Bizimle iletişime geçin

GENEL

Şirketler, Çalışan Ebeveynlere Destek Olmak İçin Harekete Geçiyor!

Yayınlandı

-

21. yüzyılın şehir yaşamında, hemen herkes işte ve evde başarıya odaklanıyor. Eskiden sadece anneye atfedilen ebeveynliğin ortak paylaşım ekseninde şekillenmesiyle ve çalışan anne babaların eşit sorumluluk almasıyla bu konu, iş dünyası için özel bir başlık olarak ele alınmaya başladı.

İş dünyasında, çalışanların sadece iş gücü olmaktan ziyade, özel hayatlara da sahip bireyler olduğu gerçeği giderek daha fazla kabul görüyor ve çocuk sahibi çalışanlar, işverenlerin özel ilgi göstermesi gereken bir grup olarak öne çıkıyor. Okulların açıldığı şu günlerde, çalışan ebeveynler için yeni bir dönem başlıyor. İş unvanlarının yanına anne-baba sıfatını eklemek yeterince zorlu bir süreçken çocukların eğitim sürecinde dengeyi korumak daha da önem kazanıyor. Konuyla ilgili Açık Holding İnsan Kaynakları Direktörü Arzu Şafak değerlendirmelerde bulundu. “Çalışan ebeveynler, şirketlerimizin en önemli değerlerindendir. Onların bu süreçte yaşadıkları zorlukları anlamak ve onlara destek olmak hem çalışan memnuniyetini artıracak hem de şirket performansını olumlu yönde etkileyecektir. Biliyoruz ki; okulların açılmasıyla çalışan ebeveynlerin yaşamları yeniden şekilleniyor ve bu süreçte onlara destek olmak büyük önem taşıyor. Uzun yıllardır insan kaynakları alanında çalışan uzman ve aynı zamanda iş hayatını ve anneliği de bir arada götüren bir çalışan olarak önerim; çalışan ebeveynlerin yaz tatilinin sona ermesiyle okula başlayan çocuklar için önceden planlama yaparak günlük rutinlerini düzenlemeleri, çocuk bakımı konusunda güvenilir destek sistemleri oluşturmaları ve kendilerine zaman ayırmayı ihmal etmemeleri yönünde. Tıpkı iş hayatındaki hedeflerimiz için yaptığımız gibi haftalık bir takvim oluşturmak ve günü sistemli yönetmek iki önemli rolün de aksamamasını sağlayabilir. Örneğin; okul saatlerine uygun akış oluşturarak günlük rutinleri, kurs saatlerini, önemli etkinlikleri ve yolda geçirilecek zamanı planlamak işleri kolaylaştırabilir. Yıllık izin günlerini okul ara tatillerine göre planlayarak, çocuklarla etkin zaman geçirilebilir. Aile veya arkadaşlarla paylaşım halinde olarak destek sistemi oluşturulabilir. Çocuklarımızla düzenli olarak iletişim kurarak ve belirli kurallar belirleyerek, iş ve özel hayat dengesinin kurulması sağlanabilir. Tüm bunların yanı sıra yoğun tempolu bu dönemde, kendimize zaman ayırarak ve dinlenerek, her iki alanda da aksaklıkların önüne geçilebilir, sağlıklı bir ortam oluşturulabilir.” dedi.

Şirketler İçin Yetişmiş İnsan Kaynağının Büyük Bir Kısmını Çalışan Ebeveynler Oluşturuyor!

Çalışan ebeveynler, hayatlarında önemli bir dönüm noktasına gelmiş rollerini yeniden tanımlamış kişilerdir. Bu sebeple de şirketler için yetişmiş insan kaynağının büyük bir kısmını oluşturur. Tüm şirketlerin bu bireylere destek olarak çalışan memnuniyeti ve aidiyetini artırabileceğinden bahseden Şafak “Açık Holding olarak her alanda insan odaklı yaklaşımımızı sürdürüyor ve tüm insan kaynakları süreçlerimizde çalışan anne babaları gözeterek, özel projeler geliştirmeyi hedefliyoruz. İş gücümüzü oluşturan insan kaynağımız için ebeveynlerin yaşam rutinini göz önüne alıyor, hem iş hayatlarında başarılı olmalarını hem de aile hayatlarında mutlu olmalarını sağlamayı amaçlıyoruz.” dedi.

