Bizimle iletişime geçin

GENEL

İnşaatta Atık Yönetimi: Geri Dönüşüm ve Sürdürülebilir Malzeme Kullanımı

Yayınlandı

-

İnşaat sektörü, dünya genelinde en büyük atık üreticilerinden biridir. İnşaat, yıkım ve tadilat projeleri, büyük miktarlarda atık malzeme ortaya çıkarır. Bu atıkların büyük bir kısmı geri dönüştürülebilir olmasına rağmen, genellikle çöpe atılarak çevreye zarar verir. Geri dönüşüm ve sürdürülebilir malzeme kullanımı, inşaat sektörünün çevresel etkisini azaltmanın en etkili yollarından biridir.

İnşaat Atıklarının Çeşitleri

İnşaat projeleri sırasında oluşan atıklar çeşitli malzemelerden oluşur. Bu atıklar, genellikle şu şekilde sınıflandırılır:

  1. Beton ve Moloz: Yıkım ve yeniden yapılanma projelerinden ortaya çıkan büyük miktarda beton, taş ve moloz.
  2. Ahşap: İnşaat süreçlerinde kullanılan ahşap malzemelerin kesilmesi ve atılmasıyla oluşan atıklar.
  3. Metaller: Çelik, demir, alüminyum gibi inşaatta kullanılan metallerin hurdaları.
  4. Plastik: Boru, kaplama malzemeleri ve diğer plastik yapı elemanlarının artıkları.
  5. Cam: Pencereler ve cam kaplamalardan kaynaklanan cam atıkları.
  6. Kağıt ve Karton: İnşaat malzemelerinin ambalajlarından kaynaklanan kağıt ve karton atıkları.
  7. Kimyasal ve Tehlikeli Atıklar: Boya, yapıştırıcı ve diğer kimyasal maddelerin atıkları.

Bu atıkların yönetimi, hem çevre sağlığı hem de proje maliyetleri açısından önemli bir konudur.

İnşaatta Geri Dönüşümün Önemi

İnşaat sektöründe geri dönüşüm, atık malzemelerin yeniden kullanılarak doğal kaynakların korunmasına ve atık miktarının azaltılmasına olanak tanır. Bu uygulama, sürdürülebilir bir inşaat süreci için temel taşlardan biridir. Geri dönüşüm, atık yönetimiyle ilişkili maliyetleri azaltmanın yanı sıra çevresel etkilerin de düşürülmesini sağlar.

Geri Dönüşümün Faydaları:

  1. Kaynak Tasarrufu: Beton, metal ve ahşap gibi inşaat malzemeleri geri dönüştürülerek yeniden kullanılabilir, böylece doğal kaynakların tüketimi azalır.
  2. Enerji Tasarrufu: Geri dönüşüm, yeni malzemeler üretmek için gereken enerjiden tasarruf sağlar. Örneğin, geri dönüştürülmüş metal kullanmak, yeni metal üretmekten çok daha az enerji gerektirir.
  3. Atık Miktarının Azaltılması: İnşaat projelerinde geri dönüşüm uygulamaları, depolama sahalarına gönderilen atık miktarını azaltarak çevresel kirliliği düşürür.
  4. Maliyet Avantajı: Geri dönüşüm sayesinde, yeni malzeme satın alma maliyetleri azalır ve geri dönüşümden elde edilen malzemeler uygun fiyatlarla kullanılabilir.
  5. Çevre Koruma: Geri dönüşüm, doğal kaynakların tükenmesini önlerken, karbon emisyonlarını ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri de azaltır.

Geri Dönüştürülebilen İnşaat Malzemeleri

Birçok inşaat malzemesi geri dönüştürülebilir ve yeniden kullanılabilir. İşte en yaygın geri dönüştürülebilir inşaat malzemeleri:

  • Beton: Eski beton yapı malzemeleri ezilerek yeni projelerde dolgu malzemesi olarak kullanılabilir.
  • Metaller: Çelik, demir ve alüminyum gibi metaller kolayca geri dönüştürülebilir ve yeni inşaatlarda kullanılabilir.
  • Ahşap: Yıkım sonrası çıkan ahşap malzemeler, yeniden işlenerek mobilya veya yapı elemanlarında kullanılabilir.
  • Cam: İnşaatta kullanılan cam malzemeler, yeniden işlenerek cam yalıtımı veya inşaat malzemesi olarak kullanılabilir.
  • Plastik: Plastik borular ve kaplama malzemeleri, geri dönüştürülerek yeni inşaat malzemelerinde kullanılabilir.

