GENEL
TS 825:2024 BİNALARDA ISI YALITIMI KURALLARI STANDARDI İLE İLGİLİ YENİLİKLER
Yayınlandı
8 ay önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
Tarihçe
Cumhuriyetin kuruluş yıllarından 1960’lara kadar inşaat sektörü başta ulaşım ve altyapı alanlarında olmak üzere büyük bir atılım gerçekleştirmişti. İnşaat sektöründeki bu atılım cumhuriyetin 50. yılı kutlamaları kapsamında 30 Ekim 1973 yılında hizmete açılarak Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Boğaz Köprüsünün inşa edilmesi ile taçlandırılmıştı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de binalarda enerji verimliliği ile ilgili çalışmalar yaşanan petrol krizleri ile hız kazanmıştır. O tarihlerde 38 milyon nüfusu ile henüz 50 yaşında genç bir cumhuriyet olan Türkiye, sanayileşme yolunda adımlar atıyordu. Türkiye’nin sanayileşme atağında petrolün rolü oldukça önemliydi. Türkiye 1973 yılında 12,6 Milyon ton petrol tüketirken 3,7 Milyon ton petrol üretebiliyordu. Talebin %70,8’i yurtdışından sağlanıyordu. Kriz sonrası petrol fiyatlarının yükselmesi petrolü ithal eden ülkemizde sanayileşme sürecini ve günlük yaşamı sekteye uğratmıştı. Dünya ekonomisinde 1973-74’de yaşanan krizlerin sonucunda petrol fiyatlarının artması, petrol ithalatçısı Türkiye’yi olumsuz yönde etkilemiş, artan petrol fiyatları sonucu ödemeler dengesi açığının büyümesine neden olarak döviz rezervlerinin hızla erimesine yol açmıştır. Türkiye ekonomisi 1973’de 484 milyon dolar cari fazla ve 769 milyon dolar dış ticaret açığı gösterirken, 1974 yılında 718 milyon dolar cari açık, 2 milyar 245 milyon dolar da dış ticaret açığıyla karşılaşmıştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı oluşan krizin etkilerinin hafifletilmesi amacıyla; 03 Kasım 1977 tarihinde “Isıtma ve Buhar Tesislerinin Yakıt Tüketiminde Ekonomi Sağlanması ve Hava Kirliliğinin Azaltılması Yönetmeliği”ni yayımladı. Bu yönetmeliğin amacı ülke ekonomisi üzerinde önemli etkiye sahip olan yakıt tüketiminde tasarruf edilmesi ve halkın sağlığını tehdit eden hava kirliliğini azaltılması olarak açıklanmaktaydı. Yönetmelik hem binalar hem de sanayi tesisleri için geçerliydi ve mevcut binalarında bu yönetmelik şartlarını sağlaması isteniyordu. Türkiye’nin 4 sıcaklık bölgesine bölündüğü bu mevzuatta, tasarımcıların yeni yapılacak binaları yönetmelikte tanımlanan 4 temel şarta uygun olarak projelendirmeleri isteniyordu.
- Birinci kriter olarak; yönetmelikte tanımlanan hesaplama metoduna uygun olarak tayin edilen bina zarfının ortalama ısı geçirgenlik katsayısının tüm iller için en düşük dış ortam sıcaklığına bağlı olarak verilen sınır değerlerden düşük olması isteniyordu.
- İkinci kriter ise dış cephenin ortalama ısı geçirgenlik katsayısı ile ilgiliydi. Dış cephenin ortalama ısı geçirgenlik katsayısının yönetmelikte verilen sınır değerlerin altında olması gerekiyordu.
- Üçüncü kriter; ölçülen en düşük sıcaklık ortalamasının -6°C’nin altında olduğu illerde çift pencere veya çift camlı pencere kullanılması zorunlu hale getirmekteydi.
- Dördüncü kriter ise pencerelerin sızdırmazlığının sağlanması için gerekli olan tedbirlerin alınması ile ilgiliydi.
Projelendirmede dikkat edilecek bu 4 kriterin dışında yönetmelik; ayrıca apartman giriş kapılarının çift veya otomatik kapanacak şekilde olmasını zorunlu kılıyordu. Sıcak iklim bölgelerinde bu şarta uyulması zorunlu değildi. O dönemlerde Türkiye’de sadece camyünü üretiliyordu. Bu sebeple; ısıtma tesisatındaki boruların yalıtılması ve radyatörlerin arkasına 3cm kalınlığında camyünü levha konulması yönetmelikle zorunlu hale gelmişti. Yönetmelik mevcut binaların ise; ölçülen en düşük sıcaklık ortalamasının -6°C’nin altında olduğu illerde çatıların 5cm cam yünü ile yalıtılmasını zorunlu kılmıştı. Ayrıca bu illerdeki binalardaki pencerelerin, çift pencere veya çift camlı pencere üniteleri ile değiştirilmesi isteniyordu. Sıvı yakıtlı kazanların kullanıldığı yapılarda kazan çıkış suyu sıcaklığını dış hava sıcaklığına göre ayarlayan otomatik kontrol sistemi ile donatılmaları yönetmelikçe zorunlu hale getirilen bir diğer husustu. İlave olarak ısıtma tesisatı borularının; boru çapına bağlı olarak yönetmelikte verilen kalınlıklarda camyünü ile yalıtılması zorunluydu. Yönetmelik ısıtma sistemini kullanan kişilerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca eğitilmiş olmasını ve 10 yıllık kazanların değiştirilmesini şart koşmaktaydı.
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı belediyelerin imar yönetmeliklerine ısı yalıtımı ile ilgili hususların eklenmesi ile ilgili 31 Ekim 1981 tarihinde bir yönetmelik yayımladı. 4 sıcaklık bölgesine göre yapı elemanlarının izin verilen en büyük ısıl geçirgenlik katsayılarının tanımlandığı bu yönetmelikte ayrıca pencere ve dış duvar ortalama ısıl geçirgenlik katsayılarına yönelik sınırlamalar bulunuyordu. Yönetmeliğe göre hesaplamalar TS 825 “Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları” standardına göre yapılacak ve yönetmeliğin şartlarına uyulduğu ısı yalıtım projesi ile belgelendirilecekti. Yönetmelikte; toplam pencere alanlarının döşeme alanının %15’ini geçmemesi, 2. 3. ve 4. sıcaklık bölgelerindeki binalarda çift pencere veya çift camlı pencere kullanılması isteniyordu. Pencereler ile ilgili gerekliliklere uyulması ve Bakanlık tarafından yayımlanan uygulama detaylarının gerçekleştirilmesi durumunda ise şartlara uyulduğunu gösteren bir ısı yalıtım raporunun hazırlanması yeterli idi. Bu yönetmelik 1 Ocak 1982 tarihinden sonra yapılacak olan kamu binalarını ve 1 Ocak 1983 yılından sonra yapılacak diğer binaları kapsıyordu.
| İmar Yönetmeliği – 1981 | Duvar | Çatı | Döşeme |
| U Değerleri (W/m2K) – TS 825 | 1,05-2,5 | 0,4-1,0 | 0,65-1,8 |
Tablo 1. U değerleri tablosu – 1981
TS 825 “Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları” Standardı: 1998 yılında Avrupa standartları esas alınarak revize edilmiştir. Bu standart 08 Ağustos 2000 tarihinde yayımlanan Binalarda Isı Yalıtım Yönetmeliği ile 14 Haziran 2000 tarihinden sonra yapılan binalar ve toplam oturma alanının %15’inden büyük esaslı tadilatları kapsayacak şekilde zorunlu kılınmıştır. Yapılan bu revizyonla 1981 yılında net ısıtma enerjisi ihtiyacına yönelik olarak tanımlanan enerji limitleri 150-310 kWh/m2/yıl değerlerinden 69-117 kWh/m2/yıl değerine çekilerek önemli bir adım atılmıştır.
