Bizimle iletişime geçin

GENEL

İGA İstanbul Havalimanı “Ekonomik Etki Analizi” raporu yayınlandı…

Yayınlandı

-

“472 bin kişiye istihdam, millî gelire 44 milyar dolarlık katma değer”

Bağımsız Uluslararası Danışmanlık Şirketi FTI’ın Türkiye temsilcisi ‘İstanbul Ekonomi’ tarafından hazırlanan “İGA İstanbul Havalimanı Ekonomik Etki Analizi” sonuçları basın ve kamuoyu ile paylaşıldı. 

Analize göre, İGA İstanbul Havalimanı’nın 2023 yılında millî ekonomimize doğrudan ve dolaylı katkısı, millî gelirin yüzde 2,2’sine karşılık gelen 24,2 milyar dolar. Öte yandan İGA İstanbul Havalimanı’nın, 2030 yılına gelindiğinde 472 bin kişiye istihdam sağlaması, millî gelirin yüzde 3,25’ine denk gelen yaklaşık 44 milyar dolarlık bir katma değer üretmesi ve ek hanehalkı gelirini 8,5 milyar dolara ulaştırması bekleniyor.

İstanbul Ekonomi Danışmanlık tarafından, objektif veriler ışığında, şeffaflıkla hazırlanan “İGA İstanbul Havalimanı Ekonomik Etki Analizi” sonuçlarını değerlendiren İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen, raporun İGA İstanbul Havalimanı’nın sadece Türkiye ekonomisine değil, küresel havacılık sektörüne olan etkilerini de net bir şekilde gözler önüne serdiğini belirtti. Bilgen şöyle konuştu: 

“Araştırmadan çıkan en çarpıcı sonuçlardan biri kuşkusuz; havayolu taşımacılığını olumsuz etkileyen pandemiye rağmen gösterdiği kayda değer büyümeyle İGA’nın, İstanbul’u küresel hava taşımacılığının bağlantı merkezine dönüştürme hedefini gerçekleştirmesi oldu. Gururla ifade ediyorum ki; İGA İstanbul Havalimanı, pandemi sonrasında eski performansına ulaşabilen dünyadaki çok az sayıdaki uluslararası havalimanından biridir ve  hızlı büyümesini sürdürmektedir.” 

Araştırmanın yöntem ve metolojini anlatarak sonuçları hakkında bilgi veren İstanbul Ekonomi Danışmanlık Yönetici Ortağı Sinan Ülgen ise çalışmanın   uluslararası standartlara ve metodolojik hassasiyete dayanan objektif veriler ışığında hazırlandığını söyledi. Ülgen, Analiz’de kullanılan yöntemlere açıklık getirdi: 

“Bu araştırma; doğrudan, dolaylı ve tetikleyici ekonomik etkiler üzerinden yapıldı. Çeşitli senaryoların çalışıldığı analizde; bağımsız bir kuruluş olan Uluslararası Havalimanları Konseyi’nin (ACI) öngördüğü veriler değerlendirildi. Bir diğer senaryo içinse İGA’nın büyüme projeksiyonları temel alındı. İki kurumun verileri ışığında hazırlanan analizlerin birbirleriyle tutarlı oldukları, yakın sonuçlara işaret ettikleri görüldü. Öte yandan araştırmamızda öncelikle, geriye dönük gerçekleşmiş veriler üzerinden 2022 ve 2023 yılları için bir ekonomik etki hesaplandı. Burada, baz yılı niteliğinde 2022’nin ele alınmasının nedeni, dolaylı ekonomik etkilerin ortaya konulması için gerekli Türkiye ekonomisine dair TÜİK tabanlı ayrıntılı sektörel verinin 2022 yılı için mevcut olmasıydı. 

İGA İstanbul Havalimanı’nın 2023 yılındaki ‘ekonomik etkisi’nin ölçümlenmesi tamamlandıktan sonra ikinci aşamaya, yani 2030 projeksiyonuna geçildi. Burada da farklı senaryolar temelinde doğrudan, dolaylı ve tetikleyici ekonomik etki analizleri tekrarlandı ve Türkiye ekonomisinin ABD doları bazında her yıl yüzde 3 oranında büyüyeceği, emek verimliliğinin yıllık yüzde 2 artacağı ve hanehalkı tüketim eğilimlerinin sabit kalacağı varsayıldı. Havalimanı faaliyetleri ve istihdam ilişkisi de baz yıl hesaplamalarına dayanarak sabit kabul edildi.”

