Bizimle iletişime geçin

GENEL

LEGRAND GRUP’UN NET-SIFIR TAAHHÜDÜ SBTI TARAFINDAN TESCİLLENDİ!

Yayınlandı

-

Bina, elektrik ve dijital altyapılar için geliştirdiği ürün ve sistemler konusunda uzman olan Legrand Grup’un “Net-Zero (Net-Sıfır)” taahhüdü, Science Based Targets Initiative (SBTi – Bilime Dayalı Hedefler Girişimi) tarafından tescillendi. Legrand Grup, ayrıca 2030 yılına kadar elektriğin %100 yenilenebilir kaynaklardan sağlanması hedefiyle RE100 platformuna katıldığını da duyurdu. 

Bina, elektrik ve dijital altyapılar için geliştirdiği ürün ve sistemler konusunda uzman olan Legrand Grup’un “Net-Zero (Net-Sıfır)” taahhüdü, Science Based Targets Initiative (SBTi – Bilime Dayalı Hedefler Girişimi) tarafından tescillendi. İnsanların yaşadığı, çalıştığı ve bir araya geldiği alanları sade, yenilikçi, sürdürülebilir elektrik ve dijital altyapılarla dönüştürerek yaşamları iyileştiren Legrand Grup, “Net-Sıfır” taahhüdüyle birlikte enerji verimliliğini artırma ve tesislerine fotovoltaik paneller yerleştirme, ürünlerinden kaynaklanan emisyonları azaltma, tedarikçilerine emisyonlarını azaltma taahhüdünde bulunma ve ürünlerinde geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını artırmak gibi eylem planlarını sürdürmeye ve güçlendirmeye devam edecek. Net-Sıfır 2050 hedefi ve RE100’e olan bağlılıklarının yanı sıra kullanıcılarının konutlarda, ticari binalarda ve veri merkezlerinde kendi C02 emisyonlarını azaltmalarını sağlayan ürün ve çözümlerini sunmaya devam edeceklerini dile getiren Legrand Grup CEO’su Benoit Coquart, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynama arzusunda olduklarını dile getirdi.

Legrand Grup 2030 Yılına Kadar Yenilebilir Kaynaklardan %100 Elektrik Elde Edecek

Yenilenebilir enerji taahhüdünde bulunan organizasyonlardan oluşan RE100 platformuna katıldığını da duyuran Legrand Grup, 2030 yılına kadar yenilenebilir kaynaklardan %100 elektrik elde etme hedefi olduğunu açıkladı. İklim krizini aşabilmek ve sürdürülebilir bir gelecek için Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin ilkelerini uygulayan Legrand Grup, özellikle yeşil ve temiz enerji kaynaklarını kullanan, enerji verimliliğini artıran ürün ve çözümler geliştiriyor. Legrand Grup’un Birleşmiş Milletler Kalkınma Amaçları ile uyumlu oluşturduğu kurumsal sosyal sorumluluk yol haritaları kapsamındaki ana hedefler doğrultusunda, önceliklerinden biri de enerji sarfiyatını azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmak. Dünya, inanılmaz çevresel ve toplumsal zorluklarla dolu yeni bir çağa girerken Legrand Grup, ürünlerin Ar-Ge sürecinden kurumsal sosyal sorumluluk çabalarına kadar daha büyük bir etki yaratmak için bu zorlukların üstesinden gelme taahhüdünü sürdürüyor.

Legrand Türkiye Grubu’nun 2050 Net-Sıfır Hedefi

180 ülkeyi kapsayan, 40 binden fazla çalışanı ve yaklaşık 300 bin farklı ürün referansına sahip Fransa merkezli Legrand Grup’un Türkiye ayağı olarak 1990 yılından beridir hizmet verdiklerini dile getiren Legrand Türkiye Grubu Ülke Müdürü ve CEO’su Levent Ilgın, Legrand Grup’un Net-Zero (Net-Sıfır) taahhüdünün Science Based Targets Initiative (SBTi – Bilime Dayalı Hedefler Girişimi) tarafından tescillendiğini duymaktan dolayı mutlu olduklarını ifade etti. Levent Ilgın, “Gebze fabrikamızın çatısına kurduğumuz güneş panelleriyle fabrikamızın elektriğini üretmeye başladık. Green-Wellbeing ve Greener Buildings programlarımız ile de enerji verimliliği bilincinin arttırılması ve karbon ayak izinin azaltılması konularında verimli çözümler sağlamaya devam ediyoruz. Böylelikle, 12 milyon ton C02 salınımının önlenmesini sağlamayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, kilit tedarikçilerimize konuyla ilgili kapsamlı bilgilendirmeler yaparak ve örnek uygulamalar sunarak, C02 emisyonlarını azaltmaya teşvik ediyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Bi’Boya Comfort Kolay Temizlenen ile  Pürüzsüz ve Temiz Duvarlar

Yayınlandı

-

İnsan ve çevre dostu iç cephe boyaları ile yaşam alanlarının atmosferini değiştiren Bi’Boya’nın özel formüllü Comfort Kolay Temizlenen boyası, duvarlardaki kir ve lekeleri kolayca temizleyerek estetik ve pratik bir çözüm sunuyor. 

