Bizimle iletişime geçin

GENEL

Şişecam 9 ilde 900 Kadının  Gelişimini Destekleyecek

Yayınlandı

-

Şişecam, kuruluşunun 90. yılını anlamlı bir sosyal sorumluluk projesi ile taçlandırıyor. Genç kadınların kariyer ve kişisel gelişim yolculuklarına destek sağlamak için harekete geçen Şişecam, ‘Geleceğe İlerleyen Kadınlar’ adını verdiği eğitim ve gelişim programıyla 9 ilde 900 kadının gelişimlerine katkı sunacak. Programa son başvuru tarihi 7 Eylül 2025.

Kurulduğu günden bu yana üretimden Ar-Ge’ye, satış-pazarlamadan bilgi teknolojilerine kadar her alanda kadınların iş hayatında var olmasını destekleyen Şişecam, ilerlemesinin 90’ıncı yılını, toplumsal gelişime katkı sunacak anlamlı bir sosyal sorumluluk projesiyle kutluyor. 90. yılında, genç kadınların kendilerini gerçekleştirmelerine olanak tanıyarak toplumsal cinsiyet eşitliğini destekleyen “Geleceğe İlerleyen Kadınlar” programını hayata geçiren Şişecam, Türkiye genelinde faaliyet gösterdiği 9 ilde yaşayan 900 genç kadının bireysel ve mesleki gelişim yolculuğuna eşlik etmeyi hedefliyor. Turkishe iş birliği ile hayata geçirilen ve teknoloji, inovasyon ve liderlik ekseninde şekillenen programın başvuruları 7 Eylül 2025 tarihine kadar devam edecek. 

İlham Veren Bir Gelişim Yolculuğu 

İstanbul, Kocaeli, Mersin, Eskişehir, Bursa, Kırklareli, Ankara, Balıkesir ve Denizli’de yaşayan 18-25 yaş arası üniversite öğrencisi veya yeni mezun genç kadınların başvurabileceği “Geleceğe İlerleyen Kadınlar” programında katılımcıları; STEM ve yapay zekâ eğitimlerinden öz farkındalık atölyelerine, mentorluk ve rol model buluşmalarından proje geliştirme maratonlarına kadar uzanan kapsamlı bir gelişim yolculuğu bekliyor. Program boyunca, Şişecam liderleri ve alanında uzman isimler genç kadınlara yol gösterecek; onların hayallerini gerçeğe dönüştürmelerine destek olacak.90 yıllık ilerleme yolculuğunda, toplumsal yapının her alanında cinsiyet eşitliğini gözeterek mümkün olabildiğine inanan Şişecam, bu programla kadınlara aynı değerleri aktarmayı amaçlıyor. Genç kadınların kendi potansiyellerini keşfetmeleri ve geleceğin ilham veren liderleri olmaları için güçlü bir zemin hazırlayan ‘Geleceğe İlerleyen Kadınlar’ programı sonunda katılımcılar sadece bilgi ve beceri kazanmakla kalmayacak, aynı zamanda topluma katkı sağlayacak projelerle etki yaratacak. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının kalkınması ve bilimsel düşüncenin temel değerleri oluşturduğu, katılımcıların deneyimlerini paylaşma ve birbirinden öğrenmesine imkân tanıyan ‘Geleceğe İlerleyen Kadınlar’ programında eğitimler Eylül 2025 – Şubat 2026 tarihleri arasında gerçekleşecek. Eğitimlerin tamamlanmasının ardından katılımcılar 2026 Mart ayında programdan mezun olacak. 