Temel olarak TS 825 “Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları” standardı;
- Ülkemizdeki enerji tüketiminde önemli bir paya sahip olan binaların ısıtılmasında kullanılan enerji miktarlarını sınırlayarak enerji tasarrufu sağlamayı,
- Enerji ihtiyacının hesaplanması sırasında kullanılacak standart hesap metodunu ve izin verilen limit enerji ihtiyacı değerlerini belirlemeyi,
- Enerji verimli konfor şartları yüksek binalar üretilmesini sağlamayı hedeflemektedir.
TS 825 standardı, binaları bir bütün olarak ele alarak net ısıtma enerjisi ihtiyaçlarının, bu standartta verilen sınır değerlerin altında kalmasını sağlayacak şekilde; çatı, duvar, döşeme ve pencere sistemlerine yönelik malzeme seçimi, eleman boyutlandırılması, yalıtım detaylarına ait çözümlerinin projelendirilmesi ve raporlanmasını sağlar. Ayrıca dış ortam ile temas halinde bulunan tüm yapı bileşenlerinde meydana gelen buhar difüzyonunun analiz edilmesi ve her bir yapı elemanının standartta verilen koşulları sağlayacak şekilde tasarlanması gerekir. TS 825’e göre yoğuşan suyun miktarı, yoğuşmanın meydana geldiği ara kesitteki malzemelere zarar vermeyeceği kabul edilen belirli bir limit değerini aşmamalı ve kuruma periyodunda tamamen buharlaşmalıdır. Enerji limitleri içerisinde kalacak şekilde tasarlanan bir binada bulunan tüm yapı bileşenleri yoğuşma kriterlerini de sağlıyorsa yapılan tasarımın uygun olduğu raporlanır. Yoğuşma veya enerji limitlerinden birini sağlayamayan tasarımlar standarda uygun olmayacağından, yapı ruhsatı alamamaktadır.
TS 825 standardı revize edilerek 22 Mayıs 2008 tarihinde tekrar yayımlanmıştır. Yapılan revizyon çalışmalarının ardından gerek ısıl konfor gerekse de iç yüzeyde küflenme oluşumunun önlenmesine yönelik olarak; dış ortam ile temas halinde olan tüm yapı elemanlarının iç yüzey sıcaklıklarının, iç ortam sıcaklığından en fazla 3°C düşük olacak şekilde tasarlanması zorunlu hale getirilmiştir. Giydirme cepheler gibi çok büyük oranda cam içeren yapılar için özel enerji sınırlamaları getirilmiştir. Diğer yapılarda ise kaplamalı çift cam kullanımı; tüm derece gün bölgelerinde zorunludur. Merkezi ısıtma sistemi bulunmayan ve kat kaloriferi veya kombi ile ısıtmanın yapıldığı binalarda ara kat döşemelerinin ve bitişik duvarların ısıl direnci 0,80 m2.K/W olacak şekilde tasarlanarak, yalıtılması şart koşulmuştur. TS 825:2008 standardı 01 Nisan 2025 tarihine kadar uyulması zorunlu standart olarak hizmet vermiştir.
TS 825:2008 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları standardında ülkemiz 4 mevsimi yaşayan bir coğrafyada olmasına rağmen sadece ısıtma için tüketilen net enerji miktarına yönelik sınırlamalar getirilmektedir. Örneğin Antalya’daki bir konut ısıtma ihtiyacı dikkate alınarak ısı yalıtım projesi hazırlanmaktadır. 2019 yılının sonlarında başlatılan revizyon çalışmalarında TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardına soğutma ihtiyacının tayinine yönelik metodolojinin ilave edilmesi ve enerji limitlerinin iyileştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla TSE tarafından; T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın başkanlığında Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanlığı (EVÇED), Makine Mühendisleri Odası ve İZODER’in de içerisinde yer aldığı STK’ların temsilcilerinden oluşan revizyon komitesi kurulmuştur. Revizyon komitesi tarafından yürütülen çalışmaların neticesinde standarda soğutma ihtiyacının hesaplanmasına yönelik ilaveler yapılmış, ülkemizin soğuk bölgelerimizde ısıtma ihtiyacına, sıcak bölgelerinde ise soğutma ihtiyacına göre tasarım yapılmasına imkân sağlanmıştır. Standartta yapılan değişikliklerin neticesinde hem ısıtma hem de soğutmayı ele alacak yeni metodolojiye göre yeni enerji limitleri Bakanlık tarafından yeniden tayin edilmiştir. Hazırlanan standart tasarısı, TSE’ye mütalaaya sunulmak üzere teslim edilmiş, mütalaa süreci 21 Mart 2024 tarihinde tamamlanarak 21 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirilen Teknik Kurulda onaylanarak yayımlanmıştır. TS 825:2024 standardında yapılan belli başlı değişiklikler aşağıda başlıklar halinde açıklanmıştır;
Kaynak Standart: TS 825:2008 standardında net ısıtma enerjisi ihtiyacı TS EN 832 standardında konutlar için tarif edilen metoda uygun olarak hesaplanıyordu. Zamanla sadece ısıtma ile ilgili net enerji ihtiyacını ortaya koyan EN 832 standardının yerini ısıtma ve soğutma amaçlı enerji ihtiyacının hesaplandığı TS EN ISO 13790 standardı almıştır. Daha sonra TS EN ISO 13790 standardı da iptal edilerek yerini TS EN ISO 52016-1 standardı almıştır. EN ISO 52016-1 standardında Binaların ısıtılması ve soğutulması için gerekli enerji ihtiyaçlarının hesaplanmasında kullanılan TS EN ISO 52016-1 standardında; basit (saatlik), aylık (mevsimsel) ve dinamik simülasyon olarak tanımlanan 3 alternatif hesaplama metodu yer almaktadır. TS 825:2024 standardı, TS EN ISO 52016-1 standardında tanımlanan aylık hesaplama metodu esas alınarak oluşturulmuş hesaplamalara TS EN ISO 52016-1 standardına göre net soğutma ihtiyacı hesabı ilave edilmiştir. TS 825:2024 standardına göre net enerji ihtiyacının tayinine dair hesaplamalar ısıtma ve soğutma için 2 kez tekrarlanmakta hesaplanan net enerji ihtiyaçları değerler toplanarak yıllık net ısıtma ve soğutma enerjisi ihtiyacı bulunmaktadır. Toplam net enerji ihtiyacı, kullanım alanına (şartlandırılan alan) bölünerek birim kullanım alanı başına yıllık net ısıtma ve soğutma enerjisi ihtiyacı hesaplanmaktadır. Birim kullanım alanı başına hesaplanan yıllık net ısıtma ve soğutma enerjisi ihtiyacı; TS 825:2024’de bina türlerine göre verilen sınır değerleri aşıp aşmadığı kontrol edilmektedir.
İç ortam sıcaklıkları: TS 825:2024 standardında net ısıtma ve soğutma enerjisi ihtiyacı hesapları için iç ortam sıcaklıkları; kış tasarım sıcaklıkları ve yaz tasarım sıcaklıkları dikkate alınarak güncellenmiştir. Örneğin sadece net ısıtma enerjisi ihtiyacına yönelik olan TS 825:2008 standardında Konutlar için iç ortam sıcaklığı 19°C alınırken, TS 825:2024 standardında iç ortam sıcaklığı; net ısıtma enerjisi ihtiyacı hesaplamaları için 20°C, net soğutma enerjisi ihtiyacı hesaplamalarında 26°C alınmaktadır.
Tablo 2. TS 825:2008 ve TS825:2024 Standartlarındaki iç ortam sıcaklıkları karşılaştırması tablosu.
