GENEL
ODE Yalıtım: 40 Yılın Ardında Güçlü Bir Sektör Lideri

Yayınlandı
10 ay önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
1985 yılında kurulan ODE Yalıtım, yalıtım sektöründe 40 yılı geride bırakmaya hazırlanırken, %100 yerli sermaye ile global pazarda önemli bir oyuncu haline geldi. Yenilikçi ürünleri ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımıyla sektördeki liderliğini pekiştiren ODE Yalıtım, Avrupa’daki etkinliğini artırarak enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik alanında örnek bir model oluşturuyor.
Öncelikle, markanızın/firmanızın genel yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? Hem global ölçekte hem de bölgesel olarak markanızın/firmanızın genel değerlendirmenizi alabilir miyiz?
1985 yılında kurulan ODE Yalıtım olarak, 1988 yılında yalıtım sektörüne odaklanma kararı aldık ve 1996 yılında ise üretici kimliğine kavuşarak yapı ve teknik yalıtım olmak üzere iki ana kategoride üretim yapmaya başladık. Bugün %100 yerli sermaye ile Ode yalıtım sektörde öne çıkıyor. Modern üretim tesislerimiz, 4 binden fazla ürün çeşidimiz ve 400 kişiden fazla çalışma arkadaşımız ile sektörünün önde gelen üreticileri arasında yer alıyoruz. Ürünlerimizi 6 kıtada ve 75’in üzerinde ülkeye ihraç ediyoruz. İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) tarafından verilen İhracatın Liderleri Ödül Töreni’nde “Yalıtım Malzemeleri İhracatı” kategorisinde 2022 ve 2023 yıllarında birincilik ödülüne layık görüldük. 2024 yılının da en güçlü adayları arasındayız.
Eskişehir ve Çorlu’daki modern üretim tesislerimizde, yapı yalıtımı ve teknik yalıtım olmak üzere iki ana kategoride üretim yapıyoruz. Yapı yalıtımı alanında geliştirdiğimiz ürünlerle bir binanın temelinden çatısına kadar farklı detaylarda ısı, su, ses ve yangın yalıtımı çözümleri üretiyoruz. Binaların tesisat yalıtımı, sanayi ve endüstriyel tesislerin yalıtımını kapsayan teknik yalıtımda ise kauçuk köpüğü, cam yünü ve taş yünü olmak üzere üç ürün grubunu da üreten ilk firmayız. 4 binden fazla ürün çeşidimizle yalıtım sektörünün en büyük üreticilerindeniz.
İhracat pazarlarında rekabet gün geçtikçe sertleşiyor ancak biz müşterilerimizle daha yakın olmayı ve iş birliği içinde hareket etmeyi hedefliyoruz. İhracat pazarlarının katma değerli ürün taleplerine cevap verebilecek şekilde çalışıyoruz. Bunun için güçlü bir ürün geliştirme yapılanmamız var. Çok kısa sürede o pazarın ihtiyacına göre ürün geliştirebiliyoruz. Bu nedenle mevcut pazarlarımızda genişleme ve yeni pazar arayışlarını devam ettiriyoruz. Bulunduğumuz ihracat pazarlarında daha da derinleşebilmek, müşterilerimize daha yakın olmak için Ülke Müdürlükleri oluşturuyoruz. İngiltere/İrlanda ülke müdürlüğünü 2023 yılında kurduk. Orta Avrupa için de hazırlıklarımızı tamamladık.
Markanızın sektörünüzdeki konumu hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’nin yüzde 100 yerli sermayeli en büyük yalıtım şirketiyiz. 2025 yılında sektördeki 40’ıncı yılımızı kutlayacağız. Yurt içinde ve yurt dışında istikrarlı büyümemize devam ediyoruz. Özellikle Avrupa’da yeni iş birlikleri kurarak global pazarda etkimizi önemli ölçüde artırdık. Avrupa pazarında gerçekleştirdiğimiz özel çalışmalar ve ürün iyileştirmeleri sayesinde kalite standartlarımızı daha da yükseltip, ürünlerimizi Avrupa’nın talep ve ihtiyaçlarına daha uygun hale getirerek sektördeki liderliğimizi günbegün pekiştiriyoruz.