İş hayatında aktif olan anne ve babaların iş dünyasına zenginlik kattığını da söyleyen Şafak “Çalışan ebeveyn olmanın artılarından bahsedecek olursak; zaman yönetimi becerileri, güçlü sorumluluk bilinci, empati ve problem çözme yetenekleri gibi özellikler iş dünyasındaki başarıya büyük katkı sağlıyor. Ancak, iş ve aile hayatını dengelemenin zorluğu, ani durumlarda işten ayrılma ihtiyacı gibi durumlar da üzerine çalışılması gereken konular olarak karşımıza çıkabilir. Biz insan kaynakları profesyonelleri olarak, çalışma hayatında iş-özel hayat dengesini sağladığımız ölçüde verimli ve başarılı çalışanlarla ideal iş ortamını yaratabildiğimizin farkındayız. Bunun için dijital çağın avantajlarını kullanarak; eğitim ve gelişim fırsatları ile çalışanlarımızın daha iyi bir çalışan ve ebeveyn olmaları için farklı yetkinliklerini kuvvetlendirerek çalışan ebeveynlerimizin hem iş hayatlarında başarılı olmalarını hem de aile hayatlarında mutlu olmalarını sağlayacak çözümler üretmek için çalışmalara öncülük ediyoruz.” dedi.

Okulların açılmasıyla daha da belirginleşen ebeveynlik süreci, insan kaynakları yöneticilerinin de gündeminde yer alıyor. Bireyler için iş ve aile arasında günü yönetmek her zaman zorlu bir süreç olsa da okulların açılmasıyla bu dengeyi sağlamak daha da önemli hale geliyor ve şirketler de bu alandaki destekleyici politikalarıyla, çalışanların yaşamını iyileştiriyor. Tıpkı iş hayatında olduğu gibi ebeveynlikte de planlama, kuralları belirlemek ve öngörülü yaklaşmak başarıyı getiriyor.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Polisan Holding 60 Yaşında!

Yayınlandı

-

Polisan Holding, kurucusu Necmettin Bitlis’in attığı sağlam temeller ve güçlü vizyonla 60. yılını kutluyor. Kimya, boya, liman işletmeciliği ve gayrimenkul sektörlerindeki faaliyetleriyle ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan Polisan Holding, yarım asrı aşan bu yolculuğunda güçlü iş birlikleri ve inovatif çözümlerle adını geleceğe taşırken 60. yılına özel reklam filmini dijital mecralarda yayınladı.

Poliport, Polisan Kimya, Polisan Yapıkim, Polisan Hellas gibi sektöründe öncü şirketleri bünyesinde bulunduran Polisan Holding, Polisan Kansai Boya ve Rohm and Haas ile olan güçlü ortaklıklarıyla 60. yılını kutluyor. “60 Yıllık Değer” temasıyla hazırlanan reklam filmi, Polisan Holding’in altmış yıllık başarı dolu hikayesini, tecrübesini ve kurduğu güçlü iş birliklerini vurgularken; 60. yıl için özel tasarlanan logo da bu anlamlı yolculuğa eşlik ediyor.

Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler: “60 yıllık bu mirasa sahip olmak bizler için büyük bir gurur kaynağı”

Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler, 60. yıl değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “Polisan Holding’in 60 yıllık tarihi, yalnızca bir büyüme hikayesi değil, aynı zamanda sektöre yön veren yenilikçi ve yerli çözümlerin doğuşuna tanıklık eden bir başarı öyküsüdür. Bu süreçte birçok ilke imza atarak ülke ekonomisine büyük katkılarda bulundu. Bu mirası bizlere kazandıran, vizyonuyla yolumuzu açan kıymetli kurucumuz rahmetli Necmettin Bitlis’e ve 60 yılda bu büyük başarıya emek veren, katkıda bulunan, şu an aramızda olan ya da olmayan herkese, teşekkür ediyor, minnetlerimizi sunuyorum. 60 yıllık bu değerli mirasa sahip olmak, bizler için büyük bir gurur kaynağı. Polisan Holding olarak köklü geçmişimiz ve sürekli gelişim arzusu sayesinde yerli ve milli markalarımızla sektörde öncü olmayı sürdürerek, bu başarı dolu yolculuğu daha da ileriye taşıyacağız.

