Bizimle iletişime geçin

GENEL

Akıllı Pompalar, Sanayi Sektörünün ‘Net Sıfır’ Hedefini Destekliyor

Yayınlandı

-

‘Bir şehirde en fazla enerji tüketen sistemler’ olarak değerlendirilen pompalar, dünyadaki elektrik sarfiyatının yüzde 20’sinden, sanayide tüketilen enerjinin ise yüzde 30’undan  sorumlu tutuluyor. Üstelik eski pompalar yüzde 40’lara varan oranlarda daha fazla enerji tüketip, yüzde 20 daha fazla emisyon üretiyor.

21 Eylül Dünya Sıfır Emisyon Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Masdaf Pazarlama Müdürü Nihan Göksal, endüstride tüketilen enerjinin yüzde 30’undan sorumlu tutulan santrifüj pompaların değişimi ile sağlanacak enerji tasarrufuna dikkat çekti.

İklim değişikliği, gezegenimizi tehdit etmeye devam ediyor. Bu tehditle mücadele edebilmek için öncelikle enerji kaynaklarının kullanımında sürdürülebilir bir yaklaşım benimsenmesi gerekiyor.

Eski pompalar yüzde 20 daha fazla emisyon üretiyor

‘Bir şehirde en fazla enerji tüketen sistemler’ olarak değerlendirilen pompaları da bu kapsamda değerlendirmek kritik önem taşıyor, çünkü pompalar dünyadaki elektrik sarfiyatının yüzde 20‘sinden, endüstride tüketilen enerjinin ise yüzde 30’undan sorumlu tutuluyor. Üstelik eski pompalar yüzde 40’lara varan oranlarda daha fazla enerji tüketip, yüzde 20 daha fazla emisyon üretiyor. Bu nedenle eski pompaların, yüksek verimli pompalarla değiştirilmesi dünya çapındaki CO2 emisyonlarının azaltılmasında önemli rol oynuyor.

21 Eylül Dünya Sıfır Emisyon Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Masdaf Pazarlama Müdürü Nihan Göksal, endüstride kullanılan eski ve verimsiz santrifüj pompaların değişimi ile sağlanacak enerji tasarrufuna dikkat çekti:

Eski pompanın değişimi enerji sarfiyatını yüzde 40 düşürüyor

“Dünya genelindeki pompaların yüzde 90’ı verimsiz. İdeal verimlilik seviyesinin yüzde 20 altında çalışan eski ve yıpranmış bir pompa, aynı hacimdeki suyu veya kimyasal sıvıları pompalamak için yüzde 40 daha fazla enerji tüketip, yüzde 20 daha fazla karbondioksit üretiyor. Bu durumla mücadele edebilmek için başta sanayicilerin ve işletmecilerin bu konuya gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekiyor. Çünkü endüstriyel tesislerde ve enerji uygulamalarında geniş bir kullanım alanına sahip olan santrifüj pompalar, endüstride tüketilen enerjinin yüzde 30’undan sorumlu tutuluyor. Pompaların yenilenerek daha verimli hale getirilmesi, işletmelerin sürdürülebilir üretim süreçlerine ve net sıfır emisyon hedeflerine önemli katkı sağlıyor. Çünkü günümüzde santrifüj pompalar, daha verimli motorlar ve optimize edilmiş hidrolik sistemler kullanılarak üretildiği için daha az enerjiyle daha yüksek performans sunuyor.

Enerjinin yenilenebilir kaynaklardan karşılanması önemli

Petrol ve gaz gibi fosil yakıt bazlı endüstrilerde büyük bir enerji tüketicisi konumunda olan santrifüj pompalarda değişimin yanı sıra enerjinin yenilenebilir kaynaklardan karşılanmasını sağlayacak bir sistem kurulması da sektörde emisyonları azaltmanın yollarından biri olarak kabul ediliyor. Örneğin, güneş veya rüzgâr enerjisiyle entegre edilen bir santrifüj pompa sistemi, enerji kaynağının sürdürülebilir olmasını sağlayarak karbon ayak izini önemli ölçüde azaltıyor.

Kontrol sistemleri, pompaların enerji kullanımını düşürüyor

Kontrol sistemleri de pompalarda enerji kullanımının azaltılmasında önemli rol oynuyor. Bu akıllı sistemler, pompaların çalışma koşullarını optimize ederek, enerji kullanımını en aza indiriyor. Ayrıca, pompaların sadece gerektiği zaman çalıştırılması veya minimum enerji harcanacak şekilde yönetilmesini sağlayarak enerji tasarrufunu artırıyor. Bunun yanı sıra; basınç, debi, sıcaklık gibi parametreleri izleme avantajı sunarak, anormal durumların tespit edilmesini ve erken müdahale ile enerji kayıplarının önlenmesini sağlıyor.

“Sanayideki eski pompalar için reel tüketim ölçümleri yapıyoruz”

Masdaf olarak,  akıllı ve yüksek verimli pompa teknolojilerimiz ile iklim kriziyle mücadelede önemli rol oynuyoruz. Ayrıca sanayideki eski ve verimsiz pompalar için reel tüketim ölçümleri yapıyoruz. Bu çalışma ile sistemin yenilenmesi durumunda işletmenin sağlayacağı enerji tasarrufunu ve amortisman sürelerini rapor halinde sunabiliyoruz. Böylece işletmelerin enerji sarfiyatını düşürüp, hem işletme maliyetlerini hem de karbon emisyonlarını azaltmayı hedefliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Modüler inşaat, gayrimenkul sektörüne yenilikçi bir iş modeli sunuyor

Yayınlandı

-

Modüler inşaat teknikleri son dönemde inşaat sektöründe öne çıkmayı sürdürüyor. Modüler inşaat, geleneksel yöntemlerden farklı olarak, 2 veya 3 boyutlu modüllerin fabrikalarda üretilip şantiyede birleştirilmesini içeriyor. Bu yöntem, inşaat sürecini hızlandırırken iş gücü ihtiyacını da azaltıyor. Türkiye’nin ilk endüstriyel konut markası Homera da ev sahibi olma kurallarını değiştiriyor. Genellikle “paket ev” olarak adlandırılan bu yaklaşım, arsa ve konutu tek bir çözümde birleştiriyor. Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek, “Consera olarak Homera ile gayrimenkul sektörüne yenilikçi bir iş modeli sunuyor, geleneksel ev sahibi olma yöntemine bir alternatif getiriyoruz.” diyor.

İnşaat trendleri arasında öne çıkan modüler teknikler hem çevre hem de deprem açısından güvenli bir çözüm sunuyor. Modüler teknikler, inşaatın planlama, tasarım ve montaj aşamalarını eş zamanlı yürüterek geleneksel yöntemlere göre yapım sürecini yüzde 50’ye varan oranda kısaltıyor. Bu sistemler sayesinde; beklenmeyen maliyet artışları önlendiği gibi, çoğu işin fabrikada gerçekleştirilmesi nedeniyle iklim gibi olumsuz durumların yaratacağı gecikmeler ve sürpriz harcamaların da önüne geçiliyor. Ayrıca bu tipteki yapılar geleneksel inşaata göre 4,5 kat daha hafif olduklarından deprem yükünü bu oranda daha az alıyorlar ve yine geleneksel yöntemlerle inşa edilmiş yapılara göre 4 kat daha az deprem kuvvetine maruz kalıyorlar. 

Üretimin fabrikada yapılarak alanda birleştirildiği “off-site construction”, sahadaki inşaatlarda karşılaşılabilecek insan hatalarını ortadan kaldırıyor. Bu yöntemle inşaatta hem işler hem de maliyet daha kontrollü gerçekleştiriliyor. Tüm dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de işçi ve usta kısıtı yapılaşmamızda büyük bir engel teşkil etmeye başladı. İnşaat sahasında her koşulda vardiyalı çalışmak mümkün değil, buna karşın modüler yapılar 7/24 fabrika ortamında üretilebiliyor. 

Arsa ve konutu tek bir çözümde birleştiren “Yeni nesil evler”

Consera, Homera ile gayrimenkul sektörüne yenilikçi bir iş modeli sunuyor. Bu model, müşterilerin önce arsayı edinmesine ve ardından seçtikleri arazi üzerine konumlandırılacak ön tasarımlı konutlar arasından seçim yapmasına olanak tanıyor. Genellikle “paket ev” olarak adlandırılan bu yaklaşım, arsa ve konutu tek bir çözümde birleştiriyor. Arsa ve konutun ayrı satın alınması, müşterilere konut için daha uzun ödeme vadeleri sunarken; tasarım, teslim süresi ve fiyatlandırma konusunda net beklentiler sağlıyor. Endüstriyel konut üretimi, üretim süresi, maliyet ve kalite açısından hata payını önemli ölçüde azaltarak daha güvenilir ve verimli bir süreç sağlıyor. 

Ev yapımında alternatif yöntem

Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek: “Türkiye ve Avrupa’da ev sahibi olma geleneğinde yeni bir seçenek yaratan modüler konut markamız Homera’yla bu sene Avrupa’ya modüler konut ihracatlarımızın başlayacağını öngörmekteyiz. Homera’nın tasarımcı ve mühendislerden oluşan multidisipliner kadrosuyla hem son kullanıcı hem de yatırımcılara paket hizmet sağlamaktayız. Homera evleri birkaç kez yenilenebilir, yeniden kullanılabilir ve taşınabilir yapılarıyla iyi bir yatırım seçeneği olarak öne çıkıyor diyebilirim.” diyor.

Şimşek, “Kısa süre önce Bursa’da özel üretimli bir projemizi hayata geçirdik. 3 ayda toplamda 150 metrekareden oluşan, 3 oda 1 salon, özel kiler ve verandaya da sahip olan Courtyard House evimizi müşterimize teslim ettik. Projenin tüm donanım ve özellikleri müşterimizi tarafından belirlendi. Böylesine kapsamlı bir projenin 3 ay gibi kısa bir sürede tamamlanması modüler inşaat tekniklerinin avantajını en net biçimde ortaya koyuyor.” şeklinde sözlerinin sürdürdü.

Homera, anahtar teslim ev sahibi olma şansı sunuyor

Projeleri sürdürülebilir tasarım ve mühendislik kriterlerine uygun olan Homera evleri, 11 bin metrekare kapalı ve 20 bin metrekare açık üretim alanına sahip Akkon Çelik Fabrikası’nda modüler çelik yapı sistemiyle üretiliyor. Depreme karşı dirençli, yüksek enerji verimli ve çevre dostu olmasıyla sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olan Homera yapıları, müşterilerine istedikleri yerde, kişileştirilebilir, tek ya da çok katlı, farklı büyüklüklerde ve tasarımlarda anahtar teslim ev sahibi olma şansı sunuyor.

Çelik taşıyıcı sisteminden mimari tasarım projesine, elektrik-mekanik projesinden iç mimarisine kadar her detayın incelikle planlandığı Homera modüler yapıları, sadece konut çözümü sunmuyor. Antalya’daki Club Marco Polo, Kaş’taki Kairos Hotel ve Kartepe’deki Tumba Sisli Vadi Otel gibi farklı yapı türleri de inşa edilebiliyor. Kısa sürede inşa edilmesi ve hayata geçirilmesiyle yatırımların hızlı dönüşünü sağladığı için arsa sahipleri ve yatırımcıların da ilgisini çekiyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Akçansa’dan ‘Engelsiz Entegre Faaliyet Raporu’ ile Kapsayıcı Sürdürülebilirlik Adımı

Yayınlandı

-

Akçansa, 2024 yılına ait Entegre Faaliyet Raporu’nu engelsiz şekilde yayımlayarak erişilebilirlik konusunda önemli bir adım attı. 

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS), Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve Küresel Raporlama İnisiyatifi (GRI)  ile uyumlu, 500 civarında doğrulanan sürdürülebilirlik verisiyle şeffaflıkta lider olan rapor, herkesin bilgiye eşit erişiminin sağlanması amacıyla tasarlanan geniş kapsamlı dijital versiyonu ile yapı malzemeleri alanında engelsiz olarak hazırlanan ilk çalışma oldu. Bu adım aynı zamanda, ülkemizde TSRS uyumlu ilk Engelsiz Entegre Faaliyet Raporu olarak da öne çıkıyor.

Sabancı Holding ve Heidelberg Materials ortak kuruluşu Akçansa, tüm toplumsal kesimler için erişilebilir hale getirdiği Entegre Faaliyet Raporu ile kapsayıcı kalkınma açısından önemli bir adım attı.  

Şirketin dijital versiyonunu yayınladığı ve yapı malzemeleri sektöründe bir ilk olma özelliği taşıyan 2024 yılı entegre faaliyet raporu, görme ve işitme engelliler, disleksi olan kişiler ve yaşlı nüfusa sunduğu erişilebilirlik fonksiyonları ile öne çıkıyor.  

Doğrulanan 500 civarında sürdürülebilirlik göstergesi ile, finansal ve finansal olmayan bilgilerini şeffaflıkla paylaşan şirket, raporunu Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu (ISSB), Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS), Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), Küresel Raporlama İnisiyatifi (GRI) gibi uluslararası standartlarla tam uyumlu olarak hazırladı. Dijital versiyonu hayata geçen engelsiz entegre faaliyet raporu, kullanıcı dostu arayüzü, işaret dili modülleri ve sesli anlatımları ile her bireyin raporu kendi ihtiyaçları doğrultusunda deneyimlemesini sağlıyor. Engelsiz entegre faaliyet raporu bu yönüyle, sadece bir raporlama aracı değil, aynı zamanda sosyal kapsayıcılık odağında farkındalık projesi niteliği de taşıyor.

Akçansa Engelsiz Entegre Faaliyet Raporuna, sr.akcansa.com.tr adresi üzerinden ulaşılabiliyor. 

Okumaya Devam Et

GENEL

İzocam, Tüm Tesislerinde Eş Zamanlı Çevre Dostu Etkinliklere İmza Attı

Yayınlandı

-

İzocam, çevresel sorumluluk anlayışıyla tüm tesislerinde eş zamanlı çevre temizlikleri ve fidan dikimleri gerçekleştirdi. Çalışanların gönüllü katılımıyla hayata geçen etkinlikler, doğaya olan sorumluluğu bir kez daha sahaya taşıdı.

Türkiye yalıtım sektörünün öncü markası İzocam, çevresel sorumluluk anlayışıyla tüm tesislerinde eş zamanlı saha etkinlikleri gerçekleştirdi. Çalışanlarının gönüllü katılımıyla gerçekleştirilen kıyı ve çevre temizlikleri ile fidan dikim ve dağıtım organizasyonları, doğaya duyulan saygıyı ve sürdürülebilir geleceğe olan bağlılığı bir kez daha ortaya koydu.

İzocam, hayata geçirdiği etkinliklerle, çevresel farkındalık kültürünü yalnızca üretim sahalarına değil, tüm çalışanlarına da yaymayı hedefliyor. İzocam tesislerinde eş zamanlı olarak düzenlenen kıyı ve çevre temizliği etkinlikleri ile çevredeki atıkların toplanması sağlanırken, doğaya katkı sağlayan fidan dikim ve fidan dağıtımı ile de kalıcı çevre katkıları yapıldı.

Geniş Kapsamlı Çevre Stratejisi Uyguluyor

Türkiye yalıtım sektörünün 60 yıllık lider markası İzocam, kaliteli ve yenilikçi yalıtım çözümlerinin yanı sıra çevre dostu üretim süreçleriyle de yalıtım sektörüne yön veriyor. Çevresel sürdürülebilirliği stratejisinin merkezine konumlandıran öncü şirket, enerji verimliliğinden atık yönetimine, kaynakların verimli kullanımından döngüsel ekonomi uygulamalarına kadar pek çok alanda geniş kapsamlı bir çevre stratejisi yürütüyor.

İzocam tesislerinde kullanılan dijital izleme sistemleri, enerji tüketimini düşürürken üretim verimliliğini artırıyor. Atıkların kaynağında ayrıştırılması ve yeniden değerlendirilmesi gibi uygulamalar sayesinde döngüsel ekonomi destekleniyor. Ayrıca, üretimde kullanılan hammaddelerin çevreye etkileri de minimuma indirilerek ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi standartları doğrultusunda faaliyet yürütülüyor.

Murat Savcı: “Çevreye duyarlı üretim, tüm tesislerimizde temel ilkedir”

60’ıncı kuruluş yılını kutladıkları 2025 yılında “Biz Geleceğiz” mottosu ile hareket ettiklerini belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, iklim krizine karşı daha dirençli bir gelecek için sorumluluk almaya, sürdürülebilir üretim ilkelerini tüm tesislerinde hayata geçirmeye kararlılıkla devam ettiklerini vurguladı. Murat Savcı, yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:

“İzocam olarak sürdürülebilirlik bizim için yalnızca bir hedef değil, tüm tesislerimiz için temel bir ilke haline gelmiştir. Kayseri, Kocaeli, Tarsus ve Eskişehir tesislerimizde aynı yaklaşımı benimsemekte, çevreyle dost, verimli ve yenilikçi üretim için yatırımlarımızı sürdürmekteyiz. Doğal kaynakların bilinçli kullanımı, düşük emisyon ve atık azaltımı odaklı çalışmalarımızla hem sektörümüze hem de ülkemize değer katmaktayız.”

Okumaya Devam Et

Son Yazılar

Trendler