Bilgen: “Genç bir havalimanı olarak millî ekonomimize sağladığımız katkıyla gurur duyuyoruz”

Analiz kapsamında, havalimanının sadece havayollarına sağladığı ekonomik faydalar değil, aynı zamanda tedarik zinciri, havalimanı işletme personeli, yer hizmetleri, hava trafik kontrol hizmetleri ve terminal içi perakendecilik gibi pek çok farklı faaliyetin de incelendiğini belirten Bilgen sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bu veriler ortaya koydu ki; 2023 yılı itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nın ülkemizin millî ekonomisine doğrudan ve dolaylı katkısı 24,2 milyar dolardır. Bu rakam millî gelirin yüzde 2,2’sidir. Görüldüğü gibi; İGA İstanbul Havalimanı olarak vizyoner bir bakışla, millî sorumluluk bilinciyle yürüttüğümüz, ülkemizi küresel havacılık sektörünün lideri hâline getirme çabaları etkili sonuçlar vermektedir. Henüz 6 yıldır hizmet veren genç bir işletme olmamıza rağmen, doğru öncelikler ve buna uygun yenilenen stratejilerimizle yurt içinde millî ekonomimize, yurt dışında ise ‘Türkiye markası’nın itibarına katkı sunabildiğimiz için gururluyuz.

Selahattin Bilgen, İGA İstanbul Havalimanı’nın 2030’da sağlayacağı ekonomik fayda için şu ifadelerde bulundu: “İGA İstanbul Havalimanı’nın altı yıldır ortaya koyduğu çabanın, gösterdiği gelişimin ve büyümenin ülkemiz açısından ne anlama geldiği bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur. Bağımsız bir kuruluş olan Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) verisi kullanılarak hazırlanan gelecek projeksiyonuna göre; 2030 yılına gelindiğinde, İGA İstanbul Havalimanı ile doğrudan ve dolaylı olarak bağlantılı ekonomik faaliyetlerin 472 bin kişilik istihdam yaratması, millî gelire yaklaşık 44 milyar dolar katma değer sağlaması -ki bu millî gelirin yüzde 3,25’idir- ayrıca ek hanehalkı gelirinin 8,5 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.”

Öte yandan İGA’nın gelecek projeksiyonu ile ACI rakamlarının son derece yakın seyrettğini görüyoruz; bu da hedeflerimize ulaşacağımız konusunda bizlere sağlam bir zemin sunmaktadır. Ekonomik etki analizine, olası senaryoların tümüne bakarak; Havalimanımızın büyümesinin, ülkemizin istihdamına ve millî ekonomimize sağladığı katkının 2030 yılına kadar hız kesmeden devam edeceğini öngörüyoruz.”

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Polisan Holding 60 Yaşında!

Yayınlandı

-

Polisan Holding, kurucusu Necmettin Bitlis’in attığı sağlam temeller ve güçlü vizyonla 60. yılını kutluyor. Kimya, boya, liman işletmeciliği ve gayrimenkul sektörlerindeki faaliyetleriyle ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan Polisan Holding, yarım asrı aşan bu yolculuğunda güçlü iş birlikleri ve inovatif çözümlerle adını geleceğe taşırken 60. yılına özel reklam filmini dijital mecralarda yayınladı.

Poliport, Polisan Kimya, Polisan Yapıkim, Polisan Hellas gibi sektöründe öncü şirketleri bünyesinde bulunduran Polisan Holding, Polisan Kansai Boya ve Rohm and Haas ile olan güçlü ortaklıklarıyla 60. yılını kutluyor. “60 Yıllık Değer” temasıyla hazırlanan reklam filmi, Polisan Holding’in altmış yıllık başarı dolu hikayesini, tecrübesini ve kurduğu güçlü iş birliklerini vurgularken; 60. yıl için özel tasarlanan logo da bu anlamlı yolculuğa eşlik ediyor.

Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler: “60 yıllık bu mirasa sahip olmak bizler için büyük bir gurur kaynağı”

Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler, 60. yıl değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “Polisan Holding’in 60 yıllık tarihi, yalnızca bir büyüme hikayesi değil, aynı zamanda sektöre yön veren yenilikçi ve yerli çözümlerin doğuşuna tanıklık eden bir başarı öyküsüdür. Bu süreçte birçok ilke imza atarak ülke ekonomisine büyük katkılarda bulundu. Bu mirası bizlere kazandıran, vizyonuyla yolumuzu açan kıymetli kurucumuz rahmetli Necmettin Bitlis’e ve 60 yılda bu büyük başarıya emek veren, katkıda bulunan, şu an aramızda olan ya da olmayan herkese, teşekkür ediyor, minnetlerimizi sunuyorum. 60 yıllık bu değerli mirasa sahip olmak, bizler için büyük bir gurur kaynağı. Polisan Holding olarak köklü geçmişimiz ve sürekli gelişim arzusu sayesinde yerli ve milli markalarımızla sektörde öncü olmayı sürdürerek, bu başarı dolu yolculuğu daha da ileriye taşıyacağız.

Okumaya Devam Et

GENEL

Şebeke Suyunu Yönetirken ve Kullanırken Bunlara Dikkat!

Yayınlandı

-

Yaşam alanlarında kişisel bakım ve temizlik amacıyla kullandığımız şebeke suyunu içmek bizleri endişelendiriyor. Ancak uzmanlar, şebeke suyunun kalitesini yalnızca içerken değil, kullanırken de sorgulamamız gerektiğini söylüyor.

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, şebeke suyunun güvenliği konusunda vatandaşları ve belediyeleri uyararak, güvenli su yönetimi için yapılması gerekenleri paylaştı.

Musluk suyu, günlük hayatımızın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Evlerde, okullarda, hastanelerde,  işyerlerinde ve daha birçok yaşam alanında kişisel bakım ve temizlik amacıyla kullanılan hatta birçok ilimizde içme suyu olarak da tüketilen şebeke suyunun kalitesi, insan sağlığı açısından kritik önem taşıyor.

Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, şebeke suyunun güvenliği konusunda vatandaşları ve belediyeleri uyararak, güvenli su yönetimi için yapılması gerekenleri paylaştı:

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır”

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır. Musluktan akan suyun kalitesini etkileyen bazı önemli unsurlar vardır. Bu unsurlar; belediyeler tarafından suyun depolandığı tesisler, şehirlerdeki su boruları, binalardaki su tesisatı ve su depolarıdır.

Suyu, depolama ve taşıma yöntemlerine dikkat!

Su, yaşam alanlarına ulaşmadan önce belediyeler tarafından tedarik edilip, depolanıyor. Şebeke suyunu depolama tesislerinde yaygın olarak kullanılan betonarme depolarda muhafaza etmek yüksek risk taşıyor.  Çünkü betonarme depolarda zamanla oksitlenme oluşabiliyor. Depoda oluşan bu deformasyon ise suyun kimyasal yapısını bozuyor. İçme ve kullanma suyunun güvenli bir şekilde depolanması, suyun depolandıktan sonra kalitesinin bozulmaması ve insan sağlığını tehdit edebilecek mikroorganizmalar oluşturmayacak şekilde muhafaza edilmesi için GRP modüler su deposu sistemini tercih etmek kritik önem taşıyor. Avrupa’da oldukça yaygın olan bu sistemler, suyu, kalitesini bozmadan uzun yıllar güvenli bir şekilde muhafaza ediyor. Yüksek mühendislik malzemesi olarak tanımlanan ve SMC olarak adlandırılan ‘cam elyaf takviyeli kompozit malzeme’ ile üretilen GRP su depoları, geleneksel sistemlerden farklı olarak, aşırı sıcak ve aşırı soğuk dış ortam şartlarından etkilenmiyor. GRP panellerin pürüzsüz yüzey yapısı ve cam elyaf içeriği nedeniyle UV ışınlarının geçirgenliği sıfıra yakın olduğu için su içerisinde; yosun, mantar, bakteri oluşmuyor. 

Su depolama tesislerinin yanı sıra şehirlerdeki su borularına da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü suyu, belediyelerin depolama tesislerinden binalara taşıyan borular da suyun kalitesinde önemli rol oynuyor. Borularda zamanla meydana gelen pas ve sızıntılar, şebeke suyunun kalitesini bozuyor. Bu durumun kontrolü ve düzeltilmesi noktasında da belediyelere büyük sorumluluklar düşüyor.

