GENEL
2025 Konut Piyasasına Dair Öngörüler: “Fırsat Dönemi Başlıyor”

Yayınlandı
8 ay önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
Merkez Bankası’nın geçtiğimiz haftalarda yaptığı 250 baz puanlık faiz indiriminin ardından, Türkiye’nin gayrimenkul sektörü 2025 yılı için umut verici bir döneme girmeye hazırlanıyor.
Mega Proje Yönetim Kurulu Başkanı Derya Filiz Dalga, konut piyasasının 2024 yılının son çeyreğinden itibaren hareketlendiğini ve 2025’te daha da ivme kazanacağına inandığını belirtti. Dalga, faiz oranlarındaki düşüşün konut kredilerinin ikinci yarıda daha erişilebilir hale gelmesini sağlayacağını, ancak fiyatların artmadan önce fırsat yakalamak isteyen alıcıların avantajlı bir konumda olacağını vurguladı.
2024 Son Çeyreğiyle Gelen Toparlanma
Son yıllarda durağan bir seyir izleyen gayrimenkul sektörü, 2024 yılının son çeyreğiyle birlikte yeniden hareketlenmeye başladı. Dalga, satış adetlerinde artış gözlemlenirken, özellikle ipotekli satışlarda ve kredi kullanımında düşüş yaşandığını belirtti. Büyükşehirlerdeki artışlar ve ilk el satışlarındaki hareketlilik, piyasanın dinamik yapısını koruduğunu gösterse de, yüksek faiz oranları ve yabancılara yapılan satışlardaki gerileme, sektörün karşılaştığı temel zorluklar arasında yer alıyor. Bu durum, yeni stratejilere duyulan ihtiyacı artırıyor.
Müteahhitlerin Taksitli Ödeme Modelleri Canlandırıyor
Dalga, müteahhitlerin kendi bünyelerinde geliştirdiği taksitli ödeme modellerinin sıfır konut piyasasını canlandıran önemli bir unsur haline geldiğini belirtti. Faiz oranlarının yüksek olduğu bu dönemde, alıcıların peşinat ödemekte zorlandığına dikkat çeken Dalga, taksitli ödeme yöntemlerinin sektördeki hareketliliği destekleyeceğini ifade etti.
2025’in İkinci Yarısında Kredili Satışlar Artacak
Derya Filiz Dalga, faiz indirimlerinin 2025 yılı ikinci yarısında konut kredilerini etkileyerek kredili satışları artıracağına, ancak fiyatların ilk yarıda sabit kalacağına dikkat çekti. Satıcıların, nakit yerine kredili satışlara yönelmesiyle birlikte, ikinci yarıda piyasa hareketliliğinin artması bekleniyor.
Fırsat Dönemi Başladı
Dalga, faiz indirimlerinin henüz krediye ulaşımı kolaylaştırmadığını, ancak yastık altı birikimlerin gayrimenkul gibi güvenli yatırımlara kaymaya başladığını belirtti. Nakit sıkıntısı çeken birçok kişinin mülk satışlarına yöneleceğini ifade eden Dalga, “Parası olan için tam alım zamanı” dedi. Faizler düşmeden ve fiyatlar artmadan önce alım yapanların kazançlı çıkacağını vurgulayan Dalga, bu dönemi fırsat olarak değerlendirenlerin gelecekte avantaj sağlayacağına inandığını söyledi.
Yastık Altı Birikimler Gayrimenkule Kayacak
Dalga, bankalardaki mevduat faiz oranlarının düşmesiyle birlikte, yastık altı birikimlerin yanı sıra kur korumalı mevduat hesaplarından çıkan kişilerin de gayrimenkule yönelmesinin beklendiğini belirtti. Faizlerin düşmesi ve mevduat faizinden yeterince gelir elde edemeyen yatırımcıların, gayrimenkul gibi alternatif yatırımları tercih etmeye başlayacaklarını ifade etti.
2025, Gayrimenkul Sektörü İçin Umut Verici Bir Dönem Olacak
2025 yılı için makroekonomik göstergeler, siyasi gelişmeler ve teknolojik dönüşümler gayrimenkul sektörünü doğrudan etkileyecek faktörler arasında yer alıyor. Dalga, yatırımcıların bu unsurları dikkatle analiz etmelerinin önemine vurgu yaptı. Yatırım kararlarını verirken döviz kurları, faiz oranları ve amortisman süreleri gibi ekonomik göstergelerin takibinin kritik olacağına değindi.
