GENEL
Mitsubishi Electric: İklimlendirme Sektöründe Yenilikçi ve Sürdürülebilir Çözümlerle Liderlik

Yayınlandı
8 ay önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
100 yılı aşkın tecrübesiyle Mitsubishi Electric, Türkiye’de enerji verimliliği sağlayan yenilikçi iklimlendirme çözümleriyle sektöre öncülük ediyor. Dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik odağında, çevre dostu ürünleriyle müşteri beklentilerini karşılıyor.
- Global ölçekte ve bölgesel olarak markanızın/firmanızın genel değerlendirmenizi alabilir miyiz? Sektördeki konumunuz ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Mitsubishi Electric, ticari faaliyetlerine başladığı 1921’den itibaren dünyanın en önemli teknoloji firmalarından biri. Bugün 120’nin üzerinde ülkede faaliyetleri olan, 150 bine yakın çalışanıyla yarı iletkenler ve cihazlar, enerji sistemleri, uzay sistemleri, otomotiv ekipmanları, bilgi ve iletişim sistemleri, fabrika otomasyon ve bina teknolojileri alanlarında dünyanın önde gelen kuruluşlarından biri olarak konumlanıyor.
Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri olarak, sektördeki konumumuzu ve prestijimizi, ileri teknolojiye dayalı yetkinliklerimiz, enerji verimliliği sağlayan yenilikçi çözümlerimiz ve geniş ürün portföyümüz ile pekiştirdik. Ticari çözümlerimiz, büyük ölçekli endüstriyel projelerde tercih edilmesinin yanı sıra, bireysel müşterilerimize de yüksek verimlilik, dayanıklılık ve konfor sunan ürünler sağlıyoruz. Yüksek performanslı sistemlerimizle, müşterilerimizin beklentilerini en iyi şekilde yerine getirmeyi hedefliyoruz. Ar-Ge yatırımlarımızla sürekli olarak yenilikçi çözümler geliştiriyoruz.
Türkiye’deki iklimlendirme sektörü, artan konfor ve verimlilik talepleri ile hızla büyüyor. Yaz aylarında artan sıcaklıklar, soğutma ihtiyacını artırırken, ürünlerimiz aynı zamanda enerji verimli ve konforlu ısıtma çözümleri de sunarak, enerji tasarrufu bilincini güçlendiriyor. Tüketicilerin çevre dostu ve enerji verimli ürünlere olan talebi sürekli artmakta, bu eğilim Türkiye pazarını küresel çevre bilinci ve enerji verimliliği trendleriyle uyumlu hale getiriyor. Biz de bu doğrultuda, çevreye duyarlı ve yüksek verimlilik sağlayan çözümler sunmaya devam ediyoruz.
Dijitalleşme, iklimlendirme sektöründe büyük bir dönüşüm yaratıyor. Bu dönüşüm, akıllı sistemlerin yaygınlaşmasını ve cihazların internet üzerinden anlık kontrol edilebilmesini sağlayan çözümleri ön plana çıkarıyor. IoT tabanlı çözümlerle enerji tasarrufu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kullanıcılarımıza daha verimli ve konforlu bir deneyim sunan teknolojiler geliştiriyoruz. Akıllı sistemlerin gelecekteki iklimlendirme çözümlerinin temelini oluşturacağına inanıyoruz.
Müşteri deneyimini sürekli olarak iyileştirmek, tüm paydaşlarımızla ulaşacağımız öncelikli hedeflerimizden biri diyebilirim. Bu şekilde sürdürülebilir bir iş modeli oluşturabileceğimize inanıyoruz. Bu amaca ulaşmak için iş süreçlerimizi yalınlaştırarak hızımızı artıracak dijital çözümler üzerinde yoğunlaşacağız. CRM sistemlerimiz, çağrı merkezi altyapımız ve müşteri deneyimi yönetiminde önemli dijital dönüşümler gerçekleştireceğiz. Ayrıca, sahada daha fazla ayak izi bırakarak, müşterilerimiz ve paydaşlarımızla iletişim kanallarımızı güçlendireceğiz.
