Bizimle iletişime geçin

GENEL

“Yerli Gücün Global Yolculuğu: Warmhaus’un Sürdürülebilirlik ve Teknoloji Vizyonu”

Yayınlandı

-

46 bin metrekarelik üretim tesisinde, yüzde yüz yerli sermaye ile kombi, radyatör ve yoğuşmalı kazan üretimi yapan Warmhaus, 40’tan fazla ülkeye ihracat başarısıyla global pazarda fark yaratıyor. Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme stratejileriyle sektöre öncülük ediyor.

  • Öncelikle, markanızın/firmanızın genel yapılanması hakkında bilgi verir misiniz? 

Firmamız Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi’nde (TEKNOSAB) bulunan 46 bin metrekare üretim alanına sahip üretim tesisinde panel radyatör, kombi, şofben ve duvar tipi yoğuşmalı kazan üretiyor. Toplam 5 üretim hattı ve 3.600.000 metretül üretim kapasitemiz var. Türkiye genelinde 2000 satış noktamız ve 200 yetkili servimiz ile tüketicilerimize ulaşıyoruz.  Ürünlerimizin yanı sıra tüketicilerimiz için ürünlerimizi en verimli ve tasarruflu şekilde kullanabilecekleri ve tüm hizmetlerimizden kolayca yararlanabilecekleri dijital uygulamalar geliştiriyoruz.

  • Hem global ölçekte hem de bölgesel olarak markanızın/firmanızın genel değerlendirmenizi alabilir miyiz? 

Faaliyetlerimize Çelikpan olarak 1996 yılında panel radyatör üretimi ile başladık. 2016 yılının Eylül ayında ise cihaz üretimini faaliyet alanlarımıza ekledik. Warmhaus marka adı ile markalaşma çalışmalarımız 2017 yılında başladı. Cihaz tarafında genç bir marka olmamıza rağmen üretim kapasitemiz, teknolojimiz ve yenilikçi bakış açımız ile sektörde kombi üretim alanında da çok kısa bir süre içerisinde fark yaratan bir marka olarak yer aldığımızı belirtebilirim. Bugün itibari ile Warmhaus markalı ürünlerin 40’tan fazla ülkeye ihraç ediliyor olması bizim için gurur vericidir. 

  • Markanızın sektörünüzdeki konumu hakkında neler söylemek istersiniz? 

Yüzde yüz yerli sermaye ile panel radyatör, kombi, yoğuşmalı kazan ve şofben üretimi yapan tek şirketiz.

  • Sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasında, üretim süreçlerinin ve ilgili hammadde/tedarik zinciri operasyonlarının tüm dünya ile koordineli bir şekilde yönetilmesi günümüzde çok daha önem arz eden bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, Sürdürülebilirlik konusunda firmanızın Evrensel Yaklaşımını ve Kurumsal Stratejilerini bizimle paylaşabilir misiniz? 
  • Müşteri tercihlerindeki değişimleri bizlerle paylaşır mısınız? 

Tüketici ve pazar araştırmaları sonucunda özellikle son dönemlerde enerji ve su gibi önemli ve tükenebilir kaynakların sorumlu kullanımı konusunda farkındalığın arttığını gördük. Markamızın geliştirdiği ürünlerde ve kullandığı teknolojilerde kaynakların verimli kullanımı önemli özelliklerinin başında geliyor. Çevre ve bilinçli tüketim konusunda farkındalığın artması ile insanların kullanacakları ürünleri seçerken tasarruf edebilecekleri, enerjiyi en verimli şekilde kullanabilecekleri, yenilenebilir enerji kaynakları kullanabilen ve çevreci ürünleri tercih etmeye başladılar. 

  • Sektörünüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırdığınızı takip ediyoruz. Emek yoğun AR-GE çalışmalarınızda sürdürebilirlik odaklı neler yaptığınız hakkında bilgi alabilir miyiz? 

