Yüksek Binalarda Rüzgar Yükü ve Çözüm Stratejileri - Yapı İnşaat Dergisi
Bizimle iletişime geçin

GENEL

Yüksek Binalarda Rüzgar Yükü ve Çözüm Stratejileri

Yayınlandı

-

  • Rüzgar yükü, binanın yüzeyine etki eden aerodinamik basınç ve türbülanslı akımlardan kaynaklanır. Bu yükler genellikle iki ana kategoriye ayrılır:
  • Statik Rüzgar Yükü: Rüzgarın binanın yüzeyine doğrudan uyguladığı sürekli basınçtır.
  • Dinamik Rüzgar Yükü: Türbülans, girdap oluşumu ve yapıdaki titreşimleri içeren değişken etkilerdir.

Rüzgarın binalara etkisi, yüksekliğe, yapının geometrisine ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişir.


2. Rüzgar Yükünü Etkileyen Faktörler

Yüksek binalarda rüzgar yükünü belirleyen temel faktörler şunlardır:

  • Bina Yüksekliği ve Şekli: Daha yüksek binalar, rüzgar akımlarına daha fazla maruz kalır. Yuvarlak veya aerodinamik şekilli binalar, rüzgar yükünü daha iyi dağıtır.
  • Çevresel Faktörler: Şehir merkezindeki sık yapılaşma, rüzgar tüneli etkisi oluşturabilir ve binaya gelen yükü artırabilir.
  • Malzeme ve Yapısal Sistem: Binanın kullanılan malzemesi ve taşıyıcı sistemleri, rüzgar yüküne karşı dayanıklılığı belirler.

3. Rüzgar Yükünü Azaltmaya Yönelik Mühendislik Çözümleri

Yüksek binalarda rüzgar yüküne karşı uygulanan başlıca mühendislik stratejileri şunlardır:

a) Aerodinamik Tasarım

Binanın şekli, rüzgar yükünün dağılımında büyük rol oynar. Bazı yaygın aerodinamik tasarım yaklaşımları:

  • Yuvarlatılmış veya Eğik Köşeler: Keskin köşeler rüzgar girdapları oluşturabilir. Eğimli veya oval kenarlar rüzgarın binaya etkisini azaltır.
  • İç Boşluklar ve Açıklıklar: Binanın belirli bölgelerinde hava geçişine izin vererek, rüzgarın oluşturduğu yükü hafifletebilir.

b) Titreşim Sönümleyiciler (Dampers)

Yüksek binalarda titreşimleri azaltmak için kullanılan mekanizmalardır. Yaygın olarak kullanılanlar:

  • Harmonik Sönümleyiciler: Salınım hareketini dengeleyerek binanın sallanmasını azaltır.
  • Tuned Mass Damper (TMD): Bina içindeki büyük kütlelerin hareketiyle titreşimleri sönümler (örneğin, Taipei 101 gökdeleninde kullanılmıştır).

c) Çerçeve ve Çekirdek Sistemleri

Binanın taşıyıcı sisteminin güçlendirilmesi, rüzgar yüküne karşı direnç sağlamada etkilidir:

  • Çelik veya Betonarme Çekirdek: Merkezi güçlendirilmiş çekirdek sistemleri binaya stabilite kazandırır.
  • Çapraz Çerçeveleme (Braced Frames): Çelik veya betonarme çapraz sistemler, binanın rüzgar yüküne dayanıklılığını artırır.

d) Rüzgar Tüneli Testleri ve Simülasyonlar

Modern yüksek binaların tasarımında, rüzgar tüneli testleri ve bilgisayar destekli simülasyonlar önemli bir yer tutar. Bu testler, binanın rüzgar yüküne nasıl tepki vereceğini önceden analiz ederek tasarımın optimize edilmesini sağlar.


4. Öne Çıkan Örnekler ve Uygulamalar

Bazı ikonik gökdelenlerde rüzgar yüküyle başa çıkmak için özel çözümler geliştirilmiştir:

  • Burj Khalifa (Dubai): Binanın daralan spiralli formu, rüzgar yükünü minimize etmek için tasarlanmıştır.
  • Shanghai Tower (Çin): Helisel şekli ve aerodinamik tasarımı, rüzgarın etkisini azaltmaktadır.
  • Taipei 101 (Tayvan): 660 tonluk dev bir sarkaç sistemi (Tuned Mass Damper) kullanılarak rüzgar yüküne karşı stabilizasyon sağlanmıştır.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

TEK CİHAZ, DÖRT MEVSİM RAHATLIK: DAIKIN’LE HER ZAMAN İDEAL SICAKLIK

Yayınlandı

-

Daikin klimalar ile tek cihazla dört mevsim konfor mümkün. Yazın serin, kışın sıcak tutan teknolojisi, sessiz çalışma modu, akıllı hava akışı ve çevre dostu yapısıyla evinizi dört mevsim boyunca ideal sıcaklıkta tutuyor. Havaların soğumaya başladığı bu günlerde, Daikin klimaların gelişmiş ısıtma gücü yaşam alanlarınızı kısa sürede ısıtırken, konfor ve enerji verimliliğini bir arada sunuyor. Üstelik faturalarınız kontrol altında kalıyor.

İklimlendirme sektörünün 100 yılı aşkın köklü markası Daikin, inverter teknolojili klimalarıyla ısıtma ve soğutmayı sunuyor. Yenilikçi teknolojileriyle iklimlendirme sektöründe fark yaratan marka geniş split klima ürün gamıyla, yüksek enerji maliyetlerine rağmen kış aylarında da kullanıcılarına hem konfor hem de tasarruf sağlamaya devam ediyor.  

Klimalar genellikle serinletme aracı olarak bilinse de, sonbahar ve kış aylarında özellikle Ege ve Akdeniz gibi ılıman bölgelerde ısıtma amacıyla yaygın olarak tercih ediliyor.  Yapılan araştırmalar, Türkiye genelinde konutların yaklaşık %10’unda ısınma için klima kullanıldığını; bu oranın İzmir’de %15’e, Antalya’da ise %65’e kadar yükseldiğini gösteriyor. 

DAIKIN KLİMALARLA TASARRUFLU ISITMA 

Daikin Zeta Shira Plus klima, mevsim geçişlerine yüksek verimli ısınma sağlarken enerji tasarrufu konusunda da kullanıcı dostu bir çözüm sunuyor. Zeta Shira Plus, -20°C ile +50°C arasında çalışabilen geniş sıcaklık aralığı sayesinde dış koşullardan bağımsız bir performans sağlıyor. Kışın Ultra Isıtma fonksiyonu ile belirlenen sıcaklığa normal bir klimadan %14 daha hızlı ulaşırken, yazın yüksek sıcaklıklarda bile soğutma verimliliğini koruyor. Bu üstün performans Daikin’i dört mevsim konforun sembolü haline getiriyor.

Eylül 2025 itibarıyla yapılan hesaplamalara göre, 12.000 BTU gücündeki bir Daikin Zeta Shira Plus split klima, günde 15 saatlik kullanımda aylık toplam 450 saatlik çalışma süresiyle yaklaşık 83,1 kWh elektrik tüketiyor. Bu tüketim, günlük ortalama 11 TL’ye, aylık ise vergiler dâhil yaklaşık 330 TL’lik bir ısınma giderine karşılık geliyor*. İstanbul’da 100 m²’lik bir apartman dairesi için yapılan hesaplamada, Kasım ayı ortalama sıcaklığı 13°C, tasarım sıcaklığı ise –3°C olarak baz alındı. Bu koşullarda yaklaşık 6 kW’lık bir ısı yükü gereksinimi ortaya çıkarken, 5.2 SCOP değeriyle öne çıkan Daikin Zeta Shira Plus, yüksek performansla düşük maliyetli ısınmayı mümkün hale getiriyor.

ISINIRKEN TASARRUF ETMENİN AKILLI YOLLARI 

Daikin uzmanları, ısınma amaçlı klima kullanımında verimlilik ve konforun sağlanması için doğru cihaz seçiminin büyük önem taşıdığını vurguluyor. Isıtılacak alanın büyüklüğüne ve ihtiyaçlarına uygun kapasitede bir klima tercih edilmeli. Isıtma performansı ön planda olacak cihazlarda en az A++ enerji sınıfına ve yüksek SCOP (Sezonsal Performans Katsayısı) değerine sahip inverter teknolojili modeller öneriliyor. Bu teknoloji, klasik sistemlere kıyasla yüzde 50’ye varan enerji tasarrufu sağlayarak hem ısıtmada hem soğutmada faturaları düşürüyor.

Optimum konfor için klima ısıtma modundayken oda sıcaklığının 20–22°C aralığında tutulması, sıcaklık her 1°C yükseldiğinde enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 6 arttığı unutulmamalıdır. Cihazın verimli çalışması için periyodik bakımların düzenli yapılması, özellikle filtrelerin ortalama iki haftada bir temizlenmesi gerekir. Ayrıca, kullanım sırasında kapı ve pencerelerin kapalı tutulması ısı kaybını önleyerek performansı artırır. 

ÇEVRE DOSTU YÜKSEK PERFORMANS

Çevre dostu üretim anlayışıyla fark yaratan Daikin, split klimalarında düşük küresel ısınma potansiyeline sahip R-32 soğutucu akışkanını kullanarak ürünlerinin çevresel etkilerini en aza indirmeyi hedefliyor. Isıtma performansında A+++ verimlilik sunan modelleriyle enerji tasarrufunu artıran Daikin, üretim süreçlerinde de çevre dostu uygulamaları benimseyerek karbon ayak izini azaltmaya ve sürdürülebilir geleceğe katkı sağlamaya devam ediyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Volvo Trucks, Türkiye’deki İlk Kamera Monitör Sistemli Volvo FH16 4×2 780 HP’yi AGİT Nakliyat’a Teslim Etti!

Yayınlandı

-

Volvo Trucks, yurtiçi ve yurtdışı frigorifik taşımacılık sektöründe faaliyetlerini sürdüren AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık’a Volvo FH16 4×2 780 HP modelini teslim etti. Volvo Trucks’ın en güçlü kamyonu ve Volvo FH16 4×2 segmentinde Türkiye’deki ilk Kamera Monitör Sistemli araç olma özelliği taşıyan Volvo FH16 4×2 780 HP’nin teslimatı Volvo Trucks Mersin Yetkili Servisi Gökdenizler Otomotiv’de gerçekleştirildi.

Volvo Trucks, AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık’a teslim ettiği, Türkiye’deki ilk Kamera Monitör Sistemli Volvo FH16 4×2 780 HP ile ağır vasıta sektöründe bir yeniliğe daha imza attı. Volvo Trucks Mersin Yetkili Servisi Gökdenizler Otomotiv’de gerçekleşen teslimat töreninde Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş. Kamyon Satış Ülke Müdürü Utku Uzun ile Kamyon Saha Satış Müdürü Umut Şahin; Volvo FH16 4×2 780 HP’yi AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık Şirket Ortakları Serhan Araç, Muzaffer Araç ve AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık Operasyon Müdürü Agit Araç’a teslim ettiler. 

Yurtiçi ve yurtdışı frigorifik taşımacılık alanlarında faaliyetleri bulunan AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık, 22 adetlik filosunun en yeni ve en güçlü üyesini, Kamera Monitör Sistemli Volvo FH16 4×2 780 HP olarak belirledi. Şirket, 780 beygir gücü, kapsamlı donanımı ve ileri seviye güvenlik özellikleri sebebiyle markayı tercih etti. Aralarında Volvo FH460, Volvo FH500, Volvo FH540, Volvo FH750 ve Volvo FH500 Aero gibi kamyonları bugüne kadar filosunda tercih eden AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık, bir önceki Volvo Trucks alımını Temmuz 2025 tarihinde gerçekleştirmişti. Yeni kamyon alımında Volvo Finansman A.Ş. (VFS) tarafından sağlanan ödeme koşullarından yararlanıldı.

Utku Uzun: “Devam Eden Güçlü İş Birliklerine İmza Atıyoruz” 

Marubeni Dağıtım ve Servis Kamyon Satış Ülke Müdürü Utku Uzun, “AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık ile 2013 senesinden beri devam eden iş birliğimizi güçlendirmekten mutluluk duyuyoruz. Türkiye’de satılan en güçlü kamyon olup, aynı zamanda Volvo FH16 4×2 segmentinde ülkemiz için bir ilki temsil eden Kamera Monitör Sistemli aracımızı AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık’ın filosuna katmış olmaktan gururluyuz. İş birliğimizin hayırlı olmasını diliyor, AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık ailesiyle önümüzdeki dönemde de çalışmalarımızı sürdürmeyi temenni ediyoruz” dedi.

Serhan Araç: “Volvo Trucks’a Güvenimizden Dolayı En Güçlü Kamyonu Tercih Ettik” 

Yeni teslimatları ile ilgili bilgiler aktaran AGİT Nakliyat Uluslararası Taşımacılık Şirket Ortağı Serhan Araç; “2013 senesinden beri Volvo Trucks markasını tercih ederek işimize değer katıyoruz. Volvo Trucks’a güvenimizden dolayı, en güçlü aracı olan Volvo FH16 4×2 780 Kamera Monitör Sistemli modeli tercih ettik. Bu kararı almamızda aracın güvenliği, konforu, yakıt verimliliği ve satış sonrası hizmetlerdeki kalitesi öne çıktı. Bugüne kadar sahip olduğumuz kamyonlar arasında farklı Volvo modellerinin olması ve hepsinden duyduğumuz memnuniyetten ötürü bu özel kamyonu filomuza eklemek ve bir ilki gerçekleştirmek istedik. Marubeni Dağıtım ve Servis – Volvo Trucks yöneticilerine ve Volvo Finansman A.Ş.’ye (VFS) sunduğu imkanlardan dolayı teşekkür ediyor, iş ortaklığımızın uzun yıllar devam edeceğine inanıyoruz” dedi.

Volvo FH16 780 HP’nin Öne Çıkan Özellikleri

Volvo Trucks’ın en güçlü motoru olan D17 ile donatılan Volvo FH16 780 HP çekici, yeni 17,3 litrelik en güçlü dizel motoru ile öne çıkıyor. 17 litrelik sıralı 6 silindirli motor, 780 HP (574 kW) maksimum güç ve 3800 Nm maksimum tork sunarak en zorlu ortamlarda bile yüksek taşıma kapasitesiyle yüksek ortalama hızları kolaylıkla koruyor. 

Volvo FH16 4×2 segmentinde Türkiye’deki ilk “Kamera Monitör Sistemi”ne sahip bu model, aerodinamik tasarımı sayesinde hem yakıt verimliliğini artırıyor hem de her türlü iklim koşulunda sürücünün görüş alanını iyileştiriyor. Gece görüşü ve park halindeyken kamyonun çevresini görme imkanı sunan “Gözetleme Modu”, güvenliği ve konforu destekliyor.

Kamera Monitör Sistemi’nin öne çıkan özellikleri:

  • Çift ekran: Ana ve geniş açılı görüntü aynı anda sunuluyor.
  • Otomatik panlama: Dönüşlerde treyler arkasını otomatik olarak gösteriyor.
  • Geri manevra modları: Üç farklı sabit açı seçeneğiyle güvenli geri sürüş sağlıyor.
  • Gelişmiş gece modu: Kızılötesi aydınlatma sayesinde düşük ışıkta net görüntü sunuyor.
  • Parlama önleyici görüntü: Güneşli ortamlarda bile net görüş sağlanıyor.
  • Isıtmalı kamera lensi: Soğuk ve nemli koşullarda buğulanmayı önlüyor.
  • Kamera kollarının elektrikli katlanması: 15 km/s hıza kadar kullanılabiliyor.

İki versiyon olarak sunulan sistemde MIRCMS (Standart Kamera Monitör Sistemi) ve MIRCMCP (Ek olarak yolcu tarafında köşe kamerası bulunan gelişmiş versiyon) mevcut. MIRCMCP isimli versiyonlar, özellikle şehir içi trafikte yaya ve bisikletlilerin güvenliğini daha da artırıyor. Volvo Trucks’un bu yeniliği, güvenlik, konfor ve enerji verimliliği alanlarında markanın sürdürülebilir taşımacılık vizyonunu güçlendiriyor.

Volvo Trucks’ın güvenlik yaklaşımını yansıtan ve GSR II standartlarına uygun olarak donatılan Volvo FH serisi; Elektronik Stabilite Programı (ESP), Ön Çarpışma Önleyici Sistem, Acil Frenleme Desteği ve Şerit Takip Asistanı gibi gelişmiş güvenlik teknolojilerini sunuyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

GYODER Gösterge 2025/3 Çıktı! 

Yayınlandı

-

Veri Merkezleri Gayrimenkul Sektörünün Geleceğini Şekillendirecek

 GYODER, gayrimenkul sektörünün alt segmentlerini üçer aylık dönemler halinde değerlendirdiği, ‘GYODER Gösterge’ Türkiye Gayrimenkul Sektörü 2025 3. Çeyrek Raporu’nu yayınladı. ‘Veri Merkezlerinin Geleceği’ dosya konusuyla öne çıkan 41. sayıda, yuvarlak masa toplantılarıyla ele alınan veri merkezlerinin gayrimenkul ekosistemindeki önemi, yatırım potansiyeli ve geleceğe dair öngörüler sektör profesyonelleriyle paylaşılıyor.