Sürdürülebilirlik konusunda firmanızın Evrensel Yaklaşımını ve Kurumsal Stratejilerini bizimle paylaşabilir misiniz?
Yalıtım sektörü, dünya genelinde enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konularının ön planda olduğu bu dönemde kritik bir rol oynuyor. Çünkü yalıtım, hem enerji verimliliği hedeflerinin hayata geçirilmesinde hem de karbon ayak izinin azaltılmasında ilk adımlardan biri. Biz de bu vizyonla, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda Enerji Verimliliği, Sorumlu Üretim ve Tüketim, Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar, Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı gibi alanlarda odaklanarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. “Yeşil Dünya Hedefimiz” ve “Sıfır Karbon Misyonumuz” çerçevesinde belirlediğimiz hedefler doğrultusunda; ekolojik çeşitliliği korumak, enerji tüketimini azaltmak, geri dönüşüm malzemelerini kullanmak ve paydaşlarımızı çevresel yönetim ve enerji verimliliği konularında bilinçlendirmek amacıyla çeşitli projeler yürütüyoruz. Üretim süreçlerimizde, ham madde kaynağından başlayarak doğanın gereksinimlerini gözetiyor, karbon emisyonlarını atmosferden uzaklaştırmak için doğa bazlı çözümler geliştiriyoruz. Bu yaklaşımla, sektörde sürdürülebilir ve yenilikçi bir iş yapısını desteklemeyi amaçlıyoruz.
Sürdürülebilir Dünya kapsamında özellikle odaklandığınız/hayata geçirdiğiniz Sosyal Sorumluluk Projeniz var mıdır, detaylarını öğrenebilir miyiz?
Türkiye’de yalıtım sektöründeki ilk Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporu’nu hazırlayan şirketiz. Sürdürülebilir mimariye yönelik projelerimiz bulunuyor. Örneğin yeşil çatı çalışmaları yapıyoruz. Yeşil çatılar, toplu yaşam alanlarını şehre geri kazandırıp, kentlerin yaşam kalitesi ve estetiğini artıran temel bir görevi yerine getiriyor. Biz de “Epigreen Yeşil Çatı Sistemi”mizle bitkilendirilmiş teras çatılara, üstün kaliteli ürünler sunuyoruz. Bu sistem sayesinde su yalıtımı zarar görmeden bitkilerin ihtiyaç duyduğu suyu depolamasını, fazlasını ise tahliye etmesini sağlıyoruz. Teras çatı, otopark üstü teraslar ve yer altı yapıları üstünde tasarlanan bitkilendirilmiş çatılar için farklı teknik özellikte ürünlerle ihtiyaca yönelik sistem çözümü sunuyoruz. Bu sistem için ürettiğimiz Epikon Antiroot Kök Önleyici membran, sahip olduğu kök dayanımı özelliği ile bitki köklerinin ilerleyerek membranı delmesine izin vermiyor. Soğukta esneklik seviyesine göre Ataktik Polipropilen (APP) modifiye veya Stiren-Butadien-Stiren (SBS) modifiye bitümün özellikleriyle farklı tipte kök önleyici membran üretimleri yapabiliyoruz.
Kurulduğumuz günden beri hem ülkemize hem de sektörümüze değer katma vizyonuyla hareket ediyoruz. ODE Yalıtım olarak, su yalıtımı konusunda bilinç artırıcı çalışmalar yapmak üzere çalışıyoruz. Ne yazık ki Türkiye, dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinde yer alıyor. 17 Ağustos ve 6 Şubat gibi tarihte birçok büyük depreme şahitlik etmiş ülkemizde bu gerçeği değiştirmek mümkün olmasa da depremle yaşamayı öğrenmek ve buna uygun güvenli kentler inşa etmek gerekiyor. Güvenli kentlerin yolu sağlam binalardan, sağlam binaların yolu ise sadece sağlam temellerden değil, dayanıklı yalıtım sistemlerinden geçiyor. Bina sağlamlığı ve su yalıtımı arasında ise doğrudan bir ilişki bulunuyor. Eğer bir binada su yalıtımı yoksa ya da standartlara uygun bir şekilde yapılmadıysa binanın demir donatılarının taşıma kapasitesi 10 yılda yüzde 66 oranında azalıyorken deniz kenarlarında yüzde 70’e kadar çıkıyor. Bu çok ciddi bir oran ve maalesef örneklerini yıkılan binalarda görüyoruz. Kolon içinde demir kalmaması da sadece bina hasarına değil, can kayıplarına yol açıyor. Dolayısıyla su yalıtımı alanındaki bilinci mutlaka artırmamız gerekiyor.