Warmhaus olarak “Bi’ Başka Gelecek” mottomuz ile çalışmalarımız sürdürüyoruz. Bu mottomuzun çıkış noktası da gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek. Sorumlu bir marka olma anlayışı ile çevreye zarar vermeyecek, enerjiyi en verimli şekilde kullanabilen ve tasarruflu ürünler geliştiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızın odağında bu var. Yenilikçi ve katma değerli ürün ve teknolojilerimizi yüksek kalite standartlarında müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine sunam için çalışıyoruz.  Bu kapsamda Ar-Ge ekibimiz ile bugüne kadar sektörümüze pek çok ilki kazandırdık. Kendi sınıfında dünyanın en küçük kombisi MinerWa’da bunlardan birisi. MinerWa Ar-Ge ve inovasyona yaptığımız yatırım sonunca çıkan bir ürünümüz. MinerWa kombi aynı zamanda dünyanın en prestijli tasarım ödüllerini art arda kazanan ilk kombi oldu. Ayrıca Türkiye’de ilk defa Warmhaus tarafından üretilen Gaz Adaptif Sistemli kombi var. Gaz Adaptif Sistem farklı gaz kalitesi ve alev miktarlarında tasarruflu şekilde çalışmasını sağlıyor.  Ayrıca kombilerimizde bulunan “Pre-heat” özelliği sıcak suyun musluğa gelme süresini düşürerek, suyun ısınması için beklenen süreyi minimuma indiriyor. Bu özellik sayesinde sıcak suyunuz hep hazır olurken yaşam için en önemli kaynağımız olan suyun boşa akmasının da önüne geçiliyor. 

Kombilerimizin özel izolasyonu minimum ısı kaybını sağlayarak çevreye zarar verebilecek gereksiz gaz tüketiminin önlenmesini sağlıyor. Bunun yanı sıra kombilerimiz NOx sınıfı 6 olduğu için düşük emisyon değerlerine de sahip. Ürünlerimizde kullanılan yüksek kalite komponentler sayesinde ürünler uzun yıllar kullanılabiliyor. Ürünlerimizin en verimli şekilde kullanılmasını sağlamak için dijital uygulamalar da geliştiriyoruz. Wi-Fi Akıllı Oda Termostatı ürünümüz RecoWa dijital uygulaması ile birlikte kullanıldığı zaman kullanıcısına kombinin tüm özelliklerini uzaktan kontrol etmeyi sağlıyor. Kullanıcının kendi yaşam tarzına göre kombi kullanımını düzenleyebilmesi gereksiz enerji sarfiyatı ve karbon salınımını da önüne geçiyor.   

  • Bu doğrultuda, yeni yatırımlarınız ve sürdürülebilir yeni ürünleriniz/yeni markalarınız olacak mıdır? 

Mevcuttaki düşük karbon emisyonlu kombilerimize ek olarak yenilenebilir enerji kaynakları kullanan ısı pompası ve elektrikli kombi projelerini ürün yol haritasında konumlandırdık. Önümüzdeki yıl elektrikli kombiyi pazara sunmayı planlıyoruz.  Ayrıca kısa vadede ısı pompasını ürün gamımıza dahil etmeyi planlıyoruz.  

  • Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri adına uygulanan Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve Avrupa Birliği İklim Hedefleri bir takım değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda, 2030 yılına kadar Sera Gazı Emisyon Oranlarının çok ciddi oranda azaltılması ve 2050 yılında da net sıfırlanması hedeflemektedir. Geliştirdiğiniz ürünlerinizin üretim ve dağıtım süreçleri doğrultusunda çevresel etkileri de düşünüldüğünde, “Kurumsal Karbon Ayak İzi” konularında neler söylemek istersiniz? 

