GENEL
Saint-Gobain 3’üncü Sürdürülebilir İnşaat Barometre araştırması yayınlandı; Türkİye’NİN sürdürülebİlİr yapı karnesİ

Yayınlandı
3 hafta önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
Saint-Gobain’in Sürdürülebilir İnşaat Gözlemevi’nin küresel çapta hazırladığı 3. Sürdürülebilir İnşaat Barometresi, Türkiye’de sürdürülebilir inşaat konusundaki farkındalık seviyesinin yükseldiğini, ancak bu farkındalığın henüz yeterince somut adımlara dönüşmediğini ortaya koyuyor. Türkiye dahil 27 ülkede 4.000 profesyonel ve 27.000 kişinin katılımıyla hazırlanan bu araştırma, küresel çapta sürdürülebilir inşaata dair algıları, öncelikleri ve eksiklikleri gözler önüne seriyor.
Toplumların karşı karşıya olduğu demografik, sosyal, enerji ve iklimsel zorlukların kesişim noktasında yer alan inşaat sektörü, daha sürdürülebilir bir modele doğru dönüşümünü hızlandırma yollarını arıyor.
Yapı sektörü de kalite, dayanıklılık kriterlerinden ödün vermeksizin ve bireylerin sağlık ve refahına olumlu katkı sağlayan, iklimsel risklere karşı dirençli, düşük karbon salımı yapan ve herkes için erişilebilir konutlar sunan bir yapılaşma ortamı geliştirmeye çalışıyor. Bu ortama geçiş ise tüm endüstri paydaşlarının ortak taahhüdü olmadan daha sürdürülebilir bir modele geçiş yapmak mümkün değil.
Saint-Gobain, bu hedef doğrultusunda 2023 yılında Sürdürülebilir İnşaat Gözlemevi’ni kurdu ve son üç yıldır Occurrence–Ifop iş birliğiyle Sürdürülebilir İnşaat Barometresi’ni yayımlıyor. Bu yıl üçüncüsü kamuoyuyla paylaşılan barometre araştırması, sürdürülebilir inşaat alanında kaydedilen gelişmeleri ortaya koymayı ve ilerlemenin seviyesini ölçmeyi amaçlıyor.
Araştırma, Türkiye dahil küresel çapta sektörü temsil eden 4.000 paydaşa yöneltilen 24 sorunun yanı sıra, 27.000 vatandaşın görüşlerini içeriyor. Elde edilen bulgular, Türkiye özelinde ve küresel ölçekte sürdürülebilir yapıyı hızlandıracak temel kaldıraçları belirlemeye yardımcı oluyor.
Saint-Gobain Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Benoit Bazin: araştırma ile ilgili değerlendirmesinde “Sonuç çok açık: Sürdürülebilir inşaatın bir standart haline gelebilmesi için hemen harekete geçmeliyiz. Bu yaklaşımın hem vatandaşlar hem de sektör profesyonelleri tarafından daha iyi anlaşılması ve beklentilere tam anlamıyla entegre edilmesi gerekiyor. Çevresel etkilerinin ötesinde; konfor, sağlık ve yaşam kalitesi gibi alanlarda sunduğu somut faydalar ise ne yazık ki hâlâ yeterince bilinmiyor ya da göz ardı ediliyor. Bu dönüşümün yaygınlaşabilmesi için, kullanım alışkanlıklarını, yerel ihtiyaçları ve sahadaki gerçekleri gözeten, yerel koşullara uyarlanmış bütüncül bir küresel yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
Saint-Gobain Türkiye CEO’su Aykut Aydoğan, Barometre araştırmasının Türkiye sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “Saint-Gobain’in 360 yıllık küresel uzmanlığıyla hazırlanan bu barometre, Türkiye’nin sürdürülebilir inşaat alanındaki dönüşümüne yön verecek değerli bir yol haritası sunuyor. Elde edilen bulgular, ülkemizin bu alanda artık sadece kavramsal düzeyde değil, yapısal bir farkındalık ve eylem aşamasına geçtiğini ortaya koyuyor. Çevresel sürdürülebilirlik, giderek güçlenen toplumsal beklentiye dönüşürken; önümüzdeki dönemde sosyal sürdürülebilirlik odağında, sağlıklı, erişilebilir, uzun ömürlü ve yaşanabilir yapılar üretmeye yönelik bütüncül politikalar geliştirmek kritik önem taşıyor. Bu dönüşümün hız kazanmasında ise yerel yönetimler, özel sektör, yapı üreticileri ve eğitim kurumları arasında kurulacak güçlü iş birlikleri belirleyici rol oynayacak.”