- 2024 yılı için, sektörümüzdeki en belirgin trendler ve firmanız özelinde en belirgin değişimler neler oldu? 2024 yılı nasıl geçti, kısa bir bilgilendirme alabilir miyiz?
2024 yılı için belirlediğimiz hedefler arasında enerji verimliliği ve dijital dönüşüm alanlarında ilerleme kaydetmek ön planda yer alıyordu. Sektördeki güçlü konumumuzu daha da pekiştirirken, özellikle yapay zekâ destekli çözümlerle müşteri deneyimini iyileştirmeye devam ettik. Enerji verimliliği çözümleri ve çevre dostu ürünler konusundaki kararlılığımızı 2024’te somut adımlarla pekiştirdik. Ayrıca, sektörümüzün ihtiyaçlarına yönelik daha fazla inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı projeler geliştirdik. Küresel sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlamak amacıyla, Türkiye’deki tüm iş süreçlerimizi bu stratejilerle uyumlu hale getirmeyi öncelikli bir hedef olarak belirledik.
Mitsubishi Electric kaliteli ve uzun ömürlü ürünler sunmayı kendisine ilke edinmiş bir marka olarak, geliştirdiği teknolojilerle ürünlerinin yıllar boyunca verimli ve güvenli bir şekilde çalışmasını öncelikli amaçlarından biri olarak görüyor. Biz de bu kalite anlayışı doğrultusunda; satış öncesi, satış esnası ve satış sonrasındaki tüm süreçlerde müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak uzun vadeli değer yaratmaya çalışıyoruz. Bu sayede tüketicilerimize yıllar boyu sürecek ve yaşam kalitelerini artıracak bir deneyim sunuyoruz.
- 2025 yılı sektörel ön görünüz doğrultusunda, başlıklarınız ve belirlediğiniz hedefleriniz neler olacaktır?
2025 yılına yönelik sektörel ön görülerimiz doğrultusunda belirlediğimiz ve iş ortaklarımızla paylaştığımız başlıklar ve hedeflerimizi şöyle sıralayabiliriz: şeffaflık, güvenilirlik, dijitalleşme ve verimlilik, müşteri odaklılık ve sahadaki ayak izimizi artırmak. Bu kapsamda, sürdürülebilirlik ve çevre dostu çözümler ile enerji verimliliği yüksek, çevre dostu klima sistemlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması da en önemli hedeflerimizden biri. Ürünlerimizi çevreye dost bir şekilde tasarlayarak, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmayı amaçlıyoruz. Ana başlıklarımızdan biri olan dijitalleşme ve akıllı çözümler ile döngüsel dijital mühendislik anlayışımız doğrultusunda, dijitalleşme sürecini hızlandırarak, kullanıcılarımızın enerji tüketimini optimize eden akıllı klima sistemlerimizle çözümler üretmeye devam edeceğiz. Müşterilerimizin yaşam kalitesini artıracak çözümler üretmeyi hedeflerken; yalnızca yeni ürünler geliştirmekle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda mevcut ürünlerimizi daha verimli ve çevre dostu hale getirmeyi amaçlıyoruz.
Çok yakın zamanda iş ortaklarımızla İzmir, Antalya, Adana, Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz bölgesel iletişim toplantılarında, “hep birlikte daha ileriye” mottosuyla bir araya geldik. Ekonomik konjonktür, 2024 yılı değerlendirmesi, gelecek vizyonumuz ve daha iyisi için değişim yaratacak hedeflerimizi paylaştık. Başarının, güçlü bir takım çalışmasıyla elde edileceğine inanıyoruz. Bu toplantılarla, iletişimimizi güçlendirerek kısa ve orta vadeli hedeflerimizi belirleyip, geleceğe yönelik vizyonumuzu sürekli olarak paylaşıyoruz.
