GENEL
“Asırlık hedeflerimize yeni bir DemirDöküm inşa ederek ilerleyeceğiz”
Yayınlandı
4 hafta önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisiİklimlendirme sektörünün öncü markalarından DemirDöküm, 70. yılını kutluyor. Sürdürülebilir gelecek için yenilikçi çözümler üreten şirket, asırlık hedeflerine yeni yatırımlarla ulaşacak. Değişim ve atılım hamlelerinin yeni ürün alanlarından geleceğini belirten DemirDöküm CEO’su Alper Avdel; “2025 DemirDöküm’ün yenilenme yılı olacak. 70 yıllık köklü mirasımızla sadece Türkiye’de değil, 40’a yakın ülkede ısıtmanın simgesi olduk. Pazardaki öncülüğümüzü uzun yıllar devam ettirebilmek için baştan aşağıya yenileniyoruz. Yeni başarılara imza atmak için güçlü bir yatırım yaparak, daha motive bir şekilde 2025’e giriyoruz. Yeni logomuz, yeni showroomlarımız ve yeni ürün gamımızla asırlık hedeflerimize yürüyeceğiz” dedi.
Türkiye’de ısıtma, su ısıtma ve iklimlendirme sektörünün gelişimine önemli katkılar sunan DemirDöküm, 70. yılını kutluyor. 1954 yılında İstanbul’da başlayan üretim faaliyetlerine, bugün 270 bin metrekare açık, 64 bin metrekare kapalı alana yayılan Bozüyük Fabrikası’nda devam eden şirket, yeni dönemdeki hedeflerini paylaştı.
“70 YILDA BİRÇOK İLKE İMZA ATIP, STANDARTLARI BELİRLEDİK”
DemirDöküm’ün kuruluşundan günümüze Türkiye’nin sanayileşmesinde önemli bir rol oynadığını belirten CEO Alper Avdel; “70 yıldır bu ülkenin sıcağında ve soğuğunda, Ar-Ge çalışmalarında, hava kalitesinde ve eğitim süreçlerinde hep var olduk. 2 binden fazla satış noktası ile Türkiye’nin her yerinde, dünyanın 40’dan fazla ülkesinde, milyonlarca evde ve ofiste izimizi bıraktık. İlk döküm radyatör, kazan, şofben, kombi ve yoğuşmalı kombi üretimi gibi sektörümüzde birçok yeniliğe imza atarken, ısıtma çözümlerinde yeni standartlar belirledik. 2007 yılında, dünya ısıtma sektörünün öncü firması Vaillant Group bünyesine katılarak küresel ölçekte gücümüzü artırdık. Bugün, çevre dostu ve sürdürülebilir çözümlerle dünya genelinde tanınan bir marka olarak ilerlemeye devam ediyoruz” dedi.
“SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR GELECEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Tüketicinin değişen ihtiyaçlarına cevap veren ürünleri geliştirmek için araştırma ve geliştirme çalışmalarına her yıl cirolarının yüzde 2’sini ayırdıklarını kaydeden Avdel; “Yaşam alanlarında kusursuz ısı konforu sunmak ve gelecek beklentilerini karşılamak için her yıl farklı alanlarda yaptığımız yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Ar-Ge çalışmalarımıza ayırdığımız bütçe sayesinde enerji verimliliği yüksek, çevre dostu teknolojileri hayata geçirerek geleceğin ısıtma sistemlerini tüketicilerimizin kullanımına sunuyoruz. DemirDöküm olarak, çevreye duyarlı bir üretim anlayışını benimsiyoruz. Karbon ayak izini azaltmayı ve geri dönüşümle atık yönetimi süreçlerini iyileştirmeyi önceliklerimiz arasında görüyoruz. Amacımız, yalnızca enerji verimliliği yüksek ürünler geliştirmek değil aynı zamanda sektöre çevre dostu çözümlerle yön vermek. Bu doğrultuda sürdürülebilir bir dünya için çalışmaya kararlılıkla devam ediyoruz” açıklamasını yaptı.