Sürdürülebilir yapıyı küresel ölçekte hızlandırmaya yönelik bir analiz
2023 yılında 10 ülkede başlayan Sürdürülebilir Yapı Barometresi, bu sene 27 ülkeyi kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Barometre; profesyoneller, öğrenciler, yerel yöneticiler ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan geniş bir paydaş yelpazesinden toplanan verilerden oluşuyor. Bu yıl bir ilk olarak, sürdürülebilir yapı konusundaki tartışmalara 27.000 vatandaş da dâhil edilerek halkın sesi de duyulmuş oldu.
Araştırmadan çıkan dört temel bulgu
- Sürdürülebilir yapılara olan farkındalık artıyor, güçlü bir kamuoyu desteği buluyor.
- Daha büyük adımlar atma yönünde genel bir istek bulunuyor. Özel sektör tüm bölgelerde en meşru itici güç olarak görülüyor, ancak bölgesel olarak öncelikler farklılık gösteriyor.
- Sürdürülebilir yapı kavramı hâlâ büyük ölçüde çevresel boyut odağında ön plana çıkarken kullanıcı refahı geri planda kalıyor.
- Bilgi sahibi ancak yeterince donanımlı olmayan paydaşlar, somut gelişimin önünde engel teşkil edebiliyor.
Sürdürülebilir yapı konusunda artan farkındalık
Küresel çapta araştırma sonuçlarından çıkan sonuca göre paydaşların %67’si sürdürülebilir yapı kavramını iyi bildiğini belirtiyor. Bu oran geçtiğimiz yıla kıyasla 6 puanlık bir artış göstermiş durumda. Sürdürülebilir yapı uygulamalarının hayata geçirilmesinin acil bir öncelik olduğu görüşü ise %69 gibi yüksek bir oranda sabit kalıyor.
Vatandaşlar da bu görüşe katılıyor: %60 bu konuyu öncelikli bulurken, %95’i konuyu önemli olarak değerlendiriyor. Bugün esas mesele, bu yüksek düzeydeki farkındalığı somut adımlara dönüştürmek ve bunu yaparken yerel farklılıkları dikkate almak.
Sürdürülebilir inşaat kavramına ne derece aşinasınız?” sorusuna Türkiye’den gelen yanıtlar, toplumun bu konuya olan farkındalığını ortaya koyuyor. Katılımcıların %45’i “Evet, yakından aşinayım.” yanıtını verirken, %43’ü “Evet, duydum ama tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyorum.” dedi. “Hayır, hiç duymadım.” diyenlerin oranı ise %13’te kaldı. Bu veriler, Türkiye’de sektörün %88’inin sürdürülebilir inşaat kavramıyla bir şekilde temas kurduğunu gösteriyor. Ancak küresel ortalamayla karşılaştırıldığında, Türkiye’nin bu oranın gerisinde kaldığı görülüyor. Buna rağmen, ülkede sürdürülebilir inşaat konusundaki farkındalık seviyesinin son yıllarda kayda değer biçimde arttığı söylenebilir.
Sektörün dönüşümünü hızlandırma konusunda özel sektörün rolü öne çıkıyor
Paydaşların %87’si, sürdürülebilir yapılaşma ile ilgili daha büyük adımlar atılması gerektiği konusunda hemfikir. Değer zincirinin başında yer alan tasarım sürecindeki aktörler kilit rol üstleniyor: Paydaşların %56’sı mimarları ve mühendislik ofislerini en önemli aktörler olarak tanımlarken, %44’ü inşaat şirketlerini kilit oyuncu olarak görüyor.