Firma olarak dünyamızın geleceği için çevreci ürünler geliştirmeye devam ederken, kendi faaliyetlerimizi de aynı bakış açısı ile düzenliyoruz. Warmhaus da SKDM uyumunu sağlamak amacıyla araştırma çalışmalarına başladık. İhtiyaçların belirlenmesinin ardından bir rota belirleyerek çalışmalarımıza başlıyor olacağız.  TEKNOSAB’da bulunan yeni tesisimiz enerji verimliliği yüksek bir tesis olarak sektörün en yeni teknolojilerine sahip. Bu yatırımımızın odağında sürdürülebilir bir üretim modeline geçmek vardı. Yeni fabrikamızda da özellikle bu konuda yatırımlar yaptık. Enerji verimliliği yüksek tesis ekipman yatırımlarımız yapıldı. Bunların yanı sıra kendi enerjimizi üretmek adına fabrika çatımızda GES kurulumu için fizibilite çalışmaları yapıyoruz. 

  • Sürdürülebilir Gelecek odaklı bir firma olarak geleceğe yönelik sürdürülebilirlik hedefleriniz, hedefleriniz doğrultusunda oluşturduğunuz yol haritanız hakkında da bilgi alabilir miyiz? 

İştiraki olduğumuz Beyçelik Holding’in tüm grup şirketleri için belirlemiş olduğu sürdürülebilirlik çalışmaları için bir yol haritası var. Bu yol haritasında 5 ana başlık yer alıyor. Bu başlıklar bizim için de bir rehber niteliği taşıyor. Sürekli Geliştirme ve İyileştirme odak noktası ile Ar-Ge, inovasyon ve dijitalleşmeyi faaliyetlerimize entegre ediyoruz. Bu anlayış ile kaliteli, kullanıcıya ve çevreye fayda sağlayan, ihtiyaca uygun ürünler geliştirmeye devam edeceğiz. İklim Değişikliği ile Mücadele odağında mevcut iş süreçlerimizi çevresel etkileri en aza indirecek şekilde yatırım yapmayı sürdüreceğiz. Tedarik Zincirimiz başta olmak üzere etki ettiğimiz tüm değer zincirinde sürdürülebilirlik yaklaşımımızı yaygınlaştırmak için çalışmalar yürüteceğiz. 

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

İnşaat Son Çeyreğe Yavaş Girdi

Yayınlandı

-

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), her ay merakla beklenen inşaat ile bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durum ile beklenen gelişmeleri gösteren “Hazır Beton Endeksi” 2025 Eylül Ayı Raporu’nu açıkladı. Temmuz ayındaki zirveden sonra ağustosta eşik değerin altına gerileyen Faaliyet Endeksi, eylül ayında eşik değerin altındaki yatay hareketine devam etmiştir. Endekslerin geçen yıla göre yükselse de eşik değerin altında kalması, sektörün daha iyi bir noktada olduğunu ancak hâlâ istenen seviyede olmadığını göstermektedir.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektörü ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içerisinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan öncü bir göstergedir.

Hazır Beton Endeksi 2025 Eylül Ayı Raporu’na göre, temmuz ayındaki zirveden sonra ağustosta eşik değerin altına gerileyen Faaliyet Endeksi, eylül ayında eşik değerin altındaki yatay hareketine devam etmiştir. Beklenti ve Güven Endekslerinin her ikisi de yine negatif tarafta hareket etmiştir. Beklentide görülen sınırlı artış, endeks değerini eşiğin üzerine taşımaya yeterli olmamıştır. Güven Endeksi ise eylül ayında gerilemiş görünmektedir. Son olarak birleşik Beton Endeksi de Güven Endeksi’ndeki azalışa paralel olarak düşüş kaydetmiştir.