Tüm paydaşlarımızla ilk hedefimiz müşteri deneyimini daha da arttırmak olacaktır. Ancak bu şekilde sürdürülebilir bir iş modeli oluşturabileceğimize inanıyoruz. Bunu yaparken iş süreçlerimizi yalınlaştıracak, hızımızı arttıracak dijital çözümlere odaklanacağız. CRM sistemlerimiz, çağrı merkezi altyapımız, müşteri deneyimi yönetimimiz vb. alanlarda önemli bir dijital dönüşüme odaklanacağız. Bunun yanında sahadaki ayak izimizi artırıp müşterilerimizle ve paydaşlarımızla olan iletişim kanallarımızı daha da güçlendireceğiz. 2025 yılı itibarıyla, bu hedefler doğrultusunda Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri olarak sektördeki konumumuzu güçlendirecek ve çevreye duyarlı, sürdürülebilir bir gelecek için kararlı adımlar atacağız.
2025 yılı için ihracat hedeflediğiniz yeni bölgelerdeki yeni ihracat stratejilerinizi öğrenebilir miyiz? Bu kapsamda ihracat odaklı yeni üretim / yeni ürün yatırımlarınız ile ilgili bilgi almak, kısaca 2025 yılı için ihracat beklentinizi de öğrenebilir miyiz?
Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri olarak; Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan, Gürcistan ve Ermenistan olmak üzere 7 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Sorumlu olduğumuz ülkelerin ürün ve hizmet ihtiyaçlarını, bu ülkelerdeki iş ortaklarımız aracılığıyla karşılıyoruz. Global’de bağlı bulunduğumuz Mitsubishi Electric Corporation’ın da desteğiyle, uluslararası pazarlara verdiğimiz hizmeti her geçen yıl artırmayı hedefliyoruz.
Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri doğrultusunda, 2024 yılında gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınız ile Sosyal Sorumluluk Projeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
Çevre dostu ürünler, şirketimizin DNA’sının vazgeçilmez bir parçası; düşük enerji tüketen ve yüksek verimlilik sağlayan teknolojilerle iklimlendirme sistemlerinin çevresel etkilerini minimize ederek, sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adım atıyoruz. Gelecekte, yenilikçi ve çevre dostu çözümlerle sektördeki güçlü konumumuzu sürdürmeyi hedefliyoruz. Teknolojik gelişmeleri takip ederek, dijitalleşmeye ve akıllı sistemlere daha fazla yatırım yapmayı planlıyoruz. Yapay zekâ ve gelişmiş hava filtresi içeren ürünlerimizle hem bireysel konfor sağlıyoruz hem de enerji tüketimini azaltarak; faturaları düşürürken karbon sıfır amacına da katkı sağlıyoruz. Yapay zekâ destekli klima sistemlerimiz bu teknoloji ile mekânı tarayarak iklimlendirilen havayı en çok kullanılan alanlara yönlendiriyor. Mitsubishi Electric Klima Sistemleri olarak biz, dayanıklı yapısı ve uzun ömürlü tasarımıyla, konforu kaliteden ödün vermeden sunuyoruz. Ayrıca, sürdürülebilirlik ilkesine uygun ürünlerle pazarın taleplerine yanıt vererek, Türkiye’deki büyüme potansiyelimizi daha da artıracak hem yerel hem de küresel pazarda güçlü bir konumda olmaya da devam ediyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerimizden bahsedecek olursam; Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen deprem felaketinin ardından deprem bölgesinde geçici yaşam alanlarında zor koşullarda hayatlarını sürdüren vatandaşların yaşam koşullarını iyileştirmek için AFAD’a (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) bu mekanlarda kullanılmak üzere Manisa’da bulunan grup şirketlerimizden biri olan Mitsubishi Electric Turkey Klima Sistemleri Üretim A.Ş ile toplam 562 adet klima bağışı gerçekleştirdik.
Ayrıca, Türkiye’de birçok farklı devlet üniversitesinde eğitim alan lisans seviyesindeki öğrencilere otomasyonu öğretmek için ürün bağışı destekleri bulunan Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri birimimiz de eğitim alanında topluma katkı sağlamayı sürdürüyor.
2025 yılı Sürdürülebilirlik Vizyonunuz hakkında da bilgi almak isteriz.