“GELECEĞİN İKLİMLENDİRME TEKNOLOJİLERİNİ ŞEKİLLENDİRİYORUZ”
Endüstri 4.0 yatırımı ile Türkiye İklimlendirme Sektöründe üretimde bu teknolojiyi kullanan ilk şirketlerden biri olduğunu vurgulayan DemirDöküm CEO’su Avdel, şöyle konuştu: “DemirDöküm, 70 yıllık deneyimi, güçlü marka değeri ve yenilikçi yaklaşımıyla Türkiye’nin en köklü ısıtma markalarından biri olmaya devam ediyor. Gelecekte de sektöre yön veren öncü konumumuzu sürdürmek ve tüketicilere daha konforlu, sürdürülebilir yaşam alanları sunmak için yatırım yapmak birinci önceliğimiz olacak. Endüstri 4.0 çerçevesinde, dijitalleşme çalışmalarımızı her alanda tamamlayarak yeni üretim teknolojilerini süreçlerimize entegre ediyor, üretimden satış sonrasına kadar her aşamada verimliliği artıran projeler geliştiriyoruz. Bu yatırımlarla sürdürülebilirlik hedeflerimizi daha yoğun bir şekilde gerçekleştirecek hem çevresel hem de ekonomik katkılar sunmaya devam edeceğiz. DemirDöküm, köklü geçmişinden aldığı güçle 100. yılına giderken; önümüzdeki 30 yılda da geleceğin iklimlendirme çözümlerini şekillendirmeye devam edecek, sektördeki öncü konumunu pekiştirecek.”
“2025 KÖKLÜ BİR YENİLENME YILI OLACAK”
DemirDöküm’ün 2025’i yenilenme yılı olarak belirlediğini belirten Alper Avdel, “Yeni umutlar, yeni hedefler ve her alanda yeniliklerle 2025 yılına daha motive bir şekilde hazırlanıyoruz. Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında milyonlarca tüketicinin hayatına dokunan DemirDöküm, bu süreçte köklü bir dönüşüm geçirecek. Yenilenme sürecimizin ilk adımı yeni logomuz. DemirDöküm’ün 70 yıllık köklü mirasını ve yenilikçi vizyonunu yansıtan bu logo, yalnızca bir tasarım değil, aynı zamanda güçlü ve öncü kimliğimizin bir sembolü. Showroomlarımız da değişimdeki ilk gündemimiz. Tüketicilerimizin ürünlerimizi deneyimleme fırsatı bulduğu showroomlarımızı baştan aşağı yenileyerek daha modern ve fonksiyonel bir hale getiriyoruz. Ürün gamımıza ekleyeceğimiz yeni nesil çözümlerle tüketicilerimize her zamankinden daha fazla seçenek sunmayı hedefliyoruz. Ocak ayında satışa sunacağımız nitromiX ioni kombi ve ısı pompası ürün grubunun yeni üyesi MaxiAir R32 ile sektördeki öncülüğümüzü pekiştireceğiz. 2025, sadece yeni bir yıl değil, şirketimiz için köklü bir yenilenme yılı olacak” dedi.
“ZOR DÖNEMİN ÖNEMLİ BİR KISMINI GERİDE BIRAKTIK”
2024 yılını değerlendiren Avdel; “Geride bırakmaya hazırlandığımız 2024, pek çok açıdan zorlu bir yıl oldu. Ancak biz bu yılın, zorlukları fırsata çevirme ve yenilikler için kıvılcımı yakma yılı olduğunu düşünüyoruz. Şimdi bu kıvılcımı ateşe dönüştürme zamanı. 2025’in daha olumlu bir yıl olacağına inancımız tam. Zor dönemin önemli bir kısmını geride bıraktık. DemirDöküm olarak, bu süreçteki deneyimlerimizden güç alarak yeni hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. Yatırım, yenilik ve sürdürülebilir çözümlerle geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlanıyoruz” açıklamasını yaptı.
