Bizimle iletişime geçin

GENEL

Mapress CuNiFe Temin Sistemi Boruları ile keyifli ve güvenli bir deniz yolculuğu 

Yayınlandı

-

Sıhhi tesisat ve vitrifiye ürünleriyle yaşam alanlarına değer katan Geberit, edindiği tecrübe ile 1986 yılından bu yana denizcilik projelerinin kendine has ihtiyaçlarını anlayıp, ihtiyaçlara özel çözümler de geliştiriyor. Geberit’in bu doğrultuda güvenli yat yolculukları için kullanıcılarına sunduğu Mapress CuNiFe Sistem Boruları; tuzlu suda yüksek direnç, uzun ömürlülük ve kolay bakım vadediyor. Korozyon ve diğer dış etkenlere karşı yüksek dayanıklılığa sahip yapısıyla üstün verimlilik sağlayan Mapress CuNiFe, bakır-nikel-demir alaşımıyla kendini özellikle deniz suyu ileten hatlarda ve gemi inşaatında kanıtlıyor. 

İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, Ar-Ge ve yüksek mühendislik temelli çözümleriyle yaşam alanlarında olduğu kadar endüstri ve gemi inşaatına yönelik çözümleriyle de deniz yolculuğuna üst düzey konfor sunuyor. Markanın yat sahiplerinin yolculuğunu sorunsuz sürdürmesi için beklentilerini üst-segment özellikleriyle karşılayan Mapress CuNiFe Sistem Boruları, bakır-nikel-demir alaşımı sayesinde üstün performansını uzun yıllar sürdürüyor. Türkiye’de International Maritime Organization – Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (IMO) tarafından belirlenen kriterlere göre üretilen yatlara tam uyumlu olan Mapress CuNiFe, keyifli deniz yolculuklarında güvence sunuyor.  

Sızdırmazlık, dayanıklılık, kolay montaj = CuNiFe

“Özellikle temin boru sistemleri, tesisat çözümleri ve banyo ürün gruplarımızla yatlar, yolcu gemileri, askeri gemiler ve offshore platformlar gibi çok çeşitli denizcilik projelerinde aktif rol alıyoruz” ifadesini kullanan Geberit Türkiye Ürün Müdürü Irmak Kip, “Bu alandaki en temel hedefimiz; dayanıklılığı, güvenliği ve montaj kolaylığını bir arada sunan sistemlerimizle, denizcilik sektöründe tercih edilen ve güvenilen bir çözüm ortağı olmaya devam etmek. Denizcilik bizim için sadece bir sektör değil; sürekli gelişen, teknik olarak zorlayıcı ama bir o kadar da ilham verici bir alan. Bu kapsamda yatlarda yer alan deniz suyu iletilen tesisatlarda kullanılması için geliştirdiğimiz Mapress CuNiFe; uzun ömürlülüğü, sızdırmaz montajı ve kolay bakımıyla ön plana çıkıyor. Özellikle denizcilik sektörünün zorlu koşullarında, CuNiFe malzemenin sunduğu doğal korozyon direnci sayesinde bu sistemler uzun ömürlü ve güvenilir bir çözüm oluyor. CuNiFe borular, yüksek tuzluluk oranına sahip deniz suyuna karşı mükemmel dayanım gösterdiği için soğutma suyu, balast ve sintine sistemleri, yangın söndürme hatları ve deniz suyu temin sistemleri gibi uygulamalarda sıkça tercih ediliyor. Bu sistemlerin sağladığı en büyük avantajlardan biri ise denizcilik projelerinde çok önem verilen sızdırmazlık, dayanıklılık ve kolay montaj beklentilerine eksiksiz yanıt vermesi.” dedi.