Sürdürülebilir Malzeme Kullanımı

Sürdürülebilir malzeme kullanımı, çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltırken uzun vadede daha dayanıklı ve verimli projeler sunar. Bu malzemeler, hem çevresel hem de ekonomik açıdan avantajlar sağlar. Sürdürülebilir inşaat malzemelerinin özellikleri şunlardır:

  1. Yeniden Kullanılabilir veya Geri Dönüştürülebilir: Sürdürülebilir malzemeler, ömrü dolduğunda geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir özelliklere sahiptir.
  2. Doğal ve Yenilenebilir Kaynaklardan Üretilmiş: Ahşap, bambu gibi yenilenebilir malzemeler çevre dostudur ve inşaatta sürdürülebilirlik sağlar.
  3. Enerji Tasarrufu Sağlayan: Yalıtım malzemeleri gibi enerji tasarrufu sağlayan ürünler, binaların enerji verimliliğini artırarak sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunur.
  4. Daha Az Karbon Ayak İzi: Sürdürülebilir malzemelerin üretimi, taşınması ve kullanımı sırasında daha az karbon emisyonu oluşur.

Sürdürülebilir Malzeme Kullanımının Faydaları

  • Daha Az Çevresel Etki: Sürdürülebilir malzemeler, üretim aşamasında daha az enerji ve su tüketir, böylece çevresel ayak izi azaltılır.
  • Maliyet Avantajı: Uzun vadede sürdürülebilir malzemeler, dayanıklılıkları ve enerji tasarrufu sağlama kapasiteleri nedeniyle maliyet avantajı sunar.
  • Daha Sağlıklı Yapılar: Sürdürülebilir malzemeler, düşük toksisite seviyelerine sahip oldukları için bina sakinlerinin sağlığına olumlu katkıda bulunur.
  • Yeşil Bina Sertifikaları: Sürdürülebilir malzemeler kullanılarak inşa edilen projeler, LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) gibi yeşil bina sertifikaları alarak, çevre dostu projelere yönelik teşviklerden yararlanabilir.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Polisan Holding 60 Yaşında!

Yayınlandı

-

Polisan Holding, kurucusu Necmettin Bitlis’in attığı sağlam temeller ve güçlü vizyonla 60. yılını kutluyor. Kimya, boya, liman işletmeciliği ve gayrimenkul sektörlerindeki faaliyetleriyle ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan Polisan Holding, yarım asrı aşan bu yolculuğunda güçlü iş birlikleri ve inovatif çözümlerle adını geleceğe taşırken 60. yılına özel reklam filmini dijital mecralarda yayınladı.

Poliport, Polisan Kimya, Polisan Yapıkim, Polisan Hellas gibi sektöründe öncü şirketleri bünyesinde bulunduran Polisan Holding, Polisan Kansai Boya ve Rohm and Haas ile olan güçlü ortaklıklarıyla 60. yılını kutluyor. “60 Yıllık Değer” temasıyla hazırlanan reklam filmi, Polisan Holding’in altmış yıllık başarı dolu hikayesini, tecrübesini ve kurduğu güçlü iş birliklerini vurgularken; 60. yıl için özel tasarlanan logo da bu anlamlı yolculuğa eşlik ediyor.

Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler: “60 yıllık bu mirasa sahip olmak bizler için büyük bir gurur kaynağı”

Polisan Holding CEO’su Cantekin Dinçerler, 60. yıl değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “Polisan Holding’in 60 yıllık tarihi, yalnızca bir büyüme hikayesi değil, aynı zamanda sektöre yön veren yenilikçi ve yerli çözümlerin doğuşuna tanıklık eden bir başarı öyküsüdür. Bu süreçte birçok ilke imza atarak ülke ekonomisine büyük katkılarda bulundu. Bu mirası bizlere kazandıran, vizyonuyla yolumuzu açan kıymetli kurucumuz rahmetli Necmettin Bitlis’e ve 60 yılda bu büyük başarıya emek veren, katkıda bulunan, şu an aramızda olan ya da olmayan herkese, teşekkür ediyor, minnetlerimizi sunuyorum. 60 yıllık bu değerli mirasa sahip olmak, bizler için büyük bir gurur kaynağı. Polisan Holding olarak köklü geçmişimiz ve sürekli gelişim arzusu sayesinde yerli ve milli markalarımızla sektörde öncü olmayı sürdürerek, bu başarı dolu yolculuğu daha da ileriye taşıyacağız.

Okumaya Devam Et

GENEL

Şebeke Suyunu Yönetirken ve Kullanırken Bunlara Dikkat!

Yayınlandı

-

Yaşam alanlarında kişisel bakım ve temizlik amacıyla kullandığımız şebeke suyunu içmek bizleri endişelendiriyor. Ancak uzmanlar, şebeke suyunun kalitesini yalnızca içerken değil, kullanırken de sorgulamamız gerektiğini söylüyor.

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır” diyen Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, şebeke suyunun güvenliği konusunda vatandaşları ve belediyeleri uyararak, güvenli su yönetimi için yapılması gerekenleri paylaştı.

Musluk suyu, günlük hayatımızın olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Evlerde, okullarda, hastanelerde,  işyerlerinde ve daha birçok yaşam alanında kişisel bakım ve temizlik amacıyla kullanılan hatta birçok ilimizde içme suyu olarak da tüketilen şebeke suyunun kalitesi, insan sağlığı açısından kritik önem taşıyor.

Ekomaxi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yağız, şebeke suyunun güvenliği konusunda vatandaşları ve belediyeleri uyararak, güvenli su yönetimi için yapılması gerekenleri paylaştı:

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır”

“Musluktan akan su temizdir, algısı yanlıştır. Musluktan akan suyun kalitesini etkileyen bazı önemli unsurlar vardır. Bu unsurlar; belediyeler tarafından suyun depolandığı tesisler, şehirlerdeki su boruları, binalardaki su tesisatı ve su depolarıdır.

Suyu, depolama ve taşıma yöntemlerine dikkat!

Su, yaşam alanlarına ulaşmadan önce belediyeler tarafından tedarik edilip, depolanıyor. Şebeke suyunu depolama tesislerinde yaygın olarak kullanılan betonarme depolarda muhafaza etmek yüksek risk taşıyor.  Çünkü betonarme depolarda zamanla oksitlenme oluşabiliyor. Depoda oluşan bu deformasyon ise suyun kimyasal yapısını bozuyor. İçme ve kullanma suyunun güvenli bir şekilde depolanması, suyun depolandıktan sonra kalitesinin bozulmaması ve insan sağlığını tehdit edebilecek mikroorganizmalar oluşturmayacak şekilde muhafaza edilmesi için GRP modüler su deposu sistemini tercih etmek kritik önem taşıyor. Avrupa’da oldukça yaygın olan bu sistemler, suyu, kalitesini bozmadan uzun yıllar güvenli bir şekilde muhafaza ediyor. Yüksek mühendislik malzemesi olarak tanımlanan ve SMC olarak adlandırılan ‘cam elyaf takviyeli kompozit malzeme’ ile üretilen GRP su depoları, geleneksel sistemlerden farklı olarak, aşırı sıcak ve aşırı soğuk dış ortam şartlarından etkilenmiyor. GRP panellerin pürüzsüz yüzey yapısı ve cam elyaf içeriği nedeniyle UV ışınlarının geçirgenliği sıfıra yakın olduğu için su içerisinde; yosun, mantar, bakteri oluşmuyor. 

Su depolama tesislerinin yanı sıra şehirlerdeki su borularına da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü suyu, belediyelerin depolama tesislerinden binalara taşıyan borular da suyun kalitesinde önemli rol oynuyor. Borularda zamanla meydana gelen pas ve sızıntılar, şebeke suyunun kalitesini bozuyor. Bu durumun kontrolü ve düzeltilmesi noktasında da belediyelere büyük sorumluluklar düşüyor.