Arsa ve İnşaat Maliyetleri Düşmeden Fiyatlar Düşmez, Artar
Dalga, sektörde arz eksikliği olduğunu ve birçok firmanın sektörden çekildiğini belirtti. Üretim fazlası olduğunda, talebin azalması durumunda fiyatların gerileyebileceğini ifade eden Dalga, “Ancak üretim yok, fiyatların düşmesini beklemiyorum. Arsa maliyeti düşmeden konut fiyatlarının gerilemesi mümkün görünmüyor” dedi. Geçmişte firmaların ellerindeki malzeme ile fiyatları kırabildiklerini, ancak maliyetlerin arttığı bir dönemde fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Lokasyon ve Gelecek Değeri Öne Çıkacak
Dalga, gayrimenkul yatırımının başarısını belirleyen en önemli faktörün lokasyon olduğunu ifade etti. Büyükşehirlerdeki merkezi bölgeler değerini korurken, ulaşım projeleri ve kentsel dönüşüm çalışmalarının etkisiyle çevre bölgelerdeki yatırımların uzun vadede kazanç potansiyeli taşıyacağını belirtti. 2025’te özellikle gelişen bölgelerde yatırım fırsatlarının artması bekleniyor.
“Konut Yatırımcıları Kazançlı Çıkabilir”
Derya Filiz Dalga, 2025 yılına dair değerlendirmesinde, “2025 yılı, gayrimenkul sektörü için umut verici bir dönem olacak. Faiz indirimi ve ekonomik toparlanma süreciyle birlikte, doğru yatırımlar yapanların kazançlı çıkması bekleniyor. Konut alıcıları için önemli fırsatlar sunulacağına dikkat çekiyorum. Tahminlerimize göre, yılın ilk çeyreğinden sonra talepteki toparlanma ile birlikte konut fiyatlarında reel artış göreceğiz. Konut yatırımcıları, doğru zamanda harekete geçerek büyük fırsatlar elde edebilir” dedi.
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
Kriz Anında Samimiyet ve Şeffaflık Başarılı İtibar Yönetiminin Anahtarı

Yayınlandı
5 saat önce-
Ekim 16, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
İtibar, kuşkusuz ki kurumların ve markaların en değerli sermayelerinin başında geliyor. Ancak yıllar boyunca süren çalışmalarla inşa edilen bu itibar, bir kriz anında dakikalar içinde yerle bir olabiliyor ya da zayıflayabiliyor. Gelinen noktada kurumların ve markaların itibarını koruması, güçlü ürünler veya hizmetlerle birlikte kriz dönemlerinde yürüttükleri iletişim stratejilerinin doğruluğuyla ölçülüyor. Kriz yönetiminde hız, şeffaflık ve tutarlılık bir tercih değil, var olmanın temel koşulu.
Kriz, tanımı gereği her ne kadar beklenmedik anlarda ortaya çıksa da etkili bir kriz yönetiminin “beklenmeyeni beklemekle” başladığına dikkat çeken İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, kriz iletişiminde dikkat edilmesi gerekenlere ışık tutuyor: Başarılı kriz iletişiminin temelinde, olay yaşanmadan önce oluşturulan bir kriz planı bulunur. Kurumun hangi durumları kriz olarak tanımladığı, bu süreçte kimlerin sorumluluk alacağı, iç ve dış paydaşlara nasıl bilgi aktarılacağı gibi tüm süreçler önceden belirlenmeli. Örneğin bir üretim hatası, güvenlik ihlali veya yönetici açıklaması aynı yöntemlerle ele alınamaz. Kriz planı, olası senaryolara göre farklı aksiyon adımlarını ve iletişim tonlarını içermeli. Bir diğer önemli unsur ise kriz anında hızlı tepki verebilme kapasitesi. Geciken açıklamalar, söylentilerin yayılmasına ve markanın hikâyesinin başkaları tarafından şekillendirilmesine yol açar. Hele ki dijital çağda birkaç dakikalık gecikme bile sosyal medyada telafisi güç bir bilgi kirliliği yaratabilir.