Bu konudaki bilinci ölçümlemek ve farkındalığı artırmak amacıyla 2023 yılında “Su Yalıtımı ve Binaların Deprem Güvenliği Algı Araştırması” gerçekleştirdik. Araştırma sonuçları oldukça çarpıcıydı. Araştırmamıza 26 ilden toplam bin 67 kişi katıldı. Aldığımız yanıtlar maalesef bu konuda bilinç düzeyinin çok düşük olduğunu gösterdi. Katılımcılara su yalıtımı, ev seçimindeki kriterler ve deprem başlıklarında sorular yönelttik. Katılımcıların sadece yüzde 2,2’sinin binanın depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının öneminin farkında olduğunu gördük. 100 katılımcıdan 45’i oturduğu binada su yalıtımı olup olmadığını bilmiyor. Katılımcıların yüzde 34,2’si binasında su yalıtımı olmadığını belirtirken, yalnızca yüzde 20,4’ü su yalıtımı bulunduğunu söyledi.
Bu sonuçların ardından binaların depreme karşı dayanıklılığında su yalıtımının öneminin farkındalığı için harekete geçtik. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nil Türkeri’nin rehberliğinde, Y. Mimar Canan Baş ve Y. Mimar Sürhan Artuğ’un katkılarıyla akademik referans kitabımız “Binalarda Su Yalıtımı”nı hazırladık.
Bu kitap dördüncü akademik referans kitabımızdı. 1999 yılında ‘Binalarda ve Tesisatta Isı Yalıtımı’ ve 2011 yılında ‘Isı Yalıtımı’ kitaplarını yayınlayarak sektöre değer katma yolunda önemli bir adım atmıştık. 2021 yılında tamamen yenilediğimiz ‘Uygulamalı ve Örnekli Isı Yalıtımı’ kitabıyla bu vizyonu bir adım ileriye taşıdık. 2024 yılında ise ‘Binalarda Su Yalıtımı’nı hazırladık ve kamuoyu ile buluşturduk. Önümüzdeki süreçte de ısı ve su yalıtımının enerji verimliliğine sağladığı katkıları toplumla paylaşarak, bu önemli verimlilik hareketine katkı sağlamaya devam edeceğiz.
Müşteri tercihlerindeki değişimleri bizlerle paylaşır mısınız?
Yalıtım sektöründe müşteri tercihlerinde belirgin değişimler gözlemleniyor. Özellikle bilinçlenen tüketici profili, sektör dinamiklerini dönüştürüyor. Tüketiciler artık enerji maliyetlerini azaltmak ve çevreye duyarlı çözümleri tercih etmek istiyor. Bu da enerji tasarrufu sağlayan yalıtım ürünlerine olan talebi artırıyor. Sürdürülebilir malzemeler ve çevre dostu yalıtım çözümleri daha fazla tercih edilmeye başlandı.
Yalıtım, kullanım amacı açısından enerji tasarrufu sağlarken, üretim tekniği ve hammadde kullanımı açısından da döngüsel ekonomiye oldukça pozitif katkısı olan bir sektör. Günümüzde tüm dünyada büyük önem taşıyan konuların başında geliyor.
Özellikle Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş bölgelerde, yalıtımın enerji tasarrufuna katkıları geniş çapta kabul ediliyor ve bu konuda önemli adımlar atılıyor. Avrupa Parlamentosu ve Konseyi, Binalarda Enerji Performansı Direktifi (EPBD) ile enerji performansını artırmak için yalıtım standartları belirliyor. Türkiye’nin de bu alanda adımlar atması ve enerji verimliliği ile sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için yalıtım uygulamalarını yaygınlaştırması gerekiyor. Kentsel dönüşüm projeleri ve yeni binalarda yalıtım standartlarının artırılması hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük faydalar sağlayacaktır.
Sektörünüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırdığınızı takip ediyoruz. AR-GE çalışmalarınızda sürdürebilirlik odaklı neler yaptığınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Ürün geliştirirken hem ihracat yaptığımız ülkelerin ihtiyaç ve taleplerini göz önünde bulundurmak hem de sürdürülebilirliği esas almak üzere 2021’de Greentech Ar-Ge adında bir inovasyon merkezi kurduk. Üretimde sürdürülebilirlik ve karbon salımını azaltıcı yeni üretim teknolojilerine odaklanıyoruz. Öncesinde de Ar-Ge birimimizde çok sayıda yenilikçi ürün geliştirmiştik. Örneğin özel bir üretim teknolojisi kullanarak geliştirdiğimiz ara bölme levhası Evomineral, sahip olduğu EUCEB belgesiyle (EUCEB-Mineral Yünler İçin Avrupa Sertifikasyon Kurulu) insan sağlığına olumsuz etkileri olan kimyasalları içermeyen elyaflardan üretildiğini kanıtlıyor. Doğal içeriği, tozumayan ve kaşındırmayan yapısıyla da uygulayıcı dostu olarak tanımlanıyor. Evomineral’in yanı sıra tüm ürünlerimiz için aldığımız EPD belgesiyle ürünlerimizin tüm çevresel etkilerini ve karbon ayak izini şeffaflıkla beyan ediyoruz. Kasım ayında Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) tarafından düzenlenen Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’nde yapılan törende de “Ürünlerine En Çok EPD Belgesi Alan Çevre Dostu Şirket” ödülünün sahibi olduk.
Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri adına uygulanan Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Avrupa Birliği İklim Hedefleri birtakım değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda, 2030 yılına kadar Sera Gazı Emisyon Oranlarının çok ciddi oranda azaltılması ve 2050 yılında da net sıfırlanması hedeflemektedir. Geliştirdiğiniz ürünlerinizin üretim ve dağıtım süreçleri doğrultusunda çevresel etkileri de düşünüldüğünde, “Kurumsal Karbon Ayak İzi” konularında neler söylemek istersiniz?
‘Sıfır Karbon Misyonu’ hedefimiz doğrultusunda, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve diğer çevreci yatırımlara öncelik veriyoruz. 2023 yılında Eskişehir fabrikamızın çatısına güneş enerjisi sistemleri (GES) yatırımını tamamlamıştık. 20 bin metrekarelik bu tesisimizin çatısı tamamen güneş panelleriyle kaplı. 2 bin 403 kWp kurulu güce sahip güneş enerjisi sistemi sayesinde, yıllık 3,2 milyon kWh enerji üretiyoruz. Bu, hem üretim sürecimizin çevresel sürdürülebilirliğini artırıyor hem de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını destekliyoruz. Tesisin yıllık enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 60’ını bu yatırımla karşılamaya devam ediyoruz. 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefimizi belirledik ve bu amaca ulaşmak için yenilenebilir enerji yatırımlarımızı artırıyoruz. Ham madde kaynağından başlayarak, ihtiyaç duyulan tüm üretim proseslerimizde doğanın ihtiyaç duyduğu özeni karşılamaya çalışıyor, karbon emisyonlarını atmosferden uzaklaştırmak için doğa bazlı çözümlere odaklanıyoruz. İklim krizsiz bir gelecek için dünya standartlarında yüksek kaliteli yalıtım çözümlerimizle enerji tasarrufu sağlıyoruz. Camyünü ürünümüzde yüzde 80’in üzerinde geri dönüştürülmüş ham maddeler kullanılıyor. Geri dönüştürülmüş malzemeleri ürünlerimizin içinde daha fazla kullanarak, döngüsel ekonomiye daha fazla katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu adımlarımızla sürdürülebilirlik odaklı ve yenilikçi bir iş yapısını desteklemeyi amaçlıyoruz.
Sürdürülebilir Gelecek odaklı bir firma olarak geleceğe yönelik sürdürülebilirlik hedefleriniz, hedefleriniz doğrultusunda oluşturduğunuz yol haritanız hakkında da bilgi alabilir miyiz?
Sürdürülebilirlik bilinciyle, karbon emisyonlarını azaltmak için doğal çözümlere yöneliyoruz ve bu alanda yeni adımlar atmaya devam edeceğiz. Ürünlerimiz, yalnızca enerji tasarrufunu teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda iklim kriziyle mücadeleye de önemli katkılarda bulunuyor. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etme amacıyla dünya standartlarında yüksek kalitede yalıtım çözümleri sunmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Bunları da Beğenebilirsin

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2025 Eylül Ayı Raporu’nu açıkladı. Temmuz ayındaki zirveden sonra ağustosta eşik değerin altına gerileyen Faaliyet Endeksi, eylül ayında eşik değerin altındaki yatay hareketine devam etmiştir. Endekslerin geçen yıla göre yükselse de eşik değerin altında kalması, sektörün daha iyi bir noktada olduğunu ancak hâlâ istenen seviyede olmadığını göstermektedir.
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.
Hazır Beton Endeksi 2025 Eylül Ayı Raporu’na göre, temmuz ayındaki zirveden sonra ağustosta eşik değerin altına gerileyen Faaliyet Endeksi, eylül ayında eşik değerin altındaki yatay hareketine devam etmiştir. Beklenti ve Güven Endekslerinin her ikisi de yine negatif tarafta hareket etmiştir. Beklentide görülen sınırlı artış, endeks değerini eşiğin üzerine taşımaya yeterli olmamıştır. Güven Endeksi ise eylül ayında gerilemiş görünmektedir. Son olarak birleşik Beton Endeksi de Güven Endeksi’ndeki azalışa paralel olarak düşüş kaydetmiştir.
Geride bıraktığımız eylül ayında tüm endeksler, geçen yılın aynı ayına kıyasla yükselmiş görünmektedir. Artış oranı açısından bakıldığında ön plana çıkan endeksler Faaliyet ve Beklenti endeksleridir ancak bu durum, her iki endeksin de eylül ayında mutlak değer olarak eşik değerin altında konumlandığı bilgisi ile birlikte değerlendirilmelidir. Güven Endeksi’ndeki artış ise geçen yıla kıyasla oldukça sınırlı kalmıştır. Eylül ayındaki tüm endekslerin eşik değerin altında kalmalarına rağmen geçen yıla kıyasla daha yüksek bir değerde olmaları, inşaat sektörünün eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre daha iyi bir noktada olduğunu teyit etmekte, ancak mevcut durumun henüz istenen seviyede olmadığını göstermektedir.
Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Temmuz ayındaki zirvenin ardından ağustosta eşik değerin altına gerileyen Faaliyet Endeksi, eylül ayında eşik değerin altındaki yatay hareketine devam etmiştir. Eylül ayında tüm endeksler, geçen yılın aynı ayına kıyasla yükselmiştir. Tüm endekslerin eşik değerin altında kalmalarına rağmen geçen yıla göre daha yüksek bir değerde olmaları, inşaat sektörünün geçen yıla kıyasla daha iyi bir noktada olduğunu, ancak henüz istenen seviyede olmadığını göstermektedir.” dedi.
Ekonomik gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Türkiye ekonomisinde yılın son çeyreğindeki, daha da önemlisi 2026 yılına dönük gelişmelerin belirleyicisi faiz ve ona bağlı olarak finansman maliyeti olacaktır. Dünyada ise küresel büyümede yavaşlama riskleri ve resesyon endişeleriyle birlikte, bazı piyasalarda normalleşen para politikalarının gevşemesi konusu öne çıkmaktadır. Sektörümüz için en olumlu senaryo; enflasyonun istikrarlı şekilde gerilemesi, TCMB’nin öngörülebilir bir duruşa kavuşması ve kamu altyapı harcamalarının planlandığı şekilde devam etmesi olacaktır. Bu senaryoda konut talebi ve yatırım iştahı güçlenebilir, inşaat sektörü de büyümeyi ve istihdamı sırtlayabilir ancak düşmeyen enflasyon, belirsiz faiz politikası veya dış kaynaklı şoklar olursa maliyetler ve finansman tablosu olumsuz etkilenebilir. Ekonomi yönetimi öngörülebilirliği artırıp maliyet ve finansman risklerini minimize ederek yatırımları sürdürülebilir kıldığı sürece inşaat sektörü ekonomiyi daha fazla destekleyecektir.” dedi.
GENEL
Erdal Albayrak / Albayrak Beton Yönetim Kurulu Başkanı: “Yatırımcı, güvenli liman olan gayrimenkule yöneliyor”

Yayınlandı
5 saat önce-
Ekim 20, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Rakamlara baktığımızda konut piyasasında işlem hacminin belirgin bir şekilde toparlandığına şahit oluyoruz. Yatırımcı güvenli liman arıyor, bu liman da her dönem olduğu gibi yine gayrimenkul sektörü oluyor. Ancak burada düşük ve orta gelir grubunun konut ihtiyacını karşılamak konusu ön plana çıkıyor. Kamu da buradan yola çıkarak yüzde 56’ya kadar düşen ev sahipliği oranını 2035 yılına kadar yüzde 66’ya çıkarmayı hedefledi ve bir yandan sosyal konuta ağırlık vererek bir yandan orta gelir grubu için şartları iyileştirmek üzere formüller geliştirmek için çalışmalar yürütmeye başladı. Bundan sonra Türkiye’nin hızla erişilebilir veya uygun fiyatlı konut politikası geliştirmesi şart ancak işin mali yükünü kamu-özel iş birliği modellerinin uygulamaya konulmasıyla daha uygulanabilir ve hızlı bir süreç sağlanabilir.
Cihat Algün / Algün Yönetim Kurulu Başkanı: “Yıl sonu için rekor beklentisi güçlendi”

TÜİK rakamlarına göre; konut satışları ocak-eylül döneminde bir önceki yıla göre yüzde 19,2 artarak 1 milyon 128 bin 727 olarak gerçekleşti. Özellikle ipotekli satışlardaki yüzde 34,4’lük artış dikkat çekici. Bugün açıklanan resmi tabloya göre, 2025 yılı sonunda konut satışlarının eşik değer olan 1.5 milyonun üzerine çıkarak rekor kıracağı beklentisi güçleniyor. Artık parasını önceden kur korumalıda, faizde, döviz ve altında değerlendirenler konuta da yatırım yapmaya başladı. İleride konut fiyatlarının daha fazla artacağını öngören kesim, konut yatırımına yöneldi. Bir süredir devam eden konut satış rakamlarının yukarı yönlü seyrinin sebebi olarak bu etkenleri düşünebiliriz. Faizlerde aşağı yönlü hareketin devam etmesi ile konut kredisi kullananların sayısında ve dolayısıyla ipotekli satışlarda da artış olmasını bekliyoruz.
GENEL
İZODER TESİSAT YALITIMININ ÖNEMİNİ VURGULADI

Yayınlandı
7 saat önce-
Ekim 20, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
İŞ’te dönüşümün anahtarı tesisat yalıtımında
Enerji verimliliği konusundaki farkındalık son yıllarda yükselişe geçse de bu süreçte çok önemli bir nokta gözlerden kaçıyor: Tesisat Yalıtımı… İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, tesisat yalıtımının öneminin henüz net olarak anlaşılmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Tesisat yalıtımı yapılmamış her bina, enerji tasarrufunda bir adım geride kalıyor. Bu binalarda yaşayanlar daha yüksek fatura öderken enerjiyi de israf ediyor. Binalardaki tesisatlara yalıtım yapılması ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiden tasarruf edilmesini sağlıyor. Yalıtım uygulamaları her alanda enerji tasarruflu, güvenli, sağlıklı ve konforlu yaşam alanları oluşturan bütüncül uygulamalardır. Sanayi tesislerinde verimliliğin artırılması ve enerji dönüşümü için de işe yalıtımla başlamak gerekiyor.”
Tesisat yalıtımı; içinden akışkan geçen borular, vanalar, havalandırma amaçlı kullanılan kanallar, tanklar, kazanlar gibi tesisat elemanları vb. ile kazan daireleri gibi tesisat elemanlarının bulunduğu mekanik odalarda ısı, ses ve yangın yalıtımı yapılması anlamına geliyor. Endüstriyel üretim süreçlerinde ve binalarda ısıtma veya soğutma için harcanan enerjiden tasarruf edilmesinde büyük rol oynayan tesisat yalıtımı sayesinde hem tüketilen enerji hem de atmosfere yayılan sera gazı miktarı azalıyor. Bu noktada küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede de tesisat yalıtımı önemli bir rol oynuyor.
Tesisat yalıtımı, enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlikte kilit öneme sahip
Tesisat yalıtımının ekonomik avantajlarının yanı sıra sürdürülebilirliğe yaptığı katkılarla da önemli bir noktada olduğunu dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “Ülkemizde nihai enerji tüketiminin sektörel dağılımı incelendiğinde yaklaşık yüzde 30,3 ile sanayi sektörünün binalar ile başı çektiği görülüyor. Sanayide enerji tüketiminin ağırlıklı kısmı proses ve alan ısıtması veya soğutmasında kullanılıyor. Sanayide verimlilik artışının ve buna yönelik uygulamaların her zamankinden daha fazla önem kazandığı gümümüzde enerji kayıplarının yaşandığı noktaların saptanması ve tesisat yalıtımı ile bu kayıpların önüne geçilmesi mümkün. Endüstriyel üretim süreçlerinde yapılacak olan ısı yalıtımı uygulamaları, sağlamış oldukları enerji verimliliği ile kendini çok kısa sürede geri ödüyor. Öte yandan Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM), uluslararası ticaret arenasında rekabetçi olmak isteyen tüm sanayi tesislerini enerji verimliliği projelerini hayata geçirmeye ve karbon ayak izlerini azaltmaya teşvik ediyor. Dolayısıyla endüstriyel tesislerde yapılacak tesisat yalıtımı uygulamaları, enerji verimliliğinin sağlanması ve sera gazı emisyonlarının azaltılması noktasında kilit rol oynuyor. Gerçekleştirilecek tesisat yalıtımı uygulamaları; üretim maliyetlerindeki enerji yükünü azaltırken uluslararası pazarlarda daha rekabetçi çözümler sunulması ile mali sürdürülebilirliğe de önemli kazanımlar getirebiliyor. Sanayimizin yeşil dönüşümü ve sürdürülebilirlik hedeflerini konuşurken önemli bir tasarruf alanı oluşturan tesisat yalıtımı uygulamalarını gözden kaçırmamamız lazım” dedi.
Tesisat Yalıtımı, iş kazaları için alınacak önlemler listesinde yer alıyor
Tesisat yalıtımının bazı iş kazalarının önlenmesinde de etkin rol oynadığını belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Endüstriyel proseslerde tesisat elemanlarında farklı sıcaklıklarda sıcak veya soğuk su, kızgın buhar, kızgın yağ, süt vb. birçok akışkan taşınabiliyor. Sıcak su, kızgın buhar veya kızgın yağ taşınan hatlarda yüzey sıcaklıkları çok yüksek oluyor. Çalışanların istemsiz veya kazara söz konusu tesisat elemanlarına temas etmeleri durumunda meydana gelecek iş kazalarına karşı tesisat yalıtımı yapılıp, yüzeyin makul sıcaklıklara getirilmesi işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından şart. Ayrıca düşük sıcaklıklarda akışkanların taşındığı hatlarda da yalıtım yaparak yoğuşmadan kaynaklı oluşan korozyonun önüne geçilmesi ve tesisatın ömrünün uzatılması mümkün. Tesisteki tüm tesisat elemanlarının doğru yöntem ve malzemelerle yalıtılması büyük önem taşıyor.”
