Bizimle iletişime geçin

GENEL

Çimsa’dan GreenWave Düşük Karbon Programı ile Çevre Dostu İnşaat Çözümleri

Yayınlandı

-

Çimsa, GreenWave Düşük Karbon Programı kapsamında geliştirdiği Ecofort ve Ecoshine ürünleriyle, çevreye duyarlı ve düşük karbon ayak izine sahip inşaat çözümleri sunuyor. Bu yenilikçi ürünlerle hem emisyon azaltım hedeflerine katkıda bulunuyor hem de daha yeşil ve sürdürülebilir bir gelecek için öncülük ediyor.

Sabancı Holding iştiraki Çimsa, sürdürülebilirlik ve düşük karbon hedeflerine yönelik önemli bir adım atarak, GreenWave Düşük Karbon Programı kapsamında yeni nesil çevreci ürünleri piyasaya sunuyor. GreenWave, çevreye duyarlı ve düşük karbon ayak izine sahip ürünler için bir simge olarak öne çıkıyor. Bu program kapsamında, sürdürülebilirlik odaklı inovasyonlar artırılarak, tüm ürünlerin GreenWave etiketi altında toplanması hedefleniyor.

Ecofort ve Ecoshine, GreenWave düşük karbon programı çerçevesinde geliştirilen yenilikçi ve sürdürülebilir çimento ürünleri olarak dikkat çekiyor. Bu ürün ailesi, altyapı ve üstyapı projeleri ile hazır beton uygulamalarında faaliyet gösteren iş ortaklarına daha sürdürülebilir ve katma değerli çözümler sunmayı amaçlıyor. Performans değerlerinden ödün vermeden düşük karbon emisyonlu yapılar inşa edilmesine olanak tanıyan bu ürünler, çevre dostu bir geleceğe katkıda bulunarak hem doğayı korumayı hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefliyor.

Ecofort ve Ecoshine, GreenWave düşük karbon programı çerçevesinde geliştirilen yenilikçi ve sürdürülebilir çimento ürünleri olarak dikkat çekiyor. Bu ürün ailesinde, Ecofort (CEM III/B 32,5 L) düşük karbon emisyonu ile genel gri uygulamalarda özellikle, altyapı ve üstyapı projeleri ile hazır beton uygulamalarında faaliyet gösteren iş ortaklarına daha sürdürülebilir ve katma değerli çözümler sunarken, Ecoshine (CEM II 52,5 Beyaz Çimento) ise yüksek mukavemet ve üstün beyazlık derecesiyle öne çıkarak, özellikle dekoratif uygulamalar ve yapı sekötörü gibi alanlarda estetik ve performansı bir araya getiriyor. 

Performans değerlerinden ödün vermeden düşük karbon emisyonlu yapılar inşa edilmesine olanak tanıyan bu ürünler, çevre dostu bir geleceğe katkıda bulunarak hem doğayı korumayı hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmayı hedefliyor.

Çimsa Gri Çimento Pazarlama & Satış Genel Müdür Yardımcısı Barış Karahüseyin, bu dönüşümün önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “GreenWave programı ile düşük karbonlu ve çevre dostu ürünler geliştirerek, sektörde sürdürülebilirliğin öncüsü olmayı hedefliyoruz. Ecofort ve Ecoshine gibi yenilikçi ürünlerimiz hem emisyon azaltım hedeflerimize ulaşmamıza hem de iş ortaklarımızın beklentilerini en üst düzeyde karşılamamıza olanak tanıyor. Çimsa olarak, sürdürülebilirlik stratejilerimiz doğrultusunda attığımız bu adımların geleceği şekillendireceğine inanıyoruz.”

GreenWave Düşük Karbon Programı ile sürdürülebilir inşaatın kapıları aralanırken, çimento sektörünün karşı karşıya olduğu çevresel ve operasyonel zorluklara yönelik etkili çözümler sunuluyor. 

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Doğanın Enerjisini Aironn’un Gücüyle Buluşturan Proje

Yayınlandı

-

Modern şehir yaşamının dinamikleri ile doğanın enerjisini birleştiren bu özel projede, Aironn’un ileri teknolojiye sahip fan sistemleri başrolde yer alıyor. Dünya standartlarındaki mühendislik çözümleri ve yüksek performansıyla fark yaratan Aironn fanları, projeye üstün hava kalitesi sunarak sürdürülebilir yaşam standartlarına katkı sağlıyor.