İklim verileri: TS 825:2008’de dış ortam sıcaklıkları tüm yıl boyunca sadece net ısıtma enerjisi ihtiyacını hesaplamaya uygun meteoroloji verilerden oluşturulmuştu. Ayrıca güneş enerjisi kazançlarının hesaplanmasında kullanılan güneş ışınımı tablosu tüm Türkiye ortalaması esas alınarak sadece 4 ana yön için verilmişti. TS 825:2008’de Türkiye’nin tüm illerinde aylık güneş ışınımı şiddeti değerleri yönlere göre aynıydı. TS 825:2024’de net ısıtma enerjisi ihtiyacının yanı sıra net soğutma enerjisi ihtiyacı da hesaplandığından tüm meteorolojik veriler (sıcaklık ve güneş ışınımı şiddeti) güncellenmiştir. Aylık ortalama sıcaklıklar; tipik meteorolojik yıl (TMY) yöntemi ile belirlenmiş saatlik sıcaklık değerleri üzerinden yaz ayları için en yüksek %5’lik (k=%95) dilimine giren, kış ayları için ise en düşük %25’lik dilime giren sıcaklıkların ortalaması esas alınarak belirlenmiştir. Geçiş aylarında ise %50’lik dilime giren sıcaklıklar yani ortalama sıcaklıklar esas alınmıştır. Yönlere göre aylık güneş ışınımı şiddeti değerleri de iklim bölgelerine göre çeşitlendirilmiş ve tüm yönler için detaylandırılarak standardın yeni versiyonuna ilave edilmiştir. İklim bölgesi sayısı 4’ten 6’ya çıkarılmış, yapılan değişikliğe bağlı olarak İklim bölgelerine giren il ve ilçe listeleri ile iklim bölgelerini gösteren harita güncellenmiştir.
Dağıtma/düzeltme faktörü: TS 825:2008 standardında tüm yapı elemanları dış ortama temaslıymış gibi hesaplanıyor ve örneğin ısıtılmayan iç ortama temas eden yapı elemanlarındaki ısı kaybı dış ortama olan ısı kayıplarının %50’si kadar olduğu kabul ediliyordu. Dağıtma/düzeltme faktörü adlandırılan bu katsayılar TS 825:2008 standardında duruma göre 0,5 (toprak temaslı yapı elemanları, ısıtılmayan iç ortama bitişik yapı elemanları) veya 0,8 (çatı arası kullanılmayan çatılar) olarak alınıyordu. Toprak temaslı yapı elemanlarından olan ısı kayıpları hesaplanırken toprak sıcaklığı dış ortam sıcaklığı ile eşit alınır, bulunan ısı kaybının %50’si hesaplamalara dahil edilirdi. TS 825:2024 standardında ise dağıtma/düzeltme faktörleri için sabit değerler kullanılmayıp, TS EN ISO 13789 standardına göre hesaplanmaktadır. TS 825:2024’de toprak sıcaklığı aylık ortalama dış ortam sıcaklıklarının aritmetik ortalamasından hesaplandığından ısı kaybı hesabında herhangi bir düzeltme faktörü kullanılmamaktadır.
Havalandırma ile olan Isı Kayıpları: TS 825:2008 standardında havalandırmanın doğal veya mekanik olmasına bağlı olarak farklı hesaplama prosedürleri bulunmaktadır. Doğal havalandırmada “havalandırılan hacim” ve “hava değişim sayısı” (0,8h-1) kabulü üzerinden bir hesaplama yapılırken mekanik havalandırmada sisteme giriş yapan taze hava miktarı üzerinden ısı kaybı hesaplanıyordu. Buna karşılık TS 825:2024 standardında bina henüz tasarım aşamasında olduğundan ve havalandırma sistemleri henüz tasarlanmadığından sadece doğal havalandırma şartları esas alınarak hesaplama yapılmaktadır. Ayrıca “havalandırılan hacim” yerine “kullanılan alan” dikkate alınmaktadır. Yeni standartta hava değişim katsayısı TS 825:2008’deki gibi 0,8 olarak sabit bir değer kabul edilmemekte olup bina türlerine göre farklılık arz etmektedir.
Yoğuşma hesabı: TS 825 standardında su buharı difüzyonu ve yoğuşma tahkiki ile ilgili unsurlar TS EN ISO 13788 standardı esas alınarak Glasser metoduna göre hesaplanmaktadır. TS 825:2024’de de bu durum değişmemiş olup sadece yeni meteorolojik veriler dikkate alınarak yoğuşma kriterleri yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca doğal havalandırma ile havalandırılan ofis binaları ve konutlar için iç ortamın bağıl neminin değişken olmasına olanak sağlayan bir seçenek ilave edilmiştir.
Malzeme Listesi (EK E): Malzemelerin termo-fiziksel özelliklerinin listelendiği Ek E’nin içeriği genel düzenlemelerin dışında değiştirilmemiş olup sadece mevcut listeye TS 825:2024 standardında net soğutma enerjisi ihtiyacı hesaplanırken gerekli olan malzemelerin özgül ısı kapasiteleri ilave edilmiştir.
Enerji Limitleri ve U değerleri: Gelişmiş ülkelerde binalarda enerji verimliliğine yönelik birçok adım atılarak enerji limitleri düşürülürken ve Türkiye olarak Paris Antlaşmasına taraf olmamız dolayısıyla taahhütlerimizin artmasına rağmen ülkemizde 2008 yılında tanımlanmış enerji limitleri kullanılmaktaydı. Birçok gelişmiş ülkede binalar ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık enerji tüketimi 30-50 kW olacak şekilde yalıtımlı olarak tasarlanıyor ve inşa ediliyor. Türkiye’de ise birim metrekarede yıllık 120-150 kW seviyesinde binalar inşa edilmekte, soğuk bölgelerde bu değerler çok daha yükselebilmektedir. Dolayısıyla “ENERJİ VERİMLİLİĞİ STRATEJİ BELGESİ: 2012- 2023” kapsamında tanımladığı üzere TS 825 standardının revizyonu ile enerji verimliliği anlamında bir iyileştirmeye gidilmiştir. Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının azalmasına ve çevreye salınan sera gazlarının azalmasına katkısı olacak şekilde iyileştirilmiş U değerleri ve enerji limitleri ile yürürlüğe sokulmuştur.
TS 825:2024 standardında tavsiye edilen ısıl geçirgenlik katsayıları duvar ve döşemelerde kabaca %30-37,5, çatılarda %15-25 ve pencerelerde ise % 25 iyileştirmeye gidilmiştir.
| DG Bölgeleri | Duvar | Tavan/Çatı | Döşeme | Pencere | |||||||||||||||||||
| UD(W/m²K) | UT(W/m²K) | Ut(W/m²K) | UP*(W/m²K) | g(-) | |||||||||||||||||||
| TS 825: 2008 | TS 825: 2024 | TS 825: 2008 | TS 825: 2024 | TS 825: 2008 | TS 825: 2024 | TS 825: 2008 | TS 825: 2024 | TS 825: 2008 | TS 825: 2024 | ||||||||||||||
| 1. Bölge | 1. Bölge | 0,70 | 0,45 | 0,45 | 0,35 | 0,70 | 0,40 | 2,4 | 1,8 | ≤ 0,45 | |||||||||||||
| 2. Bölge | 2. Bölge | 0,60 | 0,4 | 0,40 | 0,3 | 0,60 | 0,35 | 2,4 | 1,8 | ≤ 0,45 | |||||||||||||
| 3. Bölge | 0,4 | 0,3 | 0,35 | 1,8 | ≤ 0,45 | ||||||||||||||||||
| 3. Bölge | 4. Bölge | 0,50 | 0,35 | 0,30 | 0,25 | 0,45 | 0,30 | 2,4 | 1,8 | ≥ 0,55 | |||||||||||||
| 4. Bölge | 5. Bölge | 0,40 | 0,25 | 0,25 | 0,2 | 0,40 | 0,25 | 2,4 | 1,8 | ≥ 0,55 | |||||||||||||
| 6. Bölge | 0,25 | 0,2 | 0,25 | 1,8 | ≥ 0,55 | ||||||||||||||||||
Tablo 3. Derece Gün bölgelerine göre TS 825:2024 ve TS825:2008 Standartlarındaki tavsiye edilen U değerlerinin karşılaştırması tablosu.