Sürdürülebilirlik ve müşteri deneyimi arasındaki mükemmel dengeyi kurmayı öncelikli hedeflerimizden biri olarak belirledik. Bu denge, satış öncesinde, sırasında ve sonrasında sunduğumuz hizmetlerle müşterilerimizin beklentilerini aşmayı taahhüt ettiğimiz prensibimizi yansıtıyor. Ürün ve üretim kalitesi, ihtiyaç analizi, ürün seçimi, projelendirme, satış, sevkiyat, montaj, müşteri memnuniyeti ve bakım gibi tüm süreçlerde mükemmelliği hedefliyor ve sektörümüzdeki başarımızı sürdürüyoruz. Mükemmellik prensibimizi, yenilikçi teknolojiler ve enerji verimliliği ile taçlandırmak istiyoruz.
Mitsubishi Electric, global hedeflerine paralel olarak, sosyal sorunları çözmeyi hedefleyen ‘Karşılıklı Fayda’ ilkesini benimsiyor ve sürdürülebilirlik politikalarını en iyi şekilde hayata geçirme yolunda kararlılıkla ilerliyor. Sürdürülebilirlik girişimlerini ve yatırımlarını hızlandırarak iş temellerini güçlendirmeyi ve yeni değerler yaratmayı amaçlıyor. Çeşitli alanlarda geliştirdiği teknolojik yetenekleri ve her bir çalışanının yaratıcılığını bir araya getirerek, sürdürülebilirlik inovasyonu alanında öncü firmalardan biri olmayı hedefliyor.
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
Kriz Anında Samimiyet ve Şeffaflık Başarılı İtibar Yönetiminin Anahtarı

Yayınlandı
16 saat önce-
Ekim 16, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
İtibar, kuşkusuz ki kurumların ve markaların en değerli sermayelerinin başında geliyor. Ancak yıllar boyunca süren çalışmalarla inşa edilen bu itibar, bir kriz anında dakikalar içinde yerle bir olabiliyor ya da zayıflayabiliyor. Gelinen noktada kurumların ve markaların itibarını koruması, güçlü ürünler veya hizmetlerle birlikte kriz dönemlerinde yürüttükleri iletişim stratejilerinin doğruluğuyla ölçülüyor. Kriz yönetiminde hız, şeffaflık ve tutarlılık bir tercih değil, var olmanın temel koşulu.
Kriz, tanımı gereği her ne kadar beklenmedik anlarda ortaya çıksa da etkili bir kriz yönetiminin “beklenmeyeni beklemekle” başladığına dikkat çeken İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, kriz iletişiminde dikkat edilmesi gerekenlere ışık tutuyor: Başarılı kriz iletişiminin temelinde, olay yaşanmadan önce oluşturulan bir kriz planı bulunur. Kurumun hangi durumları kriz olarak tanımladığı, bu süreçte kimlerin sorumluluk alacağı, iç ve dış paydaşlara nasıl bilgi aktarılacağı gibi tüm süreçler önceden belirlenmeli. Örneğin bir üretim hatası, güvenlik ihlali veya yönetici açıklaması aynı yöntemlerle ele alınamaz. Kriz planı, olası senaryolara göre farklı aksiyon adımlarını ve iletişim tonlarını içermeli. Bir diğer önemli unsur ise kriz anında hızlı tepki verebilme kapasitesi. Geciken açıklamalar, söylentilerin yayılmasına ve markanın hikâyesinin başkaları tarafından şekillendirilmesine yol açar. Hele ki dijital çağda birkaç dakikalık gecikme bile sosyal medyada telafisi güç bir bilgi kirliliği yaratabilir.
Şeffaflık, kriz iletişiminin en güçlü kalkanı
Kriz dönemlerinde bilgi saklamak ya da durumu yeterince önemsememek, kurumların en sık yaptığı hataların başında geliyor. Oysa kriz iletişiminin merkezinde dürüstlük ve şeffaflık yer alıyor. Kamuoyuna açık, doğru ve eksiksiz bilgi sunmak; itibarın korunmasında ve güvenin yeniden inşasında kritik rol oynuyor. Harvard Business Review tarafından yapılan bir araştırma, açık iletişim politikası izleyen markaların kriz dönemlerinde tüketici güvenini yüzde 43 oranında koruduğunu ortaya koyuyor. Kısacası, markaların kriz sürecindeki iletişimi, olayın kendisinden daha kalıcı bir etki yaratabiliyor.