Aironn, çevre dostu yaklaşımlarıyla modern projelerin ihtiyaçlarına yanıt verirken teknolojinin sınırlarını zorluyor. Fan Mühendisliğindeki uzmanlığı ve çevresel duyarlılığıyla öne çıkan Aironn, projelerin hava kalitesini artıran güvenilir çözümler sunmaya devam ediyor. Enerji verimliliğini artıran sistemleriyle doğaya duyarlı bir yaşam için güçlü bir altyapı oluşturuyor. Bu proje, Aironn’un sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda hayata geçirdiği bir diğer başarı hikayesi olarak dikkat çekiyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

SAVUNMA SANAYİ İÇİN ÇOK YÖNLÜ ÇÖZÜM: FLOKSER ANAFARTA

Yayınlandı

-

Flokser Kimya ve Flokser İleri Kimya Teknolojileri, savunma sanayi için geliştirdiği yenilikçi poliüretan çözümleriyle dikkat çekiyor. Poliüretan teknolojilerindeki uzmanlığı sayesinde, çeşitli askeri uygulamalara yönelik dayanıklılık ve koruyucu özelliklere sahip ürünler geliştiren marka, Flokser Anafarta ile yüksek balistik dayanıklılığı, geniş kullanım alanı ve uzun ömrüyle güven odaklı bir kaplama çözümü sunuyor.

45 yıldan fazla tecrübeye sahip Flokser Kimya ve savunma sanayi için ileri kimya ürünleri üreten Flokser İleri Kimya Teknolojileri, ilk kez SAHA EXPO-24 Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı’nda tanıttığı Flokser Anafarta ürünü ile savunma sanayindeki varlığını güçlendiriyor.  Savunma sanayinde ve endüstriyel alanlarda kullanılan, kaplandığı yüzeylerin balistik direncini artırarak üstün koruma sağlayan yüksek dayanımlı ürün olan Flokser Anafarta, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) envanterinde de yer alarak hem askeri hem de endüstriyel alanlarda güvenle kullanılabilecek bir çözüm olarak konumlanıyor. Yüksek balistik dayanıklılığı, geniş kullanım alanı ve uzun ömrüyle yenilikçi ve güvenlik odaklı bir kaplama çözümü olan Flokser Anafarta, özel bir makine ile sprey yöntemi kullanılarak uygulanıyor. Sprey yöntemi sayesinde kaplama yapıldıktan sonra yüzey, 10-15 saniye içerisinde hızlıca kürleniyor ve ek yeri olmadan tek parça halinde kaplama sağlanıyor. Bu özellik, her türlü yüzeyde kesintisiz ve dayanıklı bir kaplama elde edilmesine imkan sağlıyor.

Milli Savunma Bakanlığı envanterine girdi: Sahadaki zorlu ve gerçekçi senaryolarda etkin koruma

Balistik dayanım sağlayan yenilikçi yapısıyla sektörde fark yaratan bir ürün olan Flokser Anafarta’yı rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerden biri de Milli Savunma Bakanlığı (MSB) envanterine dahil edilmiş olması. Bu durum, ürünün güvenilirliğini ve balistik koruma kabiliyetini resmi olarak kanıtlıyor. Ayrıca, Flokser Anafarta’nın performansı, MSB desteğiyle gerçekleştirilen gerçek patlatma testleri ile doğrulanmış durumda. Bu testler, ürünün yalnızca laboratuvar koşullarında değil, sahadaki zorlu ve gerçekçi senaryolarda da etkin bir koruma sunduğunu gösteriyor. Yalnızca savunma sanayine değil, endüstriyel alanlara da hitap eden Flokser Anafarta, kaplandığı yüzeylerin balistik dayanımını artırarak çok yönlü kullanım imkanı sunuyor.

Ar-Ge süreci bilimsel yaklaşımlarla desteklendi: Gerçek koşullarda test edildi

Flokser Anafarta’nın Ar-Ge süreci, savunma sanayinin zorlu gereksinimlerini karşılayacak şekilde, kapsamlı ve titiz bir şekilde yürütüldü. Ar-Ge çalışmalarına öncelikle balistik koruma alanındaki ihtiyaçların analiziyle başlandı. Bu analizler, sahadaki gerçek ihtiyaçları belirlemek ve ürünün kullanım alanlarını netleştirmek için kritik öneme sahipti. Süreç boyunca, ulusal ve uluslararası standartlar ile sektörün talepleri dikkate alındı. Ürünün formülasyonu ve performansı, teorik modelleme ve laboratuvar testleri ile geliştirildi. Ardından, MSB desteğiyle gerçekleştirilen gerçek patlatma testleri ile ürünün sahada nasıl bir performans sergilediği detaylı bir şekilde ölçümlendi. Bu aşama, ürünün balistik dayanıklılığını en yüksek seviyeye çıkarma ve saha gereksinimlerini birebir karşılayacak bir yapı oluşturma açısından kritik bir adım oldu.