Şeffaflık, kriz iletişiminin en güçlü kalkanı
Kriz dönemlerinde bilgi saklamak ya da durumu yeterince önemsememek, kurumların en sık yaptığı hataların başında geliyor. Oysa kriz iletişiminin merkezinde dürüstlük ve şeffaflık yer alıyor. Kamuoyuna açık, doğru ve eksiksiz bilgi sunmak; itibarın korunmasında ve güvenin yeniden inşasında kritik rol oynuyor. Harvard Business Review tarafından yapılan bir araştırma, açık iletişim politikası izleyen markaların kriz dönemlerinde tüketici güvenini yüzde 43 oranında koruduğunu ortaya koyuyor. Kısacası, markaların kriz sürecindeki iletişimi, olayın kendisinden daha kalıcı bir etki yaratabiliyor.
Bu duruma en iyi örneklerden biri, Johnson & Johnson’ın Tylenol krizi olarak gösteriliyor. Ürünlerinden birinin zehirlenme vakalarıyla ilişkilendirilmesi üzerine şirket, milyarlarca dolarlık zararı göze alarak tüm ürünleri piyasadan çekti, kamuoyuna açık bir bilgilendirme yaptı ve yeni güvenlik protokolleri geliştirdi. Bu cesur ve şeffaf tutum, markayı krizin içinden güçlenerek çıkardı. Öte yandan BP’nin 2010’daki Meksika Körfezi petrol sızıntısı olayı, kriz iletişiminde yapılan hataların kurumlara nasıl zarar verebileceğini gösteren çarpıcı bir örnek olarak anılıyor. Şirketin geç açıklama yapması, sorumluluk almaktan kaçınması ve empati kurmaması, marka imajını uzun yıllar boyunca zedeledi.
Krizden sonra başlayan asıl sınav, itibar yönetimi
Kriz iletişimi, yalnızca olayın sıcak döneminde yapılan açıklamalardan ibaret değil. Kriz sona erdiğinde başlayan itibar yönetimi süreci, markanın yeniden yapılanmasında belirleyici rol oynuyor. Bu aşamada markaların krizden çıkardığı dersi somut adımlarla desteklemesi gerekiyor. Kriz anında ortaya çıkan maddi veya manevi mağduriyetler hızla giderilmeli. Ayrıca krizden çıkarılan dersler doğrultusunda yeni politikalar ve önlemlerin kamuoyuyla paylaşılmasına özen gösterilmeli. Bu şekilde kriz, bir tehditten öte kurumsal kültürü güçlendiren bir fırsata dönüşebilir.
Krizlerin nabzı artık sosyal medyada atıyor
Günümüzün dijital çağında hiçbir kriz ‘kapalı kapılar ardında’ yaşanmıyor. Çünkü sosyal medya hem krizi büyütebilen hem de doğru yönetildiğinde markaya güven kazandıran bir mecra haline geldi. X, Instagram, LinkedIn ve TikTok gibi platformlarda krizle ilgili paylaşımlar, geleneksel medyadan çok daha hızlı yayılıyor. Bu nedenle sosyal medya yönetimi, kriz iletişimi planlarının ayrılmaz bir parçası. Gerçek zamanlı takip sistemleri, sosyal dinleme araçları ve doğru tonla oluşturulan yanıtlar, markaya kriz sürecinde önemli bir avantaj sağlar.
Markaların soğukkanlı, empatik ve çözüm odaklı bir iletişim dili benimsemesi, kamuoyundaki algıyı olumlu yönde şekillendirir. Diğer yandan kriz anları, bir markanın gerçek karakterini ortaya koyar. Bu süreçte sergilenen tutum, yalnızca itibarın değil, geleceğe duyulan güvenin de belirleyicisi olabilir. Etkili bir iletişim stratejisiyle krizler, kurumlar için yeniden doğuş fırsatına dönüşebilir.
GENEL
ASAŞPEN, CSTB Sertifikalarıyla Avrupa Standartlarını Bir Üst Seviyeye Taşıdı

Yayınlandı
5 saat önce-
Ekim 16, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
PVC kapı ve pencere sistemlerinde sektörün öncü markalarından ASAŞPEN, uluslararası kalite yolculuğunda önemli bir başarıya daha imza attı. ASAŞPEN’in Maxi Riviera Serisi profilleri, Fransa merkezli ve bağımsız bir kurum olan CSTB (Centre Scientifique et Technique du Bâtiment) tarafından verilen QB 34 ve QB 59sertifikalarını almaya hak kazandı. Böylece Maxi Riviera Serisi, Avrupa’nın en prestijli kalite standartlarına uygunluğu resmi olarak belgelenmiş oldu.