Bu duruma en iyi örneklerden biri, Johnson & Johnson’ın Tylenol krizi olarak gösteriliyor. Ürünlerinden birinin zehirlenme vakalarıyla ilişkilendirilmesi üzerine şirket, milyarlarca dolarlık zararı göze alarak tüm ürünleri piyasadan çekti, kamuoyuna açık bir bilgilendirme yaptı ve yeni güvenlik protokolleri geliştirdi. Bu cesur ve şeffaf tutum, markayı krizin içinden güçlenerek çıkardı. Öte yandan BP’nin 2010’daki Meksika Körfezi petrol sızıntısı olayı, kriz iletişiminde yapılan hataların kurumlara nasıl zarar verebileceğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak anılıyor. Şirketin geç açıklama yapması, sorumluluk almaktan kaçınması ve empati kurmaması, marka imajını uzun yıllar boyunca zedeledi.
Krizden sonra başlayan asıl sınav, itibar yönetimi
Kriz iletişimi, yalnızca olayın sıcak döneminde yapılan açıklamalardan ibaret değil. Kriz sona erdiğinde başlayan itibar yönetimi süreci, markanın yeniden yapılanmasında belirleyici rol oynuyor. Bu aşamada markaların krizden çıkardığı dersi somut adımlarla desteklemesi gerekiyor. Kriz anında ortaya çıkan maddi veya manevi mağduriyetler hızla giderilmeli. Ayrıca krizden çıkarılan dersler doğrultusunda yeni politikalar ve önlemlerin kamuoyuyla paylaşılmasına özen gösterilmeli. Bu şekilde kriz, bir tehditten öte kurumsal kültürü güçlendiren bir fırsata dönüşebilir.
Krizlerin nabzı artık sosyal medyada atıyor
Günümüzün dijital çağında hiçbir kriz ‘kapalı kapılar ardında’ yaşanmıyor. Çünkü sosyal medya hem krizi büyütebilen hem de doğru yönetildiğinde markaya güven kazandıran bir mecra haline geldi. X, Instagram, LinkedIn ve TikTok gibi platformlarda krizle ilgili paylaşımlar, geleneksel medyadan çok daha hızlı yayılıyor. Bu nedenle sosyal medya yönetimi, kriz iletişimi planlarının ayrılmaz bir parçası. Gerçek zamanlı takip sistemleri, sosyal dinleme araçları ve doğru tonla oluşturulan yanıtlar, markaya kriz sürecinde önemli bir avantaj sağlar.
Markaların soğukkanlı, empatik ve çözüm odaklı bir iletişim dili benimsemesi, kamuoyundaki algıyı olumlu yönde şekillendirir. Diğer yandan kriz anları, bir markanın gerçek karakterini ortaya koyar. Bu süreçte sergilenen tutum, yalnızca itibarın değil, geleceğe duyulan güvenin de belirleyicisi olabilir. Etkili bir iletişim stratejisiyle krizler, kurumlar için yeniden doğuş fırsatına dönüşebilir.
GENEL
ASAŞPEN, CSTB Sertifikalarıyla Avrupa Standartlarını Bir Üst Seviyeye Taşıdı

Yayınlandı
16 saat önce-
Ekim 16, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
PVC kapı ve pencere sistemlerinde sektörün öncü markalarından ASAŞPEN, uluslararası kalite yolculuğunda önemli bir başarıya daha imza attı. ASAŞPEN’in Maxi Riviera Serisi profilleri, Fransa merkezli ve bağımsız bir kurum olan CSTB (Centre Scientifique et Technique du Bâtiment) tarafından verilen QB 34 ve QB 59sertifikalarını almaya hak kazandı. Böylece Maxi Riviera Serisi, Avrupa’nın en prestijli kalite standartlarına uygunluğu resmi olarak belgelenmiş oldu.
