Bizimle iletişime geçin

GENEL

Yazlığınızın Değerine Yalıtımla Değer Katın 

Yayınlandı

-

Şehrin bunaltıcı havasından kaçıp, daha yavaş bir hayatın tadını çıkarmak isteyenler için yazlıklar vazgeçilmezdir. Ancak, yalıtımsız veya yetersiz yalıtımlı yazlıklar, yüksek elektrik faturaları ve sağlık sorunları gibi olumsuz etkilerle bu keyfi gölgeleyebilir ve mülkün değer kaybetmesine neden olabilir. Yalıtım sektörünün %100 yerli sermayeli tek Türk markası olan Bonus Yalıtım Taş Yünü ürünleri, serin havayı evin içinde tutarak, nem ve küf oluşumunu önler. Bu sayede hem bina hem de insan için sağlıklı bir yaşam ortamı sunar. Taş yünü ile yapılan yalıtım, evinizi korurken American Siding ile beraber uygulandığında evinize estetik bir görünüm kazandırarak, mülkünüzün değerini artırır.

Enerji gerek ulusal ekonominin gerekse aile bütçelerinin en yüksek gider kalemlerinden biri. Ülkemizde giderek yerleşmeye başlayan enerji tasarrufu kültürünün merkezinde ise kış aylarında soğuğun dışarıda sıcağın içeride tutulması yer alıyor. Ancak bu denklemde, soğutmak için doğal gaza göre çok daha pahalı olan elektriğin kullanıldığı yazlıklar göz ardı ediliyor. Ülkemizin 100 milyar dolar seviyelerindeki yıllık enerji ithalatının üçte birinin binaların ısıtılması veya soğutulmasında kullanılması bu durumun korkunç maliyetini gözler önüne seriyor. Küresel ısınmanın gündemden düşmediği bu dönemde, yüksek enerji sarfiyatının çevre üzerindeki etkileri de korkutucu boyutlara varıyor. Yalıtım sektörünün yüzde 100 yerli sermayeli tek Türk markası Bonus Yalıtım, yenilikçi ürünleri ile yalıtımda en çok ihmal edilen yapılar olan yazlıkların da enerji verimliliğini arttırıyor. Bonus Yalıtım Taş Yünü ürün yelpazesi, sağladığı yüzde 60’a varan oranlardaki tasarruf ile enerji tüketiminin ulusal ekonomi, aile bütçesi ve çevre üzerindeki yükünü hafifletiyor. Etkili, kolay uygulanabilir ve uygun maliyetli bir çözüm olan Bonus Taş Yünü ürünlerinin bir diğer artısı da yazlıkları, özellikle deniz kenarındaki yapıların en büyük düşmanı olan nem ve küfe karşı koruması.

Yazlıkların Değerini Artırmanın En Kolay Yolu: Yalıtım

TÜİK verilerine göre, ülkemizde rutubetli, nemli ve küflü konutların oranı yüzde 36. Nem ve rutubet kaynaklı küf oluşumu, sadece duvarlara, kaplamalara ve mobilyalara değil, kolon ve kiriş gibi taşıyıcı elamanları ve duvarları zayıflatıp, binaların dayanımına da zarar verebiliyor. Bonus Yalıtım Satış ve Pazarlama Direktörü Tolga Ceylan, binanın sağlığı ile değeri arasındaki sıkı ilişkiye dikkat çekerek, standartlara uygun yalıtımın binaların değerini artırdığını vurguladı. Ceylan, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “İzolasyon, sadece elektrik faturalarımız için değil, aynı zamanda binamızın dayanıklılığı ve sağlığımız açısından da kritik önemdedir. Küf ve mantar hem insanları hem de binaları içten içe kemirir; görsel bozulmalara ve kötü kokulara yol açarak varlıklarını hissettirirler. Bu durum, özellikle nemin yüksek olduğu deniz kenarındaki yazlıklar için büyük önem taşır. Standartlara uygun yalıtım, yazlığın değerini artırarak emsalleri arasında öne çıkmasını sağlar.”

