GENEL
Rüknettin Küçükçalı: Mekanik Tesisatın Duayeni ve Gelecek Nesillerin İlham Kaynağı
Yayınlandı
1 yıl önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
Elazığ’da başlayan bir hayat, İTÜ’de mühendislik eğitimi ve Isısan’ın kuruluşuyla sektörde devrim yaratan bir yolculuğa dönüştü. Rüknettin Küçükçalı, gençlere ilham veren eğitmenliği, iş dünyasındaki yenilikçi adımları ve mekanik tesisat sektörüne yaptığı katkılarla hem bir lider hem de bir vizyoner olarak hatırlanıyor.
- Rüknettin Küçükçalı’nın çocukluk ve gençlik yıllarından bahseder misiniz? Hangi değerler ve ilkelerle yetişti?
Babam 2 Eylül 1950 yılında Elazığ’da dünyaya gelmiş ve çocukluğunun çoğunu Malatya’da geçirmiştir. Malatya’dan her zaman övgüyle bahsederdi. Derdi ki: “Bütün çocuklar tembihliydi. Sular dağlardan gelir, bir kanal ile bütün evlerin önünden geçerdi. “Bu su asla kirlenmeyecek!” “Neden?” “Çünkü komşuya gidiyor!”
Babam lise yıllarında hep ya okul birincisi ya da ikincisi olurmuş. Çok çalışkanmış ve boş durmayı hiç sevmezmiş. Yaz gelip de okullar kapandığında Sular İdaresi gibi bir kurumun yaptığı arazi ölçümleme işinde çalışırmış. Varlıklı bir aileden gelmesine rağmen bu çalıştığı dönemlerde üniversite için kurs parası biriktirirmiş.
Yani daha on altı, on yedi yaşlarındayken bile kendi ayaklarının üzerinde durmak isteyen, kafasına koyduğunu yapan, çalışmayı ve para kazanmayı, yani çalışarak para kazanmayı seven bir insanmış.
- Küçükçalı’nın İTÜ Makine Fakültesi’nde okuduğu yıllardan bahseder misiniz?
Babam 1967 yılında İTÜ Makine Fakültesi’nde eğitim hayatına başlamış. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin futbol sahası hafta içi öğrencilerin oynaması dışında özellikle cumartesi ve pazarları, hele tatillerde boş kalıyormuş. Babam orada ticari bir potansiyel görmüş ve okulun spor kulübünün yöneticileriyle görüşüp, çevredeki mahalleler arasında bir futbol turnuvası düzenleyeceğini, her takımdan da turnuvaya belirli bir katkı payı alacağını, bunun bir bölümünü okulun spor kulübüne vereceğini söylemiş. İdareciler de kabul edince, babam, Gümüşsuyu sahasında ‘Yaz Turnuvası’ adı altında bir turnuva düzenlemiş. Yani babam hem Teknik Üniversiteye yeni bir imkân sağlamış hem de Teknik Üniversite dışındaki insanların da spor yapmalarını sağlamış.
Babamın spor alışkanlığının tüm hayatı boyunca devam ettiğini görüyoruz. Onun için spor haftanın en az 5 günü yapılması gereken bir faaliyetti. İş hayatı boyunca güçlü bir takım ruhunun nasıl başarıya götürebileceğinin çok iyi bir örneğini gösterdiğine inanıyorum. Çalışanlarla futbol oynayarak, o takım ruhunu güçlendirecek ortamı yaratmış, şirketinin başarısında futbolu bir etken olarak değerlendirmiştir. İşe yeni bir eleman alırken onun spor yapıp yapmadığı, bir takım oyunu oynayıp oynamadığı gibi faktörleri de göz önünde tutmuştur. Babamın sporla ilgili bir sözünü paylaşmak isterim: “Yöneticiler spor yapsınlar. Fizik kondisyonunu, moral kondisyonunu da geliştirir. Psikoterapidir. Herkesin içinde biraz heyecan ve serserilik de olmalıdır”
- 1975 yılında Isısan’ı kurarken hangi zorluklarla karşılaştı ve bu zorlukları nasıl aştı?
