Bizimle iletişime geçin

GENEL

‘Karbon net sıfır hedefi için teşvik ya da ceza sistemi getirilmeli’

Yayınlandı

-

COP 29 Konferansı’nın başladığı bugünlerde inşaat sektörünün çatı kuruluşu olan Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Türkiye’nin yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik hedeflerine bir kez daha dikkat çekiyor. TMB Başkanı M. Erdal Eren, “Geçmiş deneyimler ışığında, bu sürecin gönüllülük esasına dayalı olarak istenilen hızda ve yaygınlıkta başarıya ulaşılması zor görünüyor. Ülkemizde yeşil dönüşümü gerçekleştirmek ve 2053 yılında karbon net sıfır hedefine ulaşabilmek için devletimizin ceza veya teşvik sistemini getirmesi gerekmektedir.” dedi.

Başta küresel ısınmayla mücadele olmak üzere iklim değişikliği ile ilgili birçok önemli konunun ele alınacağı COP29 Konferansı’nın Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de başlamasıyla birlikte yeşil mutabakat ve sürdürülebilirlik çalışmalarının önemi bir kez daha ön plana çıktı. Türkiye’nin yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda inşaat sektöründe öncü adımlar atan Türkiye Müteahhitler Birliği’nden (TMB) 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi için gönüllülük esasıyla başarının sağlanamayacağı nedeniyle teşvik ya da ceza sisteminin getirilmesi önerisi paylaşıldı.

“2050’de nüfusun üçte ikisi şehirlerde yaşayacak”

Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması ve Glasgow İklim Mutabakatı’na taraf olmasıyla, inşaat, enerji, sanayi, ulaşım, tarım ve atık yönetimi gibi sektörlerde kapsamlı iklim politikaları belirlendiğini ifade eden TMB Başkanı M. Erdal Eren, “İnşaat sektörü, küresel iklim krizi ile mücadele konusunda öne çıkan sektörlerden biridir. Dünya servetinin büyük kısmını temsil eden küresel inşaat sektörü, konu iklim değişikliği olunca “uyuyan dev” olarak tanımlanmaktadır. Binalar ve inşaat-yapım süreçleri küresel karbon emisyonunun %40’ını oluştururken, binaların işletim dönemlerinde kullanılan enerjinin sebep olduğu emisyonlar %28’lik bir dilime sahiptir ve geri kalan %11’lik kısım binaların yaşam döngüsü içerisinde kullanılan malzeme ve inşaat işlerinden kaynaklı karbondan gelmektedir. Dünya Bankası’nın yaptığı bir projeksiyona göre, 2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisi şehirlerde yaşayacak ve küresel enerji tüketimi ile sera gazı emisyonlarının %70’inden fazlası kentlerden kaynaklanacaktır. Bu durum sektöre önemli bir sorumluluk getirmektedir.” dedi.

‘Yapı malzemeleri sektörü öncelikli alan”