Geride bıraktığımız eylül ayında tüm endeksler, geçen yılın aynı ayına kıyasla yükselmiş görünmektedir. Artış oranı açısından bakıldığında ön plana çıkan endeksler Faaliyet ve Beklenti endeksleridir ancak bu durum, her iki endeksin de eylül ayında mutlak değer olarak eşik değerin altında konumlandığı bilgisi ile birlikte değerlendirilmelidir. Güven Endeksi’ndeki artış ise geçen yıla kıyasla oldukça sınırlı kalmıştır. Eylül ayındaki tüm endekslerin eşik değerin altında kalmalarına rağmen geçen yıla kıyasla daha yüksek bir değerde olmaları, inşaat sektörünün eylül ayında geçen yılın aynı ayına göre daha iyi bir noktada olduğunu teyit etmekte, ancak mevcut durumun henüz istenen seviyede olmadığını göstermektedir.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Temmuz ayındaki zirvenin ardından ağustosta eşik değerin altına gerileyen Faaliyet Endeksi, eylül ayında eşik değerin altındaki yatay hareketine devam etmiştir. Eylül ayında tüm endeksler, geçen yılın aynı ayına kıyasla yükselmiştir. Tüm endekslerin eşik değerin altında kalmalarına rağmen geçen yıla göre daha yüksek bir değerde olmaları, inşaat sektörünün geçen yıla kıyasla daha iyi bir noktada olduğunu, ancak henüz istenen seviyede olmadığını göstermektedir.” dedi.

Ekonomik gelişmelerle ilgili görüşlerini paylaşan THBB Başkanı Yavuz Işık, “Türkiye ekonomisinde yılın son çeyreğindeki, daha da önemlisi 2026 yılına dönük gelişmelerin belirleyicisi faiz ve ona bağlı olarak finansman maliyeti olacaktır. Dünyada ise küresel büyümede yavaşlama riskleri ve resesyon endişeleriyle birlikte, bazı piyasalarda normalleşen para politikalarının gevşemesi konusu öne çıkmaktadır. Sektörümüz için en olumlu senaryo; enflasyonun istikrarlı şekilde gerilemesi, TCMB’nin öngörülebilir bir duruşa kavuşması ve kamu altyapı harcamalarının planlandığı şekilde devam etmesi olacaktır. Bu senaryoda konut talebi ve yatırım iştahı güçlenebilir, inşaat sektörü de büyümeyi ve istihdamı sırtlayabilir ancak düşmeyen enflasyon, belirsiz faiz politikası veya dış kaynaklı şoklar olursa maliyetler ve finansman tablosu olumsuz etkilenebilir. Ekonomi yönetimi öngörülebilirliği artırıp maliyet ve finansman risklerini minimize ederek yatırımları sürdürülebilir kıldığı sürece inşaat sektörü ekonomiyi daha fazla destekleyecektir.” dedi.

Okumaya Devam Et

GENEL

Erdal Albayrak / Albayrak Beton Yönetim Kurulu Başkanı: “Yatırımcı, güvenli liman olan gayrimenkule yöneliyor”

Yayınlandı

-

Rakamlara baktığımızda konut piyasasında işlem hacminin belirgin bir şekilde toparlandığına şahit oluyoruz. Yatırımcı güvenli liman arıyor, bu liman da her dönem olduğu gibi yine gayrimenkul sektörü oluyor. Ancak burada düşük ve orta gelir grubunun konut ihtiyacını karşılamak konusu ön plana çıkıyor. Kamu da buradan yola çıkarak yüzde 56’ya kadar düşen ev sahipliği oranını 2035 yılına kadar yüzde 66’ya çıkarmayı hedefledi ve bir yandan sosyal konuta ağırlık vererek bir yandan orta gelir grubu için şartları iyileştirmek üzere formüller geliştirmek için çalışmalar yürütmeye başladı. Bundan sonra Türkiye’nin hızla erişilebilir veya uygun fiyatlı konut politikası geliştirmesi şart ancak işin mali yükünü kamu-özel iş birliği modellerinin uygulamaya konulmasıyla daha uygulanabilir ve hızlı bir süreç sağlanabilir.  