Geberit boru sistemleri, minimum 50 yıl hizmet verecek şekilde üretiliyor

CuNiFe boruların pres bağlantı teknolojisi ile birleştirilerek kaynak veya lehim gerektirmeden hızlı ve güvenli bir şekilde monte edilebildiğini vurgulayan Kip, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sayede hem montaj süresini kısaltıyor hem de yangın riski olmadan çalışmayı mümkün kılıyoruz. CuNiFe alaşımı, yüksek sıcaklıklarda da formunu ve dayanıklılığını koruyabildiği için yangın anında sistemin bütünlüğünü sürdürmesine olanak tanıyor. Deniz suyuna karşı doğal yapısından kaynaklanan yüksek korozyon direnci sayesinde ise bakım gereksinimi minimuma inerken, sistem uzun yıllar güvenli bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra Geberit olarak boru sistemlerimizi minimum 50 yıl hizmet verecek şekilde üretiyoruz. Bu uzun ömür, bakım ihtiyacını en aza indirirken, modüler yapısı sayesinde olası parça değişimlerinde sistemin tamamını sökmeye gerek kalmıyor. Özellikle yat gibi erişimin zor olduğu alanlarda bu durum büyük bir avantaj yaratıyor. Garanti konusunda ise ürünlerimiz için 10 yıl garanti sunuyoruz. Bu, kullanıcılarımıza sadece kaliteli bir ürün değil, aynı zamanda uzun vadeli bir güvence sağladığımız anlamına geliyor. Ayrıca üretimi durdurulan ürünler için dahi 50 yıla kadar yedek parça temini sunmamız, sistem sürekliliği açısından büyük bir artı. Kısacası CuNiFe; yat sektöründe dayanıklılık, uzun ömür ve güvence beklentilerini fazlasıyla karşılıyor. Bu da bizi, sadece ürün sağlayıcısı değil; aynı zamanda uzun soluklu bir çözüm ortağı olarak konumlandırıyor.”

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi 

Yayınlandı

-

Elite World Hotels & Resorts, franchise iş modeliyle büyümeye devam ediyor. Zincir, rezidans kategorisindeki yeni oteli Elite World Residence İstanbul Başakşehir için Hayat Group İnşaat ile anlaşma imzaladı.

Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, rezidans konseptindeki otellerine bir yenisini daha ekledi. Zincir, bu kapsamda İstanbul’un gelişen bölgesi Başakşehir’de Hayat Group İnşaat ile Elite World Residence İstanbul Başakşehir projesi için franchise anlaşması imzaladı.

Konforlu Yaşam Alanları ve Geniş Sosyal Olanaklar

2027 Ocak ayında kapılarını açması planlanan Elite World Residence İstanbul Başakşehir, 45 otel odası ve 70 rezidans dairesi ile misafirlerini ağırlayacak. 2 bloktan oluşan ve 15 katlı ana binası otel ve rezidans olarak konumlandırılan proje, 600 metrekare alana sahip spa ve fitness alanı, 250 metrekarelik restoranı, açık alışveriş alanı, havuzu ve 400 kişilik 2 toplantı salonuyla iş ve tatil amaçlı konaklamalar için ideal bir deneyim sunacak. İstanbul Havalimanı ve Taksim’e 30 kilometre, Çam Sakura Hastanesi’ne yürüme mesafesinde yer alan proje, hem uzun hem de kısa süreli konaklamalarda iş seyahati, tatil ve sağlık turizmi hedef kitlesine hitap edecek şekilde tasarlandı.

Yeni Dönem İçin Güçlü Adım

Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,  “Elite World Hotels & Resorts olarak, markamızı Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarına taşımak için yatırımcılarımızla güç birliği yapmaya devam ediyoruz. Yeni otelimizle birlikte sadece konaklama değil; bulunduğumuz şehre değer katacak, istihdam ve turizm potansiyeli yaratacak adımlar atıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, zincirimizin rezidans konseptindeki 3. oteli olarak sürdürülebilir büyümemizin örneğini teşkil ediyor. Misafirlerimizin ihtiyaçlarına uygun konfor ve hizmet standartlarımızı her geçen gün daha geniş bir kitleyle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. 