Başvuru adresi: https://www.sisecam.com/tr/gelecege-ilerleyen-kadinlar

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Dört Mevsim Konfor için Düzenli Klima Bakımı Şart

Yayınlandı

-

Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, klimaların her mevsimde yüksek verimlilik ve konforla çalışabilmesi için düzenli bakımın önemine dikkat çekiyor. Klimalardaki toz filtrelerinin ve ısı değiştiricilerin düzenli olarak değiştirilmesi veya temizlenmesi, enerji tüketimini yüzde 15’e kadar azaltabiliyor.  Şirket, kaliteli ve uzun ömürlü ürünlerinin yanı sıra güçlü servis ağıyla kullanıcılarına dört mevsim boyunca beklentilerinin ötesinde bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, yüksek kaliteli ürünler sunmanın yanı sıra satış sonrası hizmetlerde de fark yaratıyor. Türkiye genelinde 200’ü aşkın iş ortağı ve yetkili servis ağıyla periyodik koruyucu ve önleyici bakım hizmetleri sunan şirket, geliştirdiği özel yazılımlar ve kontrol cihazlarıyla ihtiyaç dahilinde klimaların çalışma verilerini analiz ediyor. Bu sistem sayesinde olası arızalar önceden tespit edilerek hızlı çözümler üretiliyor, kullanıcıların konforunun ve cihaz performansının kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi hedefleniyor. Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, sunduğu servis hizmetleriyle işletme maliyetlerinin düşürülmesini ve enerji tasarrufu sağlanmasını hedefliyor.

Yılda En Az İki Kez Bakım Önem Taşıyor

Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, sunduğu servis hizmetleriyle işletme maliyetlerini düşürmeyi ve enerji tasarrufu sağlamayı amaçlıyor. Şirket, klimalarda yılda en az iki kez bakım yapılması gerektiğini vurguluyor. Düzenli bakım, yalnızca enerji verimliliğini artırmakla kalmıyor; cihazın kullanım ömrünü uzatarak hem çevreye hem de kullanıcı bütçesine katkı sağlıyor. Klimalardaki toz filtrelerinin ve ısı değiştiricilerin düzenli temizliği, performansı büyük ölçüde artırabiliyor. Kirli toz filtreleri ise hava akışını kısıtlayarak cihazların performansının düşmesine neden oluyor. ABD Enerji Bakanlığı’nın 2024’te yayınladığı rapora[1] göre, klima filtrelerinin düzenli olarak değiştirilmesi veya temizlenmesi, enerji tüketimini yüzde 5 ila yüzde 15 arasında azaltabiliyor.

Satış sonrası hizmet anlayışını ServisFit konseptiyle sürekli geliştiren Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, kullanıcı deneyiminde de mükemmelliği hedefliyor. Bu kapsamda tüm servis süreçlerini daha hızlı, etkin ve müşteri odaklı hale getirmeye devam ediyor.

Periyodik Bakım, Klimaların Verimli Çalışmasında Temel Koşul

Mitsubishi Electric Klima Sistemleri, dünya genelinde benimsediği sorunsuz hizmet anlayışıyla iklimlendirme sektörüne yüksek teknolojili, dayanıklı ve çevre dostu çözümler sunuyor. Şirket, yalnızca ürün kalitesiyle değil; satış sonrası hizmetlerde de ‘Mükemmellik Dengesi’ yaklaşımıyla fark yaratmayı ve sektördeki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

Türkiye’de en uzun garanti süresi avantajıyla öne çıkan Mitsubishi Electric klimalar, 3 yıla ek 7 yıl ile toplamda 10 yıl garanti fırsatıyla kullanıcılarına güvence sağlıyor. Mitsubishi Electric Türkiye Klima Sistemleri, kaliteli ve uzun ömürlü ürünlerinin yanı sıra güçlü servis ağıyla kullanıcılarına dört mevsim boyunca beklentilerinin ötesinde bir deneyim yaşatmayı hedefliyor. 

[1] https://www.energy.gov/energysaver/articles/energy-saver-101-home-cooling-infographic?utm_

Okumaya Devam Et

GENEL

Türkiye’nin ilk ‘Platin’ CSC Sertifikalı çimento fabrikası olan Limak Anka Çimento Fabrikası’na sertifikası takdim edildi

Yayınlandı

-

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) tarafından ülkemize tanıtılan Beton Sürdürülebilirlik Konseyinin (Concrete Sustainability Council) belgelendirmeleri devam ediyor. Konseyin Belgelendirme Kuruluşu olan KGS’nin yaptığı denetimler sonucunda Limak Anka Çimento Fabrikası “Platin” seviyesinde belgelendirildi. Böylece Limak Anka Çimento Fabrikası, Türkiye’de “Platin” CSC Sertifikası alan ilk çimento fabrikası oldu.

Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının sağlanması için 37 yıldır uğraş veren THBB, “Kaynakların Sorumlu Kullanımı Sistemi”nce belgelendirilmek üzere başvuran firmalara yönelik çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ediyor.

Bu doğrultuda, Limak Anka Çimento Fabrikasının belgelendirilmesi için başvuruda bulunuldu. Konseyin Belgelendirme Kuruluşu olan KGS’nin yaptığı denetimler sonucunda Limak Anka Çimento Fabrikası 1 Ekim 2025 tarihinde “Platin” seviyesinde belgelendirildi. Limak Anka Çimento Fabrikası, bu belgelendirmeyle Türkiye’de “Platin” CSC Sertifikası alan ilk çimento fabrikası oldu.

Bu önemli başarıya imza atan fabrikanın sertifikasının takdimi için, Limak Çimento’nun ev sahipliğinde 20 Ekim 2025 tarihinde Ankara’da bir tören düzenlendi. Limak Anka Çimento Fabrikası’nda yapılan törene; Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, Limak Çimento Global CEO’su Erkam Kocakerim, Limak Çimento Grup İnsan, Kültür ve Sürdürülebilirlik Direktörü Şule Öztürk, THBB Genel Sekreteri Reşat Sönmez, THBB Teknik ve Sürdürülebilirlik Direktörü Koray Saçlıtüre, KGS Müdürü Çağlar Şaşmaz, THBB Kurumsal İletişim Müdürü Hakan Zengin’in yanı sıra Limak Çimento yetkilileri ve Limak Anka Çimento Fabrikası çalışanları katıldı.

Sürdürülebilirlik konusuna son derece önem veriyoruz

THBB Başkanı Yavuz Işık, törende yaptığı konuşmada, “Birçok sektörde olduğu gibi ‘sürdürülebilirlik’ konusuna son derece önem vermekteyiz. Bildiğiniz üzere, ‘Sürdürülebilirlik’ ekonomik büyümenin çevresel ve sosyal bir denge içerisinde ele alınması ve bu süreçte doğal kaynakların etkin kullanımının sağlanmasıdır. Sürdürülebilirliğe dair sektörümüzle ilgili dünyadaki en önemli gelişmelerden biri 2016 yılında Beton Sürdürebilirlik Konseyinin (CSC) kurulması olmuştur. Biz de güçlü alt yapımız ve teknik kadromuzla 2017 yılında Konsey üyesi ve Türkiye “Bölgesel Sistem Operatörü” olarak ülkemizde çalışmalarımıza etkin bir şekilde başladık. Bağımsız öz denetim mekanizmamız olan KGS de Konsey tarafından yetkilendirilerek “Belgelendirme Kuruluşu” olarak atandı. Konsey; beton, agrega, çimento ve prefabrik üreticilerinin sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarının, güvenilir, bağımsız, verilere dayanan bir belgelendirme sistemi ile ödüllendirilmesi imkânı sunmaktadır. Bu Belgelendirme Sistemi, üreticilerimizin, sürdürülebilirlik konusunda göstermiş olduğu hassasiyet ve çabalarını tüm dünyaya göstermekte; böylece üreticilerin sürdürülebilirlik açısından yüksek standartlara ulaşmasına katkı sağlamaktadır.” dedi.

CSC Belgelendirme Sistemi’nin üreticileri “Yönetim”, “Çevre”, “Ekonomi” ve “Sosyal” olmak üzere dört ana başlıkta incelediğini ifade eden THBB Başkanı Yavuz Işık, “Bugün itibarıyla dünya genelinde 1514 tesisin aktif belgesi bulunmaktadır. Ülkemizde 9 çimento üretim tesisi, 12 beton üretim tesisi ve 5 agrega üretim tesisi olmak üzere toplam 26 tesis CSC belgeli olarak faaliyet göstermektedir. Birliğimizin üyesi Limak Çimento’nun Anka Çimento Fabrikası, Türkiye’de “Platin” seviyesinde CSC Sertifikası alan ilk çimento fabrikası olarak sektörde öncü bir adım atmıştır. Birliğimiz üyesi Limak Çimento’yu bu değerli kazanımdan dolayı kutluyor, sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarının sektörlerimize ilham kaynağı olmasını ve çalışmalarının artarak devam etmesini diliyorum.” diye konuştu.