Ar-Ge sürecinde kullanılan ileri teknoloji ve yenilikçi malzemeler, Flokser Anafarta’nın hem savunma sanayi hem de endüstriyel alanlar için uygun, yüksek performanslı bir çözüm olarak geliştirilmesini sağladı. Sonuç olarak, Flokser Anafarta’nın Ar-Ge süreci, kullanıcı ihtiyaçlarına odaklanan, bilimsel yaklaşımlarla desteklenen ve gerçek koşullarda test edilmiş bir ürün ortaya konmuş oldu.

“Savunma sanayine yönelik çok yönlü bir çözüm sunuyor”

Flokser Anafarta’nın savunma sanayinde ihtiyaç duyulan balistik koruma çözümlerine yenilikçi bir yaklaşım getirdiğini söyleyen Flokser Kimya CEO’su Ekin Tükek, “Ürün, kaplandığı yüzeylerin dayanıklılığını artırarak güvenlik standartlarını üst seviyeye çıkararak stratejik öneme sahip alanlarda üstün koruma sağlıyor. Savunma sanayine yönelik geliştirilen bu ürün, farklı yüzeylere uygulanabilen yapısıyla askeri araçlardan stratejik tesislere kadar geniş bir kullanım yelpazesi sunuyor. Bu esneklik, ürünün savunma sanayi için çok yönlü bir çözüm olmasını sağlıyor. Ayrıca, Flokser Anafarta’nın üretiminde kullanılan yerli ve milli teknolojiler, dışa bağımlılığı azaltarak sektöre maliyet avantajı da sağlıyor” dedi. Uzun ömürlü yapısı sayesinde zorlu çevre koşullarında bile etkinliğini koruyan ürünün sürdürülebilir güvenlik çözümleri için ideal bir tercih haline geldiğini söyleyen Tükek, Flokser Anafarta’nın savunma sanayine sağladığı yenilikçi çözümlerle stratejik bir değer kattığını ve sektöre güvenilir, çok yönlü ve sürdürülebilir bir katkı sunduğunu belirtti.

Okumaya Devam Et

GENEL

Legrand Türkiye Grubu, Data Center İstanbul’da Veri Merkezi Sektöründeki Yenilikçi Çözümlerini Tanıttı!

Yayınlandı

-

Legrand Türkiye Grubu, Data Center İstanbul’a Katıldı

Bina, elektrik ve dijital altyapılar için geliştirdiği ürün ve sistemler konusunda uzman olan Legrand Türkiye Grubu, 3 Aralık tarihinde Grand Cevahir Hotel’de gerçekleştirilen Data Center İstanbul’a katıldı. Ulusal çapta veri merkezi ve IT profesyonellerini bir araya getiren Data Center İstanbul’da bronz sponsor olarak yerini alan Legrand Türkiye Grubu, ziyaretçilere veri merkezleri için geliştirdiği yenilikçi ürünlerini tanıttı.

Legrand Türkiye Grubu, ulusal çapta veri merkezi ve IT profesyonellerini bir araya getiren Data Center İstanbul etkinliğine bronz sponsor olarak katıldı. Legrand Türkiye Grubu, özellikle veri merkezleri için geliştirdiği çözümlerle dijital dönüşüm ve güvenilir altyapı ihtiyaçlarına yönelik sunduğu yenilikçi ürünlerini tanıttı. Sergilenen ürünler arasında yüksek enerji verimliliği sağlayan PDU (Power Distribution Unit) sistemleri ve modüler kabin çözümleri öne çıktı. Legrand Türkiye Grubu, etkinlik boyunca standını ziyaret eden sektör temsilcilerine yenilikçi ürünlerini tanıtma fırsatı buldu ve veri merkezi sektöründeki gelişmeleri yakından takip eden paydaşlarıyla fikir alışverişinde bulundu.

Etkinlik ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Legrand Türkiye Grubu CMO’su Gül Sevinç Selçuk, “Data Center Network Turkey, sektörün öncüleriyle bir araya geldiğimiz, çözümlerimizi tanıttığımız ve yeni iş birliği fırsatlarını değerlendirdiğimiz önemli bir platform. Legrand Türkiye Grubu olarak, veri merkezlerinin sürdürülebilirliğini ve verimliliğini artırmak için çalışmaya devam ediyoruz. Bu alanda liderliğimizi koruyarak sektöre değer katmayı hedefliyoruz.” açıklamalarında bulundu.   

Okumaya Devam Et

Trendler