Tavsiye edilen U değerlerine karşılık gelen asgari ısı yalıtım kalınlıkları aşağıda tablo halinde verilmiştir. Asgari yalıtım kalınlıkları, piyasada farklı ısı yalıtım malzemelerinin bulunduğu gerçeğinden hareketle detaylarda yaygın olarak kullanılan birbirinin alternatifi olan ürünlerin ısıl iletkenlik değerleri dikkate alınarak genişletilmiştir. Aşağıdaki tabloda yer alan yalıtım kalınları hesaplamaları gerek tünel kalıp yapılaşmanın yaygınlaşması gerekse de yoğuşma ve enerji kaybı açısından en riskli durumu temsil etmesi göz önünde bulundurularak binanın taşıyıcı elemanları üzerinden yapılmıştır.
| Şehir | Derece Gün Bölgesi | Yapı Elemanı | Yalıtım Malzemesinin Isıl iletkenlik Değeri (W/m.K) | U değeri – W/m2K | Asgari Yalıtım Malzemesi Kalınlığı | ||||
| TS825: 2008 | TS825: 2024 | ||||||||
| TS 825:2008 | TS 825:2024 | TS 825:2008 | TS 825:2024 | ||||||
| Antalya | 1. Bölge | 1. Bölge | Dış Cephe | 0,035 | 0,70 | 0,45 | ≥ 4 cm | ≥ 7 cm | |
| Dış Cephe | 0,040 | 0,70 | 0,45 | ≥ 5 cm | ≥ 8 cm | ||||
| Teras Çatı | 0,035 | 0,45 | 0,35 | ≥ 7 cm | ≥ 9 cm | ||||
| Eğik Çatı | 0,040 | 0,45 | 0,35 | ≥ 8 cm | ≥10 cm | ||||
| Eğik Çatı | 0,045 | 0,45 | 0,35 | ≥ 9 cm | ≥12 cm | ||||
| Toprağa basan döşeme | 0,035 | 0,70 | 0,40 | ≥4 cm | ≥8 cm | ||||
| İstanbul | 2. Bölge | 3. Bölge | Dış Cephe | 0,035 | 0,45 | 0,40 | ≥ 5 cm | ≥ 8 cm | |
| Dış Cephe | 0,040 | 0,45 | 0,40 | ≥ 6 cm | ≥ 9 cm | ||||
| Teras Çatı | 0,035 | 0,40 | 0,30 | ≥ 8 cm | ≥ 11cm | ||||
| Eğik Çatı | 0,040 | 0,40 | 0,30 | ≥ 9 cm | ≥12 cm | ||||
| Eğik Çatı | 0,045 | 0,40 | 0,30 | ≥ 10 cm | ≥14 cm | ||||
| Toprağa basan döşeme | 0,035 | 0,60 | 0,30 | ≥5 cm | ≥9 cm | ||||
| Ankara | 3. Bölge | 4. Bölge | Dış Cephe | 0,035 | 0,50 | 0,35 | ≥ 6 cm | ≥ 9 cm | |
| Dış Cephe | 0,040 | 0,50 | 0,35 | ≥ 7 cm | ≥10 cm | ||||
| Teras Çatı | 0,035 | 0,30 | 0,25 | ≥ 11 cm | ≥13 cm | ||||
| Eğik Çatı | 0,040 | 0,30 | 0,25 | ≥ 12 cm | ≥15 cm | ||||
| Eğik Çatı | 0,045 | 0,30 | 0,25 | ≥ 14 cm | ≥17 cm | ||||
| Toprağa basan döşeme | 0,035 | 0,45 | 0,30 | ≥ 7 cm | ≥ 10 cm | ||||
| Erzurum | 4. Bölge | 6. Bölge | Dış Cephe | 0,035 | 0,40 | 0,25 | ≥ 8 cm | ≥13 cm | |
| Dış Cephe | 0,040 | 0,40 | 0,25 | ≥ 9 cm | ≥15 cm | ||||
| Teras Çatı | 0,035 | 0,25 | 0,20 | ≥ 13 cm | ≥17 cm | ||||
| Eğik Çatı | 0,040 | 0,25 | 0,20 | ≥ 15 cm | ≥19 cm | ||||
| Eğik Çatı | 0,045 | 0,25 | 0,20 | ≥ 17 cm | ≥21 cm | ||||
| Toprağa basan döşeme | 0,035 | 0,40 | 0,25 | ≥8 cm | ≥13 cm | ||||
Tablo 4. Tavsiye edilen U değerlerine karşılık gelen farklı yalıtım malzemeleri için asgari kalınlıkları – Betonarme elemanlar için.
TS 825:2008 standardında ısı kaybeden alanların toplamı ile brüt hacme oranıyla (A/V oranı) elde edilen bir geometrik faktör ve iklim bölgelerine bağlı olarak göre net ısıtma enerjisi ihtiyacına yönelik sınır değer tanımlanmıştır. TS 825:2024 standardında ise net ısıtma ve net soğutma enerjisi ihtiyacının toplamına yönelik iklim bölgesi ve bina türlerine göre değişebilen enerji limiti tanımlanmıştır. TS 825:2008 standardında tanımlanan enerji limitleri tüm bina türleri için aynı iken TS 825:2024 standardında ise A/V oranından bağımsız olarak bina türlerine göre farklılık arz eden enerji limitleri tanımlanmıştır.
Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ne göre yeni binalara ruhsat alınabilmesi için mimari projenin TS 825 standardına uygunluğu yetkili bir makine mühendisi tarafından tahkik edilmeli ve standartta detayları verilen esaslara uygun bir ısı yalıtım projesi hazırlanarak yetkili idare sunulmalıdır. Projenin mevzuat şartlarına uygun olabilmesi için net enerji ihtiyacının standartta tanımlanan limit değerlerin altında olması gereklidir. Öte yandan bina kullanım izninin alınabilmesi için BEP-TR vasıtasıyla temin edilen enerji kimlik belgesinin en az C sınıfı şartları sağlaması gereklidir. BEP-TR’de; projenin mevzuatta tanımlanan asgari şartlara göre inşa edilmiş referans bina ile gerçek projenin enerji performansı karşılaştırılarak enerji performans sınıfı belirlenmektedir. Bir başka deyişle BEP-TR’de tanımlanan referans bina TS 825 standardında yer alan tavsiye edilen U değerlerine göre teşkil edilmiş yapı elemanlarından oluşmaktadır.
TS 825:2024 standardında geometrik faktörden arındırılmış enerji limitleri kullanıldığından TS 825’e uygun olan ancak tavsiye edilen U değerlerini sağlamayan projelerde ruhsat alınırken kullanım izin belgesinin alınamadığı çelişkili durumların oluşması riskini ortaya çıkarmaktadır. Bu durumdan kaçınmak için mutlaka yapı elemanlarının standartta tanımlanan tavsiye edilen U değerlerini sağlamasına dikkat edilmelidir. Bu amaçla yeni standartta, Geometrik faktörün etkilerini ortadan kaldırmak ve enerji kimlik belgesi ile ilgili BEP-TR ile çelişebilecek durumların önüne geçilmesi için enerji limitlerinin yanı sıra tavsiye edilen U değerlerine uyulması da zorunlu kılınmıştır.