Türkiye’de toplumsal eğilim sürdürülebilir yapılara doğru pozitif yönelim gösteriyor. Ancak bu dönüşümün gerçekleşebilmesi için kamu politikalarının daha yönlendirici olması gerektiği ifade ediliyor. Türkiye’deki katılımcıların %41’i yerel yönetimlerin daha fazla sorumluluk alması gerektiğini savunurken, profesyonellerin %41’lik vatandaşların da %34’lük kesimi finansal teşviklerin bu yapıların yaygınlaşabilmesi için hayati önem taşıdığını belirtiyor. Ayrıca araştırmaya katılan profesyonellerin %30’u, vatandaşların da % 26’sı, sürdürülebilirlik sertifikasına sahip yapıların tercih edilmesi gerektiğini savunuyor.
Çevresel kriterler ön planda çıkıyor, sosyal kriterler ikinci planda
Paydaşlar kavramı daha iyi anladığını söylese de, sürdürülebilir yapı hâlâ öncelikle çevresel konularla ilişkilendiriliyor. İnşaatta enerji tasarrufu (%35) ve çevre dostu malzeme kullanımı (%31), sürdürülebilir yapının başlıca kriterleri olarak görülüyor.
İklimsel risklere karşı dirençlilik ise yükselen bir öncelik olarak dikkat çekiyor. Bu konu, geçen seneye göre 8 puan artışla %21’e ulaşarak en büyük artışı kaydetti. Bu önemin bölgelere göre farklılık gösterdiği görülüyor: Afrika (%35) ve Asya-Pasifik (%32) gibi iklim risklerine daha açık bölgelerde öncelik daha da yüksek.
Türkiye’de sürdürülebilir inşaat dendiğinde ise ilk akla gelen unsur çevresel etkiler oluyor. Katılımcıların %77’sı sürdürülebilirliği doğrudan enerji verimliliğiyle ilişkilendiriyor. Bunu %64 ile karbon ayak izinin azaltılması, %47 ile uzun ömürlü ve dayanıklı malzeme kullanımı izliyor.
Hem dünyada hem Türkiye’de sürdürülebilir yapının “insani” boyutu ise hâlâ yeterince benimsenmemiş durumda ve geri planda kalıyor. Hem paydaşların hem de vatandaşların yalnızca %16’sı sürdürülebilir yapıyı yaşam kalitesiyle ilişkilendiriyor. Oysa bu unsur, kavramın benimsenmesi ve yaygınlaştırılmasında kritik rol oynayabilir.
Farkındalık yüksek, ancak somut eylemlere dönüşümde eksikler var
Küresel çapta her ne kadar paydaşlar sürdürülebilir yapı kavramına hâkim olduklarını söylese de, sadece %28’i konuya tamamen hâkim olduğunu belirtiyor ve profesyonellerin yalnızca %35’i bu alanda özel eğitim almış durumda. Bu eksik bilgi, somut adımların sınırlı kalmasını da açıklayabilir.
Türkiye’de ise profesyoneller, akademisyenler ve öğrencilerden oluşan grupta sürdürülebilir inşaata yüksek aşinalık göze çarparken, vatandaşta bu oran daha düşük kalıyor. Örneğin profesyonel kesimde “kavrama yakından aşinayım” diyenlerin oranı %64’ün üzerindeyken, vatandaşta bu oran %34 seviyelerine düşüyor. Bu durum, sürdürülebilir inşaata ilişkin bilginin sektörel birikimle paralel seyrettiğini gösteriyor.
Araştırmanın bulgularına göre dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sürdürülebilir inşaat alanında güçlü bir potansiyelin var olduğunu, ancak bu potansiyelin etkin şekilde hayata geçebilmesi için hem teknik hem de toplumsal düzeyde daha kapsayıcı bir dönüşüme ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor.
SAINT-GOBAIN HAKKINDA
Sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümlerinde dünya lideri olan Saint-Gobain, inşaat ve endüstriyel pazarlara yönelik malzemeler ve hizmetler tasarlamakta, üretmekte ve dağıtmaktadır. Kamu ve özel binaların yenilenmesi, hafif inşaatların, inşaatların ve endüstrinin karbondan arındırılması için kesintisiz bir inovasyon süreciyle geliştirilmiş bütünleşik çözümler sunarak sürdürülebilirlik ve performans sağlar. 2025 yılında kuruluşunun 360. Yılını kutlayan Grubun tüm faaliyetleri ve taahhütleri var olma amacına “MAKING THE WORLD A BETTER HOME” hizmet etmektedir.