“İHRACAT ROTAMIZA MISIR VE KIRGIZİSTAN EKLENDİ”
DemirDöküm CEO’su Alper Avdel, yılın 11 ayını değerlendirirken, pazar dinamikleri ve şirketin performansıyla ilgili olarak şöyle konuştu: “Kombi yenileme süreci, büyükşehirlerdeki değişim pazarı ve yeni doğal gaz kullanımına başlayan ilçeler satışlarda pazarın itici gücü oldu. Müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik sunduğumuz finansal destekler, onların ürünlerimize daha kolay erişimini sağladı. Aynı zamanda iş ortaklarımız, hayata geçirdiğimiz yenilikçi finansal projelerle işlerini kesintisiz şekilde sürdürdü. İhracat tarafında da büyük bir ivme kazandık. Bu yıl ihracat satışlarımızı yüzde 10 artırarak, Mısır ve Kırgızistan gibi yeni pazarlara da giriş yaptık. Özellikle Almanya, Slovakya, Moldova ve İtalya’ya gerçekleştirdiğimiz ihracatla, güçlü bir performans sergiledik. Bugün, 40’ı aşkın ülkede ısı konforu sağlayarak dünya genelinde büyümemizi sürdürüyoruz. 2024 yılı ihracat performansımız yüzde 10 oranında büyüme ile beklentilerimizi aştı. Hedefimiz ise yıl sonunda 100 milyon dolarlık ihracat gelirine ulaşmak. 2025 yılında, enerji tasarrufu sağlayan, çevre dostu ve yaşam kalitesini artıran yeni nesil ürünlerimizle sektörde fark yaratmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve tüketicilerimizden aldığımız güçle, DemirDöküm 2025’te de sektördeki öncülüğünü pekiştirecek.”
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
Ev ve Şehir Vakfı, güvenli ve insan odaklı yaşam alanları için çözüm önerileri paylaştı
Yayınlandı
2 saat önce-
Ocak 24, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisiKonut ve şehirleşme ihtiyacı sağlıklı ve sürdürülebilir projelerle desteklenmeli
Ünlü Mimar ve Şehir Plancısı merhum Dr. Turgut Cansever’in kurduğu Ev ve Şehir Vakfı, deprem güvenliğini ön planda tutan insan odaklı yaşam alanları oluşturmak üzere çalışmalarına hızla devam ediyor. Hem Türkiye’nin kentsel sorunları hem de iklim değişikliği gibi küresel sorunlar üzerine çalışmayı odağına alan, konut ve şehirleşme ihtiyacının sağlıklı bir şekilde karşılanmasına yönelik çözüm önerileri üretmeyi hedefleyen Vakıf, kanaat önderleri ile işbirliklerinin önemine dikkat çekiyor.
Türk Mimar, Düşünür ve Şehir Plancısı merhum Dr. Turgut Cansever tarafından 2002 yılında kurulan ‘Ev ve Şehir Vakfı’ Türkiye’nin konut ve şehirleşme ihtiyacının sağlıklı bir şekilde karşılanmasına yönelik çözüm önerileri, alternatif tasarımlar ve düşünce üretmek amacıyla çalışmalarına hız kattı. Dünyada üç kez Ağa Han Mimarlık Ödülü alan tek mimar olan Turgut Cansever’in günümüze ışık tutan sayısız çalışmaları, kızı Emine F. Öğün liderliğinde Ev ve Şehir Vakfı çatısı altında tekrar hayata geçiyor. Emine F. Öğün ve ülkemizin önemli mimar ve akademisyenlerinin destek verdiği Vakıf, güzel evler ve yaşanabilir şehirler tasarlamanın ve inşa etmenin bir zorunluluk olduğuna dikkat çekerek, bu vizyon doğrultusunda bilimsel araştırma ve çalışmalar yürütüyor, benzer amaçlara yönelik çalışan paydaşlarla iş birlikleri gerçekleştiriyor. Düzenli bir şehirleşme için çözüm önerileri tasarlayan Vakıf, bunları bireyler ve karar vericilerle paylaşarak ilham vermeyi ve değişime katkı sağlamayı hedefliyor.