Su, borular vasıtasıyla binalara ulaştıktan sonra da kirletici unsurlar bulunuyor. Binalardaki su tesisatı ve betonarme depolama yöntemleri de en büyük kirletici sınıfında yer alıyor.

Binalarda da belediyelerin depolama tesislerinde olduğu gibi GRP su depoları tercih etmek ve su tesisatının bakımını yaptırmak gerekiyor. Bu konuda da ev sahiplerine, site yönetimlerine ve işletmelere önemli sorumluluklar düşüyor. 

Su yönetiminde bu hususlara hassasiyet gösterdiğimiz taktirde musluk suyunu güvenle kullanabilir, hatta içebilirsiniz.”dedi.

Osman Yağız,  konuşmasında her GRP su deposunun aynı kalite ve standartlarda üretilmediğinin, marka tercihi yapılırken sistemin, ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğuna dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizdi:

WRAS tarafından tescillenmeli

“GRP su deposu tercihinde dünyada içme suyu kalitesinin ölçüm ve kontrol standartlarını belirleyen WRAS (Water Regulations Advisory Scheme) belgesi önemli bir satın alma kriteridir.  Ancak tercih aşamasında ürünün hangi derecelendirme sınıfı ile belgelendirildiğine dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye’de kullanılan bazı GRP panellerde depolanan su, 23 0C’ye kadar sağlıklı kalabiliyor. Biz Ekomaxi olarak,  üretimde yakaladığımız yüksek standartlar ile yurt içinde bu oranı 27 0C daha arttırarak 50 0C’ye çıkarabilen tek firma olma unvanını taşıyoruz. WRAS belgesi ve bu kapsamda GRP panelin sunduğu sıcaklık değeri, önemli bir satın alma kriteri olarak kabul ediliyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

Okumaya Devam Et

GENEL

Legrand Türkiye Grubu, A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na Katıldı

Yayınlandı

-

Bina, elektrik ve dijital altyapılar için geliştirdiği ürün ve sistemler konusunda uzman olan Legrand Türkiye Grubu, 2-5 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Bu yıl 7. kez düzenlenen A-Tech 2024 Akıllı Bina Teknolojileri, Elektrik, Aydınlatma ve Elektronik Fuarı, akıllı bina teknolojileri ve elektrik sistemleri alanındaki en son yenilikleri sergilemek üzere sektördeki profesyonelleri bir araya getirdi.

Legrand Türkiye Grubu, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen A-Tech Akıllı Bina Teknolojileri Fuarı’na katıldı. Legrand Türkiye Grubu, ev otomasyon sistemlerinden alçak gerilim dağıtım ve koruma ürünlerine, anahtar priz ve çalışma ortamı çözümlerinden aydınlatma kontrol sistemleri ve UPS-kesintisiz güç kaynaklarına ürün ve sistemlerini, sektör profesyonellerinin ve fuar ziyaretçilerinin beğenisine sundu. Özellikle son kullanıcıya yönelik IoT çözümlerimiz ve kablolu/kablosuz otomasyon sistemlerimiz, akıllı bina projelerinde dijital altyapı ve verimliliği artıran özellikleriyle öne çıktı. Ziyaretçiler, stantta yer alan bu çözümleri yakından inceleyerek, uzmanlardan teknik detaylar hakkında bilgi aldı.

Fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Legrand Türkiye Grubu CMO’su Gül Sevinç Selçuk, “A-Tech Fuarı, sektördeki profesyonellerle bir araya gelmek ve inovatif çözümlerimizi paylaşmak adına bizler için önemli bir platform oldu. Özellikle sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğine odaklanan ürünlerimiz, ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. Bunun yanı sıra, sürdürülebilirlik için çalışan bir firma olarak değerlerimizi ve kurumsal sosyal sorumluluk taahhütlerimizi, aynı zamanda genç profesyonellere fırsatlar sunan Genç Kurul gibi inisiyatiflerimizi tanıtma fırsatı bulduk. Akıllı bina teknolojilerinde sunduğumuz çözümlerle, geleceğin sürdürülebilir yaşam alanlarına katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz.” açıklamalarında bulundu.

Okumaya Devam Et

Trendler

Kitap


Kapanma Süresi 20Saniye