GENEL
İklim Değişikliğiyle Mücadelenin Önündeki Algı Sorunları ve Yapılabilecekler

Yayınlandı
4 hafta önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
İklim değişikliği, modern dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bilimsel kanıtlar, insan faaliyetlerinin atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarını artırarak küresel ısınmaya yol açtığını gösteriyor. Ancak, bu durumun ciddiyetine rağmen, küresel ölçekte gerekli eylemler yeterince hızlı ve kapsamlı bir şekilde hayata geçirilmiyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede geç kalındığına dair artan bir bilimsel ve toplumsal kabul var. Birçok araştırma, küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için kritik eşiğin çoktan aşıldığını ve gerekli önlemlerin zamanında alınmadığını gösteriyor. Örneğin, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayımlanan raporlarda, sera gazı emisyonlarının 2020’li yılların başlarında zirveye ulaşması gerektiği belirtilmiş ancak bu hedeflere ulaşılamadığı için küresel ısınmanın 1.5°C sınırının aşılmasının neredeyse kaçınılmaz olduğu vurgulanmıştır (WMO, 2020; UNEP, 2019). Diğer yandan IPCC’nin 2021 raporu, mevcut politikalar ve emisyon seviyeleri ile 2030 yılına kadar 1.5°C hedefinin çok ötesine geçileceğini ve bu durumun geri döndürülemez çevresel ve sosyal etkiler yaratacağını belirtmektedir. Bu veriler, iklim değişikliği ile mücadelede zamanında ve etkili önlemler alınmadığını ve bu gecikmenin olumsuz sonuçlarının şimdiden görülmeye başladığını açıkça ortaya koyuyor.. Bu gecikmenin ardında yatan temel sebeplerden biri, iklim değişikliğiyle ilgili toplumsal algı sorunları ve iklim eylemini geciktirmeye yönelik çeşitli söylemler olduğunu düşünüyorum.
İklim değişikliğiyle mücadeleyi engelleyen yaygın algı sorunlarını ve bu sorunların üstesinden gelmek için atılabilecek adımları birlikte inceleyelim.
İklim Eylemini Geciktirme Söylemleri
William F. Lamb ve arkadaşlarının 2020 yılında yayınladığı “İklim Eylemini Geciktirme Söylemleri” çalışması, iklim değişikliğiyle mücadeleyi geciktiren argümanları dört ana başlık altında topluyor:
Sorumluluğu Yönlendirme:
Bireycilik: Bu söylem, iklim değişikliğiyle mücadelenin bireysel davranış değişiklikleriyle çözülebileceğini savunur. Örneğin, büyük kirleticileri düzenlemek yerine bireylerin karbon ayak izini azaltması gerektiği öne sürülür. Bu yaklaşım, sistemik değişikliklerin önüne geçer ve toplumsal sorumluluğu bireylere yükler.
Başkalarını Suçlama: Bu söylem, iklim değişikliğiyle mücadelenin sorumluluğunu diğer ülkelere veya sektörlere kaydırarak kendi ülkesinin veya sektörünün hareketsizliğini haklı çıkarır. Örneğin, bir ülke yüksek emisyonları olan diğer ülkeleri işaret ederek kendi hareketsizliğini meşrulaştırabilir.
Bedavacılık Kaygısı: Bu söylem, herkesin harekete geçmediği sürece bireysel çabaların boşuna olduğunu ve diğer ülkelerin katkı yapmadan faydalanacağını iddia eder. Bu durum, ulusal çabaların anlamsız olduğunu savunarak küresel işbirliğini zorlaştırır.
Dönüşümsel Olmayan Çözümleri Teşvik Etme:
Teknolojik İyimserlik: Bu söylem, gelecekteki teknolojik gelişmelerin iklim değişikliği sorununu çözeceğini öne sürer ve acil eyleme gerek olmadığını savunur. Örneğin, karbon yakalama veya füzyon gücü gibi henüz kanıtlanmamış teknolojilere aşırı güven duyulur.