Okumaya Devam Et

GENEL

Şebeke Suyunu Yönetirken ve Kullanırken Bunlara Dikkat!

Yayınlandı

-

Yaşam alanlarında kişisel bakım ve temizlik amacıyla kullandığımız şebeke suyunu içmek bizleri endişelendiriyor. Ancak uzmanlar, şebeke suyunun kalitesini yalnızca içerken değil, kullanırken de sorgulamamız gerektiğini söylüyor.

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, şebeke suyunun güvenliği konusunda vatandaşları ve belediyeleri uyararak, güvenli su yönetimi için yapılması gerekenleri paylaştı.

Musluk suyu, günlük hayatımızın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Evlerde, okullarda, hastanelerde,  işyerlerinde ve daha birçok yaşam alanında kişisel bakım ve temizlik amacıyla kullanılan hatta birçok ilimizde içme suyu olarak da tüketilen şebeke suyunun kalitesi, insan sağlığı açısından kritik önem taşıyor.

Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, şebeke suyunun güvenliği konusunda vatandaşları ve belediyeleri uyararak, güvenli su yönetimi için yapılması gerekenleri paylaştı:

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır”

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır. Musluktan akan suyun kalitesini etkileyen bazı önemli unsurlar vardır. Bu unsurlar; belediyeler tarafından suyun depolandığı tesisler, şehirlerdeki su boruları, binalardaki su tesisatı ve su depolarıdır.

Suyu, depolama ve taşıma yöntemlerine dikkat!

Su, yaşam alanlarına ulaşmadan önce belediyeler tarafından tedarik edilip, depolanıyor. Şebeke suyunu depolama tesislerinde yaygın olarak kullanılan betonarme depolarda muhafaza etmek yüksek risk taşıyor.  Çünkü betonarme depolarda zamanla oksitlenme oluşabiliyor. Depoda oluşan bu deformasyon ise suyun kimyasal yapısını bozuyor. İçme ve kullanma suyunun güvenli bir şekilde depolanması, suyun depolandıktan sonra kalitesinin bozulmaması ve insan sağlığını tehdit edebilecek mikroorganizmalar oluşturmayacak şekilde muhafaza edilmesi için GRP modüler su deposu sistemini tercih etmek kritik önem taşıyor. Avrupa’da oldukça yaygın olan bu sistemler, suyu, kalitesini bozmadan uzun yıllar güvenli bir şekilde muhafaza ediyor. Yüksek mühendislik malzemesi olarak tanımlanan ve SMC olarak adlandırılan ‘cam elyaf takviyeli kompozit malzeme’ ile üretilen GRP su depoları, geleneksel sistemlerden farklı olarak, aşırı sıcak ve aşırı soğuk dış ortam şartlarından etkilenmiyor. GRP panellerin pürüzsüz yüzey yapısı ve cam elyaf içeriği nedeniyle UV ışınlarının geçirgenliği sıfıra yakın olduğu için su içerisinde; yosun, mantar, bakteri oluşmuyor. 

Su depolama tesislerinin yanı sıra şehirlerdeki su borularına da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü suyu, belediyelerin depolama tesislerinden binalara taşıyan borular da suyun kalitesinde önemli rol oynuyor. Borularda zamanla meydana gelen pas ve sızıntılar, şebeke suyunun kalitesini bozuyor. Bu durumun kontrolü ve düzeltilmesi noktasında da belediyelere büyük sorumluluklar düşüyor.

