana geri kazanıma giden atık miktarımızı yüzde 28 artırdık. Ayrıca 2023 yılında oluşan atıklarımızın yüzde 99,5’ini geri kazandırdık. Geçtiğimiz yıla kıyasla 2023 yılında toplam atık miktarımızı yüzde 24 ve ürün başına atık miktarımızı yüzde 19 azalttık. Sistem Alüminyum olarak tesisimizdeki enerji süreçlerini ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. GES yatırımlarımız sayesinde de tükettiğimiz enerjinin dörtte birini yenilebilir enerji kaynaklarından sağlıyoruz. 2030 yılında ise karbon ayak izimizi yüzde 55 azaltmayı amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

“İkincil alüminyum oranını yükseltmeyi hedefliyoruz”

Tüm üretim süreçlerinde daimi önceliğin çevre olduğunu belirten Sistem Alüminyum İcra Kurulu Başkanı Ayhan Yerekaban “Üretimimiz sonucu oluşan çevresel etkiyi kontrol altına alarak döngüsel ekonomik modele uygun biçimde faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. 2023 yılında da ISO 14064-1 kapsamında karbon ayak izimizi hesapladık ve doğrulattık. Ayrıca ISO 14046 kapsamında da su ayak izimizi hesapladık, doğrulattık. Öte yandan, doğal kaynakları verimli kullanmak için alüminyum üretiminde birincil alüminyum oranını düşürüp ikincil alüminyum oranını yükseltmeyi hedefliyoruz. 2050 yılı karbon nötr hedefimiz doğrultusunda iklim değişikliği risk analizimizi yaptık. 2023 yılında alüminyum profil, eloksallı alüminyum profil, boyalı alüminyum profil, mekanik işlemli alüminyum profil, A2 kompozit panel ve B1 kompozit panel ürünlerimiz için Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) çalışmalarını yaparak Çevresel Ürün Beyanı Belgelendirme (EPD) sürecini tamamladık. Sürdürülebilirlik raporumuzda tüm bu çalışmalarımız ve ürünlerimizin çevresel etkilerini şeffaf bir şekilde paydaşlarımız ile paylaşıyoruz’’ dedi.

“SAP dijitalleşme projelerimizi merkezinde yer alıyor”

Dijital dönüşümü öncelikli gündem olarak ele aldıklarını belirten Yerekaban, “Dijital dönüşüm projelerimizle daha yenilikçi sistemleri hayata geçirerek sorumlu üretim ve tüketime katkı sağlıyoruz. Dijitalleşme projelerimizden en önemlisi olan SAP ile üretim planlamasından sipariş, depolama ve sevkiyata kadar tüm proseslerimizi standart hale getirdik” diye konuştu.

2023 sürdürülebilirlik raporuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

https://www.sistemal.com/wp-content/uploads/2024/10/sr-23-tr.pdf

Okumaya Devam Et

Trendler

Kitap


Kapanma Süresi 20Saniye