THBB Başkanı Yavuz Işık, konuşmasının sonunda, “Çevreye duyarlı üretim yapan ve sürdürülebilirlik odaklı çalışan hazır beton, çimento, agrega ve prefabrik sektörlerindeki tüm firmaları küresel ölçekte etkin olan bu sisteme davet ediyorum.” dedi.

“Limak Çimento olarak sürdürülebilirlik ve inovasyonda sektörümüze öncülük etmeye devam edeceğiz”

Törende konuşan Limak Çimento Global CEO’su Erkam Kocakerim, CSC Platin sertifikasına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Limak Çimento olarak tüm faaliyetlerimizi sürdürülebilirlik ve inovasyon odağında yürütüyor, yeşil dönüşüm odaklı ürün ve çözümlerimizle sektörümüze öncülük ediyoruz. Ankara fabrikamızın, sürdürülebilirlik alanında sektörümüzün en saygın platformlarından biri olan CSC tarafından Platin sertifikasına layık görülmesi, uluslararası ölçekte de önemli bir başarı niteliğini taşıyor. Sürdürülebilir üretim vizyonumuzun somut bir göstergesi olan bu prestijli sertifika, ‘daha sürdürülebilir bir gelecek’ için attığımız adımların uluslararası düzeyde tescillendiğinin güçlü bir kanıtı. Limak Çimento olarak sürdürülebilirlik ve inovasyonda sektörümüze öncülük etmeye devam edeceğiz.”

Konuşmaların ardından, THBB Başkanı Yavuz Işık, Limak Anka Çimento Fabrikası’nın “Platin” seviyesindeki CSC sertifikasını Limak Çimento Global CEO’su Erkam Kocakerim’e takdim etti.

Törenin devamında THBB Başkanı Yavuz Işık, fabrikanın belgelendirmesi sürecinde emeği geçen Anka Fabrika Direktörü Serdar Çelik, Anka Fabrika Direktör Yardımcısı Serdar Doğan, Anka Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Şefi Nimet Unay, Grup Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği Müdürü Hande Atabey, Grup Sürdürülebilirlik Süreç Lideri Akın Yalçın, Grup Sürdürülebilirlik Süreç Lideri Samet Çetin’e plaket takdim etti.

Limak Çimento Global CEO’su Erkam Kocakerim ise THBB Teknik ve Sürdürülebilirlik Direktörü Koray Saçlıtüre ve KGS Müdürü Çağlar Şaşmaz’a plaket takdim etti.

Okumaya Devam Et

GENEL

TMB, 2025 Yılının Üçüncü Çeyreği İçin İnşaat Sektörü Analiz Raporu’nu Yayımladı

Yayınlandı

-

İnşaat harcamaları reel olarak yüzde 20 büyüse de özel sektör temkinli duruşu sürdürüyor

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) 2025 yılının üçüncü çeyreğine yönelik İnşaat Sektörü Analiz Raporu’nu yayımladı. Rapora göre inşaat sektörü, yılın ikinci çeyreğinde %10,9 oranında büyüyerek genel ekonominin üzerinde bir performans sergiledi. 2025 yılı ikinci çeyrek döneminde inşaat harcamaları nominal olarak %48,1’lik artışla 2,29 trilyon TL olarak gerçekleşirken, inşaat harcamaları reel olarak %20,2 arttı. Buna karşın özel sektörün zayıf talep karşısında temkinli duruşunu sürdürdüğüne dikkat çekilen raporda, “Yatırımların büyük ölçüde kamu kaynaklı olması, özel sektörün zayıf talep karşısında temkinli davranması ve konut talebinde kredi koşullarının sınırlayıcı etkisi, büyümenin sürdürülebilirliği konusunda belirsizlik yaratmıştır” denildi.