YENİ STANDART ve YENİ BAKIŞ AÇILARI
Ülkemizde sadece ısıtma enerjisi ihtiyacını sınırlandıran TS 825 standardına net soğutma enerjisi ihtiyacının da ilave edilmesi enerji verimliliği açısından çok önemli bir adımdır. 20.02.2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı 01 Nisan 2025 tarihi itibarıyla zorunlu standart olarak yürürlüğe girecek. Eski standart, ülkemizde binaların sadece ısıtma amaçlı enerji tüketimlerine yönelik sınırlamalar getiriyordu. Bu durum dolayısıyla sıcak iklim bölgelerinde enerji verimliliği için esaslı bir iyileştirme talebi oluşmuyordu. Yeni standart ile binaların sadece ısıtma ihtiyacına göre tasarlanması dönemi sona eriyor. Artık binalar ısıtma ve soğutma ihtiyacına göre tasarlanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre: Yeni standarda uygun inşa edilecek yapılar TS 825:2008’e göre %25 daha enerji verimli olacak. Böylece her yıl yeni inşa edilecek binalarda yıllık 2,5 TWh enerji ile Atatürk Barajı’nın 3 ayda ürettiği enerji kadar tasarruf sağlanmış olacak. Ayrıca bu binalar sayesinde doğaya yılda 600 milyon ton eşdeğerinde karbondioksit salınımının da önüne geçilecek.
Yeni standart 1 Nisan 2025’den sonra ruhsat alan binalar için geçerli olacağı için yeni TS 825 standardının enerji tüketimini azaltıcı etkisinin farkedilebilmesi için yeni standarda göre inşa edilmiş binaların ve yeni standarda göre tadil edilmiş binaların sayısının artması gereklidir. Uzun dönem ruhsat alma istatistikleri dikkate alındığında Türkiye’de ruhsat alan yeni binaların kabaca yılda 475 bin ton eşdeğeri petrol (TEP) ilave enerji talebi yarattığını ifade edebilir. Yeni TS 825 standardının yılda yaklaşık 120 bin TEP enerji tasarrufu ve ülke ekonomisine yılda yaklaşık 100 milyon dolarlık katkı sağlamasını bekliyoruz. Yapılaşmanın ortalama hızda sürmesi ve ülkemizde hiç yenileme yapılmaması durumunda bile sadece 5 yılda (2030 sonu) sağlanacak verimlilikle ülke ekonomisine yaklaşık 1,5 Milyar dolarlık mertebelerinde bir tasarruf sağlanacak.
TS 825:2024 standardı; ısıl direnci yüksek daha kalın ve daha nitelikli ısı yalıtım malzemeleri ile yalıtılmış ve en az bir yüzeyi kaplamalı çift camlı veya üçlü camlı yalıtım camı ünitelerinin kullanıldığı daha enerji verimli binaların tasarlanmasını ve uygulanmasını talep ediyor. Isı yalıtım malzemelerinin, enerji verimliliğine etkisi çok fazla olsa da ısıl direnci daha yüksek olan daha kalın ve/veya daha iyi ısıl iletkenlik değerine sahip ısı yalıtım malzemesinin tercih edilmesinin uygulama maliyetine olan etkisi oldukça azdır. Genel olarak uygulamalarda yalıtım malzemesinin maliyetinin dışında, yalıtım kalınlığından bağımsız olarak; iskele kurulumu, elektrik, su gibi alt yapı maliyetleri, yapıştırıcı, sıva, dübel, file, profil vb yardımcı malzeme maliyetleri, boya, dış cephe kaplaması, alçı levha gibi iç yüzey kaplamaları, şap gibi tamamlayıcı malzeme maliyetleri ve işçilik maliyetlerinden oluşur. Tüm bu maliyetlerin içerisinde yalıtım malzemesinin performansının iyileştirilmesinden oluşacak ilave maliyeti uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte oldukça düşüktür. Bu durum maliyet etkinlik veya yaşam döngüsü analizlerinde ısı yalıtımının öne çıkmasını sağlamaktadır.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızca, 19 Şubat 2022 tarihinde Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (nSEB) kavramı hayatımıza girmiştir. Yönetmeliğe göre 01 Ocak 2025 tarihinden itibaren bir parseldeki toplam inşaat alanı 2000m2’den büyük olan tüm binaların enerji performans sınıfının en az ‘B’ olacak şekilde inşa edilmesi ve kullanılacak enerjinin en az yüzde 10’unun yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması zorunludur.
Isıl direnci daha yüksek olan daha kalın ve/veya daha iyi ısıl iletkenlik değerine sahip ısı yalıtım malzemelerinin kullanımı ilk yatırım maliyetlerini belirli bir seviyede arttırırken, enerji ihtiyacının azalmasına bağlı daha düşük/küçük kapasiteli yenilenebilir enerji sistemlerinin, kazan, klima vb. ısıtma ve soğutma tertibatlarının ve bu sistemlerin işletilmesi için gerekli olan radyatör, sirkülasyon pompası, kapalı genleşme tankı, sirkülasyon pompası gibi tesisat elemanlarının yeterli olması mekanik tesisatın ilk yatırım maliyetlerinde tasarruf sağlamaktadır. İlk yatırım maliyetlerinden elde edilen tasarruf ile yalıtım malzemelerinden kaynaklanan ilave maliyet artışı büyük oranda veya tamamen karşılanmaktadır
Türkiye, geçtiğimiz yılın sonlarında gerçekleşen COP29 Zirvesi kapsamında 2053 net sıfır hedefine yönelik Uzun Vadeli İklim Stratejisi Belgesini açıkladı ve Birleşmiş Milletler’e iletti. Türkiye’nin 2053 yılında net sıfır hedefleri doğrultusunda açıklanan yol haritasında ‘Binalar’ önemli başlıklardan birini oluşturuyor. Ülkemizin 2053 net sıfır hedeflerine ulaşmasında yalıtım sektörü çok önemli bir rol üstlenecektir. Sektörümüz, dünya standartlarındaki üretim altyapısı ve yüksek kapasitesi, kalite standartları, dinamik girişimcileri ve yenilikçi ürünleri ile ülkemizi 2053 net sıfır hedeflerine ulaştırmak için hazır. Bu noktada TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardının revizyonu da itici bir güçlerden birisi olacaktır.
Timur DİZ
İZODER Genel Sekreteri
Beyza Tanyol
İZODER Teknik İşler ve Eğitim Sorumlusu
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
AUX, İklimlendirmede 360° Çözüm Dönemini Başlatıyor
Yayınlandı
1 saat önce-
Kasım 11, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Split, Multi Split, Isı Pompası ve VRF sistemleriyle AUX, Türkiye’de dört mevsim konforu tek çatı altında sunuyor.
Enerji verimliliği, teknolojik inovasyon ve sürdürülebilirlik vizyonuyla dünyanın önde gelen iklimlendirme üreticilerinden biri olan AUX, Türkiye pazarında “dört mevsim çözüm” anlayışıyla fark yaratıyor. Şirket, Split, Multi Split, ısı pompası ve VRF sistemlerini tek marka çatısı altında buluşturarak konutlardan ticari projelere kadar her ölçekte 360° iklimlendirme çözümü sağlıyor.
Eurovent Sertifikalı Üstün Performans
AUX’un tüm ürün gamı, yalnızca tasarımı ve sessiz çalışmasıyla değil, uluslararası standartlarla doğrulanmış yüksek performans değerleriyle de dikkat çekiyor. AUX Isı Pompası, Multi Split ve VRF sistemleri, Eurovent Sertifikası ile bağımsız test kuruluşlarınca onaylanmış durumda. Bu sertifika, cihazların katalogda belirtilen enerji verimliliği ve kapasite değerlerini bağımsız testlerle doğrulayan en saygın Avrupa standardı olarak kabul ediliyor. Bu sayede AUX, Türkiye’deki mekanik çözüm ortaklarına ve projecilere “ölçülebilir kalite, uluslararası güven” sunuyor.