Fosil Yakıt Bağımlılığı: Bu söylem, fosil yakıt şirketlerinin çözümün bir parçası olduğunu iddia eder ve bu şirketlerin reklam kampanyalarıyla yenilenebilir enerji yatırımlarını vurgular. Ancak, fosil yakıtların kullanımının devam etmesi, uzun vadede iklim değişikliğiyle mücadeleyi zorlaştırır.
Çok Konuşma, Az Eylem: Bu söylem, geçmiş başarıları veya gelecekteki hedefleri vurgulayarak somut önlemler almaktan kaçınır. Örneğin, uzun vadeli iklim hedefleri belirlemek, somut politikalar olmadan yeterli değildir.
Sadece Olumsuz Yanlara Odaklanma
Sosyal Maliyetler: Bu söylem, iklim politikalarının topluma getireceği sosyal ve ekonomik maliyetleri vurgular ve bu politikaların yükünün iklim değişikliğiyle mücadele etmenin sonuçlarından daha ağır olduğunu ima eder. r.Ayrıca iklim politikalarının yaşam standartlarını ciddi şekilde düşüreceğini ve ekonomik felakete yol açacağını öne sürer. Örneğin, karbon vergilerinin düşük gelirli aileleri orantısız şekilde etkileyeceği iddia edilir veya fosil yakıtların hızlı bir şekilde terk edilmesinin yaygın işsizlik ve yoksullukla sonuçlanacağı savunulur.
Politika Mükemmeliyetçiliği: Bu söylem, mevcut önerilerin kusurlu olduğunu savunarak mükemmel politikalar geliştirilene kadar eyleme geçilmemesi gerektiğini iddia eder. Bu, politika uygulamasını ertelemek için bir bahane olarak kullanılır.
Teslimiyet:
Değişim İmkansız: Bu söylem, gerekli sosyo-ekonomik dönüşümlerin gerçekçi veya uygulanabilir olmadığını iddia eder. Örneğin, düşük karbon ekonomisine geçişin mevcut toplumsal kapasitelerin ötesinde olduğu savunulur.
Kıyamet Söylemi: Bu söylem, herhangi bir eylemin yetersiz olduğunu ve iklim felaketinin kaçınılmaz olduğunu iddia eder. Bu, insanların iklim değişikliğiyle mücadele etmeyi bırakmasına yol açabilir.
Ekonomik Çıkarların Rolü
Ekonomik çıkarlar, iklim eylemini geciktirme argümanlarını teşvik etmede önemli bir rol oynar. Birçok endüstri, özellikle fosil yakıt sektörleri, iklim değişikliği politikalarının uygulanmasından doğrudan etkilenir ve bu politikaların kendi ekonomik çıkarlarına zarar vereceğini düşünür. Bu sebeple, bu sektörler genellikle iklim eylemini geciktirmeye yönelik söylemleri ve politikaları desteklerler.
Lobicilik ve Etki Alanları: Fosil yakıt endüstrisi ve diğer büyük kirleticiler, politikacılara ve karar vericilere yönelik yoğun lobicilik faaliyetlerinde bulunur. Bu gruplar, iklim politikalarının ekonomik büyümeyi ve iş fırsatlarını tehdit edeceğini iddia eder ve bu söylemlerle kamuoyunu ve politika yapıcıları etkiler.
Medya ve Halkla İlişkiler Kampanyaları: Şirketler, halkı etkilemek ve kendi çıkarlarını korumak amacıyla geniş çaplı medya ve halkla ilişkiler kampanyaları yürütürler. Bu kampanyalar, iklim politikalarının ekonomik maliyetlerine odaklanır ve bu politikaların günlük yaşamı olumsuz etkileyeceğini vurgular. Örneğin, fosil yakıt şirketleri, temiz enerjiye geçişin iş kayıplarına ve enerji fiyatlarının artmasına yol açacağını iddia eder.
Yatırım ve Ekonomik Teşvikler: Büyük enerji şirketleri, fosil yakıt yatırımlarını korumak ve yeni fosil yakıt projelerine yatırım çekmek için ekonomik teşvikler sunar. Bu şirketler, yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelik teşvikleri azaltmak veya geciktirmek için politik baskı yaparlar. Bu durum, temiz enerjiye geçişi yavaşlatır ve fosil yakıtların kullanımını sürdürür.