Ekonominin genelinde 200’ün üzerinde alt sektöre yarattığı talep ve istihdam gücüyle lokomotif rolünü sürdüren inşaat sektörünün çatı kuruluşu Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri tarafından takip edilen İnşaat Sektörü Analiz Raporu’nun Ekim 2025 sayısını yayımladı. “Küresel Ekonominin Denge Arayışı” başlıklı raporda, küresel ve ulusal ölçekte ekonomik gelişmeler ile inşaat sektörüne ilişkin güncel veriler kapsamlı biçimde değerlendirildi.

İnşaat sektörü büyümesini sürdürüyor

Sektör, 2025 yılı ikinci çeyrek döneminde üst üste 11 çeyrek dönem büyüme kaydetti. TÜİK verilerine göre, inşaat harcamaları nominal olarak %48,1 artarak 2,29 trilyon TL’ye ulaşırken, reel olarak %20,2 oranında yükseldi. Buna karşın yatırımların büyük ölçüde kamu kaynaklı olduğuna dikkat çekilen raporda, “Özel sektörün zayıf talep karşısında temkinli davranması ve konut talebinde kredi koşullarının sınırlayıcı etkisi, büyümenin sürdürülebilirliği konusunda belirsizlik yaratmıştır. Aynı dönemde gayrimenkul sektörü zayıf da olsa büyüme eğilimini sürdürmüş, 2025 yılı ikinci çeyreğinde %2,6 büyüyen gayrimenkul faaliyetleri zayıf bir performans sergilemiştir” denildi.

Rapora göre, ciro endeksi verileri de inşaatın genel ekonomik aktivitedeki payının arttığını gösterdi. 2025 yılı Ağustos ayında sanayi, ticaret, hizmet ve inşaat sektörlerinden oluşan toplam ciro endeksi yıllık %36,7 artarken, inşaat ciro endeksi bu dönemde %53,2 yükseldi. İnşaat üretim endeksi Ağustos ayında aylık bazda %0,9 gerilese de yıllık bazda %25’lik artışla büyüme eğilimini korudu. Bina inşaatı endeksi yıllık %26,6, bina dışı yapıların inşaatı %17,4, özel inşaat faaliyetleri ise %25,1 artış gösterdi. Bu veriler, konut ve ticari yatırımlardaki talebin sürdüğüne, kamu projelerinin ise sektöre istikrarlı destek sağladığına işaret etti.

Yönetmelik değişiklikleriyle dijitalleşme ve şeffaflık öne çıkıyor

Raporda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Eylül ayında yayımlanan “Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması” ile “Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelik” değişikliklerinin sektöre önemli yenilikler getirdiğine dikkat çekildi. Şantiye şeflerine ilişkin dijital izleme uygulamalarıyla günlük ilerleme, kullanılan iş makineleri ve çalışan sayısının sistemde kayıt altına alınmasının hedeflendiği belirtilen raporda, bu adım, sektörde dijital dönüşüm, şeffaflık ve verimliliğin artırılması açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirildi.

Yapı müteahhitlerinin sınıflandırılmasına ilişkin düzenlemelerin ise firmaların mali ve teknik kapasitelerine göre yetkilendirilmesini ve yeterlik sisteminin güçlendirilmesini hedeflediği ifade edilen raporda, müteahhitlik kriterlerinin esnetilmesinin, güvenli yapılaşma ve yapı kalitesi açısından risk oluşturabileceği uyarılarına yer verildi.

Yurt dışı müteahhitlikte Türkiye, dünya ikinciliğini korudu

Türk inşaat sektörü, uluslararası arenadaki güçlü konumunu 2025’in ilk dokuz ayında da korudu. Ocak-Eylül döneminde 9,2 milyar ABD Doları tutarında 128 yeni proje üstlenildi. 1972 yılından bu yana 137 ülkede yürütülen toplam proje sayısı 12.665’e, toplam proje değeri ise 546,5 milyar ABD Doları’na ulaştı.