Bi’Boya’nın, özel teknolojiyle geliştirdiği leke itici, su bazlı Comfort Kolay Temizlenen iç cephe boyası ile duvar boyalarındaki lekeler ve kirler sorun olmaktan çıkıyor.

Lekelere karşı güçlü koruma

Bi’Boya’nın, iç mekanlarınızı dönüştürmek için özel olarak geliştirilmiş Comfort Kolay Temizlenen boyası boya özelliklerini bozmadan; çay, kahve, meyve suyu, çimen, çamur, ruj, toz ve parmak izi gibi inatçı lekeleri kolayca temizliyor. Hatta bir gün boyunca yüzeyde kalan lekeler bile mükemmel bir şekilde silinebiliyor.  İpek mat dokusu ile duvarlarınıza pürüzsüz bir görünüm kazandırırken, rulo izi bırakmadığı gibi, rötuşları de belli etmiyor. 

Çevre dostu ve sağlıklı formül

Su bazlı ve solvent içermeyen formülü ile insan ve çevre sağlığına zarar vermeyen Bi’Boya Comfort Kolay Temizlenen, düşük VOC değeri ile iç mekan hava kalitesini koruyor. İçeride oluşan nemi dışarı atarak duvarların nefes almasını sağlıyor.

Üstün örtme gücünün yanında içeride oluşan nemi de dışarıya atarak duvarların nefes almasını sağlayan ürün, solvent içermediği ve su ile seyreltildiği için de kokmuyor. 

Çevre dostu formülü ile yeşil bina sertifikasyonlarına uyum sağlayan Bi’Boya, sürdürülebilir bir gelecek için tercih ediliyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Yeni Yönetmelik ile 1,5 Yılda Mogan Gölü Kadar Sudan Tasarruf Hedefleniyor

Yayınlandı

-

Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği güncellendi. Belli büyüklük ve tipteki kamu binaları ile özel binalarda yağmur suyu ve gri su sistemlerinin kurulumunu zorunlu kılan düzenleme sayesinde 1,5 yılda Mogan Gölü kadar sudan tasarruf edilmesi hedefleniyor.

Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, atık suyun 2/3’ünü oluşturan gri su kullanımı ile sağlanacak avantajlara, depolama sistemlerinin kurulum maliyetlerine, amortisman sürelerine ve güvenli depolamanın önemine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Yıllık ortalama 4 milyon metreküp su tasarrufu sağlanacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikte binalarda yağmur suyu ve gri su kullanımı konusunda değişikliğe gidildi. Buna göre, gri su sistemleri, yatak sayısı 200’den fazla olan konaklama tesisleri, yapı inşaat alanı 10 bin metrekareden büyük olan AVM’ler ve yapı inşaat alanı 30 bin metrekareden büyük kamu binalarında zorunlu olacak. Böylece binalarda yıllık ortalama 4 milyon metreküp su tasarrufu sağlanacak.

“Yağmur suyu ve gri su kullanımını teşvik eden Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile 1,5 yılda Mogan Gölü kadar sudan tasarruf edilmesi hedefleniyor” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, gri su kullanımının önemine dikkat çeken açıklamalarda bulundu:

“Gri su olarak adlandırılan kullanım suyu, tuvaletlerden gelen ve fosseptik atığı içeren siyah su haricindeki suları kapsıyor. Apartmanlarda, otellerde ve işletmelerde; duş alma, el yıkama, bulaşık veya çamaşır yıkama amacıyla kullanılan atık su, gri su olarak tanımlanıyor. 

“Sudan yüzde 30 ila 50’lere varan oranlarda tasarruf sağlıyor”

TÜİK’in yayınladığı 2022 yılı ‘Su ve Atık Su İstatistikleri’ne göre; belediyeler tarafından içme ve kullanma suyu şebekesine çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarı 229 litre iken kişi başı günlük ortalama atık su miktarı 197 litre. Atık suyun 2/3’ünü oluşturan gri suyun; bahçe sulamada, tuvalet rezervuarlarında ve temizlik amacıyla kullanılması sayesinde sudan yüzde 30 ila 50’lere varan oranlarda tasarruf sağlanabiliyor. Böylece gri su kullanarak hem kişilerin su ayak izini hem de su giderlerini düşürmek mümkün hale geliyor.