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi

Yayınlandı
40 dakika önce-
Eylül 19, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Elite World Hotels & Resorts, franchise iş modeliyle büyümeye devam ediyor. Zincir, rezidans kategorisindeki yeni oteli Elite World Residence İstanbul Başakşehir için Hayat Group İnşaat ile anlaşma imzaladı.
Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, rezidans konseptindeki otellerine bir yenisini daha ekledi. Zincir, bu kapsamda İstanbul’un gelişen bölgesi Başakşehir’de Hayat Group İnşaat ile Elite World Residence İstanbul Başakşehir projesi için franchise anlaşması imzaladı.
Konforlu Yaşam Alanları ve Geniş Sosyal Olanaklar
2027 Ocak ayında kapılarını açması planlanan Elite World Residence İstanbul Başakşehir, 45 otel odası ve 70 rezidans dairesi ile misafirlerini ağırlayacak. 2 bloktan oluşan ve 15 katlı ana binası otel ve rezidans olarak konumlandırılan proje, 600 metrekare alana sahip spa ve fitness alanı, 250 metrekarelik restoranı, açık alışveriş alanı, havuzu ve 400 kişilik 2 toplantı salonuyla iş ve tatil amaçlı konaklamalar için ideal bir deneyim sunacak. İstanbul Havalimanı ve Taksim’e 30 kilometre, Çam Sakura Hastanesi’ne yürüme mesafesinde yer alan proje, hem uzun hem de kısa süreli konaklamalarda iş seyahati, tatil ve sağlık turizmi hedef kitlesine hitap edecek şekilde tasarlandı.
Yeni Dönem İçin Güçlü Adım
Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu, “Elite World Hotels & Resorts olarak, markamızı Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarına taşımak için yatırımcılarımızla güç birliği yapmaya devam ediyoruz. Yeni otelimizle birlikte sadece konaklama değil; bulunduğumuz şehre değer katacak, istihdam ve turizm potansiyeli yaratacak adımlar atıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, zincirimizin rezidans konseptindeki 3. oteli olarak sürdürülebilir büyümemizin örneğini teşkil ediyor. Misafirlerimizin ihtiyaçlarına uygun konfor ve hizmet standartlarımızı her geçen gün daha geniş bir kitleyle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Elite World Hotels & Resorts CEO’su Orkun Petekçi ise “Bugün imza attığımız bu anlaşma, franchise iş modeliyle büyüme stratejimizdeki kararlılığımızın önemli bir örneğini oluşturuyor. Zincirimizin İstanbul’daki 9’uncu oteli olacak bu tesis, portföyümüzdeki çeşitliliğin de önemli bir parçası olacak. Yeni otelimizin, İstanbul turizminin gelişimine katkı sağlayacağına ve markamızın büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Yatırımcılarımızın vizyonunu Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle buluşturarak güçlü ve sürdürülebilir büyümeye devam ediyoruz.” diye konuştu.
Hayat Group İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Abdel Halim ise yatırımla ilgili olarak şunları kaydetti: “Gayrimenkul ve karma yaşam projelerinde edindiğimiz deneyimi, turizm sektörünün güçlü markalarından Elite World ile yeni bir boyuta taşıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, grup olarak markalı otel ve rezidans projelerimizdeki ilk büyük adımımız olacak. Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle bölgeye ve İstanbul’a değer katacağımıza inanıyoruz.”
GENEL
Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor

Yayınlandı
3 saat önce-
Eylül 19, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Günümüzde markaların tüketicilerle kurduğu ilişkinin doğası köklü bir değişimden geçiyor. Sadece kaliteli bir ürün ya da hizmet sunmak, müşterilerin güvenini kazanmak için artık yeterli değil. Tüketiciler, markaların arkasındaki değerleri, iş yapış biçimlerini, toplumsal sorumluluklarını ve hatta kriz anlarında sergiledikleri tavırları daha yakından takip ediyor. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bilgiye erişimin hiç olmadığı kadar kolay hale geldiğini vurgulayan İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, şeffaf iletişimin markalara kazandırdığı avantajlara dikkat çekiyor.