Deprem güvenliği ve düzenli şehirleşme ön planda
Ev ve Şehir Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Emine F. Öğün, “Türkiye’de son iki asırdır kentleşmeye yönelik yapılan uygulamalar ve uygun olmayan imar planları, şehirlerimizin temel yapısal özelliklerinin ve tarihi konut dokusunun yok olmasına, altyapı ve sosyal donanımın yetersiz kalmasına yol açtı. Ev ve Şehir Vakfı olarak, kurucumuz Dr. Turgut Cansever’in çizdiği yol haritası doğrultusunda; tarihi deneyimleri güncel evrensel bilgi birikimi ile birleştiriyor, güzel evler ve deprem güvenliği olan sağlıklı yeni yerleşimleri var edecek bir mimari ve şehir planlama yaklaşımı ile çözüm önerileri sunmayı hedefliyoruz. Odağımız hem Türkiye’nin kentsel sorunları hem de iklim değişikliği gibi küresel sorunlar üzerine çalışmak, sürdürülebilir çevre standartları geliştirmek ve üretmek olacak” dedi.
Vakfın 2025 yılı itibarıyla yeni bir döneme adım attığını belirten Emine F. Öğün, “Ortak çabayı önemsiyor, bu alanda işbirliklerine dayalı bir çalışma yürütmek istiyoruz. Cansever yaklaşımının benimsediği temel felsefi ilkeleri temelinde dünyadan ve Türkiye’den uzmanların görüşleri ve çalışmaları ile inşa etmek, başlıca hedefimiz. Bu amaç doğrultusunda, tarihi tecrübe ve bilimsel temellere dayalı çözüm önerileri üretirken bunları doğru yerlere ulaştırmak, güvenli, sürdürülebilir ve insan odaklı yeni yaşam alanlarının tasarım prensiplerini belirlemek gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda 2025 yılı içinde çeşitli işbirlikleri, projeler ve burs destekleri ile bilgi birikimimizi ülkemizin kalkınması için ortaya koymayı planlıyoruz” diye konuştu.
GENEL
İZODER: “Yangından pasif korunma önlemlerinin maliyeti toplam bina maliyetinin sadece binde 3’ü”
Yayınlandı
2 saat önce-
Ocak 24, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisiİnsanların topluca bulunduğu özellikle okul, hastane, otel gibi binalarda yangın çıktığı anda can ve mal kaybını mümkün olduğunca engellemek ve binadan tahliye edilmelerine zaman kazandırmak için yangın yalıtımı yapılması büyük önem taşıyor. Yangın güvenliğini sağlamak amacıyla binaların birbirini tamamlayan aktif ve pasif önlemlerin birlikte ele alınarak tasarlanması gerekiyor. Yangınlarda can güvenliği için olmazsa olmaz pasif önlemlerin başında yangın yalıtımı geliyor. İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, yaşamın her şeyden daha değerli olduğunun altını çizerek binaları yangınlardan korumak için alınacak pasif önlemlerin maliyetinin toplam bina yapım maliyetinin sadece binde 3’ü ila binde 5’i gibi düşük bir paya denk geldiğini söyledi.