Teknolojiyi Konfora Dönüştüren Yenilikçi Çözümler
AUX, Ar-Ge’sinin merkezinde yer alan Japon mühendislik vizyonuyla kullanıcı deneyimini yeniden tanımlıyor:
– Soft Air teknolojisi ile doğrudan esinti etkisini ortadan kaldırarak yumuşak ve homojen hava akışı sağlıyor.
– I-FEEL sensör sistemi, bulunduğunuz noktadaki sıcaklığa göre cihazın performansını otomatik ayarlıyor.
– Auto Clean ve 57°C sterilizasyon fonksiyonları, iç ünitenin hijyenini koruyarak uzun ömürlü kullanım sunuyor.
Konutlar İçin Esnek Çözüm: AUX Multi Split Sistemleri
Yeni AUX Multi Split serisi, tek bir dış üniteye bağlı birden fazla iç üniteyi yönetme özelliğiyle küçük ve orta ölçekli konutlar için maksimum verimlilik sağlıyor. Bu sistemler; enerji tasarrufu (A++ sınıfı verimlilik), bağımsız oda kontrolü ve farklı tip iç ünite seçenekleri (duvar tipi, kaset tipi, konsol tipi) özellikleriyle hem bireysel kullanıcılar hem de küçük ofis uygulamaları için ideal bir çözüm sunuyor. Eurovent sertifikalı yapısı sayesinde her ünitenin performans değeri uluslararası standartlarla güvence altına alınmış durumda.
Büyük Projelere Güçlü Çözüm: AUX VRF Sistemleri
AUX’un ticari segmentteki amiral gemisi olan ARV7 VRF serisi, 42 HP’ye kadar kapasite, -30°C ile +55°C çalışma aralığı ve yüksek COP/EER değerleriyle projelerde fark yaratıyor. Sistemde kullanılan Gelişmiş DC inverter kompresör, enerji tüketimini minimize ederken uzun ömürlü performans sunuyor. Bu seri aynı zamanda Eurovent onaylı, akıllı kontrol sistemine sahip ve modüler tasarımıyla geniş ölçekli otel, ofis, AVM ve endüstriyel tesis uygulamalarında tercih ediliyor.
Isı Pompalarında R290 Dönemi
AUX’un yeni nesil R290 Isı Pompası serisi, çevreci soğutucu gaz teknolojisiyle enerji verimliliğini maksimuma çıkarıyor. R290 doğal gazı, düşük karbon salımı ve yüksek COP değeri ile çevreye duyarlı ısıtma sağlıyor. -25°C’ye kadar verimli çalışma, Avrupa iklim koşullarında test edilmiş dayanıklılıkla birleşiyor. Tüm modeller A+++ enerji sınıfı ve Eurovent sertifikalı performans değerleriyle dikkat çekiyor.
AUXTR Genel Direktör; Volkan Bedük “AUX olarak Türkiye pazarına kısa vadeli satış hedefleriyle değil, uzun vadeli bir çözüm vizyonuyla girdik. Split, Multi Split, Isı Pompası ve VRF sistemlerini aynı marka çatısı altında toplayarak kullanıcılarımıza dört mevsim konfor sağlıyoruz. Eurovent sertifikalı ürünlerimiz, hem bireysel kullanıcıların hem de proje profesyonellerinin güvenle tercih edebileceği bir kalite standardı sunuyor. Hedefimiz, sürdürülebilir enerji çözümlerini Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaştırarak sektörde kalıcı bir değer yaratmak.” Ifadeleriyle bilgi verdi.
Sürdürülebilir Gelecek Vizyonu
AUX’un ürün gamında kullanılan R32 ve R290 çevre dostu soğutucu gazlar, yüksek enerji verimliliği sınıfları (A++ / A+++) ve akıllı kontrol sistemleri, markanın “Make Home Better” vizyonunu yansıtıyor. AUX, teknolojiyi yalnızca konfor için değil, çevre için de geliştiren bir global oyuncu olma misyonuyla ilerliyor.
GENEL
inSuppliers İnşaat Sektörü Profesyonelleri Buluşması-IV Networking Etkinliği İzmir’de Gerçekleşti!
Yayınlandı
3 saat önce-
Kasım 11, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Yeni iş birlikleri için doğrudan iletişim, sektör liderleriyle etkileşim ve sektörün aktif ve gelecek projelerine dair ortak bir vizyon oluşturmak isteyen profesyoneller, inSuppliers İnşaat Sektörü Profesyonelleri Buluşması-IV’te bir araya geldi.
05 Kasım 2025 tarihinde İstinye Park Hyatt Regency İzmir’de gerçekleşen inSuppliers İnşaat Sektörü Profesyonelleri Buluşması-IV ilk defa İstanbul dışında Ege Bölgesi teması ile İzmir’de bir araya geldi. Sektörün önde gelen yenilikçi ürün-hizmet sağlayıcıları, karar vericileri, STK, dönüşüm firmaları ile Ege Bölgesi üniversite öğrenci kulüplerini bir araya getirdi. Networking fırsatları, ürün ve hizmet sağlayıcı ve karar vericilerin performans sunumları ile kokteyle ev sahipliği yapan etkinlik buluşma bu kez misafirlerini yeni bir format ile ağırladı.
Sektör Profesyonelleri Değer ve Etki Paylaşımları
Girişimci ve yenilikçi bir bakış açısıyla düzenlenen bu etkinlik, inSuppliers’ın online platformda sunduğu kişiselleştirilmiş hizmetleri fiziksel bir modele taşıyarak misafirlerinin performans odaklı değer ve etki sunumları ile daha yenilikçi ve doğrudan verimli ve güçlü iş birliklerine dönüştürmelerine ev sahipliği yaptı. Performans sunumlarında sektör profesyonelleri ürün, hizmet ve projelerinde sektöre ürettikleri değer ve sağladıkları etkiyi paylaşıp misafirlerin sorularını cevapladılar. Birlikte tartışma, değerlendirme ile birlikte daha kuvvetli bağ oluşturabilmenin ilk adımı atıldı.
Sektörün En Geniş Kapsamlı Katılımlı Temsili
Etkinlik, yatırımcı ve taahhüt firmalarından tasarım ofislerine, ürün ve hizmet sağlayıcılarından STK’lara kadar geniş bir katılımcı profiline ev sahipliği yaptı. Özellikle sektörün dönüşümüne öncülük eden şirketler, üniversite öğrenci kulüpleri ve global firmaların temsilcileri de etkinlikte yer aldı.
Networking ve Performans Sunumları ile Değerler Buluşması
Etkinliğin birinci ve ikinci bölümünde düzenlenen ürün ve hizmet sağlayıcıları performans sunumlarında profesyoneller kendi uzmanlıklarının yetkinliğini, sektörde ürettiği değeri ve oluşturduğu etki ile beraber rakiplerinden farklarını paylaştı. Bu paylaşım sonrası dinleyiciler arasında beraber açık iletişim ortamında sorular ile sektör liderleriyle doğrudan iletişim kurma ve projeleri üzerine ortak vizyon oluşturma fırsatı sundu. Gün sonunda gerçekleşen kokteyl ile samimi bir ortamda networking olanakları artırıldı.