Isı, su, ses, tesisat ve yangın yalıtımının tek tek ya da birlikte ele alındığında, binanın ve tesisatın kullanım süresinin uzadığına dikkat çeken Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi: “Tesisatlarımız vücudumuzdaki damarlar gibi binalarda tüm alanlara dağılıyor. Bu yolla yaşamımız ve konforumuz için gerekli temiz ve şartlandırılmış hava, ısı gibi tüm unsurların taşınması sağlanıyor. Bu çerçevede gürültü ve yangının zararlı etkilerinin tesisatlar vasıtasıyla yayılmaması için yalıtım tedbirlerinin alınması hayati önemde. Bir binada tesisata ısı yalıtımı ile birlikte ses yalıtımı da yaptırılırsa binalarda gürültü azalır ve böylece konfor artmış olur. Tesisat boruları, havalandırma kanalları, elektrik kablolarının şaftları gibi olası bir yangın durumunda en riskli noktaları oluşturan yerlerde yangın yalıtımı yapılması ise can ve mal kaybını ciddi oranda azaltarak daha güvenli binalara kavuşmamızı sağlar. Yeni yapılacak binalarda tesisat yalıtımına da diğer yalıtım uygulamaları kadar öncelik verilmesini ve yapı inşasının vazgeçilmez bir ögesi olarak kabul edilmesini önemli buluyoruz. Enerji verimli, güvenli ve konforlu yapılar için tüm yalıtım uygulamalarını kaliteli malzemeler ile doğru olarak uygulanması gerekiyor.”
Son Yazılar
- İnşaat Son Çeyreğe Yavaş Girdi Ekim 20, 2025
- Erdal Albayrak / Albayrak Beton Yönetim Kurulu Başkanı: “Yatırımcı, güvenli liman olan gayrimenkule yöneliyor” Ekim 20, 2025
- İZODER TESİSAT YALITIMININ ÖNEMİNİ VURGULADI Ekim 20, 2025
- Mitsubishi Heavy Diamond; ileri teknolojiyle konforu yeniden tanımlıyor Ekim 20, 2025
- 3 Adet Komatsu PC950LC-11E0 ile SSS Yıldızlar Holding Daha da Güçlendi! Ekim 20, 2025
- OYAK Çimento’nun Mühendis Geliştirme Programı CEMSTART’ın 2025 mezunları belli oldu Ekim 20, 2025
- TÜRKÇİMENTO AKADEMİ, YEŞİL DÖNÜŞÜM YOLUNDA SEKTÖRÜ ANKARA’DA BULUŞTURDU Ekim 20, 2025
- Kozanlar Jeotermal’in Kazakistan’daki Sera Projesinin Isıtma Altyapısı Mimsan’a Emanet Ekim 20, 2025
- Kışa hazırlıkta ısıtma verimliliğinin anahtarı enerji dostu pompalar ve düzenli bakım Ekim 20, 2025
- Reportage Türkiye Ceo’su Nazım Aybar: “Konut Satışlarında Yükseliş Devam Ediyor. Yatırımcı Güveninin Yeniden Tetiklendiği Bir Dönemdeyiz” Ekim 20, 2025
- Türkiye’de Yangın Güvenliği Yeni Standartlarla Güçleniyor: Uluslararası Uyum ve Yeni Nesil Çözümler Ekim 17, 2025
- OYAK Çimento ile Türkiye’de Yangın Güvenliğinde Yenilikçi ve Sürdürülebilir Çözümler Ekim 17, 2025
- Sika: Pasif Yangın Güvenliğinde Uluslararası Standartlarla Uyumlu Çözümler Ekim 17, 2025
- GEZE Türkiye: Yangın Güvenliğinde Yenilikçi ve Akıllı Sistemler Ekim 17, 2025
- İzocam: 60 Yıldır Güvenli ve Sürdürülebilir Yapılar İçin Çalışıyor Ekim 17, 2025
Trendler
- RÖPORTAJ1 yıl önce
“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
- GENEL1 yıl önce
Alarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
- GENEL1 yıl önce
Sika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
- GENEL1 yıl önce
Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
- SEKTÖREL1 yıl önce
Doka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
- GENEL12 ay önce
Sektörel Liderlikte Bir Adım Daha: Hareket, Heavy Lift Awards’da İnovasyon Ödülü Aldı!
- GENEL1 yıl önce
Irak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel
- GENEL1 yıl önce
İsra Portföy’ün Birinci ve İkinci GSYF İhraç Belgelerine SPK’dan Onay Geldi