Tüketicilerin yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığa öncelik veriyor
Şeffaf iletişimin artık bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Sibel Selvi, şunları söylüyor: Araştırmalar bu dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. NielsenIQ verilerine göre tüketicilerin yüzde 72’si, bir markanın amacını ve değerlerini açıkça ortaya koymasının satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini belirtiyor. Label Insight tarafından yapılan başka bir araştırma ise tüketicilerin yüzde 94’ünün şeffaf davranan markalara daha sadık kaldığını gösteriyor. Benzer şekilde WebFX’in yayımladığı istatistiklere göre tüketicilerin yaklaşık yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığı en önemli faktörlerden biri olarak görüyor. Bu oranlar, şeffaflığın artık marka değerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.
Güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişim
Peki, şeffaf iletişim neden bu kadar önemli? Öncelikle güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişimden geçiyor. Tüketiciler, markaların hatalarını gizlemesindense sorumluluk almasını ve çözüm yolunu şeffaf şekilde paylaşmasını tercih ediyor. Kriz dönemlerinde şeffaf iletişimi öncelik haline getiren şirketler, tüketiciler tarafından çok daha güvenilir bulunuyor. Bu da itibar yönetiminde şeffaflığın kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Bununla birlikte şeffaflık, müşteri sadakatini ve marka bağlılığını artırıyor. Şeffaf markalar yalnızca tercih edilmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketicilerin gözünde “savunulmaya değer” hale geliyor.
Şeffaflık, verilerin güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor
Elbette markaların şeffaflık konusunda adım atması kolay değil. Ölçülmesi güç veriler, farklı kültürel beklentiler ve rekabet kaygıları şirketlerin önüne önemli engeller çıkarabiliyor. Bu noktada şeffaflık sağlamak, birçok farklı aktörün verilerinin uyumlu ve güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor. Ancak bu süreçte bilgi eksiklikleri veya doğrulama sorunları yaşanabiliyor. Şeffaflık ile “ticari sırların korunması” arasındaki ince denge, markalar için zaman zaman kafa karıştırıcı bir alan oluşturuyor. Çok fazla bilgi paylaşımı rakipler için avantaj yaratabileceği gibi tüketicilerde de karmaşa doğurabiliyor. Bununla birlikte, dünyada öne çıkan uygulamalar şeffaf iletişimin doğru şekilde kurgulandığında markalar için ciddi bir değer yarattığını ortaya koyuyor. Vogue Business tarafından “radikal dürüstlük” olarak tanımlanan akım, markaların başarılarının yanı sıra hatalarını da samimiyetle paylaşmasını kapsıyor. Bu yaklaşım özellikle genç kuşak tüketiciler arasında büyük yankı buluyor.
Uzun vadeli başarının temel koşulu, şeffaf iletişim stratejisi
Gelinen noktada şeffaf iletişim stratejisi oluşturmak günümüz markaları için artık bir tercih değil, uzun vadeli başarının temel koşullarından biri. Tüketiciler markalardan dürüstlük, hesap verebilirlik ve samimiyet bekliyor. Bu beklentiyi karşılayabilen şirketler hem güven hem de sadakat kazanarak rekabette öne çıkıyor. Buna karşın şeffaflıktan uzak duran markaların, dijital çağda itibarlarını koruması giderek zorlaşıyor. Şeffaf iletişim, geleceğin güçlü markalarının olmazsa olmaz yapıtaşı olmaya aday görünüyor.
GENEL
GAYRİMENKULDE İLKLERİN MARKASI BİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE

Yayınlandı
3 saat önce-
Eylül 19, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
“Sektörde ilk yapay zekâ reklam filmi de Bizim Evler için hazırlanmıştı”
İhlas Holding İnşaat Grubu, binlerce aileyi ev sahibi yaptığı Ispartakule bölgesindeki Bizim Evler markalı projeleri için yeni bir reklam filmi hazırlattı. Şubat ayında yayınlanan ve gayrimenkul sektöründe ilk olma özelliği taşıyan yapay zekâ destekli reklam filmiyle büyük ses getiren marka, şimdi ikinci filmle bu yenilikçi yaklaşımı sürdürüyor. Bizim Evler için yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan her iki reklam filminde de yarım asra yakın tecrübesiyle Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.