Türkiye’de yılda yaklaşık 80 bin yangın meydana geliyor
Birçoğumuz günlük hayatta yangın çıkma olasılığını çok düşük görüyoruz. Ev ve işyerlerindeki her tür mobilya, perde, masa, koltuk gibi eşyaların tümü maalesef yanıcı özelliğe sahip. Yangınlar için gereken oksijen ise havada mevcut. Sönmemiş bir sigara, elektrik kontağı, fırın-ocak gibi ısı kaynakları, yangının başlamasına neden olabilir. Yanıcı olan eşyalarımızın ve oksijenin hayatın vazgeçilmez birer parçası olduğu ve yanıcı maddeleri tutuşturabilecek enerji kaynaklarını sağlayabilecek teknolojik aletlerin çevremizi sardığı göz önüne alınırsa yaşanılan mekânlarda yangın çıkma olasılığı sanıldığı gibi düşük değil. Zaten veriler de bunu destekler nitelikte. İstatistikler Türkiye’de yılda yaklaşık 80 bin yangının çıktığını gösteriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nın verilerine göre; 2024 yılında sadece İstanbul’da 9 bin 610 bina yangını meydana geldi.
Yangın yalıtımı yapılarımızın yangına karşı savunma hattını oluşturuyor
Yanıcı pek çok malzemenin bulunduğu yaşam alanlarında temel hedefin; olası yangınların büyümeden durdurulması, sınırlandırılması ve insanların tahliyesi için zaman kazanılması olduğunu dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu,şunları söyledi: “Yangına karşı alınacak önlemler aktif ve pasif önlemler olarak ikiye ayrılır. Yangın çıktığı anda can ve mal kaybını en az seviyede tutmak, insanların tahliyesine zaman kazandırmak için alınan önlemlere ‘pasif önlemler’ diyoruz. Aktif önlemleri; gaz ve duman dedektörü, yağmurlama sistemi gibi yangınla birlikte devreye girmesi planlanan sistemler olarak sıralayabiliriz. Pasif önlemleri ise dış cephede yanıcı malzeme kullanılmaması, kaçış koridoru ve yangın merdivenindeki kapının 60 dakikaya kadar yangına dayanıklı olması, baca etrafındaki tesisatların yangın yalıtımlı olması gibi adımlar olarak sayabiliriz. Özetle; pasif korunma önlemleri yapılarımızın yangına karşı savunma hattını, aktif korunma önlemleri ise yapılarımızın yangına karşı hücum hattını oluşturur.”
Binaların yangına karşı dayanıklılığı için bir tespit komisyonu kurulmalı
“Bolu’da yaşadığımız ve hepimizi kahreden elim olay milat olarak kabul edilmeli ve benzer acıların yaşanmaması için gereken adımlar atılmalı” diyen İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi. “Londra’da 14 Haziran 2017’de 24 katlı bir binada yangın çıkması sonucu 72 kişi hayatını kaybetti. Bu olayın ardından alınan kararla benzer tüm binalar incelendi. Hatta risk teşkil eden bazı binalar mühürlendi. Özellikle okul, hastane, otel gibi alanlarda Bakanlık ve yerel yönetimler bir çalışma başlatmalı. Binaların yangına karşı dayanıklılığı için bir tespit komisyonu kurulmalı, gerekirse bazı binalar mühürlenerek renovasyon çalışmaları hızlıca yapılmalı. Yaşanan acı olaylardan derslerin çıkarılması ve bundan sonra bir daha böyle bir felaket yaşanmaması için gereken adımların atılması gerekiyor. Bolu’da hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar, yaralılara acil şifalar diliyoruz.”
Yangın Yalıtımı Nedir?
Yangının ve zararlı etkilerinin, bina içinde ve komşu binalara yayılmasını yavaşlatarak kişilerin yangın mahallinden güvenli bir şekilde tahliye edilmesine olanak sağlayan, can ve mal güvenliğini sağlayıcı yapısal önlemlere “yangın yalıtımı” denir.
Yangın Yalıtımı Neden Yapılmalı?
Doğru malzeme seçimi ve doğru uygulama ile yapılacak yangın yalıtımı;
· Yangınlarda açığa çıkan ısı ve dumanın yayılmasını geciktirir. Böylece yangının gerçekleştiği binadaki kişiler güvenli şekilde dışarıya çıkabilmek için gerekli zamanı ve imkanı bulabilir.