Elite World Hotels & Resorts CEO’su Orkun Petekçi ise  “Bugün imza attığımız bu anlaşma, franchise iş modeliyle büyüme stratejimizdeki kararlılığımızın önemli bir örneğini oluşturuyor. Zincirimizin İstanbul’daki 9’uncu oteli olacak bu tesis, portföyümüzdeki çeşitliliğin de önemli bir parçası olacak. Yeni otelimizin, İstanbul turizminin gelişimine katkı sağlayacağına ve markamızın büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Yatırımcılarımızın vizyonunu Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle buluşturarak güçlü ve sürdürülebilir büyümeye devam ediyoruz.” diye konuştu.

Hayat Group İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Abdel Halim ise yatırımla ilgili olarak şunları kaydetti: “Gayrimenkul ve karma yaşam projelerinde edindiğimiz deneyimi, turizm sektörünün güçlü markalarından Elite World ile yeni bir boyuta taşıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, grup olarak markalı otel ve rezidans projelerimizdeki ilk büyük adımımız olacak. Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle bölgeye ve İstanbul’a değer katacağımıza inanıyoruz.” 

Okumaya Devam Et

GENEL

Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor

Yayınlandı

-

Günümüzde markaların tüketicilerle kurduğu ilişkinin doğası köklü bir değişimden geçiyor. Sadece kaliteli bir ürün ya da hizmet sunmak, müşterilerin güvenini kazanmak için artık yeterli değil. Tüketiciler, markaların arkasındaki değerleri, iş yapış biçimlerini, toplumsal sorumluluklarını ve hatta kriz anlarında sergiledikleri tavırları daha yakından takip ediyor. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bilgiye erişimin hiç olmadığı kadar kolay hale geldiğini vurgulayan İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, şeffaf iletişimin markalara kazandırdığı avantajlara dikkat çekiyor.

Tüketicilerin yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığa öncelik veriyor

Şeffaf iletişimin artık bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Sibel Selvi, şunları söylüyor: Araştırmalar bu dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. NielsenIQ verilerine göre tüketicilerin yüzde 72’si, bir markanın amacını ve değerlerini açıkça ortaya koymasının satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini belirtiyor. Label Insight tarafından yapılan başka bir araştırma ise tüketicilerin yüzde 94’ünün şeffaf davranan markalara daha sadık kaldığını gösteriyor. Benzer şekilde WebFX’in yayımladığı istatistiklere göre tüketicilerin yaklaşık yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığı en önemli faktörlerden biri olarak görüyor. Bu oranlar, şeffaflığın artık marka değerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.

Güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişim

Peki, şeffaf iletişim neden bu kadar önemli? Öncelikle güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişimden geçiyor. Tüketiciler, markaların hatalarını gizlemesindense sorumluluk almasını ve çözüm yolunu şeffaf şekilde paylaşmasını tercih ediyor. Kriz dönemlerinde şeffaf iletişimi öncelik haline getiren şirketler, tüketiciler tarafından çok daha güvenilir bulunuyor. Bu da itibar yönetiminde şeffaflığın kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Bununla birlikte şeffaflık, müşteri sadakatini ve marka bağlılığını artırıyor. Şeffaf markalar yalnızca tercih edilmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketicilerin gözünde “savunulmaya değer” hale geliyor.