Avrupa’da yapı malzemelerinin performans ve güvenilirliğini ölçümleyen en önemli otoritelerden biri olan CSTB, verdiği sertifikalarla ürünlerin dayanıklılık, teknik performans ve sürdürülebilirlik kriterlerini onaylıyor. Bu nedenle CSTB sertifikaları, yalnızca Fransa’da değil tüm Avrupa’da projelerde tercih edilmenin ön koşullarından biri olarak kabul ediliyor.
QB 34 sertifikası, profillerde kullanılan hammaddelerin kalite ve uygunluğunu belgeliyor.
QB 59 sertifikası ise Maxi Riviera Serisi profillerin nihai ürün olarak mekanik performans, renk stabilitesi, UV direnci ve uzun ömürlü dayanıklılık gibi kritik kriterleri karşıladığını resmi olarak doğruluyor.
Avrupa Pazarında Güçlü Bir Referans
CSTB sertifikaları, ASAŞPEN’in yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’da da rekabet gücünü artırıyor. Bu belgeler sayesinde Maxi Riviera Serisi, Avrupa projelerinde kullanılabilme avantajına sahip olurken; markaya “uluslararası güvenilirlik” ve “tercih edilme üstünlüğü” kazandırıyor.
ASAŞPEN olarak, kalite ve inovasyona dayalı üretim anlayışımızı bir kez daha uluslararası düzeyde kanıtlamış olmaktan gurur duyuyoruz. Bu başarı, iş ortaklarımızla birlikte yürüttüğümüz güçlü iş birliğinin de en önemli göstergelerinden biridir.
GENEL
İtfaiye ve Özel Güvenlik Şirketleri Birlikte Çalışmalı

Yayınlandı
6 saat önce-
Ekim 16, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Securitas, yangın risklerinin yönetiminde itfaiye hizmetleri ile özel güvenlik şirketlerinin iş birliğinin kritik önemine dikkat çekti.
1–2 Ekim 2025 tarihlerinde Adana HiltonSa’da düzenlenen “Tesislerde Proses Emniyeti Sempozyumu”na katılan Securitas, işletmelerde yangın güvenliği konusunda bütüncül bir yaklaşımın gerekliliğini vurguladı.
Sempozyum kapsamında düzenlenen ve moderatörlüğünü Securitas Kurumsal İletişim Müdürü Elif Koca’nın yaptığı “Yangın Riskleri, Önleyici Çözümler ve Güvenliğin Önemi” başlıklı panelde; Securitas İtfaiye Hizmetleri Genel Müdürü Uğur Yertut, Securitas Güvenlik Süreçleri Koordinatörü Hüseyin Erim ve Adana OSB İtfaiye Denetçisi Mustafa Değirmenci işletmeler ve organize sanayi bölgeleri özelinde yangın risklerini ve alınması gereken önlemleri değerlendirdi.
Profesyonel İtfaiye Danışmanlığı Şart
Securitas İtfaiye Hizmetleri Genel MüdürüUğur Yertut, yangın risklerinin yönetiminde güvenlik hizmetlerinin yanında mutlaka profesyonel itfaiye danışmanlığı alınması gerektiğinin altını çizdi: “Securitas İtfaiye olarak görevimiz yalnızca önlem almak değil, aynı zamanda alınan önlemlerin doğru uygulanıp uygulanmadığını denetlemektir. Tesise özel risk analizi yapıyor, eğitim ihtiyaçlarını belirliyor ve senaryolu tatbikatlarla çalışanların rollerini netleştiriyoruz. Örneğin söndürme ekibi en az üç kişiden oluşmalıdır: müdahale eden, hortumcu ve vanacı. Bu ekibe güvenlik görevlileri de dahil olabilir. Multirol hizmetimizle güvenlik görevlilerini bu ekiplerde eğitiyoruz.” Dedi.