· Yangının meydana geldiği yerde ısınan gazların yükselmesi sonucu sıcaklık tavanda çok yüksek değerlere ulaşır. Dolayısıyla yangın sırasında açığa çıkan ısıyla bina çökebilir. Yangın yalıtımı, yangınlarda oluşan yüksek sıcaklık etkisi ile yapının kısmen veya tamamen çökmesini engeller.
· Yangınlarda meydana gelen can kayıpları çoğunlukla duman nedeniyle (zehirli gaz soluma ya da karbonmonoksit zehirlenmesi) olmaktadır. Bu sebeple binalarda özellikle yangın kaçış yollarında, yanıcı olmayan ve alev damlacıkları üretmeyen, yangın esnasında zehirli gaz oluşumuna sebep vermeyen malzemelerin kullanılması önemlidir. Yangın yalıtımı; yapı içerisinde yangının dolayısıyla zehirli gazların yayılmasını geciktirerek can ve mal kayıplarının önlenmesini/azaltılmasını sağlar.
· Yangının bina içinde ve civardaki binalara yayılmasını sınırlandırarak itfaiye görevlilerinin daha emniyetli bir şekilde yangına müdahale etmelerine olanak sağlar.
Yangın Yalıtımı Nerelere Uygulanır?
· Binanın taşıyıcı kısımlarına
· Güvenli tahliye amacıyla oluşturulan kaçış yollarının duvar, döşeme, tavan, kapı ve varsa pencerelerine
· Bina içerisinde, tavan ve taban döşemesi de dahil olmak üzere her yanı belirli bir süre boyunca yangına karşı dayanıklı olması gereken bölümlere (yangın kompartımanlarına)
· Dışarıdan yangının sıçramaması için çatı ve cephelere
· Kazan dairesi gibi patlama riski olan yerlere
· Duman ve ısının yayılmaması için hava kanalları vb. tesisat elemanlarına ve mekanik tesisat şaftlarına
· Tesisatların duvar ve döşemeleri delip geçtiği bölgelere
GENEL
Günümüz İnşaatında İleri Teknolojiler: Yapı Sektöründe Dijital Dönüşüm
Yayınlandı
4 saat önce-
Ocak 24, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisiTeknolojinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle birlikte, her sektörde dijital dönüşüm süreçleri hız kazanmış durumda. İnşaat sektörü de bu dijital dönüşümden nasibini almış ve çok çeşitli ileri teknolojiler kullanılarak yapı projeleri daha verimli, güvenli ve sürdürülebilir hale getirilmiştir. Bu makalede, günümüz inşaatında kullanılan ileri teknolojiler ve bu teknolojilerin yapı sektöründe sağladığı dijital dönüşümün etkileri incelenecektir.
1. Dijital Dönüşümün İnşaat Sektöründeki Rolü
Dijital dönüşüm, geleneksel inşaat yöntemlerini değiştiren ve süreçleri daha hızlı, verimli ve hatasız hale getiren bir değişim sürecidir. Bu dönüşüm, projelerin planlanmasından başlayıp, inşaat aşamasına, ardından bakıma kadar geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Dijitalleşme, yalnızca zaman ve maliyet tasarrufu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda inşaat süreçlerinin kalitesini ve güvenliğini de artırır.
2. BIM (Building Information Modeling) Teknolojisi
BIM, inşaat sektöründeki en devrimci teknolojilerden biridir. Bu teknoloji, bir yapının dijital bir modelini oluşturmayı sağlar. BIM, tüm inşaat sürecini sanal ortamda tasarlamak, simüle etmek ve optimize etmek için kullanılan bir platformdur.
- Proje Tasarımı ve Planlaması: BIM, tasarım sürecinde projelerin detaylı 3D modellerini sunarak, herhangi bir hata veya çakışmayı önceden tespit etmeye olanak tanır.