Şeffaflık, verilerin güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor

Elbette markaların şeffaflık konusunda adım atması kolay değil. Ölçülmesi güç veriler, farklı kültürel beklentiler ve rekabet kaygıları şirketlerin önüne önemli engeller çıkarabiliyor. Bu noktada şeffaflık sağlamak, birçok farklı aktörün verilerinin uyumlu ve güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor. Ancak bu süreçte bilgi eksiklikleri veya doğrulama sorunları yaşanabiliyor. Şeffaflık ile “ticari sırların korunması” arasındaki ince denge, markalar için zaman zaman kafa karıştırıcı bir alan oluşturuyor. Çok fazla bilgi paylaşımı rakipler için avantaj yaratabileceği gibi tüketicilerde de karmaşa doğurabiliyor. Bununla birlikte, dünyada öne çıkan uygulamalar şeffaf iletişimin doğru şekilde kurgulandığında markalar için ciddi bir değer yarattığını ortaya koyuyor. Vogue Business tarafından “radikal dürüstlük” olarak tanımlanan akım, markaların başarılarının yanı sıra hatalarını da samimiyetle paylaşmasını kapsıyor. Bu yaklaşım özellikle genç kuşak tüketiciler arasında büyük yankı buluyor.

Uzun vadeli başarının temel koşulu, şeffaf iletişim stratejisi

Gelinen noktada şeffaf iletişim stratejisi oluşturmak günümüz markaları için artık bir tercih değil, uzun vadeli başarının temel koşullarından biri. Tüketiciler markalardan dürüstlük, hesap verebilirlik ve samimiyet bekliyor. Bu beklentiyi karşılayabilen şirketler hem güven hem de sadakat kazanarak rekabette öne çıkıyor. Buna karşın şeffaflıktan uzak duran markaların, dijital çağda itibarlarını koruması giderek zorlaşıyor. Şeffaf iletişim, geleceğin güçlü markalarının olmazsa olmaz yapıtaşı olmaya aday görünüyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

GAYRİMENKULDE İLKLERİN MARKASI BİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE

Yayınlandı

-

“Sektörde ilk yapay zekâ reklam filmi de Bizim Evler için hazırlanmıştı” 

İhlas Holding İnşaat Grubu, binlerce aileyi ev sahibi yaptığı Ispartakule bölgesindeki Bizim Evler markalı projeleri için yeni bir reklam filmi hazırlattı. Şubat ayında yayınlanan ve gayrimenkul sektöründe ilk olma özelliği taşıyan yapay zekâ destekli reklam filmiyle büyük ses getiren marka, şimdi ikinci filmle bu yenilikçi yaklaşımı sürdürüyor. Bizim Evler için yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan her iki reklam filminde de yarım asra yakın tecrübesiyle Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.

İstanbul’da planlı şehir hayatının en başarılı örnekleri arasında yer alan Ispartakule bölgesinin, en güçlü inşaat firması İhlas Holding İnşaat Grubu, Bizim Evler markası için yapay zekâ teknolojisiyle yeni bir reklam filmi hazırlattı. Daha önce Şubat ayında hazırlanan ve büyük ses getiren reklam filmi, “Yapay zekâ teknolojisiyle gayrimenkul sektöründe hazırlanan ilk reklam filmi” olmuştu.

HER DETAYDA YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİ

Senaryodan müziğe, görsellerden metinlere kadar tüm aşamalarda yapay zekâ teknolojisiyle üretilen yeni reklam filminde, teslime hazır Bizim Evler 10 ve yapımı süren Bizim Evler 11 projesindeki 48 aylık vade kampanyası anlatılıyor. Bu öncü çalışmada, yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan ilk reklam filminde olduğu gibi yarım asra yaklaşan tecrübesi ve yenilikçi bakış açısına sahip Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.

GEÇMİŞTEN İLHAM, GELECEĞE VİZYON

Hazırlanan yeni reklam filminde, Bizim Evler projeleriyle özlenen mahalle kültürü ve  komşuluk değerlerinin yeniden hayat bulduğu mesajı veriliyor. Ayrıca yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan yeni reklam filmiyle İhlas Holding İnşaat Grubu, tıpkı ilk filmde olduğu gibi teknoloji ile gayrimenkul sektörü arasında önemli bir bağ kurarak benzersiz bir müşteri deneyimi yaşatmayı hedefliyor. 

Okumaya Devam Et

Trendler