Yertut, yangın sırasında kişisel koruyucu ekipmanların hayati önem taşıdığını, karbonmonoksitin saniyeler içinde ölümcül olabileceğini vurguladı. Securitas bünyesinde bugün itibarıyla yaklaık 300 multirol güvenlik görevlisinin yangın güvenliği alanında aktif görev aldığını da sözlerine ekledi.
Yangın, İşletmeler İçin En Kritik Güvenlik Tehdidi
Panelde konuşan Securitas Güvenlik Süreçleri KoordinatörüHüseyin Erim, Türkiye’de 2025 yılında yangınların güvenlik risk analizlerinde öncelikli gündem olması gerektiğini belirtti.
Erim “Yaptığımız analizlere göre fabrikalar %44 ile en yüksek yangın riskine sahip. Ardından depolar (%16), ofisler (%13) ve AVM’ler (%9) geliyor. Güvenlik görevlileri sadece müdahale yöntemlerini değil, yapmamaları gerekenleri de bilmek zorunda. Önceliğimiz yangının çıkmasını engellemektir. Burada dikkat edilmesi gereken görev dağılımları ve tesis, itfaiye ve güvenlik firmasının entegre çalışmasının sağlanması” dedi.
Erim ayrıca, yangın protokollerinin yazılı hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak; alarm sistemlerinin devreye alınması, itfaiyeye haber verilmesi, tahliye süreçleri ve sonrasındaki raporlama adımlarının eksiksiz planlanmasının şart olduğunu söyledi.
Son Yazılar
- Kriz Anında Samimiyet ve Şeffaflık Başarılı İtibar Yönetiminin Anahtarı Ekim 16, 2025
- ASAŞPEN, CSTB Sertifikalarıyla Avrupa Standartlarını Bir Üst Seviyeye Taşıdı Ekim 16, 2025
- İtfaiye ve Özel Güvenlik Şirketleri Birlikte Çalışmalı Ekim 16, 2025
- PORCELANOSA GROUP, TÜRKİYE’DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLATIYOR Ekim 16, 2025
- Floorpan Usta Buluşmaları Devam Etti: İstanbul ve Kocaeli’nden 150 Usta Bir Araya Geldi Ekim 16, 2025
- SAINT-GOBAIN, KÜRESEL LİDERLİĞİNİ KULLANARAK KÂRLI BÜYÜMESİNİ HIZLANDIRIYOR Ekim 16, 2025
- ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ozan Turan: “Yalıtım, doğal afetlerde riski azaltan en etkili yöntemlerden biri” Ekim 16, 2025
- Siemens Türkiye, Gebze Fabrikası’nda 100.000’inci Orta Gerilim Panosunu Üretti Ekim 16, 2025
- Yeşim Kozanlı Mimarlık’tan Doğayla Bütünleşen Lüks Yaşam Deneyimi: Swissotel Living Bodrum Ekim 16, 2025
- Türk müteahhitlerin hedefi Portekiz Ekim 15, 2025
- MARSHALL 2026 YILININ RENGİNİ AÇIKLADI: “MAVİNİN RİTMİ” Ekim 15, 2025
- Seranit ve Vanucci’den Yenilikçi Mobil Deneyim: SERAVAN Ekim 15, 2025
- E.C.A. SEREL, Bayileriyle St. Petersburg’da Tarih ve Kültür Dolu Bir Yolculuğa Çıktı Ekim 15, 2025
- Eşsiz Tasarım ve Yenilikçi Performans: Yeni Toyota Traigo48 Elektrikli Forklift Serisi Ekim 15, 2025
- Çimsa, ABD’deki yeni yatırımını devreye alarak gri çimento üretimini 3 kıtaya taşıdı Ekim 15, 2025
Trendler
- RÖPORTAJ1 yıl önce
“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
- GENEL1 yıl önce
Alarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
- GENEL1 yıl önce
Sika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
- GENEL1 yıl önce
Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
- SEKTÖREL1 yıl önce
Doka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
- GENEL12 ay önce
Sektörel Liderlikte Bir Adım Daha: Hareket, Heavy Lift Awards’da İnovasyon Ödülü Aldı!
- GENEL1 yıl önce
Irak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel
- GENEL1 yıl önce
İsra Portföy’ün Birinci ve İkinci GSYF İhraç Belgelerine SPK’dan Onay Geldi