- Veri Paylaşımı: Projeye dahil olan tüm paydaşlar (mimarlar, mühendisler, yükleniciler vb.) bu dijital model üzerinden bilgi paylaşabilir, böylece herkesin aynı güncel verilere ulaşması sağlanır.
- Zaman ve Maliyet Yönetimi: BIM, zaman planlamasını ve maliyet tahminlerini gerçekçi bir şekilde yaparak, projelerin bütçelerinin ve sürelerinin dışına çıkılmasını engeller.
3. İnşaatta Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi
Yapay zeka (YZ) ve makine öğrenimi, inşaat sektöründe daha verimli süreçlerin oluşmasına yardımcı olur. Bu teknolojiler, inşaat projelerindeki veri analizlerini hızlandırır ve doğru tahminler yapılmasını sağlar.
- Proje Yönetimi: YZ, proje yönetiminde zaman tahminleri yapabilir, riski analiz edebilir ve kaynakları optimize edebilir.
- Görüntü Tanıma: İnşaat alanlarında güvenliği sağlamak için, yapay zeka tabanlı görüntü tanıma sistemleri kullanılarak tehlikeli durumlar hızlıca tespit edilebilir.
- İş Gücü ve Malzeme Yönetimi: Makine öğrenimi algoritmaları, iş gücü ve malzeme taleplerini doğru bir şekilde tahmin ederek, inşaat sürecindeki aksaklıkları önler.
4. 3D Yazıcılar ve Modüler Yapılar
3D yazıcılar, inşaat sektöründe prototip üretiminden başlayarak, yapıların inşasına kadar çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. 3D yazıcılar, yapı elemanlarını hızlı ve maliyet etkin bir şekilde üretme imkanı sunar. Bu teknoloji, ayrıca sürdürülebilir inşaat için de büyük bir fırsat yaratır.
- Hızlı Prototip Üretimi: Tasarımların hızlı bir şekilde dijital ortamda test edilmesine ve optimize edilmesine olanak tanır.
- Yapı Elemanlarının Üretimi: 3D yazıcılarla beton, plastik veya metal malzemeler kullanılarak yapı elemanları üretilebilir. Bu süreç, geleneksel inşaat yöntemlerine göre daha az malzeme israfı ve daha hızlı sonuçlar verir.
- Modüler Yapılar: 3D yazıcılarla yapılan modüler yapı elemanları, inşaatın daha hızlı tamamlanmasını ve taşınabilir yapılar oluşturulmasını sağlar.
5. Drone Teknolojisi ve İnşaat Uygulamaları
Dronlar, inşaat projelerinde çok çeşitli görevlerde kullanılmaktadır. Bu teknolojinin inşaat sektörüne kazandırdığı avantajlar saymakla bitmez.
- Arazinin İncelenmesi ve Ölçümlendirilmesi: Drone’lar, inşaat alanlarını havadan inceleyerek, yüksek doğrulukla arazinin ölçülmesini sağlar. Bu, özellikle büyük projelerde zaman tasarrufu sağlar.
- İlerleme İzleme: İnşaat alanında yapılan çalışmaların drone’larla izlenmesi, projelerin ne aşamada olduğunu gerçek zamanlı olarak görmek ve raporlamak için kullanılır.
- Güvenlik: Dronlar, inşaat alanlarındaki güvenlik önlemlerini takip edebilir, işçi sağlığı ve güvenliğini artırabilir.
6. İnşaatta Akıllı Teknolojiler ve IoT (Nesnelerin İnterneti)
IoT teknolojisi, inşaat sektörüne entegre edilen sensörlerle binaların sürekli izlenmesini sağlar. Bu sayede yapıların performansı hakkında gerçek zamanlı veriler elde edilir. Akıllı binalar, enerji verimliliği sağlamak, bakım gereksinimlerini izlemek ve güvenliği artırmak için IoT ile donatılabilir.
- Enerji Yönetimi: IoT sensörleri, iç mekan sıcaklığını, ışık seviyelerini ve hava kalitesini izleyerek enerji tüketimini optimize eder.