Avrupa’da yapı malzemelerinin performans ve güvenilirliğini ölçümleyen en önemli otoritelerden biri olan CSTB, verdiği sertifikalarla ürünlerin dayanıklılık, teknik performans ve sürdürülebilirlik kriterlerini onaylıyor. Bu nedenle CSTB sertifikaları, yalnızca Fransa’da değil tüm Avrupa’da projelerde tercih edilmenin ön koşullarından biri olarak kabul ediliyor.
QB 34 sertifikası, profillerde kullanılan hammaddelerin kalite ve uygunluğunu belgeliyor.
QB 59 sertifikası ise Maxi Riviera Serisi profillerin nihai ürün olarak mekanik performans, renk stabilitesi, UV direnci ve uzun ömürlü dayanıklılık gibi kritik kriterleri karşıladığını resmi olarak doğruluyor.
Avrupa Pazarında Güçlü Bir Referans
CSTB sertifikaları, ASAŞPEN’in yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’da da rekabet gücünü artırıyor. Bu belgeler sayesinde Maxi Riviera Serisi, Avrupa projelerinde kullanılabilme avantajına sahip olurken; markaya “uluslararası güvenilirlik” ve “tercih edilme üstünlüğü” kazandırıyor.
ASAŞPEN olarak, kalite ve inovasyona dayalı üretim anlayışımızı bir kez daha uluslararası düzeyde kanıtlamış olmaktan gurur duyuyoruz. Bu başarı, iş ortaklarımızla birlikte yürüttüğümüz güçlü iş birliğinin de en önemli göstergelerinden biridir.
GENEL
İtfaiye ve Özel Güvenlik Şirketleri Birlikte Çalışmalı

Yayınlandı
17 saat önce-
Ekim 16, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Securitas, yangın risklerinin yönetiminde itfaiye hizmetleri ile özel güvenlik şirketlerinin iş birliğinin kritik önemine dikkat çekti.
1–2 Ekim 2025 tarihlerinde Adana HiltonSa’da düzenlenen “Tesislerde Proses Emniyeti Sempozyumu”na katılan Securitas, işletmelerde yangın güvenliği konusunda bütüncül bir yaklaşımın gerekliliğini vurguladı.
Sempozyum kapsamında düzenlenen ve moderatörlüğünü Securitas Kurumsal İletişim Müdürü Elif Koca’nın yaptığı “Yangın Riskleri, Önleyici Çözümler ve Güvenliğin Önemi” başlıklı panelde; Securitas İtfaiye Hizmetleri Genel Müdürü Uğur Yertut, Securitas Güvenlik Süreçleri Koordinatörü Hüseyin Erim ve Adana OSB İtfaiye Denetçisi Mustafa Değirmenci işletmeler ve organize sanayi bölgeleri özelinde yangın risklerini ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi.
Profesyonel İtfaiye Danışmanlığı Şart
Securitas İtfaiye Hizmetleri Genel MüdürüUğur Yertut, yangın risklerinin yönetiminde güvenlik hizmetlerinin yanında mutlaka profesyonel itfaiye danışmanlığı alınması gerektiğinin altını çizdi: “Securitas İtfaiye olarak görevimiz yalnızca önlem almak değil, aynı zamanda alınan önlemlerin doğru uygulanıp uygulanmadığını denetlemektir. Tesise özel risk analizi yapıyor, eğitim ihtiyaçlarını belirliyor ve senaryolu tatbikatlarla çalışanların rollerini netleştiriyoruz. Örneğin söndürme ekibi en az üç kişiden oluşmalıdır: müdahale eden, hortumcu ve vanacı. Bu ekibe güvenlik görevlileri de dahil olabilir. Multirol hizmetimizle güvenlik görevlilerini bu ekiplerde eğitiyoruz.” Dedi.
Yertut, yangın sırasında kişisel koruyucu ekipmanların hayati önem taşıdığını, karbonmonoksitin saniyeler içinde ölümcül olabileceğini vurguladı. Securitas bünyesinde bugün itibarıyla yaklaık 300 multirol güvenlik görevlisinin yangın güvenliği alanında aktif görev aldığını da sözlerine ekledi.