Kanalizasyon sistemleri üzerindeki yükü azaltıyor

Üstelik gri su kullanımı yalnızca ekonomik değil, çevresel fayda da sağlıyor. Gri su, kanalizasyon sistemleri üzerindeki yükü azaltıyor. Sağladığı bu avantaj, taşkınlarla mücadelede kritik önem taşıyor. Ayıca yeraltı su kaynaklarını koruyor ve suyun geri dönüştürülmesini sağlayarak, ekosistem üzerindeki baskıyı hafifletiyor” dedi.

Osman Yağız, gri su depolama sistemlerinin kurulum maliyetleri ve amortisman süreleri hakkında da şunları söyledi:

“Proje maliyetini ortalama yüzde 0.5 ila 0.7 artırıyor”

Yağmur suyu ve gri su depolama sistemlerinin kurulum bedelleri, GRP su deposunun ve basınçlandırma sistemlerinin kapasitesine ve projeye göre değişiyor. Konutlara kurulan küçük sistemler için fiyatlar 1.500 ila 5 bin dolar aralığında değişiyor. Endüstriyel ve büyük ölçekli projeler içinse fiyatlar 10 bin dolardan başlıyor. Bu sistemlerin yeni inşa edilen binalara eklenmesi proje maliyetiniortalama yüzde 0.5 ila 0.7 oranında artırıyor. Ancak sistem, sağladığı su tasarrufu sayesinde yatırım maliyetini 5 ila 10 yıl içerisinde amorti ediyor.

“Mülk değerini yüzde 5 ila 15 artırıyor”

Su yönetiminde çevre dostu ve ekonomik avantajlar sunan yağmur suyu ve gri su depolama sistemleri, mülk değerini de yüzde 5 ila 15 oranında artırıyor. Üstelik modüler olan GRP su depoları, mevcut binalara da kolaylıkla kurulabiliyor.” dedi.

Osman Yağız, konuşmasında, gri su sistemlerinde güvenli depolamanın önemine de dikkat çekti:

“Gri suyu toplayıp, DIN 4046 standardına uygun kalitede arıtıp, güvenlik ve sağlık kriterlerini karşılayacak şekilde depolamak gerekiyor.

Su içerisinde; yosun, mantar, bakteri oluşumunu önlüyor

Ekomaxi olarak, yüksek mühendislik malzemesi olan cam elyaf takviyeli kompozit malzemeyle ürettiğimiz GRP su depolarımız ile suyun kalitesini koruyoruz. Çünkü GRP depo, geleneksel sistemlerde olduğu gibi aşırı sıcak ve aşırı soğuklarda dış ortam şartlarından etkilenmiyor. GRP panellerin pürüzsüz yüzey yapısı ve cam elyaf içeriği sayesinde UV ışınlarının geçirgenliği sıfıra yakın olduğu için su içerisinde; yosun, mantar, bakteri oluşumunu önlüyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Okumaya Devam Et

GENEL

DemirDöküm’ün İş Ortaklarıyla Güney Kore’de Buluştu

Yayınlandı

-

İklimlendirme sektörünün öncü markalarından DemirDöküm, iş ortaklarının motivasyonunu artırmak ve satışlarını desteklemek için her sene birbirinden farklı konseptte düzenlediği etkinliklerine yenisini ekledi. Şirket bu sene ödüllü seyahat kampanyası kapsamında başarılı olan iş ortaklarını teknoloji ve geleneklerin muhteşem uyumuyla bilinen Güney Kore’de ağırladı. Beş gün süren organizasyonda katılımcılar hem ülkenin modern yüzünü hem de zengin kültürel mirasını keşfetme fırsatı buldu.

DemirDöküm’ün gelenekselleşen yurt dışı seyahat programı, bu yıl Uzak Doğu’nun dinamik ülkesi Güney Kore’de gerçekleşti. DemirDöküm, yeni ürün gamını, müşteri beklentilerindeki değişimleri ve satış sonrası hizmetlerdeki yenilikleri Seul ve Busan şehirlerini kapsayan kültürel turda paylaştı.

Program, dünya tarihinin en çarpıcı noktalarından biri olan DMZ (Askerden Arındırılmış Bölge) ziyaretiyle başladı. Kuzey ve Güney Kore arasındaki 4 km genişliğindeki tampon bölge, Soğuk Savaş döneminin canlı bir tanığı olarak ziyaretçilerini etkileyici bir tarih yolculuğuna çıkardı. Ardından Seul ve Busan şehirlerinin tarihi ve doğal güzelliklerini içeren çok özel bir program gerçekleştirildi. 

Isı Pompası satışlarında başarılı olan iş ortaklarını bir araya getiren etkinlikte katılımcılar, hem dünyanın en özel bölgelerinden birini güzel bir programla ziyaret etme, hem de DemirDöküm’ ün 2025 yılı plan ve hedeflerini istişare etme fırsatını da yakalamış oldu.  

Okumaya Devam Et

Trendler