Su, borular vasıtasıyla binalara ulaştıktan sonra da kirletici unsurlar bulunuyor. Binalardaki su tesisatı ve betonarme depolama yöntemleri de en büyük kirletici sınıfında yer alıyor.

Binalarda da belediyelerin depolama tesislerinde olduğu gibi GRP su depoları tercih etmek ve su tesisatının bakımını yaptırmak gerekiyor. Bu konuda da ev sahiplerine, site yönetimlerine ve işletmelere önemli sorumluluklar düşüyor. 

Su yönetiminde bu hususlara hassasiyet gösterdiğimiz taktirde musluk suyunu güvenle kullanabilir, hatta içebilirsiniz.”dedi.

Osman Yağız,  konuşmasında her GRP su deposunun aynı kalite ve standartlarda üretilmediğinin, marka tercihi yapılırken sistemin, ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğuna dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizdi:

WRAS tarafından tescillenmeli

“GRP su deposu tercihinde dünyada içme suyu kalitesinin ölçüm ve kontrol standartlarını belirleyen WRAS (Water Regulations Advisory Scheme) belgesi önemli bir satın alma kriteridir.  Ancak tercih aşamasında ürünün hangi derecelendirme sınıfı ile belgelendirildiğine dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye’de kullanılan bazı GRP panellerde depolanan su, 23 0C’ye kadar sağlıklı kalabiliyor. Biz Ekomaxi olarak,  üretimde yakaladığımız yüksek standartlar ile yurt içinde bu oranı 27 0C daha arttırarak 50 0C’ye çıkarabilen tek firma olma unvanını taşıyoruz. WRAS belgesi ve bu kapsamda GRP panelin sunduğu sıcaklık değeri, önemli bir satın alma kriteri olarak kabul ediliyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Okumaya Devam Et

GENEL

Legrand Türkiye Grubu, A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na Katıldı

Yayınlandı

-

Bina, elektrik ve dijital altyapılar için geliştirdiği ürün ve sistemler konusunda uzman olan Legrand Türkiye Grubu, 2-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Bu yıl 7. kez düzenlenen A-Tech 2024 Akıllı Bina Teknolojileri, Elektrik, Aydınlatma ve Elektronik Fuarı, akıllı bina teknolojileri ve elektrik sistemleri alanındaki en son yenilikleri sergilemek üzere sektördeki profesyonelleri bir araya getirdi.

Legrand Türkiye Grubu, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Legrand Türkiye Grubu, ev otomasyon sistemlerinden alçak gerilim dağıtım ve koruma ürünlerine, anahtar priz ve çalışma ortamı çözümlerinden aydınlatma kontrol sistemleri ve UPS-kesintisiz güç kaynaklarına ürün ve sistemlerini, sektör profesyonellerinin ve fuar ziyaretçilerinin beğenisine sundu. Özellikle son kullanıcıya yönelik IoT çözümlerimiz ve kablolu/kablosuz otomasyon sistemlerimiz, akıllı bina projelerinde dijital altyapı ve verimliliği artıran özellikleriyle öne çıktı. Ziyaretçiler, stantta yer alan bu çözümleri yakından inceleyerek, uzmanlardan teknik detaylar hakkında bilgi aldı.

Fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Legrand Türkiye Grubu CMO’su Gül Sevinç Selçuk, “A-Tech Fuarı, sektördeki profesyonellerle bir araya gelmek ve inovatif çözümlerimizi paylaşmak adına bizler için önemli bir platform oldu. Özellikle sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğine odaklanan ürünlerimiz, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Bunun yanı sıra, sürdürülebilirlik için çalışan bir firma olarak değerlerimizi ve kurumsal sosyal sorumluluk taahhütlerimizi, aynı zamanda genç profesyonellere fırsatlar sunan Genç Kurul gibi inisiyatiflerimizi tanıtma fırsatı bulduk. Akıllı bina teknolojilerinde sunduğumuz çözümlerle, geleceğin sürdürülebilir yaşam alanlarına katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Okumaya Devam Et

Trendler

Kitap


Kapanma Süresi 20Saniye