İstanbul’da planlı şehir hayatının en başarılı örnekleri arasında yer alan Ispartakule bölgesinin, en güçlü inşaat firması İhlas Holding İnşaat Grubu, Bizim Evler markası için yapay zekâ teknolojisiyle yeni bir reklam filmi hazırlattı. Daha önce Şubat ayında hazırlanan ve büyük ses getiren reklam filmi, “Yapay zekâ teknolojisiyle gayrimenkul sektöründe hazırlanan ilk reklam filmi” olmuştu.
HER DETAYDA YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİ
Senaryodan müziğe, görsellerden metinlere kadar tüm aşamalarda yapay zekâ teknolojisiyle üretilen yeni reklam filminde, teslime hazır Bizim Evler 10 ve yapımı süren Bizim Evler 11 projesindeki 48 aylık vade kampanyası anlatılıyor. Bu öncü çalışmada, yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan ilk reklam filminde olduğu gibi yarım asra yaklaşan tecrübesi ve yenilikçi bakış açısına sahip Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.
GEÇMİŞTEN İLHAM, GELECEĞE VİZYON
Hazırlanan yeni reklam filminde, Bizim Evler projeleriyle özlenen mahalle kültürü ve komşuluk değerlerinin yeniden hayat bulduğu mesajı veriliyor. Ayrıca yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan yeni reklam filmiyle İhlas Holding İnşaat Grubu, tıpkı ilk filmde olduğu gibi teknoloji ile gayrimenkul sektörü arasında önemli bir bağ kurarak benzersiz bir müşteri deneyimi yaşatmayı hedefliyor.
Son Yazılar
- Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi Eylül 19, 2025
- Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor Eylül 19, 2025
- GAYRİMENKULDE İLKLERİN MARKASI BİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE Eylül 19, 2025
- Bodrum’un iklimlendirme alanında güvenilir proje merkezi, gelecek için harekete geçti Eylül 17, 2025
- Bosch Home Comfort’tan Kompakt ve Verimli Çözüm: Yeni Mini VRF Dış Ünite Air Flux AF4300A Eylül 17, 2025
- İspanya’nın mimarî mirası Tura’nın zarif çizgilerinde hayat buluyor Eylül 17, 2025
- TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanlığına Adil Sani Konukoğlu Seçildi Eylül 17, 2025
- Ravago Bina Çözümleri, Ravatherm taş yünü mekanik tesisat grubu ürün ailesiyle endüstriyel projelere değer katıyor Eylül 17, 2025
- Wilo Türkiye, Üretim Gücü ve Yatırımlarıyla Geleceğin Teknolojilerini Şekillendiriyor Eylül 17, 2025
- ASAŞ, IAA Mobility 2025’te Entegre Üretim Gücü ve Sürdürülebilir Çözümleriyle Öne Çıktı Eylül 16, 2025
- KOMBİ BAKIMI İLE HEM TASARRUF EDİN HEM DE KONFORUNUZU KORUYUN Eylül 16, 2025
- Robotlar kalıp montajında devrim yaratıyor Eylül 16, 2025
- İnform’un Yeni Monofaze Modeli Sinus PRO RT, Yüksek Performans ve Verimlilik Sunuyor Eylül 16, 2025
- Vanucci Mutfak’tan Fonksiyonelliği Estetikle Buluşturan Yaşam Alanları Eylül 15, 2025
- Hayat Holding’den üst düzey atama Eylül 15, 2025
Trendler
- RÖPORTAJ1 yıl önce
“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
- GENEL1 yıl önce
Alarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
- GENEL1 yıl önce
Sika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
- GENEL1 yıl önce
Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
- SEKTÖREL1 yıl önce
Doka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
- GENEL1 yıl önce
Irak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel
- GENEL1 yıl önce
İsra Portföy’ün Birinci ve İkinci GSYF İhraç Belgelerine SPK’dan Onay Geldi
- GENEL1 yıl önce
İzocam’dan evinizin ısısını yaz-kış dengede tutan yalıtım çözümleri!