Karar Vericiler, Ürün&Hizmet Sağlayıcılar ve Destekleyenler Performansı ile Sektöre Yeni Bir Bakış Açısı
İlk iki oturumda; Rıza ELHAN (Arı Yalıtım, Firma Sahibi), Levent Gül (OCS OZON Sistemleri, Partner),Yusuf Çağlar Deveci, (RESET TILES & MORE, Kurucu), Pelin Ceylan (Bet10 Koruma Sistemleri, İş Geliştirme Uzmanı), Nurhan Demirci (IQ Alüminyum Sistemleri, Proje Müdürü), Tolga Demirtola (Graniser Seramik, İhracat ve Pazarlama Direktörü) ,Ayşe Sena Şahan (ESRİ Türkiye, Çözüm Mühendisi), İrem Keserci (ESRİ Türkiye, Ticari Sektör Müdürü, Cahit Atlı (Duratiles, Proje Satış Müdürü), Uğur Gürboğa (TK Asansör, Satış ve Operasyon Direktörü), Emre Akarca (Zebrano Mobilya-İzmir,YK Üyesi), Eren Samuray Ersin (Clayton,Satış Müdürü), Ayşe Ağaç Dağ (Prefsan Çelik, Genel Müdür), Ahmet Çilingir (Yiğitalp Grup,Kurucu Ortak) performanslar ını gerçekleştirdi.
Son oturumda; Yapı Biyolojisi ve Ekolojisi Enstitüsü Eş-Kurucu, Direktör Merve ve And Akman ile başlayan son oturum İzmir Ekonomi Üniversitesi akademisyenlerinden GYODER İcra Kurulu Üyesi Prof.Dr.Yener Çoşkun ve TAV İnşaat, Maliyet Kontrol ve Planlama Müdürü Aynur Hürriyet Türkyılmaz performansı devam edip Folkart, İhale ve Satınalma Müdürü Seval Yıldırım ile son erdi. Akman’lar performansında sağlıklı ve yeşil çevre kriterleri hakkında paylaşım yaparken Çoşkun Ege’de yeşil kentleşebilme ve ESG hakkında sektör profesyonelleri ile hem akademik ham de reel sektör verilerini paylaştı. Sayın Türkyılmaz ise Tav İnşaat’ın küresel projeler yolculuğundaki sektörel etkilerinden geleceği inşa etmeyi, son oturumda ise Sayın Yıldırım Folkart satınalma kriterlerini misafirler ile paylaştı.
Sektör Profesyonelleri ile Değer Zinciri Buluşması
İnşaat sektörünün zikrinin tüm halkası bir araya geldi. Etkinlikte taahhüt firmalarından BL Harbert, En Core, Maksem Grup, TAV İnşaat, Özdemir Holding, TE Mühendislik, Turner Türkiye; gayrimenkul geliştirici firmalarından Casa Montenegro, Ege Yapı, Folkart, İzka İnşaat, Mimarin Yapı, Tanyer İnşaat , farklı sektörlerin inşaat gruplarından Accor, Arkas, Intercontinental; tasarım ofislerinden ASOS Mimarlık, Asar Mimarlık, Craft 312 Studio, Cansu Şef Mimarlık, Emrah Eyiler Mimarlık, Glokal Mimarlık, Ocado Mimarlık, Rem Mimarlık, kamu kuruluşlarından Egeşehir, akademik kurumlardan İzmir Ekonomi Üniversitesi, sektörel kuruluşlardan ise Akdeniz SMD, GYODER, İKSD, İzmir SMD, TMMOB İç Mimarlar Odası-İzmir, TMMOB Mimarlar Odası-İzmir, Muğla SMD, TMMOB Peyzaj Mimarlar Odası-İzmir, İnşaat Hukuku Derneği ile Yapı Biyolojisi Enstitüsü ve ürün ve hizmet sağlayıcılardan Arı İnşaat Yalıtım, Bet10, Clayton, Duratiles, Esri Türkiye, Graniser Seramik, IQ Alüminyum, OCS Ozone, Prefsan Çelik, Reset Tiles&More, SDR Tarım ve Peyzaj,, TK Elevator, Yiğitalp Grup ve Zebrano Mobilya ile bir araya gelerek yeni projelerle ilgili işbirliği fırsatlarını konuşma fırsatı buldu.
inSuppliers ,Manisa Celal Bayar Üniversitesi İnşaat Kulübü, Pamukkale Üniversitesi İnşaat Topluluğu ve İzmir Ekonomi Üniversitesi İnşaat Kulübü başkan ve üyeleri ile misafirlerini ağırladı.
inSuppliers , 21 Nisan 2026 Salı günü sektör profesyonelleri ile Fairmont Quasar İstanbul’da buluşacak. Daha fazla bilgi ve gelecek etkinlikler için: www.insuppliers.network
GENEL
Çimentonun 200 yıllık üretim teknolojisi değişiyor
Yayınlandı
4 saat önce-
Kasım 11, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
CIMPOR, geçmişi 200 yıl öncesine kadar uzanan modern çimento teknolojisinde devrim yaratan deOHclay çözümü ile sektörde öne çıkıyor. Şirket, kalsine kil (LC3) teknolojisi ile global ölçekte en büyük üretici olmayı hedefliyor.
Geliştirdiği yenilikçi teknolojiler ve malzemelerle, karbon nötr bir geleceğe doğru ilerleyen CIMPOR, deOHclay teknolojisiyle düşük karbonlu çimento üretimine öncülük ederek çimento üretimini döngüsel ekonomiye tam entegre hale getirmeyi ve karbon ayak izini en aza indiren bir ekosistem yaratmayı amaçlıyor. Karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik bütüncül yaklaşımı doğrultusunda adımlar atan CIMPOR, modern çimento teknolojisinde devrim yaratan yenilikçi kalsine kil çözümlerini, resmi sponsoru olduğu CUSCIT’ 25 Cement Olympics etkinliğinde sektör paydaşları ve basınla paylaştı.
Karbondioksit emisyonu %90 azalıyor; enerji tasarrufu elektrikte %60’a, ısıda ise %30’a azalıyor
CIMPOR, yeni nesil düşük karbon ayak izli teknolojisi ile geleneksel Portland çimentosu klinkerine kıyasla; %90’a varan daha düşük karbondioksit emisyonu ve enerji tüketiminde de elektrikte %60, ısı enerjisinde ise %30’un üzerinde tasarruf sağlayan değerler ile üretim yapmayı hedefliyor. 2026 yılı itibarıyla global ölçekte 1,5 milyon ton üretim kapasitesi ulaşacak olan şirket, 4 tesisi ile dünyanın en büyük kalsine kil üreticisi olmayı ve bu sayede CO₂ emisyonunu 1,2 milyon tona yakın azaltmayı hedefliyor. Dünyadaki ilk kalsine kil üretim hattı entegrasyonu olan çimento fabrikasını 2020’de Fildişi Sahili’nde, ardından Kamerun’da işletmeye alan şirketin Portekiz ve Gana’daki tesisleri de yakında devreye girecek.
Geçmişi 200 yıl öncesine kadar uzanan modern çimento teknolojisinde devrim niteliğinde bir değişimin temsilcisi olan LC3 (Kireç Taşı Kalsine Kil Çimentosu) teknolojisi, CIMPOR’un sürdürülebilirlik stratejisinin merkezinde yer alan en kritik unsurlardan biri. Söz konusu teknoloji, çimento üretiminde yüksek CO₂ emisyonu yaratan klinkerin yerine, bol miktarda bulunan kireç taşı ve kalsine kili kullanarak önemli bir CO₂ azaltımı sağlıyor ve şirketin uzun vadeli karbon azaltım hedefleriyle tam bir uyum içinde.