Yalıtıma Yapılan Yatırım 2 ila 5 Yıl İçinde Geri Dönüyor

Bonus Yalıtım ısı, su, ses ve yangın olmak üzere ‘4 hayati temel yalıtım’ alanında yüksek kaliteli ürünleriyle tüm yalıtım ihtiyaçlarının tek çözüm noktası olma özelliği taşıyor. Bonus Taş Yünü üretimi, firmanın 62.000 m² alanda kurulu ve sektörün en modern tesisi olan Hendek Sakarya tesislerinde gerçekleştiriliyor. Bonus Taş Yünüyle yalıtım uygulaması doğru yapılmış bir binada enerji tasarruf oranı, yaklaşık yüzde 60’a kadar çıkabiliyor. 

Yapım aşamasında bina maliyetlerine oranla yüzde 1’le yüzde 3 arasında değişkenlik gösterebilen yalıtım yatırımları, sağladıkları tasarruf sayesinde 2 ila 5 yıl içinde geri dönüş sağlıyor. 

Yazlığınızın Çehresini American Siding ile Yenileyin

Bonus Yalıtım’ın da bünyesinde yer aldığı Eryap Grup markalarından American Siding mantolama sistemi, yazlığınızı sadece korumakla kalmaz, aynı zamanda göz alıcı bir görünüme kavuşturur. Taş yünü levhaları ile binanın servis ömrünü uzatırken, doğayla uyum içinde, etkileyici ve estetik bir görünüm sunar. Küf ve bakteri oluşumunu önleyen bu sistem, %60’a varan enerji tasarrufu sağlayarak hem çevre dostu hem de ekonomik bir çözüm sunar.

American Siding’in öne çıkan özellikleri arasında, 50 yıl kapsamlı garanti sunması, kolay temizlenebilirliği ve boya veya bakım gerektirmemesi yer alır. Bu avantajlar, yazlığınıza değer katarken, uzun yıllar boyunca bakım gerektirmeden estetik ve fonksiyonel bir çözüm sağlar.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Polisan Holding 60 Yaşında!

Yayınlandı

-

Polisan Holding, kurucusu Necmettin Bitlis’in attığı sağlam temeller ve güçlü vizyonla 60. yılını kutluyor. Kimya, boya, liman işletmeciliği ve gayrimenkul sektörlerindeki faaliyetleriyle ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan Polisan Holding, yarım asrı aşan bu yolculuğunda güçlü iş birlikleri ve inovatif çözümlerle adını geleceğe taşırken 60. yılına özel reklam filmini dijital mecralarda yayınladı.

Poliport, Polisan Kimya, Polisan Yapıkim, Polisan Hellas gibi sektöründe öncü şirketleri bünyesinde bulunduran Polisan Holding, Polisan Kansai Boya ve Rohm and Haas ile olan güçlü ortaklıklarıyla 60. yılını kutluyor. “60 Yıllık Değer” temasıyla hazırlanan reklam filmi, Polisan Holding’in altmış yıllık başarı dolu hikayesini, tecrübesini ve kurduğu güçlü iş birliklerini vurgularken; 60. yıl için özel tasarlanan logo da bu anlamlı yolculuğa eşlik ediyor.

Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler: “60 yıllık bu mirasa sahip olmak bizler için büyük bir gurur kaynağı”

Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler, 60. yıl değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “Polisan Holding’in 60 yıllık tarihi, yalnızca bir büyüme hikayesi değil, aynı zamanda sektöre yön veren yenilikçi ve yerli çözümlerin doğuşuna tanıklık eden bir başarı öyküsüdür. Bu süreçte birçok ilke imza atarak ülke ekonomisine büyük katkılarda bulundu. Bu mirası bizlere kazandıran, vizyonuyla yolumuzu açan kıymetli kurucumuz rahmetli Necmettin Bitlis’e ve 60 yılda bu büyük başarıya emek veren, katkıda bulunan, şu an aramızda olan ya da olmayan herkese, teşekkür ediyor, minnetlerimizi sunuyorum. 60 yıllık bu değerli mirasa sahip olmak, bizler için büyük bir gurur kaynağı. Polisan Holding olarak köklü geçmişimiz ve sürekli gelişim arzusu sayesinde yerli ve milli markalarımızla sektörde öncü olmayı sürdürerek, bu başarı dolu yolculuğu daha da ileriye taşıyacağız.

Okumaya Devam Et

GENEL

Şebeke Suyunu Yönetirken ve Kullanırken Bunlara Dikkat!

Yayınlandı

-

Yaşam alanlarında kişisel bakım ve temizlik amacıyla kullandığımız şebeke suyunu içmek bizleri endişelendiriyor. Ancak uzmanlar, şebeke suyunun kalitesini yalnızca içerken değil, kullanırken de sorgulamamız gerektiğini söylüyor.

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, şebeke suyunun güvenliği konusunda vatandaşları ve belediyeleri uyararak, güvenli su yönetimi için yapılması gerekenleri paylaştı.

Musluk suyu, günlük hayatımızın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Evlerde, okullarda, hastanelerde,  işyerlerinde ve daha birçok yaşam alanında kişisel bakım ve temizlik amacıyla kullanılan hatta birçok ilimizde içme suyu olarak da tüketilen şebeke suyunun kalitesi, insan sağlığı açısından kritik önem taşıyor.

Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, şebeke suyunun güvenliği konusunda vatandaşları ve belediyeleri uyararak, güvenli su yönetimi için yapılması gerekenleri paylaştı:

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır”

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır. Musluktan akan suyun kalitesini etkileyen bazı önemli unsurlar vardır. Bu unsurlar; belediyeler tarafından suyun depolandığı tesisler, şehirlerdeki su boruları, binalardaki su tesisatı ve su depolarıdır.

Suyu, depolama ve taşıma yöntemlerine dikkat!

Su, yaşam alanlarına ulaşmadan önce belediyeler tarafından tedarik edilip, depolanıyor. Şebeke suyunu depolama tesislerinde yaygın olarak kullanılan betonarme depolarda muhafaza etmek yüksek risk taşıyor.  Çünkü betonarme depolarda zamanla oksitlenme oluşabiliyor. Depoda oluşan bu deformasyon ise suyun kimyasal yapısını bozuyor. İçme ve kullanma suyunun güvenli bir şekilde depolanması, suyun depolandıktan sonra kalitesinin bozulmaması ve insan sağlığını tehdit edebilecek mikroorganizmalar oluşturmayacak şekilde muhafaza edilmesi için GRP modüler su deposu sistemini tercih etmek kritik önem taşıyor. Avrupa’da oldukça yaygın olan bu sistemler, suyu, kalitesini bozmadan uzun yıllar güvenli bir şekilde muhafaza ediyor. Yüksek mühendislik malzemesi olarak tanımlanan ve SMC olarak adlandırılan ‘cam elyaf takviyeli kompozit malzeme’ ile üretilen GRP su depoları, geleneksel sistemlerden farklı olarak, aşırı sıcak ve aşırı soğuk dış ortam şartlarından etkilenmiyor. GRP panellerin pürüzsüz yüzey yapısı ve cam elyaf içeriği nedeniyle UV ışınlarının geçirgenliği sıfıra yakın olduğu için su içerisinde; yosun, mantar, bakteri oluşmuyor. 

Su depolama tesislerinin yanı sıra şehirlerdeki su borularına da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü suyu, belediyelerin depolama tesislerinden binalara taşıyan borular da suyun kalitesinde önemli rol oynuyor. Borularda zamanla meydana gelen pas ve sızıntılar, şebeke suyunun kalitesini bozuyor. Bu durumun kontrolü ve düzeltilmesi noktasında da belediyelere büyük sorumluluklar düşüyor.

Su, borular vasıtasıyla binalara ulaştıktan sonra da kirletici unsurlar bulunuyor. Binalardaki su tesisatı ve betonarme depolama yöntemleri de en büyük kirletici sınıfında yer alıyor.

Binalarda da belediyelerin depolama tesislerinde olduğu gibi GRP su depoları tercih etmek ve su tesisatının bakımını yaptırmak gerekiyor. Bu konuda da ev sahiplerine, site yönetimlerine ve işletmelere önemli sorumluluklar düşüyor. 

Su yönetiminde bu hususlara hassasiyet gösterdiğimiz taktirde musluk suyunu güvenle kullanabilir, hatta içebilirsiniz.”dedi.

Osman Yağız,  konuşmasında her GRP su deposunun aynı kalite ve standartlarda üretilmediğinin, marka tercihi yapılırken sistemin, ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğuna dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizdi:

WRAS tarafından tescillenmeli

“GRP su deposu tercihinde dünyada içme suyu kalitesinin ölçüm ve kontrol standartlarını belirleyen WRAS (Water Regulations Advisory Scheme) belgesi önemli bir satın alma kriteridir.  Ancak tercih aşamasında ürünün hangi derecelendirme sınıfı ile belgelendirildiğine dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye’de kullanılan bazı GRP panellerde depolanan su, 23 0C’ye kadar sağlıklı kalabiliyor. Biz Ekomaxi olarak,  üretimde yakaladığımız yüksek standartlar ile yurt içinde bu oranı 27 0C daha arttırarak 50 0C’ye çıkarabilen tek firma olma unvanını taşıyoruz. WRAS belgesi ve bu kapsamda GRP panelin sunduğu sıcaklık değeri, önemli bir satın alma kriteri olarak kabul ediliyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Okumaya Devam Et

GENEL

Legrand Türkiye Grubu, A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na Katıldı

Yayınlandı

-

Bina, elektrik ve dijital altyapılar için geliştirdiği ürün ve sistemler konusunda uzman olan Legrand Türkiye Grubu, 2-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Bu yıl 7. kez düzenlenen A-Tech 2024 Akıllı Bina Teknolojileri, Elektrik, Aydınlatma ve Elektronik Fuarı, akıllı bina teknolojileri ve elektrik sistemleri alanındaki en son yenilikleri sergilemek üzere sektördeki profesyonelleri bir araya getirdi.

Legrand Türkiye Grubu, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Legrand Türkiye Grubu, ev otomasyon sistemlerinden alçak gerilim dağıtım ve koruma ürünlerine, anahtar priz ve çalışma ortamı çözümlerinden aydınlatma kontrol sistemleri ve UPS-kesintisiz güç kaynaklarına ürün ve sistemlerini, sektör profesyonellerinin ve fuar ziyaretçilerinin beğenisine sundu. Özellikle son kullanıcıya yönelik IoT çözümlerimiz ve kablolu/kablosuz otomasyon sistemlerimiz, akıllı bina projelerinde dijital altyapı ve verimliliği artıran özellikleriyle öne çıktı. Ziyaretçiler, stantta yer alan bu çözümleri yakından inceleyerek, uzmanlardan teknik detaylar hakkında bilgi aldı.

Fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Legrand Türkiye Grubu CMO’su Gül Sevinç Selçuk, “A-Tech Fuarı, sektördeki profesyonellerle bir araya gelmek ve inovatif çözümlerimizi paylaşmak adına bizler için önemli bir platform oldu. Özellikle sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğine odaklanan ürünlerimiz, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Bunun yanı sıra, sürdürülebilirlik için çalışan bir firma olarak değerlerimizi ve kurumsal sosyal sorumluluk taahhütlerimizi, aynı zamanda genç profesyonellere fırsatlar sunan Genç Kurul gibi inisiyatiflerimizi tanıtma fırsatı bulduk. Akıllı bina teknolojilerinde sunduğumuz çözümlerle, geleceğin sürdürülebilir yaşam alanlarına katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Okumaya Devam Et

Trendler

Kitap


Kapanma Süresi 20Saniye