Babam, Isısan’ı kurarken ve özellikle şirketin ilk yıllarında, bazı stratejik hatalar yapmış ve neticesinde de alınan bazı dersler olmuştur. 1975 yılında verilen bir genel vekaletnamenin, sonrasında O’na çok büyük problemler çıkarmasının ardından, alınan ilk ders: “Asla Genel Vekaletname verme” olmuştur. Bu olaydan sonra verilen tüm vekaletnamelerin mutlaka bir süresi (1 yıl) ve yapılacak işin detaylı tam tanımı olmuştur. (Şu adresteki sadece şu gayrimenkulün şu kişiye satışı için gibi…) Babamin “Tecrübe, yenilen kazıkların toplamıdır” diyerek, bana anlattığı hayat prensiplerinin birkaç tanesini paylaşmak isterim: “İmzaladığın her sayfayı oku.” İmzalanan her sayfa, nüshalar da dahil, dikkatle okunmalı ve asla boş yada tam doldurulmamış hiçbir kağıt imzalanmamalıydı.” Ve “Hiçbir şeyi çok isteme.” Eğer bir şeyi çok istersen, değerinden fazlasını ödemeye razı olmuşsun demektir” gibi birçok prensibi hala her zaman aklımdadır.
- Isısan firmasında çalıştığı yıllarda sektöre yaptığı en önemli katkılar nelerdir?
Bence babamın yaptığı işleri dört ana başlık altında toplayabiliriz. TTMD’nin kurulması, Isısan toplantıları ve kitaplar. Ama bence en önemlisi gençleri yetiştirmesiydi. Isısan bir okul gibiydi. Lise, üniversite eğitimleri, yabancı dil hepsi geleceğimiz için bir amaç, ama iş hayatı iş yaptıkça öğreniliyor. Bu yüzden de çalışmaya başladığınız yerin çok önemli olduğuna inaniyorum. Isısan’da çalışırken bir proje geldiğinde hepimizi çevresinde toplardı ve dakikalarca, saatlerce anlatırdı. Rakiplerinin bile saygı duyduğu bir özelliği de bilgisini paylaşmaktaki cömertliğiydi. Yani Isısan’da her gün, ders günüydü.
Ögretim sadece işle ilgili değildi, hayatla da ilgiliydi. İyi bilmediğin bir konuda bilirmiş gibi görünüp konuşmamak gerektiğinin dersini sık sık alırdık ve babam bunu hepimize çok güzel öğretti. Ayrıca yalanı, laf cambazlığını da hiç sevmezdi. Yanlış da yapsan, en kısa ve en dürüst bir şekilde söylemeliydin. O’nun gibi bir eğitmen var mıdır bu zamanda bilemem, ama Isısanda çalışmış olan herkesin şu anki yaşantısındaki disiplinini ve düzenini O’na borçlu olduğunu söyleyebilirim.
Babam bize hep yaptığımızdan çok daha iyisini yapabilecek kapasiteye sahip olduğumuzu söyler ve sürekli daha ileriye doğru iterdi… O dönem arkadaşlarımızın hepsi şimdi genel müdür, müdür, üst düzey yönetici veya şirket sahibi… Hepsi de çok başarılı. Konulara çok yönlü bakabilmemizi sağladı. Bir şeyin sadece önünü değil arkasındakileri de görebiliyoruz. Belki de babamın öğretmen yönünü en güzel eski Isısan çalışanı Güler Demirkan’ın şu sözleri özetliyor: “İlkokul mezunuyum, ama Rüknettin Bey’den çok şey öğrendim, O benim okulum oldu.”
- Rüknettin Küçükçalı’nın Türk Tesisat Mühendisleri Derneği’nin kuruluşunda nasıl bir rolü vardı?