Cihat Algün  / Algün Yönetim Kurulu Başkanı: “Yıl sonu için rekor beklentisi güçlendi”

TÜİK rakamlarına göre; konut satışları ocak-eylül döneminde bir önceki yıla göre yüzde 19,2 artarak 1 milyon 128 bin 727 olarak gerçekleşti. Özellikle ipotekli satışlardaki yüzde 34,4’lük artış dikkat çekici. Bugün açıklanan resmi tabloya göre, 2025 yılı sonunda konut satışlarının eşik değer olan 1.5 milyonun üzerine çıkarak rekor kıracağı beklentisi güçleniyor. Artık parasını önceden kur korumalıda, faizde, döviz ve altında değerlendirenler konuta da yatırım yapmaya başladı. İleride konut fiyatlarının daha fazla artacağını öngören kesim, konut yatırımına yöneldi. Bir süredir devam eden konut satış rakamlarının yukarı yönlü seyrinin sebebi olarak bu etkenleri düşünebiliriz. Faizlerde aşağı yönlü hareketin devam etmesi ile konut kredisi kullananların sayısında ve dolayısıyla ipotekli satışlarda da artış olmasını bekliyoruz. 

Okumaya Devam Et

GENEL

İZODER TESİSAT YALITIMININ ÖNEMİNİ VURGULADI

Yayınlandı

-

İŞ’te dönüşümün anahtarı tesisat yalıtımında  

Enerji verimliliği konusundaki farkındalık son yıllarda yükselişe geçse de bu süreçte çok önemli bir nokta gözlerden kaçıyor: Tesisat Yalıtımı… İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, tesisat yalıtımının öneminin henüz net olarak anlaşılmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Tesisat yalıtımı yapılmamış her bina, enerji tasarrufunda bir adım geride kalıyor. Bu binalarda yaşayanlar daha yüksek fatura öderken enerjiyi de israf ediyor. Binalardaki tesisatlara yalıtım yapılması ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiden tasarruf edilmesini sağlıyor. Yalıtım uygulamaları her alanda enerji tasarruflu, güvenli, sağlıklı ve konforlu yaşam alanları oluşturan bütüncül uygulamalardır. Sanayi tesislerinde verimliliğin artırılması ve enerji dönüşümü için de işe yalıtımla başlamak gerekiyor.”

Tesisat yalıtımı; içinden akışkan geçen borular, vanalar, havalandırma amaçlı kullanılan kanallar, tanklar, kazanlar gibi tesisat elemanları vb. ile kazan daireleri gibi tesisat elemanlarının bulunduğu mekanik odalarda ısı, ses ve yangın yalıtımı yapılması anlamına geliyor. Endüstriyel üretim süreçlerinde ve binalarda ısıtma veya soğutma için harcanan enerjiden tasarruf edilmesinde büyük rol oynayan tesisat yalıtımı sayesinde hem tüketilen enerji hem de atmosfere yayılan sera gazı miktarı azalıyor. Bu noktada küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede de tesisat yalıtımı önemli bir rol oynuyor.  

Tesisat yalıtımı, enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlikte kilit öneme sahip