Bu dönemde en fazla iş üstlenilen ülkeler arasında 4 milyar dolar ile Romanya ilk sırada, 1 milyar dolar ile Irak ikinci sırada yer aldı. Türk müteahhitlik firmaları, uluslararası prestij göstergesi olarak kabul edilen ENR (Engineering News Record) Dergisi’nin “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde 45 firma ile ikinci sıradaki yerini korudu. İlk 100 firma arasında 8 Türk firmasının yer alması, sektörün küresel ölçekteki rekabet gücünü bir kez daha ortaya koydu.

Türkiye Müteahhitler Birliği’nce 2025 yılının üçüncü çeyreğinin değerlendirildiği raporda, inşaat sektörüne ilişkin özetle şu tespitlere yer verildi:

KONUT SATIŞLARINDA YILIN ZİRVESİ GÖRÜLDÜ, FİYATLAR REEL BAZDA GERİLİYOR: 2025 yılının Eylül ayında Türkiye genelinde konut satışları yıllık %6,9 artışla 150 bin 657’ye ulaştı. Ocak-Eylül döneminde toplam satışlar 1 milyon 128 bin 727’ye çıkarak geçen yılın aynı dönemine göre %19,2 artış kaydetti. İstanbul, 24 bin 119 satışla ilk sırada yer alırken, Ankara ve İzmir onu takip etti. İpotekli satışlar Eylül ayında %34,4 artarak 21 bin 266 olurken, toplam satışlardaki payı %14,1 olarak gerçekleşti. Konut Fiyat Endeksi (KFE) Eylül ayında aylık %1,7 artışla 195,7 seviyesine ulaşırken, yıllık bazda nominal %32,2 artış kaydetti. Ancak reel bazda %0,8 oranında gerileme, fiyat artışlarının enflasyonun gerisinde kaldığını gösterdi.

YABANCIYA SATIŞ GERİLEMEYE DEVAM EDİYOR: Yabancılara konut satışları aynı dönemde %7,7 gerileyerek 1.867 adette kaldı. En çok satış yapılan iller sırasıyla İstanbul, Antalya ve Mersin oldu. Yabancı alıcılar arasında Rusya, İran ve Irak vatandaşları ilk üçte yer aldı.

KÜRESEL EKONOMİDEKİ BELİRSİZLİKLER ETKİLİ OLDU: Jeopolitik riskler, yüksek maliyetler ve finansal sıkılaşma, küresel ölçekte inşaat faaliyetlerinde temkinli bir duruşa yol açtı. Kamu yatırımlarındaki yavaşlama büyümeyi sınırlandırırken, Türkiye’de kamu destekli projeler sektörde üretim ve istihdam açısından dengeleyici bir rol oynadı.

FİNANSMANA ERİŞİM VE TALEP SORUNU DEVAM EDİYOR: Raporda, sektörde faaliyet gösteren firmaların en önemli sorunlarından birinin yüksek maliyetli ve kısıtlı finansman koşulları olduğu vurgulandı. Konut kredi faizlerinin yüksek seyretmesi, özel sektör yatırımlarının yavaşlamasına ve yeni projelerin ertelenmesine yol açtı. Bu durum, büyümenin kamu kaynaklarına bağımlı şekilde sürmesine neden oldu.

İNŞAAT MALİYETLERİ ARTIŞ EĞİLİMİNİ KORUYOR: Malzeme, işçilik ve enerji fiyatlarındaki yükseliş, sektörün üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. İthal girdilere bağımlı yapı, küresel jeopolitik gelişmelerden doğrudan etkileniyor ve maliyet artışlarını tetikliyor. Bu tablo, özellikle özel sektör yatırımlarında temkinli bir yaklaşımı beraberinde getiriyor.

YENİ KONUT ARZI SINIRLI KALDI: Yüksek faiz oranları ve artan üretim maliyetleri nedeniyle konut üreticileri temkinli bir tutum sergiliyor. Talep canlılığını korusa da yeni konut arzındaki yavaşlama, özellikle büyükşehirlerde arz-talep dengesizliğini derinleştiriyor.

Okumaya Devam Et

Trendler