Bizimle iletişime geçin

GENEL

Türk Ytong ile Binalarda Yangın Güvenliğini Artıran A1 Sınıfı Çözümler

Yayınlandı

-

Türk Ytong Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Saban

Türk Ytong, yüksek katlı binalar ve endüstriyel yapılar için geliştirdiği A1 sınıfı hiç yanmaz Multipor Isı Yalıtım Levhası ile yangın riskini azaltıyor; hem enerji verimliliği sağlıyor hem de binalarda güvenli ve nefes alan yapı çözümleri sunuyor.

Türkiye’de yangın riskini artıran unsurlar neler; bu konuda kamuoyunun nelere dikkat etmesi gerekir?

Türk Ytong olarak son dönemdeki en önemli konularımızdan biri binaların yangın güvenliği. Türkiye hızla şehirleşen, artan nüfusuyla birlikte konut ihtiyacı da artan bir ülke. Hem yapı stoğunun artırılması hem de eskiyen binaların ısı ve enerji verimliliği ihtiyaçları göz önüne alınarak yönetmeliklere uygun, doğru malzemeyle yenilenmesi gerekiyor. Her yıl artan yangın istatistikleri sadece denetim çalışmalarının değil tüketici bilincinin de geliştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Yangın riskinin azaltılması için binalarda yangının kontrol altına alınıp genişlemesine izin vermeyecek malzeme ve yöntemlerin kullanılması gerekiyor. Aynı zamanda  kamuoyunun sağduyusu önem taşımaktadır. Tüketiciler bilinçli tercihler yapmalı; satın alacakları, kiralayacakları binaların yangın yalıtım koşullarını sorgulamalıdır. 

Yapılarda yangın güvenliği hangi aşamada başlıyor? Doğru malzeme seçimi neden bu kadar kritik?

Yapılardaki yangın güvenliği tasarım ve inşaat aşamasında başlıyor. Yapıyı inşa ederken  doğru malzeme seçimi ile yapıların ömrü boyunca karşılaşılabileceği riskleri asgari düzeye indirmek mümkün. Yangın Yönetmeliği’nin getirdiği şartlar nedeniyle, başta yüksek katlı binalar olmak üzere tüm yapılarda, yanmaz ya da yangına dayanıklı yapı malzemeleri kullanılması gerekiyor. Özellikle yapıları tepeden tırnağa saran ısı yalıtım ürünlerinin yangın dayanımı kritik önem taşıyor. Tüketicilerin ısı yalıtımında yangın dayanımının, enerji tasarrufu kadar önemli bir konu olduğunu göz önüne alması gerekiyor.

Türkiye’de özellikle endüstriyel yapılarda ve yüksek katlı binaların cephelerinde çıkan yangınların  arttığını görüyoruz. Bu durumun arkasındaki temel nedenler nelerdir?

Türkiye özelinde yangın ve patlamalar, en büyük iş sürekliliği riski olarak ilk beş tehdit arasında gösteriliyor. Endüstriyel yapılardaki yangınlar ile yüksek katlı binaların cephelerinde meydana gelen yangınların her yıl düzenli bir şekilde artması, insan yaşamını ve ekonomiyi önemli biçimde tehdit ediyor. 

Yüksek binaların cephelerinde çıkan yangınlara da ne yazık ki  şahit oluyoruz.  Bu olayların çoğunda, yangınlar yüksek hızda yayılarak binaların dış yüzeylerini birkaç dakika içinde sarıyor. Yangına dayanıksız yalıtım malzemelerinin kullanılması yapının kısa sürede alev almasına, zehirli gazların açığa çıkmasına neden oluyor. İnsanlar cephedeki yangınların bina içine sızmayacağını düşünüyor. Yangınlarda ölüm nedenlerinin yüzde 40 ila 60 oranında, yanıcı malzemelerin yaydığı toksik maddelerden kaynaklanan zehirli gazlar ve duman olduğu kaydediliyor. Yüksek binalarda yangına dışarıdan müdahale etmek zor olduğu ve cephelere yangın algılama, söndürme sistemleri kurulamadığı için özellikle mantolama ve yalıtım uygulamalarında hiç yanmaz veya zor yanıcı malzemelerin kullanılmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Türk Ytong olarak ürettiğimiz mineral esaslı A1 sınıfı hiç yanmaz ısı yalıtım levhası Multipor ile  hem yüksek enerji tasarrufu sağlıyor hem de binaların cephelerinde yangın güvenliği sağlıyoruz. 

Türk Ytong’un geliştirdiği Multipor Isı Yalıtım Levhası bu risklere karşı nasıl bir çözüm sunuyor? Diğer ürünlerden ayıran özellikleri nelerdir?

Multipor Isı Yalıtım Levhası , mineral yapısı sayesinde  kullanıldığı binaların nefes almasına olanak sağlıyor, iç ortam nemini düzenleyerek yoğuşma ve küf oluşumunu engelliyor. Yapı ömrü boyunca ısı yalıtım özelliğini kaybetmeyen bu ürün, A1 sınıfı “Hiç Yanmaz” özelliği ile yangına karşı güvenli bir ısı yalıtım çözümü sunuyor. Binalarda dış duvarların dıştan ve içten mantolamasında, tavan ve teras  yalıtımında kullanılan ve pratik bir uygulaması olan Multipor, yangına karşı yüzde 100 güvenli ve nefes alan bir ısı yalıtım çözümü sunuyor. 

Yangın Güvenliğinde Yeni Nesil Çözümler kapsamında, son dönemde geliştirmiş olduğunuz ve pazara sunduğunuz yeni ürünleriniz ve öne çıkan hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Türk Ytong olarak bu alanda önemli çalışmalarımız var. Türk Ytong, yangına karşı yüksek dayanım sağlayan ürünleriyle konutlardan, iş ve kültür merkezlerine, sanayi tesislerinden AVM’lere kadar pek çok yapının güvenliğine katkı sağlamayı sürdürüyor. Yangına dayanıklı yapı malzemelerinin kullanımı, her çeşit yapıda; özellikle sanayi yapıları, depo binaları ve enerji yatırımlarında hayati önem taşıyor.

Enerji verimliliği sağlarken aynı zamanda binaların yangın güvenliğini de en üst seviyeye çıkaran ürünler üretiyoruz. Isı yalıtım ürünümüz Multipor da dahil olmak üzere duvar bloğu, duvar paneli, çatı paneli ve döşeme paneli ürünlerimiz A1 sınıfı hiç yanmaz özelliktedir. 

Son yıllarda sıkça gündeme gelen fabrika yangınları büyük zararlara yol açıyor. Bu tür endüstriyel yapılarda yangın güvenliği için ne tür yapısal çözümler sunuyorsunuz?

Son yıllarda gündemden düşmeyen artan fabrika yangınlarını  unutmamamız gerekiyor. Bu yangınlar her yıl milyonlarca zarara neden oluyor. Bunları tamamen önlemek mümkün olmasa da doğru yapısal önlemlerle yangının vereceği hasarı önemli ölçüde azaltmak mümkün. Yine A1 Sınıfı Hiç Yanmaz özellikteki Ytong Panel ürünlerimiz ile bu tip inşaatlar için de güvenli çözümler oluşturuyoruz. Son dönemde sanayi ve lojistik tesisleriyle ilgili yatırımcı ve proje gruplarına Ytong Panel ve yangın çözümlerimizle ilgili projelere destek sağlıyoruz.  Ytong Paneller sadece 10 cm  kalınlıkta 180 dakika, 15 cmkalınlıkta ise 240-360 dakikaya varan yangın dayanımı sağlayabiliyor. Bu süreler yasal düzenlemelerde yer alan yangına dayanıklılık sürelerinin çok daha üzerinde. Ayrıca bu paneller darbeye karşı da dayanıklı ve montaj kolaylığı sayesinde uygulama süresini kısaltıyor.

Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri doğrultusunda, gerçekleştirdiğiniz çalışmalar hakkında neler söylemek istersiniz?

Doğanın korunması ve çevresel değerlere uyum bizim öncelikli değerlerimiz arasında. Ytong ürünleri kuvarsit, hidrolik bağlayıcılar ve su gibi doğal hammaddelerle üretiliyor. Hafif, dayanıklı, yanmaz ve nefes alan yapısıyla çevre ve insan dostu çözümler sunuyoruz.  Çevreye uyumlu olmak  en önemli ve ayrıştırıcı özelliklerimiz arasında yer alıyor. Çevre dostu, nefes alan, hafif yapı malzemeleriyle sağlıklı ve güvenli konutlar inşa edilmesine öncülük ediyoruz. 

Türk Ytong olarak çevreci bir yaklaşımla, düşük enerji ve sıfıra yakın atıkla üretim yapıyoruz.  Türkiye’de ürünlerine “Çevre Etiketi” ( EPD) alan ilk markayız.  Özellikle duvar bloklarımızın üstün ısı yalıtım performansına sahip olması nedeniyle, ülkemizde Ytong tercih edilen yapılarda milyarlarca dolara karşılık gelen enerji tasarrufu sağlandı. Bu katkı her yıl artarak devam ediyor. Ayrıca AR-GE yatırımlarımızla ürünlerimizin ısı yalıtım performansını sürekli geliştiriyoruz.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Türk müteahhitlerin hedefi Portekiz 

Yayınlandı

-

Türk müteahhitler, Portekiz’de önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi planlanan 100 milyar Euro’luk alt ve üstyapı projesini yerinde incelemek ve olası iş birliklerini görüşmek üzere Portekiz’e çıkarma yaptı. Ticaret Bakanlığı iş birliğinde ve Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) koordinasyonunda düzenlenen ziyaret kapsamında ilgili Portekiz Bakanlık ve kuruluşları ile görüşmelerde bulunulacak ve söz konusu projeler hakkında bilgi alınacak.

Ticaret Bakanlığı iş birliğinde ve Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) koordinasyonunda Portekiz’in Lizbon ve Porto şehirlerini kapsayan müteahhitlik heyeti ziyareti bugün başladı. 16 Ekim’e kadar devam edecek ziyaret kapsamında Türk firmaları, Portekiz Altyapı ve Konut Bakanlığı, Ticaret ve Yatırım Ajansı (AICEP), İnşaat ve Kamu Hizmetleri Sanayicileri Derneği (AICCOPN) ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile bir araya gelerek ülkedeki büyük ölçekli yatırım projelerine dair bilgi edinecek, iş birliği olanaklarını değerlendirecek ve Portekiz firmaları ile ikili görüşmeler gerçekleştirecek.

Portekiz’de potansiyel büyük

Geçtiğimiz Ocak ayında Portekiz Altyapı ve Konut Bakanlığı Devlet Sekreteri Hugo Morato Alface do Espirito Santo ve ardından Eylül ayında Altyapı ve Konut Bakanı Miguel Pinto Luz’un Türkiye Müteahhitler Birliği’ne yaptığı ziyaretler kapsamında alınan bilgiler ve Türk müteahhitlere yapılan davet neticesinde düzenlenen müteahhitlik heyeti ziyaretinin amacı, ülkede önümüzdeki 5 yıllık dönemde gerçekleştirilmesi hedeflenen yaklaşık 70-100 milyar Euro tutarındaki projelerden pay almak. Bu tutarın 45 milyar Euro’luk bölümü altyapı projeleri, geri kalanı ise kamu-özel iş birliği modeliyle hayata geçirilecek konut, ulaştırma, enerji ve kentsel gelişim projeleri için ayrılacak. Bahse konu projeler devlet bütçesi, Avrupa Birliği fonları ve Avrupa Yatırım Bankası (EIB) tarafından finanse edilecek. Bu çerçevede, Portekiz’de yapılması planlanan yeni Lizbon Havaalanı ve “Havalimanı Şehri” projesi, Porto-Lizbon, Porto-Vigo ve Lizbon-Madrid bağlantılarını kapsayan yüksek hızlı tren hatları, Lizbon ve Porto metrolarının geliştirilmesi, konut, okul, kültürel tesis projeleri, enerji, su temini ve atık su sistemleri gibi büyük ölçekli kentsel gelişim projeleri ile telekomünikasyon altyapısı ve madencilik projeleri ile yeşil alan ve sürdürülebilir şehircilik projeleri Türk müteahhitlik firmaları için yeni işbirliği fırsatları sunuyor.

Türk müteahhitler Avrupa’da yeni fırsatlara odaklanıyor

TMB Başkanı Erdal Eren, yaptığı değerlendirmede ziyaretin Türk inşaat sektörü için Avrupa’da yeni bir kapı açacağını vurgulayarak, “Türk müteahhitlik firmaları bugüne kadar 137 ülkede 546,5 milyar ABD Doları tutarında 12 binden fazla proje üstlendi. Avrupa’da 55,4 milyar ABD Doları tutarında 1.649 proje hayata geçirdik. 2024 yılında ilk defa proje üstlendiğimiz Portekiz’de bugüne kadar 71 milyon ABD Doları tutarında iki proje üstlenildi. İki ülkenin iş birliği potansiyeli bunun çok üzerinde. Firmalarımızın farklı coğrafyalarda kazandığı tecrübe ve uluslararası başarısı, Portekiz gibi Avrupa Birliği ülkelerinde de rekabetçi ve sürdürülebilir çözümler sunmamızı sağlıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde Portekiz ve Portekizce Konuşan Ülkeler Topluluğu (CPLP) ülkelerinde firmalarımızın aktif rol almasını hedefliyoruz. Bu ziyaretin uzun vadeli ortaklıkların temelini oluşturacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Okumaya Devam Et

GENEL

MARSHALL 2026 YILININ RENGİNİ AÇIKLADI: “MAVİNİN RİTMİ”

Yayınlandı

-

Marshall, 2026 Yılının Rengi “Mavinin Ritmi”ni tanıttı. Karadeniz Nağmesi, Ege Melodisi ve Akdeniz Ezgisi tonlarından oluşan renk ailesi, farklı ruh halleriyle uyumlu seçenekler sunarak yaşam alanlarına huzur, uyum ve özgürlük katıyor. Marshall, global şirketi AkzoNobel’in uzun yıllara dayanan içgörüleri senztezleyerek oluşturduğu bu yelpazeyi tüm dünyayla birlikte duyurdu.

Sürekli değişim halinde olan hayatın temposunda olaylara verdiğimiz tepkiler farklılık gösteriyor. Kimi zaman dinginlik arıyor, kimi zaman enerjimizi yükseltmek ve özgürlüğün tadını çıkarmak istiyoruz. Bugünlerde insanlar ya kendilerini yavaşlatıp sakinleşmeye, sevdikleriyle bağlarını güçlendirmeye yöneliyor ya da cesur adımlar atarak hayatı daha renkli ve keyifli yaşamayı seçiyor. 

Marshall, tam bu duygulardan yola çıkarak 30 yıldır AkzoNobel’in Global Estetik Merkezi öncülüğünde gerçekleştirdiği ColourFutures Trend Toplantısı ile şirket uzmanları, uluslararası mimar, tasarımcı ve gazetecilerle bir araya gelerek dünyaya verdiğimiz tepkilerin renk seçimlerimizi nasıl etkilediğine dair iç görüler paylaşıyor. Bu içgörüler sonucunda ise yılın rengini belirliyor.

Huzur ve Güven Arayışına Karşı Cesaret ve Özgürlük 

Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir araya gelen uzmanlar, 2026 yılının rengini “Mavinin Ritmi” olarak belirledi. Kapsamlı trend araştırmaları ile dünyada olduğu gibi Türkiye’de de insanların iki temel duygu arayışında buluştuğunu sonucuna vardı: Huzur ve güven arayışı ile cesaret ve özgürlük isteği. 

 “Mavinin Ritmi” paleti, Türkiye’nin zengin coğrafyasından aldığı ilhamla bu iki ruh halini de kucaklayarak kültürel bağlarımızla bütünleşen bir renk hikâyesi sunuyor. Üç renkli paleti üç güçlü kimlikle tanımlanıyor:

Karadeniz Nağmesi 

Canlı, enerjik ve neşeli bir mavi tonundan oluşuyor. Karadeniz’in dalgalarının ritmini yansıtan bu ton, yaşam alanlarına huzur, güven ve köklere bağlılık getiriyor. 

Ege Melodisi

Açık ve ferahlatıcı bir mavi. Ege kıyılarında hissedilen esinti gibi mekânlara tazelik ve uyum katıyor. Paylaşımı, birlikte olmayı ve bağ kurmayı sevenler için Ege’nin melodisi, yavaşlamayı, içe dönmeyi   sağlayarak günlük hayatın temposuna zarif bir denge katıyor. 

Akdeniz Ezgisi

Derin ve dingin mavi tonlarından oluşuyor. Akdeniz’in ışığını ve coşkusunu taşıyan bu ton, cesareti, özgürlüğü ve yaratıcılığı yansıtıyor. Mekânlara hareket, dinamizm ve özgür bir ruh katmak isteyenler için ilham verici bir tercih oluşturuyor.

Üç Farklı Ritim, Üç Farklı Duygu

AkzoNobel Global Estetik Merkezi’nin Kreatif Direktörü Heleen van Gent, Dünyada olup biten her şeye insanların farklı şekillerde tepki verdiğini görüyoruz. Kimileri yavaşlayıp enerjisini yenilemek, başkalarıyla uyum içinde hissetmek ve birlikteliği kutlamak istiyor. Kimileri ise cesur olmayı, eğlenmeyi ve özgürce yaşamayı seçiyor.” diyor.

Van Gent, üç farklı renk paletinin herkesin bireysel dekoratif ihtiyacına cevap verecek yaşam alanları yaratmaya yardımcı olacağını belirtiyor ve ekliyor: “Rengin duygularla bağlantılı, kişisel bir seçim olduğunu bildiğimiz için 2026 yılı için farklı ruh halleriyle uyumlu bir renk ailesi seçtik. Üç farklı ritim üzerine kurulu bu renk paleti, yaşam alanlarınızın temposunu istediğiniz gibi değiştirmenize imkân tanıyor.

Ruh Halinize Göre Renk Paletini Belirleyin

Renklerin duyguları yansıttığı, duyguların ise kişisel olduğu fikrinden hareketle Marshall, “Yılın Rengi” projesiyle tek bir renk sunmak yerine, renk ailesini müşterileriyle buluşturarak ruh haline uygun renk varyantını seçme olanağı sunuyor. Bu çalışma ile Marshall, renk trendi sunmanın ötesinde renklerin hikâyesi sunarak farklılaşıyor.

“Mavinin Ritmi” ile ister Karadeniz’in dingin nağmesiyle enerjinizi ortaya çıkarın, ister Ege’nin melodisiyle dengeyi yakalayın, isterseniz Akdeniz’in ezgisiyle özgürlüğü kucaklayın… 2026’nın rengi yaşam alanlarınıza yalnızca renk değil, aynı zamanda bir ruh, bir enerji ve yeni bir başlangıç getiriyor. Gökyüzünün ve denizin sonsuzluğu gibi çok katmanlı bir anlama sahip olan mavi, yalnızca global bir trend değil, aynı zamanda Türkiye’nin ortak hafızasında da güçlü bir karşılık buluyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Seranit ve Vanucci’den Yenilikçi Mobil Deneyim: SERAVAN

Yayınlandı

-

Türkiye’nin öncü seramik ve mobilya markaları Seranit ve Vanucci, tasarım ve inovasyonu günlük yaşamın içine taşıyan SERAVAN Mobil Mağaza projesini hayata geçirdi. İnovatif ve sürdürülebilir vizyonu bir araya getiren mobil showroom, markaların ürünlerini tüketiciyle doğrudan buluşturmasını sağlıyor.

Türkiye’nin öncü granit seramik ve teknik porselen üreticisi Seranit ile mutfak mobilyalarında estetik ve fonksiyonelliği birleştiren Vanucci, Türkiye genelinde tüketiciyle doğrudan buluşmayı sağlayan SERAVAN Mobil Mağaza projesini hayata geçirdi. İki markanın inovatif vizyonunu birleştiren SERAVAN, Türkiye yollarında modern, yenilikçi ve sürdürülebilir bir showroom deneyimi sunuyor. 

SERAVAN projesi, Seranit ve Vanucci’nin inovatif yaklaşımını ön plana çıkarmayı, ürünleri tüketiciye daha yakın ve erişilebilir hâle getirmeyi hedefliyor. Mobil showroom konseptiyle markalar, yenilikçi ve modern vizyonlarını Türkiye’nin farklı şehirlerine taşıyor.

SERAVAN’da Sergilenen Ürünler

SERAVAN projesi, Seranit ve Vanucci ürünlerinin kalitesini, mimari çözümlerini ve estetik detaylarını cadde cadde, şehir şehir gezerek sergiliyor. SERAVAN’ın içerisinde, banyo ve mutfak yaşam alanlarına dair en yeni çözümler bir araya getirildi. Kullanıcılar, banyo mobilyalarında öne çıkan NET 100 modelini, su teknolojisinde kaliteyi temsil eden Kludi Quup bataryayı ve ıslak zeminlerde fark yaratan Aquanit porselen duş karosunu yakından inceleyebiliyor. Mutfak alanında ise Vanucci‘nin fonksiyonel ve şık Smart Mutfak çözümleri sergileniyor.

Ziyaretçiler aynı zamanda, Seranit’in seçkin seramik koleksiyonlarını farklı uygulama örnekleriyle deneyimleyebiliyor. Sergilenen ürünler arasında modern ve doğal dokularıyla dikkat çeken 45×90 CAURI AÇIK GRI MAT FON, 90X135 BETON KREM FON MAT, 60X120 STYLE PASTEL KOYU YEŞİL FON MAT gibi ürünler ile ahşabın sıcaklığını yansıtan 20×120 NATURALWOOD KIZIL KAHVE serisi bulunuyor. Dekoratif amaçlı kullanılan 45X90 CAURI TRIPLE GRI DEKOR 1, 2, 3 MAT seramikleri ise tasarım çeşitliliğini gözler önüne seriyor.

Sürdürülebilir ve Modern Deneyim

SERAVAN, modern tasarımın yanı sıra çevreye duyarlı bir yaklaşım da sunuyor. Araçta kullanılan güneş panelleri, enerji sistemini destekleyerek sürdürülebilir bir mobil showroom deneyimi sağlıyor. Bu özellik, markaların sadece ürün kalitesine değil, aynı zamanda çevresel sorumluluğa ve sürdürülebilir enerji kullanımına verdiği önemi somutlaştırıyor. 

SERAVAN Mobil Mağaza, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin dört bir yanını dolaşarak, mimari çözüm arayışında olan herkese ilham verici bir temas noktası olmayı hedefliyor.

Okumaya Devam Et

Trendler