Su, borular vasıtasıyla binalara ulaştıktan sonra da kirletici unsurlar bulunuyor. Binalardaki su tesisatı ve betonarme depolama yöntemleri de en büyük kirletici sınıfında yer alıyor.

Binalarda da belediyelerin depolama tesislerinde olduğu gibi GRP su depoları tercih etmek ve su tesisatının bakımını yaptırmak gerekiyor. Bu konuda da ev sahiplerine, site yönetimlerine ve işletmelere önemli sorumluluklar düşüyor. 

Su yönetiminde bu hususlara hassasiyet gösterdiğimiz taktirde musluk suyunu güvenle kullanabilir, hatta içebilirsiniz.”dedi.

Osman Yağız,  konuşmasında her GRP su deposunun aynı kalite ve standartlarda üretilmediğinin, marka tercihi yapılırken sistemin, ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğuna dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizdi:

WRAS tarafından tescillenmeli

“GRP su deposu tercihinde dünyada içme suyu kalitesinin ölçüm ve kontrol standartlarını belirleyen WRAS (Water Regulations Advisory Scheme) belgesi önemli bir satın alma kriteridir.  Ancak tercih aşamasında ürünün hangi derecelendirme sınıfı ile belgelendirildiğine dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye’de kullanılan bazı GRP panellerde depolanan su, 23 0C’ye kadar sağlıklı kalabiliyor. Biz Ekomaxi olarak,  üretimde yakaladığımız yüksek standartlar ile yurt içinde bu oranı 27 0C daha arttırarak 50 0C’ye çıkarabilen tek firma olma unvanını taşıyoruz. WRAS belgesi ve bu kapsamda GRP panelin sunduğu sıcaklık değeri, önemli bir satın alma kriteri olarak kabul ediliyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Okumaya Devam Et

GENEL

Legrand Türkiye Grubu, A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na Katıldı

Yayınlandı

-

Bina, elektrik ve dijital altyapılar için geliştirdiği ürün ve sistemler konusunda uzman olan Legrand Türkiye Grubu, 2-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Bu yıl 7. kez düzenlenen A-Tech 2024 Akıllı Bina Teknolojileri, Elektrik, Aydınlatma ve Elektronik Fuarı, akıllı bina teknolojileri ve elektrik sistemleri alanındaki en son yenilikleri sergilemek üzere sektördeki profesyonelleri bir araya getirdi.

Legrand Türkiye Grubu, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Legrand Türkiye Grubu, ev otomasyon sistemlerinden alçak gerilim dağıtım ve koruma ürünlerine, anahtar priz ve çalışma ortamı çözümlerinden aydınlatma kontrol sistemleri ve UPS-kesintisiz güç kaynaklarına ürün ve sistemlerini, sektör profesyonellerinin ve fuar ziyaretçilerinin beğenisine sundu. Özellikle son kullanıcıya yönelik IoT çözümlerimiz ve kablolu/kablosuz otomasyon sistemlerimiz, akıllı bina projelerinde dijital altyapı ve verimliliği artıran özellikleriyle öne çıktı. Ziyaretçiler, stantta yer alan bu çözümleri yakından inceleyerek, uzmanlardan teknik detaylar hakkında bilgi aldı.

Fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Legrand Türkiye Grubu CMO’su Gül Sevinç Selçuk, “A-Tech Fuarı, sektördeki profesyonellerle bir araya gelmek ve inovatif çözümlerimizi paylaşmak adına bizler için önemli bir platform oldu. Özellikle sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğine odaklanan ürünlerimiz, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Bunun yanı sıra, sürdürülebilirlik için çalışan bir firma olarak değerlerimizi ve kurumsal sosyal sorumluluk taahhütlerimizi, aynı zamanda genç profesyonellere fırsatlar sunan Genç Kurul gibi inisiyatiflerimizi tanıtma fırsatı bulduk. Akıllı bina teknolojilerinde sunduğumuz çözümlerle, geleceğin sürdürülebilir yaşam alanlarına katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Okumaya Devam Et

Trendler

Kitap


Kapanma Süresi 20Saniye