Yeşil dönüşüm sürecinde yapı malzemeleri sektörünün önemine dikkat çeken TMB Başkanı M. Erdal Eren, “Yeşil Mutabakat kapsamında yapı malzemeleri sektörü Avrupa Komisyonu tarafından öncelikli alan olarak belirlenmiştir. AB atığının %30’unun, enerji tüketiminin %40’ının, enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarının ise %36’sının kaynağı olarak yapı malzemeleri sektörü gösterilmektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın genel çerçevesi içinde yer alan “enerji ve kaynak verimli inşaat ve renovasyon”, “temiz ve döngüsel ekonomi için sanayiyi mobilize etmek” ve “sürdürülebilir ve akıllı ulaşıma geçişi hızlandırmak” başlıkları, inşaat ve inşaat malzemeleri sektörünü doğrudan ilgilendirmektedir. Bu başlıklar kapsamında; bina inşası ve kullanımı sırasında enerji tüketimi kaynaklı karbon emisyonlarının azaltılması ile inşaat malzemeleri sanayisinde enerji verimliliği, karbonsuzlaştırma, döngüsel kaynak kullanımı konuları ön plana çıkmaktadır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve bununla ilgili olarak ülkemizce hazırlanan Yeşil Mutabakat Eylem Planı çerçevesinde yer alan sınırda karbon düzenlemeleri, yeşil ve döngüsel ekonomiye geçiş ve iklim değişikliği ile mücadele gibi unsurların hayata geçirilmesinde, inşaat malzemeleri sanayisinin ve genel olarak inşaat sektörünün önemli bir rol üstleneceği açıktır. Küresel olarak endüstriyel üretimlerden kaynaklanan doğrudan karbon emisyonlarında; çimento, demir-çelik, kimya/petrokimya ve alüminyum gibi inşaat malzemeleri sanayi sektörleri öne çıkmaktadır. Bu sektörler başta olmak üzere inşaat malzemeleri sanayisinin Yeşil Mutabakat’ın getirmekte olduğu karbon emisyon düzenlemelerine uyumu için yeşil dönüşümü, acil ve öncelikli bir husus olarak ortaya çıkmaktadır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı bir taraftan Avrupa’daki mevcut yapı stokunu iyileştirme veya yenileme yoluyla daha enerji verimli hale getirerek dekarbonizasyonu hedeflerken diğer taraftan AB Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) ile Avrupa’da üretilen endüstriyel ürünlerin, sınırda karbon düzenleme mekanizması ile de Avrupa’ya dışarıdan girecek ürünlerin karbon ayak izlerinin azaltılmasını amaçlamaktadır. AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne benzer karbon piyasa mekanizmalarının ülkemizde de hayata geçirilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir.

AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu tarafından inşaat sektörünün yeşil ve dijital dönüşümünü hızlandırmayı hedefleyen Yapı Malzemeleri Tüzüğü taslağı üzerinde 13 Aralık 2023 tarihinde geçici uzlaşıya varılmıştır. Geçici anlaşma, eski yasal çerçeveden yenisine geçiş için 2039 yılına kadar sürecek 15 yıllık bir geçiş dönemi önermektedir. Bu kapsamda yapı malzemeleri sektörünün bu süreyi iyi değerlendirmesi ve gerekli adımları bir an önce atması elzemdir.” ifadelerini kullandı.

‘Türk ürünlerinin AB’ye ihracatı zora girebilir’

TMB’nin, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda “Ulusal Katkı Beyanı” ve “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” kapsamındaki çalışmalara katılmaya devam ettiğini kaydeden Başkan Eren, şöyle devam etti: “Bu zorlu dönüşüm sürecinde, kamu ve özel sektörün sürekli ve yakın iş birliği içinde çalışması gerektiğini düşünüyoruz. İnşaat sektöründe de dönüşümün sağlanabilmesi için tüm paydaşların koordinasyon içinde aynı hedefe odaklanması önemlidir. Yapılaşma süreçlerindeki bu radikal dönüşümün özel sektör tarafından hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilebilmesinde finansman temininin önemi büyüktür. Geçmiş deneyimler ışığında, bu sürecin gönüllülük esasına dayalı olarak istenilen hızda ve yaygınlıkta başarıya ulaşması zor görünüyor. Ülkemizde yeşil dönüşümü gerçekleştirmek ve 2053 yılında karbon net sıfır hedefine ulaşabilmek için devletimizin ceza veya teşvik sistemini getirmesi gerekmektedir. Aksi halde özellikle ‘Yeşil Mutabakat’ nedeniyle Türk inşaat sanayi malzemelerinin AB ülkelerine ihracatı zora girecek, Türk müteahhitlerimiz AB ülkelerinde proje üstlenseler dahi Türk ürünlerini kullanmaları mümkün olmayacaktır. Sektörümüz de bu yeni döneme adapte olmak için çalışmalarını sürdürmektedir.”

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Knauf: FireWin Ürün Grubu ile Yapılarda En Yüksek Yangın Güvenliği Standartlarını Sunuyor

Yayınlandı

-

Knauf Türkiye Genel Müdürü Ali Türker
1932’den bu yana inşaat sektöründe yenilikçi çözümleriyle öne çıkan Knauf, Türkiye’de de yangın güvenliğine yönelik güçlü adımlar atıyor. FireWin ürün grubu ve akredite testlerle belgelenmiş sistem çözümleriyle yalnızca ürün değil, tasarımdan uygulamaya kadar kapsamlı bir güvenlik yaklaşımı sunuyor.

1. Firmanızı kısaca tanıyarak, markanız hakkında bilgi alabilir miyiz?

Knauf, 1932 yılında Almanya’nın Iphofen şehrinde kurulmuş bir aile şirketidir. İnşaat sektöründe yenilikçi çözümler sunan, özellikle Alçıpan®, alçı bazlı ürünler, yalıtım malzemeleri akustik çözümler ve yapı sistemleriyle tanınan global bir markayız. Türkiye’de de uzun yıllardır faaliyet gösteriyor ve inşaat sektörüne yüksek kaliteli ürünler ve hizmetler sağlamaya devam ediyoruz. Yangın dayanımı, akustik çözümler, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik gibi alanlarda öncü bir rol üstleniyoruz.

2. Türkiye’deki mevcut Yangın Yönetmeliklerinin uluslararası standartlarla uyumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’deki yangın yönetmelikleri, özellikle 2007 yılında yürürlüğe giren “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” ile önemli bir gelişim göstermiştir. Yönetmelik, Avrupa Birliği standartları (EN) ve uluslararası normlarla büyük ölçüde uyumludur. Ancak uygulama ve denetim süreçlerinde bazı eksiklikler ve farklılıklar görülebilmektedir. Özellikle yangın dayanımı, duman kontrolü ve tahliye sistemleri gibi konularda daha sıkı denetim ve eğitimlerle bu uyumun artırılması gerektiğini düşünüyoruz.

4. Ülkemizdeki Yangın Güvenliği eğitimi ve bilinçlendirmesi, projeler kapsamında standartlara uyumda ne kadar etkili ya da yeterli düzeyde midir?

Yangın güvenliği eğitimi ve bilinçlendirme çalışmaları son yıllarda artış göstermiş olsa da, hala yeterli düzeyde değildir. Özellikle inşaat sektöründe çalışanların ve bina kullanıcılarının yangın güvenliği konusunda daha fazla eğitilmesi gerekmektedir. Eğitimlerin yanı sıra, yangın tatbikatlarının düzenli olarak yapılması ve bu süreçlerin denetlenmesi, standartlara uyumu artıracaktır. Knauf olarak, yangın güvenliği bilincini artırmak için düzenlenen sektörel eğitimlere ve seminerlere destek veriyor, mümkün olduğu ölçüde aktif katılım sağlıyoruz. 

6. Yangın Güvenliğinde Yeni Nesil Çözümler kapsamında, son dönemde geliştirmiş olduğunuz ve pazara sunduğunuz yeni ürünleriniz ve öne çıkan hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Yangın güvenliği Knauf için en önemli konulardan biridir. Bu alanda geliştirdiğimiz pasif yangın durducuru ürünlerden oluşan FireWin ürün grubumuz, pazara sunduğumuz en yeni nesil çözümler arasında yer almaktadır. Yangın dayanımı amacıyla özel olarak geliştirilmiş Fireboard ve Flameboard plakalarımız kolay uygulama ve uzun ömürlü performanslarıyla ürün bazında yangın dayanımı sağlamaktadır. Fireboard ile 180 dakika, Flameboard ile 120 dakikaya kadar yangın dayanımı sağlanabilmektedir.

Ancak biz yalnızca ürün sunmakla yetinmiyoruz; aynı zamanda yangına dayanıklı duvar ve şaft sistemleri gibi bütüncül çözümlerle projelere destek sağlıyoruz. Bu sistemler, akredite laboratuvarlar tarafından yapılan testlerle belgelenmiş performanslarıyla farklı yapı tiplerinde yangın güvenliğini en üst seviyeye taşıyor.

Ürün ve sistemlerimizin yanında sunduğumuz teknik danışmanlık, proje desteği ve şantiye denetimleri ile iş ortaklarımızın tasarım aşamasından uygulamaya kadar her adımında yanında oluyoruz. Böylece yalnızca ürün değil, kapsamlı bir çözüm sunarak yapılarda en yüksek yangın güvenliği standartlarını sağlıyoruz.

7. Konut, Ticari ve Endüstriyel çözümler arasında nasıl bir ürün segmentasyonuna sahipsiniz?

Konut, ticari ve endüstriyel çözümler için ürün segmentasyonumuz, her bir segmentin kendine özgü ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış performans odaklı, bütüncül sistemlerden oluşmaktadır. Konut projelerinde, önceliğimiz yaşam alanlarının konforunu, güvenliğini ve enerji verimliliğini artırmaktır. Bu doğrultuda, ısı ve ses yalıtımı sağlayan çözümler, iç mekan hava kalitesini iyileştiren sistemler ve sürdürülebilir malzemelerle enerji tasarrufu sağlayan ürünler sunuyoruz.

Ticari yapılarda, hız, estetik ve yüksek performans kriterleri ön plandadır. Bu segmentte, hızlı montaj imkanı sunan hafif yapı sistemleri, modern tasarımlara uygun estetik yüzey çözümleri ve yoğun kullanım alanlarında dayanıklılığı artıran ürünlerimizle projelere değer katıyoruz. Ayrıca, akustik performans ve yangın güvenliği gibi kritik gereksinimlere yönelik özel çözümler de sağlıyoruz.

Endüstriyel yapılarda ise dayanıklılık, uzun ömürlülük ve yangın güvenliği temel önceliklerimizdir. Bu alanda, zorlu çevre koşullarına dayanıklı, yüksek mukavemetli yapı sistemleri, yangına dayanıklı paneller ve enerji verimliliğini artıran çözümler sunarak endüstriyel projelerin güvenliğini ve sürdürülebilirliğini destekliyoruz.

Her üç segmentte de yalnızca ürün değil, aynı zamanda projelerin tüm ihtiyaçlarını karşılayan entegre sistem çözümleri sunarak, müşterilerimizin beklentilerini aşmayı hedefliyoruz. Bu yaklaşımımız, hem teknik performans hem de estetik ve sürdürülebilirlik açısından sektörde fark yaratmamızı sağlıyor.

8. Projelerde tercih edilen ürün ve hizmetlerinizin, satış ya da uygulama sonrası müşterilerinize sağladığı avantajlar/katma değerler hakkında neler söylemek istersiniz?

Knauf olarak projelerde tercih edilen ürün ve hizmetlerimiz, müşterilerimize kalite, enerji verimliliği, hızlı uygulama, yüksek performans, vb. birçok avantaj sunar. Ürünlerimiz dayanıklı, çevre dostu ve uzun ömürlüdür, bu da projelerde maliyet tasarrufu sağlar. Ayrıca, satış sonrası teknik destek, şantiye denetimleri ve müşteri hizmetlerimizle projelerin sorunsuz ilerlemesine katkıda bulunuyoruz. Amacımız, sadece ürün değil, aynı zamanda çözüm ortağı olarak projelere değer katmaktır. 

9. Sektörümüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırmaktasınız, emek yoğun AR-GE çalışmalarınız ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Knauf olarak, yapı malzemeleri sektörünün gelişimine katkı sağlamak ve yenilikçi çözümler sunmak adına AR-GE çalışmalarına büyük yatırımlar yapıyoruz. Bu yatırımlarımız hem yerel pazara özel çözümler geliştirmemize hem de global ölçekte yenilikçi ürün ve teknolojiler üretmemize olanak tanıyacaktır. Sektörün sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve dijitalleşme gibi dönüşüm süreçlerine öncülük ederek çevre dostu malzemeler ve verimli üretim süreçleriyle uzun vadeli değer yaratmayı hedefliyoruz.

11. Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri doğrultusunda, gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınız ile Sosyal Sorumluluk Projeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?

Knauf olarak sürdürülebilir çevre politikalarımız doğrultusunda, maden sahalarımızda tekrar yeşillendirme projeleriyle doğaya katkı sağlıyoruz. Fabrikalarımızda atık yönetimi ve yenilenebilir enerji kullanımıyla çevresel etkilerimizi en aza indiriyoruz. Çalışanlarımızda sürdürülebilirlik bilincini artırmak için eğitimler ve farkındalık etkinlikleri düzenliyoruz. Bunlar yaptığımız çalışmaların bir kısmına örnek olarak verilebilir. Gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için kararlılıkla çalışıyoruz.

12. Sürdürülebilir odaklı bir marka olarak geri dönüşüm, atık yönetimi ve yenilenebilir enerji kullanımı konularında neler yaptıklarınızı öğrenebilir miyiz?

Knauf olarak sürdürülebilirlik hedeflerimiz doğrultusunda geri dönüşüm, atık yönetimi ve yenilenebilir enerji kullanımı alanlarında önemli adımlar attık. Fabrikamızda geri dönüşüm ünitesi kurulumuyla atıkları azaltmayı ve malzeme döngüsünü optimize etmeyi hedeflerken, kuru atıkların yeniden değerlendirilmesi ve sevkiyat süreçlerinin iyileştirilmesiyle döngüsel ekonomiye katkı sağladık. Enerji tasarrufu ve atık enerji geri kazanımı teknolojileri, fırın optimizasyonları, elektrikli forklift ve araç kullanımı gibi yeniliklerle enerji verimliliğimizi artırdık ve karbon emisyonlarımızı düşürdük. Ayrıca, Alçı Şartlandırma Projesi ve sistem revizyonlarıyla su tüketimimizi %15, CO2 emisyonlarımızı %10 oranında azalttık. Bu çalışmalar, çevresel etkilerimizi en aza indirme ve kaynakları verimli kullanma konusundaki kararlılığımızı yansıtmaktadır.

13. Son olarak, röportajımızın sonuna eklemek istediklerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Son olarak, Knauf’un sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve müşteri odaklılık değerleriyle sektörde fark yaratmaya devam edeceğinin tekrar altını çizmek istiyoruz. Amacımız, sadece kaliteli ürünler sunmak değil, aynı zamanda inşaat sektöründe daha çevre dostu ve verimli çözümler geliştirmektir.

Ayrıca, çalışanlarımız, iş ortaklarımız ve müşterilerimizle birlikte büyümeye ve gelişmeye büyük önem veriyoruz. Bu bağlamda, aile şirketi olmanın getirdiği güçlü bağları ve değerleri koruyarak, global bir marka olmanın sorumluluğunu taşımaya devam ediyoruz.

Okumaya Devam Et

GENEL

Cephe Kaplamada Yeni Standart: Hekimboard ile Yangın Güvenliğinde Dönüşüm

Yayınlandı

-

Yangın güvenliği ve estetik bir arada: A1 sınıfı yanmaz fibercement teknolojisi ile binalarınız güvence altında. Hekim Yapı’nın Hekimboard levhaları, dayanıklılık, tasarım özgürlüğü ve çevre dostu üretimiyle modern mimarinin vazgeçilmez tercihi.

Binalarda güvenlik denildiğinde akla gelen ilk unsurlardan biri yangın yalıtımıdır. Özellikle dış cephelerde kullanılan kaplama malzemelerinin yanmazlık sınıfı, yangının yayılım hızını doğrudan belirler. Bugün modern mimarinin yalnızca estetik kaygılarla değil, güvenlik kriterleriyle de şekillenmesinin temel nedeni budur.

Cephe kaplamaları, binaların dış görünümüne değer katmanın yanı sıra, ısı, ses ve su yalıtımıyla yapıların bütünlüğünü korur. Ancak en kritik işlevlerinden biri, yangın esnasında alevin yayılımını yavaşlatmak ve tahliye için zaman kazandırmaktır. Bu noktada uluslararası standartlar, cephelerde A1 sınıfı yanmaz malzemelerin kullanımını özellikle tavsiye etmektedir.

Fibercement Teknolojisinin Ayrıcalığı

Piyasada muhtelif kaplama malzemeleri bulunsa da fibercement teknolojisi, sunduğu çok yönlü avantajlarla ayrışmaktadır. Çimento esaslı malzemenin selüloz lifleri ve özel katkılarla güçlendirilmesiyle elde edilen fibercement levhalar, modern yapıların ve renovasyon projelerinin güvenilir çözümü haline gelmiştir.

Fibercement’in başlıca özellikleri şunlardır:

  • A1 sınıfı yanmazlık: Yangın sırasında alev almaz, zehirli gaz çıkarmaz.
  • Uzun ömürlü dayanıklılık: Nem, darbe, UV ışınları ve zorlu hava koşullarına karşı dirençlidir.
  • Bakım kolaylığı: Boyanabilir yüzeyiyle uzun süre estetik görünümünü korur.
  • Sürdürülebilirlik: Asbest içermez, çevre dostu ve ekolojik üretim anlayışını destekler.

Bu özellikleriyle fibercement, hem güvenlik hem de mimari estetik açısından modern yapıların vazgeçilmez tercihi olmaktadır.

Hekim Yapı: Türkiye’de İlklerin Adresi

Türkiye’nin ilk otoklavlı fibercement levha üreticisi olarak sektöre adım atan Hekim Yapı, bu alandaki öncülüğünü Hekimboard markası ile sürdürmektedir.

Hekimboard cephe kaplama malzemeleri, A1 sınıfı yanmaz özelliği sayesinde yangın yalıtımında en güçlü desteklerden biridir. Ayrıca farklı doku, desen ve renk seçenekleri ile mimarlara tasarım özgürlüğü sunar. Uzun ömürlü dayanıklılığıyla yatırımcıya değer katan Hekimboard, asbest içermeyen çevre dostu yapısıyla da sürdürülebilir inşaat anlayışını destekler.

Otel Yangınlarıyla Gündeme Gelen Yönetmelik

Son dönemde yaşanan otel yangınları, yangın yönetmeliğinin yeniden tartışılmasına yol açtı. Bu olaylar, dış cephe kaplama malzemelerinin yangın dayanımı açısından ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle yangın merdivenlerinde kullanılan kaplama malzemelerinin A1 sınıfı yanmazlık standardında olması artık bir zorunluluk olarak öne çıkıyor.

Sektör temsilcileri, bu yangınların yönetmelikteki bazı eksiklikleri de görünür kıldığını vurguluyor. “Özellikle yangın merdivenlerinin A1 sınıfı yanmaz malzeme ile kaplanması artık net bir gereklilik. Bu noktada fibercement levhalar doğrudan çözüm olarak öne çıktı” ifadesiyle konuya dikkat çekiliyor.

Yangın Merdivenlerinde TSE EN 13501-1 A1 Sınıfı Yangın Standardı

Fibercement levhaların uygulama alanları arasında yangın merdiveni kaplamaları da öne çıkıyor. Özellikle TSE EN 13501-1 A1 sınıfı yangın standardına uygun levhalar, hem mevcut otel, okul, devlet dairesi, apartmanlar, kamu kuruluşları vb. renovasyon projelerinde hem de yeni inşa edilen yapılarda yoğun talep görüyor. Bu ürünler, yangına karşı sağladığı yüksek dayanımla birlikte güvenli tahliye için kritik bir çözüm sunuyor.

Yangın Güvenliğinde Dönüşüm Büyüyor

Bugün yapı sektöründe artık yalnızca estetik değil, dayanıklılık da öncelikler arasında ilk sıraya yerleşmiş durumda. Özellikle yangın merdivenlerine ek olarak, kazan daireleri, otoparklar, elektrik dağıtım odaları, yapı içindeki trafolar gibi yangın tehlikesi olan kapalı alanların duvar, döşeme ve tavan kaplamlarında yangına karşı dayanım zorunluluklarının netleşmesi, fibercement gibi A1 sınıfı yanmaz malzemelerin sektörde standarda dönüşmesini sağladı.

Hekim Yapı, bu dönüşümün güvenilir çözüm ortağı olarak hem ulusal hem de uluslararası projelere ürün tedarik etmeyi sürdürüyor. Yangın güvenliği konusunda ortaya koyduğu yenilikçi çözümler, sektörde standartların yükselmesine katkı sağlıyor.

Cephe kaplamalarında ve cephe dekoratif uygulamalarında doğru malzeme seçimi, günümüz yapı sektöründe yalnızca estetik değil, güvenlik açısından da belirleyici unsur haline geldi. Çatı kaplaması olarak da özellikle bitişik nizam çatılar veya faklı yükseklikteki birbirine yakın binalarda yangın sıçramalarının önüne geçmek için, A1 sınıfı yanmaz çatı taşıyıcı sistemi ve A1 sınıfı Fibercement kaplaması güvenli bir çözüm olarak kullanılmaya başlandı. 

Türkiye’de fibercement teknolojisini ilk kez hayata geçiren Hekim Yapı’nın Hekimboard cephe kaplama malzemeleri, kat silmeleri ve kapı pencere söveleri ile yangın güvenliğinde yeni standartların oluşmasına öncülük ediyor.

Hekimboard, sadece bir cephe kaplama malzemesi değil; güvenli, modern ve sürdürülebilir yaşam alanlarının temel taşıdır.

Okumaya Devam Et

GENEL

OYAK Çimento’nun Kurumsal Yönetişim Başarısı TİDE Ödülü ile Tescillendi

Yayınlandı

-

TCC Group Holdings bünyesinde bulunan Cimpor ve OYAK Çimento, Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) tarafından düzenlenen “15. Farkındalık Ödülleri” kapsamında “Kurumsal Farkındalık” kategorisinde ödüle layık görüldü.

OYAK Çimento, güçlü kurumsal yönetim, risk yönetimi ve iç kontrol mekanizmalarına verdiği önemle sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Şirket, mesleki farkındalığın gelişimi ve yaygınlaşmasına katkıda bulunan kurum ve kişiler ile toplumsal alanda fark yaratan kişi ve kurumları onurlandırmak amacıyla Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) tarafından 15 yıldır düzenlenen Farkındalık Ödülleri kapsamında “Kurumsal Farkındalık” kategorisinde ödüle layık görüldü.

OYAK Çimento’nun aldığı bu önemli ödül ile sadece sektöründeki güçlü konumunu değil, aynı zamanda kurumsal yönetim alanındaki öncü ve yenilikçi uygulamalarını da bir kez daha kanıtlamış olduğunu belirten Cimpor Global Holdings İç Denetim, RiskUyum Grup Direktörü Özge Aşcıoğlu, konuya ilişkin olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “TCC Group Holdings bünyesinde bulunan Cimpor ve OYAK Çimento markaları olarak, kurumsal değerlerimizi ve sürdürülebilir yönetim anlayışımızı geleceğe taşırken önemli bir gururu yaşıyoruz. İç Denetim fonksiyonumuzun, kurumsal yönetim süreçlerimize kattığı değerin TİDE gibi saygın bir kurum tarafından tescillenmesi bizler için büyük bir gurur ve motivasyon kaynağı. Bu ödül, OYAK Çimento’nun şeffaf ve etik kurumsal yönetişim anlayışının sektör dışı saygın bir kurum tarafından da takdir edildiğini gösteriyor. Sürdürülebilir başarı ve güven inşa etme yolculuğumuzda, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinden asla ödün vermeden, tüm paydaşlarımız için değer yaratmaya devam edeceğiz.”

Hedef, iç denetimin katma değerinin anlaşılması

TİDE Yönetim Kurulu tarafından tahsis edilen “Farkındalık Ödülleri”, İç Denetim mesleği ve değerleri ile ilgili toplumsal ve kurumsal farkındalık oluşturmak için gösterilen çabaların teşviki ve desteklenmesi amacıyla düzenleniyor. Her yıl düzenlenen organizasyon çerçevesinde; İç Denetimin güçlü kurumsal yönetişimde, kurum içi kontrollerde ve etkin risk yönetiminde oynadığı önemli rol hakkında toplumsal ve kurumsal bilgi birikiminin artırılması için iyi uygulama örnekleri ödüllendirilerek iç denetimin katma değerinin anlaşılması, genel kabul görmesi ve doğru uygulamanın yaygınlaştırılması hedefleniyor. Ayrıca ödüller aracılığıyla akademik, bireysel, toplumsal ve kurumsal alanlardaki farkındalığın geliştirilerek artırılması amaçlanıyor.

Okumaya Devam Et

Trendler