Tesisat yalıtımının ekonomik avantajlarının yanı sıra sürdürülebilirliğe yaptığı katkılarla da önemli bir noktada olduğunu dile getiren İZODER-Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, “Ülkemizde nihai enerji tüketiminin sektörel dağılımı incelendiğinde yaklaşık yüzde 30,3 ile sanayi sektörünün binalar ile başı çektiği görülüyor. Sanayide enerji tüketiminin ağırlıklı kısmı proses ve alan ısıtması veya soğutmasında kullanılıyor. Sanayide verimlilik artışının ve buna yönelik uygulamaların her zamankinden daha fazla önem kazandığı gümümüzde enerji kayıplarının yaşandığı noktaların saptanması ve tesisat yalıtımı ile bu kayıpların önüne geçilmesi mümkün. Endüstriyel üretim süreçlerinde yapılacak olan ısı yalıtımı uygulamaları, sağlamış oldukları enerji verimliliği ile kendini çok kısa sürede geri ödüyor. Öte yandan Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM), uluslararası ticaret arenasında rekabetçi olmak isteyen tüm sanayi tesislerini enerji verimliliği projelerini hayata geçirmeye ve karbon ayak izlerini azaltmaya teşvik ediyor. Dolayısıyla endüstriyel tesislerde yapılacak tesisat yalıtımı uygulamaları, enerji verimliliğinin sağlanması ve sera gazı emisyonlarının azaltılması noktasında kilit rol oynuyor. Gerçekleştirilecek tesisat yalıtımı uygulamaları; üretim maliyetlerindeki enerji yükünü azaltırken uluslararası pazarlarda daha rekabetçi çözümler sunulması ile mali sürdürülebilirliğe de önemli kazanımlar getirebiliyor. Sanayimizin yeşil dönüşümü ve sürdürülebilirlik hedeflerini konuşurken önemli bir tasarruf alanı oluşturan tesisat yalıtımı uygulamalarını gözden kaçırmamamız lazım” dedi.

Tesisat Yalıtımı, iş kazaları için alınacak önlemler listesinde yer alıyor

Tesisat yalıtımının bazı iş kazalarının önlenmesinde de etkin rol oynadığını belirten İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “Endüstriyel proseslerde tesisat elemanlarında farklı sıcaklıklarda sıcak veya soğuk su, kızgın buhar, kızgın yağ, süt vb. birçok akışkan taşınabiliyor. Sıcak su, kızgın buhar veya kızgın yağ taşınan hatlarda yüzey sıcaklıkları çok yüksek oluyor. Çalışanların istemsiz veya kazara söz konusu tesisat elemanlarına temas etmeleri durumunda meydana gelecek iş kazalarına karşı tesisat yalıtımı yapılıp, yüzeyin makul sıcaklıklara getirilmesi işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından şart. Ayrıca düşük sıcaklıklarda akışkanların taşındığı hatlarda da yalıtım yaparak yoğuşmadan kaynaklı oluşan korozyonun önüne geçilmesi ve tesisatın ömrünün uzatılması mümkün. Tesisteki tüm tesisat elemanlarının doğru yöntem ve malzemelerle yalıtılması büyük önem taşıyor.”

Isı, su, ses, tesisat ve yangın yalıtımının tek tek ya da birlikte ele alındığında, binanın ve tesisatın kullanım süresinin uzadığına dikkat çeken Emrullah Eruslu, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi: “Tesisatlarımız vücudumuzdaki damarlar gibi binalarda tüm alanlara dağılıyor. Bu yolla yaşamımız ve konforumuz için gerekli temiz ve şartlandırılmış hava, ısı gibi tüm unsurların taşınması sağlanıyor. Bu çerçevede gürültü ve yangının zararlı etkilerinin tesisatlar vasıtasıyla yayılmaması için yalıtım tedbirlerinin alınması hayati önemde. Bir binada tesisata ısı yalıtımı ile birlikte ses yalıtımı da yaptırılırsa binalarda gürültü azalır ve böylece konfor artmış olur. Tesisat boruları, havalandırma kanalları, elektrik kablolarının şaftları gibi olası bir yangın durumunda en riskli noktaları oluşturan yerlerde yangın yalıtımı yapılması ise can ve mal kaybını ciddi oranda azaltarak daha güvenli binalara kavuşmamızı sağlar. Yeni yapılacak binalarda tesisat yalıtımına da diğer yalıtım uygulamaları kadar öncelik verilmesini ve yapı inşasının vazgeçilmez bir ögesi olarak kabul edilmesini önemli buluyoruz. Enerji verimli, güvenli ve konforlu yapılar için tüm yalıtım uygulamalarını kaliteli malzemeler ile doğru olarak uygulanması gerekiyor.”

Okumaya Devam Et

Son Yazılar

Trendler