Yangın, İşletmeler İçin En Kritik Güvenlik Tehdidi
Panelde konuşan Securitas Güvenlik Süreçleri KoordinatörüHüseyin Erim, Türkiye’de 2025 yılında yangınların güvenlik risk analizlerinde öncelikli gündem olması gerektiğini belirtti.
Erim “Yaptığımız analizlere göre fabrikalar %44 ile en yüksek yangın riskine sahip. Ardından depolar (%16), ofisler (%13) ve AVM’ler (%9) geliyor. Güvenlik görevlileri sadece müdahale yöntemlerini değil, yapmamaları gerekenleri de bilmek zorunda. Önceliğimiz yangının çıkmasını engellemektir. Burada dikkat edilmesi gereken görev dağılımları ve tesis, itfaiye ve güvenlik firmasının entegre çalışmasının sağlanması” dedi.
Erim ayrıca, yangın protokollerinin yazılı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak; alarm sistemlerinin devreye alınması, itfaiyeye haber verilmesi, tahliye süreçleri ve sonrasındaki raporlama adımlarının eksiksiz planlanmasının şart olduğunu söyledi.
Son Yazılar
- Kriz Anında Samimiyet ve Şeffaflık Başarılı İtibar Yönetiminin Anahtarı Ekim 16, 2025
- ASAŞPEN, CSTB Sertifikalarıyla Avrupa Standartlarını Bir Üst Seviyeye Taşıdı Ekim 16, 2025
- İtfaiye ve Özel Güvenlik Şirketleri Birlikte Çalışmalı Ekim 16, 2025
- PORCELANOSA GROUP, TÜRKİYE’DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLATIYOR Ekim 16, 2025
- Floorpan Usta Buluşmaları Devam Etti: İstanbul ve Kocaeli’nden 150 Usta Bir Araya Geldi Ekim 16, 2025
- SAINT-GOBAIN, KÜRESEL LİDERLİĞİNİ KULLANARAK KÂRLI BÜYÜMESİNİ HIZLANDIRIYOR Ekim 16, 2025
- ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ozan Turan: “Yalıtım, doğal afetlerde riski azaltan en etkili yöntemlerden biri” Ekim 16, 2025
- Siemens Türkiye, Gebze Fabrikası’nda 100.000’inci Orta Gerilim Panosunu Üretti Ekim 16, 2025
- Yeşim Kozanlı Mimarlık’tan Doğayla Bütünleşen Lüks Yaşam Deneyimi: Swissotel Living Bodrum Ekim 16, 2025
- Türk müteahhitlerin hedefi Portekiz Ekim 15, 2025
- MARSHALL 2026 YILININ RENGİNİ AÇIKLADI: “MAVİNİN RİTMİ” Ekim 15, 2025
- Seranit ve Vanucci’den Yenilikçi Mobil Deneyim: SERAVAN Ekim 15, 2025
- E.C.A. SEREL, Bayileriyle St. Petersburg’da Tarih ve Kültür Dolu Bir Yolculuğa Çıktı Ekim 15, 2025
- Eşsiz Tasarım ve Yenilikçi Performans: Yeni Toyota Traigo48 Elektrikli Forklift Serisi Ekim 15, 2025
- Çimsa, ABD’deki yeni yatırımını devreye alarak gri çimento üretimini 3 kıtaya taşıdı Ekim 15, 2025
Trendler
- RÖPORTAJ1 yıl önce
“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
- GENEL1 yıl önce
Alarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
- GENEL1 yıl önce
Sika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
- GENEL1 yıl önce
Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
- SEKTÖREL1 yıl önce
Doka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
- GENEL12 ay önce
Sektörel Liderlikte Bir Adım Daha: Hareket, Heavy Lift Awards’da İnovasyon Ödülü Aldı!
- GENEL1 yıl önce
Irak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel
- GENEL1 yıl önce
İsra Portföy’ün Birinci ve İkinci GSYF İhraç Belgelerine SPK’dan Onay Geldi