Kalsine Kil Teknolojisi: DeOHclay ile Etkili CO₂ Azaltımı
| Gösterge | İyileşme / Azaltım Oranı |
| Isı Enerjisi Tüketimi | %30 azalma |
| Elektrik Enerjisi Tüketimi | %60 azalma |
| CO₂ Emisyonu | %90’a kadar azalma |
| Çimentoda Klinker Oranı | %40 ve üzeri azaltılabilir |
“Geleceği sadece konuşmuyor, bugünden inşa ediyoruz”

CIMPOR’un modern çimento teknolojisinde devrim yaratan yenilikçi çözümlerine dikkat çeken CIMPOR Global Holdings Yönetim Kurulu Başkanı Suat Çalbıyık, şirketin vizyonunu ve sürdürülebilirlik hedeflerini şu sözlerle özetledi: “Sürdürülebilirlik ve dijitalleşmeyi iş modelimizin ve geleceğe yönelik stratejimizin temeli olarak görüyoruz. Rekabetin sadece finansal başarılarla değil, aynı zamanda çevresel ve toplumsal sorumluluklarla da ölçüldüğü bu yeni dönemde, CIMPOR olarak düşük klinker oranına sahip çimentoların üretimi, alternatif yakıtların ve hammaddelerin kullanımı gibi unsurlardan oluşan yaklaşımımızla sektöre öncülük ediyoruz. ‘Dijital Dönüşüm’ ve ‘Yeni Nesil Ürün Geliştirme’ gibi başlıklarla sektörün önümüzdeki 10 yıldaki gelişimini şekillendirecek stratejilerimiz, kendi yol haritamızla birebir örtüşüyor.
“Artık rejenerasyon zamanındayız”
Yüz yıllardır aynı şekilde üretim yapan çimento sektörünün ağır sanayiyle özdeşleştiği görüşünün artık değişmeye başladığını vurgulayan Suat Çalbıyık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık rejenerasyon zamanındayız. Kendimizi, işlerimizi, sektörümüzü en baştan tanımlama zamanı ve dünya yeniden şekilleniyor. Ancak bu değişim yalnızca teknolojide değil, değerler sistemimizde de kendini gösteriyor. Kaynaklar, üretim biçimleri, insanın doğayla ilişkisi bir kez daha tanımlanıyor. Yaşanan dönüşümün sektörümüzdeki küresel aktörlerinden biri olarak, bu yeni çağa yalnızca ayak uydurmuyor, yön veriyoruz. Artık sadece malzeme üretmiyoruz, CIMPOR olarak dönüşümün malzemesini üretiyoruz. Kendi geliştirdiğimiz DeOHclay (Dekarbonize Kil) teknolojisiyle düşük karbonlu çimento üretiminde öncülük ediyoruz. Bu teknoloji, klinker oranını düşürerek emisyonları önemli ölçüde azaltıyor. Bunun yanı sıra daha az klinker, daha az enerji gerektiren ve daha çevre dostu olan katkılı çimentoların üretim ve satış oranını hızla artırıyoruz. Gelecek için sadece konuşmuyor, onu en çevreci ve en inovatif yöntemlerle bugünden inşa ediyoruz.”

CIMPOR Global Holdings CTO’su Berkan Fidan ise “CIMPOR olarak çimento endüstrisinde oyunun kurallarını değiştiriyoruz ve bu değişimin merkezinde çığır açan ‘de’OHClay Kalsine Kil Teknolojimiz’ yer alıyor. Bu teknoloji ile sadece inovasyona değil, somut çevresel çözümlere yatırım yapıyoruz. 2026 yılına kadar en az 1,5 milyon ton/yıl kapasiteye ulaşarak dünyanın en büyük kalsine kil üreticisi olmayı hedefliyoruz. Bu kapasite, yılda 5 milyon ton eşdeğer kalsine kil karışımlı çimento üretimi anlamına gelirken, bize her yıl 1,2 milyon tona kadar CO2 azaltma imkanı sunacak. Bu rakamlar, aynı zamanda CIMPOR’un küresel sürdürülebilirlik liderliğini ne kadar ciddiye aldığının en güçlü kanıtı” dedi.
Sürdürülebilirlik ve İnovasyon Stratejileri
Sektördeki en güçlü, en sürdürülebilir ve en yenilikçi global oyunculardan biri olarak konumlanan CIMPOR, yeni nesil malzemeler ve akıllı şehir çözümleri gibi çimento sektörünün ötesine geçen stratejik alanlardaki yatırımları ile kendisini geleceğin ekonomisine hazırlıyor. Bu vizyon; karbon nötr üretim süreçlerine daha da yaklaşmanın yanı sıra döngüsel ekonomiye tam entegrasyonu ve sektördeki dönüşümün itici gücü olmayı da kapsıyor. Şirket, yeşil enerji, kaynak geri dönüşümü ve çevresel çözümler alanlarında stratejik yatırımlar yapmaya devam ederken, dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 uygulamaları ile üretim süreçlerinin daha verimli ve izlenebilir olmasını sağlayarak kayıpları ve verimsizlikleri azaltıyor. İklim kriziyle mücadeleyi hem bir sorumluluk hem de sektörün ve dünyanın geleceğini şekillendirecek stratejik bir öncelik olarak gören şirketin yol haritasının merkezinde, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik bütüncül bir yaklaşım yer alıyor. Sürdürülebilirlik ve dijitalleşmeyi iş modelinin ve geleceğe yönelik stratejisinin temel olarak gören CIMPOR-, yapı malzemeleri sektörünün içinde bulunduğu “üçüz dönüşümün” (sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm, nitelikli insan kaynağı) öncü ve itici güçlerinden biri konumunda.
Son Yazılar
- AUX, İklimlendirmede 360° Çözüm Dönemini Başlatıyor Kasım 11, 2025
- inSuppliers İnşaat Sektörü Profesyonelleri Buluşması-IV Networking Etkinliği İzmir’de Gerçekleşti! Kasım 11, 2025
- Çimentonun 200 yıllık üretim teknolojisi değişiyor Kasım 11, 2025
- İnovasyon ürünü DokaFit, kalıp sektörüne yepyeni bir standart getiriyor Kasım 11, 2025
- Volvo Trucks, Göz Takip Teknolojisi İle Sürücü Uyarı Destek Sistemini Üst Seviyeye Taşıyor! Kasım 7, 2025
- TÜRKİYE ÇİMENTO SEKTÖRÜNDE OYAK VE SİNTEK’TEN ÖNEMLİ İŞ BİRLİĞİ Kasım 7, 2025
- Pusula Holding Antalya’da Gerçekleştirilen Lansman Toplantısıyla Tanıtıldı Kasım 7, 2025
- BOMAG’ın Kasım Ayına Özel “Filtre ve Bakım Kampanyası” Başladı! Kasım 7, 2025
- İZODER’DEN DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ’NE ÖZEL AÇIKLAMA Kasım 7, 2025
- KALEKİM’DEN SEKTÖRDE GÜVEN VE KALİTEYİ GÜÇLENDİREN İMZA Kasım 7, 2025
- İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: “Yeni Düzenlemelerle Yalıtımda Yeni Bir Dönem Başlıyor!” Kasım 7, 2025
- Sabancı, çevik icra ve ortak sorumluluk kültürünü portföy odaklı yeni yönetim modeliyle güçlendiriyor. Kasım 7, 2025
- Seranit’ten İklim Koşullarına Karşı Dayanıklı Dış Cephe Çözümleri Kasım 6, 2025
- Rönesans Gayrimenkul Yatırım’ın operasyonel karı yılın üçüncü çeyreğinde 135 milyon Euro’ya ulaştı Kasım 6, 2025
- Albayrak Beton Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Albayrak: “Konut sahibi olmayı kolaylaştırmak için mortgage sistemi kurulmalı” Kasım 6, 2025
Trendler
RÖPORTAJ1 yıl önce“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
GENEL1 yıl önceAlarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
GENEL2 yıl önceSika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
GENEL2 yıl önceEnerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
GENEL1 yıl önceSektörel Liderlikte Bir Adım Daha: Hareket, Heavy Lift Awards’da İnovasyon Ödülü Aldı!
SEKTÖREL2 yıl önceDoka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
GENEL1 yıl önceİsra Portföy’ün Birinci ve İkinci GSYF İhraç Belgelerine SPK’dan Onay Geldi
GENEL1 yıl önceIrak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel