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği’nin (GYODER) Folkart katkılarıyla hazırlanan “GYODER Gösterge” 2025 3. Çeyrek Raporu, gayrimenkul sektörünün güncel performansını ve öne çıkan trendlerini ortaya koymaya devam ediyor. “Veri Merkezlerinin Geleceği” dosya konusunun ele alındığı 41. sayıda, veri merkezlerinin gayrimenkul sektörünün stratejik dönüşümünde rolü sektör profesyonellerinin öngörüleriyle aktarılıyor.

Rapora göre, 2025 yılının ilk sekiz ayında Türkiye’de toplam konut satışları 978.070 adet olarak gerçekleşti ve bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 21,3 artış kaydetti. Bu rakam, veri tarihinde en düşük konut kredisi faizlerinin görüldüğü 2020 yılının ilk sekiz ayındaki 1.024.534 adetlik satışın ardından kaydedilen en yüksek ikinci satış performansı olarak öne çıkıyor. Yeni konut fiyatları yıllık bazda yüzde 31,0 artarken, reel bazda yıllık değişim yüzde -1,2 olarak gerçekleşti. İlk satışlar 295.524 adet, ikinci el satışlar 682.546 adet olarak kayıtlara geçti; ipotekli satışlar ise yüzde 84,7 artışla 141.227 adede ulaştı.

Yabancılara yapılan konut satışları ise 13.077 adet olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 azaldı. Toplam satışlar içindeki payı ise yüzde 1,9’dan yüzde 1,3’e geriledi. Ülke bazında en fazla alım, 2.253 adetle Rusya Federasyonu vatandaşları tarafından gerçekleştirildi. İl bazında ise İstanbul 4.797 adetle ilk sırada yer alırken, Antalya 4.380 adet ve Mersin 1.036 adetle onu takip etti.

Sektöre referans olmaya devam edecek

Gösterge’nin sektörde doğru kararların alınmasına rehberlik eden önemli bir kaynak olmaya devam ettiğini vurgulayan GYODER Başkanı Neşecan Çekici, ‘Bu sayımızın dosya konusunu veri merkezleri olarak belirledik. Güncel ve stratejik bir alanı ele alarak, sektör profesyonellerinin görüşlerini paylaştık. Gösterge raporumuz yalnızca verileri sunmakla kalmıyor; bu verilerin yön gösterdiği stratejileri ve sektördeki dönüşümleri de aktarıyor. Bugüne kadar olduğu gibi 41’inci sayımızda da gayrimenkul ekosistemine yön veren içerikler üretmeye devam ediyoruz. Aldığımız olumlu geri dönüşler, doğru yolda ilerlediğimizin ve sektöre değer kattığımızın en somut kanıtıdır.” ifadelerini kullandı.

Folkart katkılarıyla hazırlandı

On bir yıldır, şeffaf ve kapsayıcı yayıncılık anlayışıyla sektöre ışık tutan Gösterge raporunun 41. ve 42. sayılarının yayınlanmasına destek olmaktan büyük bir gurur duyduklarını ifade eden Folkart Yapı Genel Müdürü Metin Sancak rapora ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: ‘’Gayrimenkul sektörünün nabzını tutan, güvenilir verilerle yön veren GYODER Gösterge raporunun iki sayısına destek vermekten büyük bir gurur ve mutluluk duyuyoruz. Sektörümüz, ülke ekonomisinin en dinamik ve stratejik alanlarından biri. Bu ölçekte bir sektörde sağlıklı kararların alınabilmesi, ancak doğru, güncel ve şeffaf verilerle mümkün olabilir. GYODER Gösterge tam da bu noktada, tüm paydaşlara ışık tutan çok değerli bir kaynak olarak öne çıkıyor. Folkart olarak biz, yalnızca sektörde faaliyet gösteren bir oyuncu değil; aynı zamanda sektörün gelişimi, sürdürülebilirliği ve geleceğe güvenle ilerlemesi için sorumluluk alan bir kurum olmayı benimsiyoruz. Bu anlayışla, bilgiye ve analize dayalı bu tür çalışmaları desteklemeyi, sektöre katkı sunmanın en anlamlı yollarından biri olarak görüyoruz. GYODER Gösterge’nin her sayısında ortaya koyduğu detaylı analizler, trendler ve veriler, gayrimenkul sektörünün daha güçlü, daha rekabetçi ve daha vizyoner bir yapıya kavuşmasına önemli bir katkı sağlıyor. Bu değerin bir parçası olmak, bizim için yalnızca bir sponsorluk değil, aynı zamanda sektöre olan inancımızın ve bağlılığımızın somut bir göstergesidir. Önümüzdeki dönemde de bilgi paylaşımını, şeffaflığı ve sektörel dayanışmayı destekleyen her çalışmanın yanında olmaya devam edeceğiz.’’

GYF pazarı büyüme hızını koruyor

2025’in ikinci çeyreği itibarıyla Gayrimenkul Yatırım Fonları (GYF) pazarı, önemli bir büyüme performansı gösterdi. Yatırım almış 244 fonun bulunduğu piyasada toplam büyüklük bir önceki çeyreğe göre yaklaşık yüzde 19,3 artışla 175,1 milyar TL’ye ulaştı. Rapora göre, GYF pazarı 2018 yılından bu yana her çeyrek pozitif bir büyüme kaydediyor. 2025 ikinci çeyrek verileri, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 78,9 artışla 97,9 milyar TL’den 175,1 milyar TL’ye yükseldi. 

İstanbul’da ofis kiralamaları metrekare bazında azaldı 

2025 yılının ilk yarısında İstanbul ofis piyasasında toplam kiralama işlemi 103.367 metrekareye ulaştı. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15’lik bir düşüşe işaret ediyor. İlk çeyrekte 67.089 metrekare, ikinci çeyrekte ise 36.278 metrekare kiralama işlemi gerçekleşti. Arz ise 7,18 milyon metrekare seviyesinde sabit kaldı. Boşluk oranı yüzde 9,9 ile sınırlı bir artış göstererek durağanlığını korudu. Gerçekleşen işlemlerin yüzde 81’i metrekare yüzde 62’si adet bazında yeni kiralamalardan oluştu. Ancak yeni kiralama işlemleri metrekare bazında geçen yıla göre yüzde 23 azaldı. Bu azalma, kiracıların yüksek kira seviyeleri nedeniyle yeni alanlara geçmek yerine mevcut sözleşmelerini yenilemeyi tercih ettiğini gösteriyor. Bölgesel dağılıma bakıldığında, kiralama işlemlerinin yüzde 47’si merkezi iş alanlarında (MİA), yüzde 47’si ise Anadolu Yakası’nda gerçekleşti. Büyük metrekareli ofis alanlarının sınırlı olması nedeniyle şirketlerin daha küçük metrekareli alanlara yöneldiği gözlemleniyor. Bu eğilim, birincil kira seviyeleri üzerinde yukarı yönlü baskı yaratmaya devam ediyor.

2026’da 6 yeni AVM açılması bekleniyor

2025 yılı Ekim ayı itibarıyla Türkiye genelinde 441 alışveriş merkezi bulunuyor. Toplam kiralanabilir alan yaklaşık 13,7 milyon metrekareye ulaştı. 2026 yılı sonuna kadar 205 bin metrekare büyüklüğünde 6 yeni AVM’nin açılması planlanıyor. Böylece 2026 yıl sonu itibariyle toplam arzın 13,9 milyon metrekare seviyesine çıkması bekleniyor. Organize perakende yoğunluğu, Türkiye genelinde 1.000 kişi başına 160 metrekare düzeyindeyken, İstanbul 312 metrekare ile ülke ortalamasının yaklaşık iki katı yoğunlukla öne çıkıyor. Türkiye genelinde perakende yoğunluğunun 163 metrekare seviyesine çıkması bekleniyor.

 Lojistik alanlarında arz sınırlı

İstanbul-Kocaeli ekseninde ticari amaçlı 7,9 milyon metrekare lojistik alan bulunuyor. İnşaat halindeki projeler 471 bin metrekareyle sınırlı kaldı. Bu durum kiralama hacmini etkiledi. Boşluk oranları İstanbul Avrupa’da yüzde 1,9, İstanbul Asya’da yüzde 1,3, Kocaeli’de yüzde 1,8 olarak hesaplandı. Aylık birincil kira, metrekare başına dolar bazında 11,25 dolar, Türk lirası bazında 470 lira seviyesine ulaştı. Arzın sınırlı kalması, kira fiyatları üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor.

Okumaya Devam Et

Son Yazılar

Trendler