Politik Etkiler: Ekonomik çıkar grupları, siyasi partilere ve kampanyalara finansal destek sağlayarak politikalarını etkileyebilir. Bu destek, iklim politikalarına karşı çıkan veya bu politikaları geciktiren adayların ve partilerin seçilmesine katkıda bulunur. Bu da, iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını olumsuz yönde etkiler.
Ekonomik çıkarların, iklim eylemini geciktirme argümanlarını teşvik etmede oynadığı bu rol, iklim değişikliğiyle mücadelede daha güçlü ve kararlı adımlar atılmasını zorlaştırır. Ancak, bu engellerin üstesinden gelmek için daha şeffaf ve hesap verebilir politikalar geliştirmek, ekonomik çıkar gruplarının etkisini azaltmak ve toplumun geniş kesimlerini iklim eylemi konusunda bilgilendirmek önemlidir.
İklim Eylemini Geciktirme Söylemlerine Karşı Stratejiler
Bu algı sorunlarının üstesinden gelmek ve iklim değişikliğiyle mücadelede etkili adımlar atmak için bazı stratejiler önerilebilir:
Bilgilendirme ve Farkındalık Arttırma: Toplumun geniş kesimlerine, iklim değişikliğinin bilimsel temelleri ve bu değişikliklerin potansiyel etkileri hakkında doğru bilgi sağlamak önemlidir. Eğitim programları, kamu kampanyaları ve medya aracılığıyla farkındalık artırılabilir. Doğru ve güvenilir bilgilerin yayılması, yanlış bilgilerin ve mitlerin önüne geçerek toplumsal bilinci artırabilir.
Kapsayıcı Politikalar ve Sosyal Adalet: İklim politikalarının, toplumun tüm kesimlerinin çıkarlarını gözeten ve sosyal adaleti sağlayan bir yaklaşımla tasarlanması gereklidir. Düşük gelirli ailelerin ve kırılgan grupların bu politikaların olumsuz etkilerinden korunması için destek mekanizmaları oluşturulmalıdır. Bu şekilde, iklim politikalarının toplumsal kabulü artırılabilir ve adil bir geçiş sağlanabilir.
Dönüşümsel ve Sistemik Çözümler: İklim değişikliğiyle mücadelede sadece bireysel çabalar değil, sistemik ve dönüşümsel çözümler gereklidir. Hükümetler, büyük kirleticileri düzenlemeli, yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmalı ve fosil yakıtlardan kademeli olarak vazgeçmelidir. Bu, uzun vadede sürdürülebilir ve etkili bir iklim politikası oluşturulmasına katkı sağlar.
İletişim ve Diyalog: İklim değişikliği konusundaki tartışmalarda şeffaf ve açık iletişim önemlidir. Politika yapıcılar, bilim insanları ve toplum arasında etkili bir diyalog kurulmalı, yanlış bilgilerin önüne geçilmeli ve iklim eylemi için ortak bir zemin oluşturulmalıdır. Bu, toplumsal katılımı ve desteği artırabilir.
Tüm bu bilgiler ışığında iklim değişikliği, geleceğimizi şekillendirecek en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu sorunun üstesinden gelebilmek için sadece bilimsel çözümler değil; aynı zamanda toplumsal algıların değiştirilmesi ve iklim eylemini geciktiren söylemlerin etkisiz hale getirilmesi gerekiyor. Ekonomik çıkarlar, bu söylemleri teşvik etmekte büyük rol oynasa da, bilgilendirme, kapsayıcı politikalar, dönüşümsel çözümler ve etkili iletişim ile bu engeller aşılabilir. Hep birlikte, sorumluluk alarak ve kararlılıkla hareket ederek, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltabilir ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edebiliriz.
Saygılarımla,
Dr. Emre Ilıcalı
Altensis Yönetici Ortağı
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi

Yayınlandı
24 dakika önce-
Eylül 19, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Elite World Hotels & Resorts, franchise iş modeliyle büyümeye devam ediyor. Zincir, rezidans kategorisindeki yeni oteli Elite World Residence İstanbul Başakşehir için Hayat Group İnşaat ile anlaşma imzaladı.
Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, rezidans konseptindeki otellerine bir yenisini daha ekledi. Zincir, bu kapsamda İstanbul’un gelişen bölgesi Başakşehir’de Hayat Group İnşaat ile Elite World Residence İstanbul Başakşehir projesi için franchise anlaşması imzaladı.
Konforlu Yaşam Alanları ve Geniş Sosyal Olanaklar
2027 Ocak ayında kapılarını açması planlanan Elite World Residence İstanbul Başakşehir, 45 otel odası ve 70 rezidans dairesi ile misafirlerini ağırlayacak. 2 bloktan oluşan ve 15 katlı ana binası otel ve rezidans olarak konumlandırılan proje, 600 metrekare alana sahip spa ve fitness alanı, 250 metrekarelik restoranı, açık alışveriş alanı, havuzu ve 400 kişilik 2 toplantı salonuyla iş ve tatil amaçlı konaklamalar için ideal bir deneyim sunacak. İstanbul Havalimanı ve Taksim’e 30 kilometre, Çam Sakura Hastanesi’ne yürüme mesafesinde yer alan proje, hem uzun hem de kısa süreli konaklamalarda iş seyahati, tatil ve sağlık turizmi hedef kitlesine hitap edecek şekilde tasarlandı.
Yeni Dönem İçin Güçlü Adım
Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu, “Elite World Hotels & Resorts olarak, markamızı Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarına taşımak için yatırımcılarımızla güç birliği yapmaya devam ediyoruz. Yeni otelimizle birlikte sadece konaklama değil; bulunduğumuz şehre değer katacak, istihdam ve turizm potansiyeli yaratacak adımlar atıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, zincirimizin rezidans konseptindeki 3. oteli olarak sürdürülebilir büyümemizin örneğini teşkil ediyor. Misafirlerimizin ihtiyaçlarına uygun konfor ve hizmet standartlarımızı her geçen gün daha geniş bir kitleyle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Elite World Hotels & Resorts CEO’su Orkun Petekçi ise “Bugün imza attığımız bu anlaşma, franchise iş modeliyle büyüme stratejimizdeki kararlılığımızın önemli bir örneğini oluşturuyor. Zincirimizin İstanbul’daki 9’uncu oteli olacak bu tesis, portföyümüzdeki çeşitliliğin de önemli bir parçası olacak. Yeni otelimizin, İstanbul turizminin gelişimine katkı sağlayacağına ve markamızın büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Yatırımcılarımızın vizyonunu Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle buluşturarak güçlü ve sürdürülebilir büyümeye devam ediyoruz.” diye konuştu.
Hayat Group İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Abdel Halim ise yatırımla ilgili olarak şunları kaydetti: “Gayrimenkul ve karma yaşam projelerinde edindiğimiz deneyimi, turizm sektörünün güçlü markalarından Elite World ile yeni bir boyuta taşıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, grup olarak markalı otel ve rezidans projelerimizdeki ilk büyük adımımız olacak. Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle bölgeye ve İstanbul’a değer katacağımıza inanıyoruz.”
GENEL
Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor

Yayınlandı
2 saat önce-
Eylül 19, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Günümüzde markaların tüketicilerle kurduğu ilişkinin doğası köklü bir değişimden geçiyor. Sadece kaliteli bir ürün ya da hizmet sunmak, müşterilerin güvenini kazanmak için artık yeterli değil. Tüketiciler, markaların arkasındaki değerleri, iş yapış biçimlerini, toplumsal sorumluluklarını ve hatta kriz anlarında sergiledikleri tavırları daha yakından takip ediyor. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bilgiye erişimin hiç olmadığı kadar kolay hale geldiğini vurgulayan İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, şeffaf iletişimin markalara kazandırdığı avantajlara dikkat çekiyor.
Tüketicilerin yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığa öncelik veriyor
Şeffaf iletişimin artık bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Sibel Selvi, şunları söylüyor: Araştırmalar bu dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. NielsenIQ verilerine göre tüketicilerin yüzde 72’si, bir markanın amacını ve değerlerini açıkça ortaya koymasının satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini belirtiyor. Label Insight tarafından yapılan başka bir araştırma ise tüketicilerin yüzde 94’ünün şeffaf davranan markalara daha sadık kaldığını gösteriyor. Benzer şekilde WebFX’in yayımladığı istatistiklere göre tüketicilerin yaklaşık yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığı en önemli faktörlerden biri olarak görüyor. Bu oranlar, şeffaflığın artık marka değerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.
Güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişim
Peki, şeffaf iletişim neden bu kadar önemli? Öncelikle güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişimden geçiyor. Tüketiciler, markaların hatalarını gizlemesindense sorumluluk almasını ve çözüm yolunu şeffaf şekilde paylaşmasını tercih ediyor. Kriz dönemlerinde şeffaf iletişimi öncelik haline getiren şirketler, tüketiciler tarafından çok daha güvenilir bulunuyor. Bu da itibar yönetiminde şeffaflığın kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Bununla birlikte şeffaflık, müşteri sadakatini ve marka bağlılığını artırıyor. Şeffaf markalar yalnızca tercih edilmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketicilerin gözünde “savunulmaya değer” hale geliyor.
Şeffaflık, verilerin güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor
Elbette markaların şeffaflık konusunda adım atması kolay değil. Ölçülmesi güç veriler, farklı kültürel beklentiler ve rekabet kaygıları şirketlerin önüne önemli engeller çıkarabiliyor. Bu noktada şeffaflık sağlamak, birçok farklı aktörün verilerinin uyumlu ve güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor. Ancak bu süreçte bilgi eksiklikleri veya doğrulama sorunları yaşanabiliyor. Şeffaflık ile “ticari sırların korunması” arasındaki ince denge, markalar için zaman zaman kafa karıştırıcı bir alan oluşturuyor. Çok fazla bilgi paylaşımı rakipler için avantaj yaratabileceği gibi tüketicilerde de karmaşa doğurabiliyor. Bununla birlikte, dünyada öne çıkan uygulamalar şeffaf iletişimin doğru şekilde kurgulandığında markalar için ciddi bir değer yarattığını ortaya koyuyor. Vogue Business tarafından “radikal dürüstlük” olarak tanımlanan akım, markaların başarılarının yanı sıra hatalarını da samimiyetle paylaşmasını kapsıyor. Bu yaklaşım özellikle genç kuşak tüketiciler arasında büyük yankı buluyor.
Uzun vadeli başarının temel koşulu, şeffaf iletişim stratejisi
Gelinen noktada şeffaf iletişim stratejisi oluşturmak günümüz markaları için artık bir tercih değil, uzun vadeli başarının temel koşullarından biri. Tüketiciler markalardan dürüstlük, hesap verebilirlik ve samimiyet bekliyor. Bu beklentiyi karşılayabilen şirketler hem güven hem de sadakat kazanarak rekabette öne çıkıyor. Buna karşın şeffaflıktan uzak duran markaların, dijital çağda itibarlarını koruması giderek zorlaşıyor. Şeffaf iletişim, geleceğin güçlü markalarının olmazsa olmaz yapıtaşı olmaya aday görünüyor.
GENEL
GAYRİMENKULDE İLKLERİN MARKASI BİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE

Yayınlandı
3 saat önce-
Eylül 19, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
“Sektörde ilk yapay zekâ reklam filmi de Bizim Evler için hazırlanmıştı”
İhlas Holding İnşaat Grubu, binlerce aileyi ev sahibi yaptığı Ispartakule bölgesindeki Bizim Evler markalı projeleri için yeni bir reklam filmi hazırlattı. Şubat ayında yayınlanan ve gayrimenkul sektöründe ilk olma özelliği taşıyan yapay zekâ destekli reklam filmiyle büyük ses getiren marka, şimdi ikinci filmle bu yenilikçi yaklaşımı sürdürüyor. Bizim Evler için yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan her iki reklam filminde de yarım asra yakın tecrübesiyle Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.
İstanbul’da planlı şehir hayatının en başarılı örnekleri arasında yer alan Ispartakule bölgesinin, en güçlü inşaat firması İhlas Holding İnşaat Grubu, Bizim Evler markası için yapay zekâ teknolojisiyle yeni bir reklam filmi hazırlattı. Daha önce Şubat ayında hazırlanan ve büyük ses getiren reklam filmi, “Yapay zekâ teknolojisiyle gayrimenkul sektöründe hazırlanan ilk reklam filmi” olmuştu.
HER DETAYDA YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİ
Senaryodan müziğe, görsellerden metinlere kadar tüm aşamalarda yapay zekâ teknolojisiyle üretilen yeni reklam filminde, teslime hazır Bizim Evler 10 ve yapımı süren Bizim Evler 11 projesindeki 48 aylık vade kampanyası anlatılıyor. Bu öncü çalışmada, yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan ilk reklam filminde olduğu gibi yarım asra yaklaşan tecrübesi ve yenilikçi bakış açısına sahip Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.
GEÇMİŞTEN İLHAM, GELECEĞE VİZYON
Hazırlanan yeni reklam filminde, Bizim Evler projeleriyle özlenen mahalle kültürü ve komşuluk değerlerinin yeniden hayat bulduğu mesajı veriliyor. Ayrıca yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan yeni reklam filmiyle İhlas Holding İnşaat Grubu, tıpkı ilk filmde olduğu gibi teknoloji ile gayrimenkul sektörü arasında önemli bir bağ kurarak benzersiz bir müşteri deneyimi yaşatmayı hedefliyor.
Son Yazılar
- Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi Eylül 19, 2025
- Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor Eylül 19, 2025
- GAYRİMENKULDE İLKLERİN MARKASI BİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE Eylül 19, 2025
- Bodrum’un iklimlendirme alanında güvenilir proje merkezi, gelecek için harekete geçti Eylül 17, 2025
- Bosch Home Comfort’tan Kompakt ve Verimli Çözüm: Yeni Mini VRF Dış Ünite Air Flux AF4300A Eylül 17, 2025
- İspanya’nın mimarî mirası Tura’nın zarif çizgilerinde hayat buluyor Eylül 17, 2025
- TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanlığına Adil Sani Konukoğlu Seçildi Eylül 17, 2025
- Ravago Bina Çözümleri, Ravatherm taş yünü mekanik tesisat grubu ürün ailesiyle endüstriyel projelere değer katıyor Eylül 17, 2025
- Wilo Türkiye, Üretim Gücü ve Yatırımlarıyla Geleceğin Teknolojilerini Şekillendiriyor Eylül 17, 2025
- ASAŞ, IAA Mobility 2025’te Entegre Üretim Gücü ve Sürdürülebilir Çözümleriyle Öne Çıktı Eylül 16, 2025
- KOMBİ BAKIMI İLE HEM TASARRUF EDİN HEM DE KONFORUNUZU KORUYUN Eylül 16, 2025
- Robotlar kalıp montajında devrim yaratıyor Eylül 16, 2025
- İnform’un Yeni Monofaze Modeli Sinus PRO RT, Yüksek Performans ve Verimlilik Sunuyor Eylül 16, 2025
- Vanucci Mutfak’tan Fonksiyonelliği Estetikle Buluşturan Yaşam Alanları Eylül 15, 2025
- Hayat Holding’den üst düzey atama Eylül 15, 2025
Trendler
- RÖPORTAJ1 yıl önce
“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
- GENEL1 yıl önce
Alarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
- GENEL1 yıl önce
Sika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
- GENEL1 yıl önce
Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
- SEKTÖREL1 yıl önce
Doka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
- GENEL1 yıl önce
Irak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel
- GENEL1 yıl önce
İsra Portföy’ün Birinci ve İkinci GSYF İhraç Belgelerine SPK’dan Onay Geldi
- GENEL1 yıl önce
İzocam’dan evinizin ısısını yaz-kış dengede tutan yalıtım çözümleri!