- Bakım İzleme: Binaların yapısal durumu, IoT sensörleri ile sürekli izlenir, böylece erken uyarı sistemleri ile bakım ihtiyacı önceden belirlenebilir.
- Güvenlik Sistemleri: IoT, binalarda güvenlik kameraları, alarm sistemleri ve diğer güvenlik ekipmanlarını entegre eder.
7. Sonuç: Dijital Dönüşümün Geleceği
İnşaat sektöründe dijital dönüşüm, yalnızca daha verimli ve güvenli binaların inşa edilmesine olanak tanımakla kalmaz, aynı zamanda sektördeki iş süreçlerini tamamen yeniden şekillendirir. BIM, yapay zeka, 3D yazıcılar, drone’lar ve IoT gibi ileri teknolojiler, projelerin daha hızlı tamamlanmasını, daha az maliyetle gerçekleştirilmesini ve çevreye daha duyarlı olmasını sağlar. Dijitalleşmenin ilerlemesiyle birlikte, inşaat sektörü gelecekte çok daha sürdürülebilir ve teknolojik olarak entegre bir hale gelecek.
Son Yazılar
- Ev ve Şehir Vakfı, güvenli ve insan odaklı yaşam alanları için çözüm önerileri paylaştı Ocak 24, 2025
- İZODER: “Yangından pasif korunma önlemlerinin maliyeti toplam bina maliyetinin sadece binde 3’ü” Ocak 24, 2025
- Günümüz İnşaatında İleri Teknolojiler: Yapı Sektöründe Dijital Dönüşüm Ocak 24, 2025
- Doğal Işık Tasarımı: Enerji Verimli Yapılarda Işık Kullanımının Rolü Ocak 24, 2025
- Doğu İklimlendirme’nin Yenilikçi Çözümleri Moskova’nın Prestijli Projesin Badayevskiy’de Yer Aldı! Ocak 24, 2025
- E.C.A., YENİ DÖNEMDE DE ÇAĞRI MERKEZİ EĞİTİMLERİ’NE DEVAM EDİYOR Ocak 24, 2025
- BOSTIK’İN BAŞARISI TAÇLANDIRILDI Ocak 23, 2025
- Binalarda yangın sistemi nasıl olmalı, yangınlara nasıl müdahale edilmeli! Ocak 23, 2025
- Sürdürülebilir büyüme yolunda Seranit’ten önemli bir adım Ocak 23, 2025
- Warmhaus İş Ortakları İçin Uygulamasını Yeniledi Ocak 23, 2025
- Gree’nin Türkiye Temsilcisi TLC Klima, 2024 Büyüme Oranlarını Açıkladı Ocak 23, 2025
- İZODER: “Yangın yalıtımı tahliye için zaman kazandırır” Ocak 22, 2025
- Ahşap Mimari: Geleneksel Malzemeden Sürdürülebilir Tasarımlara Ocak 22, 2025
- Roca’nın 2025 Türkiye hedefi yüzde 56 oranında büyümek Ocak 21, 2025
- CEPHEDER (CEPHE SANAYİCİ VE İŞ İNSANLARI DERNEĞİ) OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTI-SINI GERÇEKLEŞTİRDİ. Ocak 21, 2025
Trendler
- RÖPORTAJ7 ay önce
“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
- GENEL8 ay önce
Alarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
- GENEL9 ay önce
Sika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
- GENEL9 ay önce
Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
- SEKTÖREL9 ay önce
Doka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
- GENEL8 ay önce
Yeşil Holding’den inşaatta ezber bozan teknoloji RENCO Kompozit Yapı Sistemi
- GENEL9 ay önce
TÜRKÇİMENTO: YEŞİL ÇİMENTO, ÜLKEMİZİN KARBON EMİSYONUNU DÜŞÜRECEK
- GENEL6 ay önce
Bosch, Johnson Controls ve Hitachi’den konut ve hafif ticari iklimlendirme işini satın alıyor