Prof.Dr Ahmet Arısoy’un anlattığına göre babam özel bir ‘Problem gecesi’ başlatmış ve konusunda iyi olan birkaç kişinin de katılımıyla, sektörle ilgili konular tartışılmaya başlanmıştır. O zamanlar insanlar sahip oldukları bilgiyi saklarmış, dolayısıyla bilgiyi doğru kaynaklardan toplamak çok zor olurmuş. Ama babamın bir araya getirdiği bu küçük grup birbirini kıskanmayan, bildiklerini paylaşan kişilerden oluşturulmuş. Böylece bu toplantılarda hem çok iyi ilişkiler kurulmuş hem de toplantıya katılan herkes çok ciddi oranda bilgi sahibi olmuş. Sonrasında bu toplantılar Isısan çatısının altına taşınmış ve boyutu büyümüş. Ayda bir kez, hafta sonu Isısan’ın Koşuyolu’ndaki binasında kalabalık bir katılımla yapılmaya başlanmış. Babam, TTMD’nin kurucularından biri olarak, TTMD’nin faaliyetleri belli bir noktaya gelince bu bilgi açısından faydalı toplantıları, TTMD toplantılarına dönüştürmüş. Daha sonrasında bu toplantılar İTÜ Makine Fakültesinde yapılmaya başlanmış.
- Balmumcu Isısan binasında düzenlenen Cumartesi Buluşmaları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Bu buluşmaların sektöre etkisi ne oldu?
Babam eskiden insanların bilgiyi saklaması ile ilgili hep şu sözü söylerdi. “Eski pehlivanlar üç biliyorsa, ikisini öğretir birini saklarmış”. Balmumcu merkez binasındaki konferans salonunda Isısan toplantıları olarak yeni bir seminer konsepti yaratmış. Ben bu toplantıların sektöre çok büyük yararı olduğuna inanıyorum. “Bilgi paylaştıkça çoğalır” sloganı ile bilgiler paylaşılmış ve babam da dahil herkes çok şey öğrenmiştir. Bu toplantıların bir başka faydası ise, sosyalleşme olmuştur. İnsanlar birbiriyle bu toplantılarda tanışmaya ve kaynaşmaya başlamışlardır. Bence bu toplantılar bu sektörün kenetlenmesine yol açmıştır. Babam her zaman “Bilgi çok çabuk eskiyor. Bilgiyi paylaşıp, hemen kullanmak, yaşama geçirmek gerekiyor” derdi.
- Isısan kitaplarından bahseder misiniz?
Kitaplarla ilgili konular önce seminerler dizisi olarak gerçekleştirildi. Babam konuları güncel gelişmelere göre özenle seçerdi. Bununla ilgili seminerler yapardı. Ayrıca, sektör ile ilgili yeni konuları sürekli araştırır, sektör dergilerinde yayımlanan makalelerini Isısan çalışmaları diye dosyalardı. Isısan çalışmalarının sayısı belli bir sayıya ulaşınca kitap haline getirilirdi. Takım çalışması prensibinde teorik ve pratik bilgilerin olduğu, sürekli güncelleştirilen bu kitaplar, Tesisat Mühendislerinin proje ve uygulama konularında yararlandıkları ulaşılabilir bilgi kaynakları olmustur. Bununla birlikte birçok üniversite öğrencisi okul yıllarında da bu kitaplardan yararlanmıştır. Böylelikle 18 yılda Mekanik Tesisat Mühendisleri ve Mimarlar için 32 adet ‘Isısan yayınları” başlığı altında kitap yayımlanmıştır.
Babamın, buhar tesisatı kitabı (İlk Isısan yayınları) önsözünde yazdığı gibi “Isısan, kitap ve yayınlarla bilgiyi paylaşarak, Türkiye’de on kişinin bir basamak atlaması yerine, tesisat ile ilgili herkesin bir basamak atlamasına katkıda bulunmayı hedeflemiştir.”
- Küçükçalı’nın firmasında tüketicilerle yakından ilgilenmesiyle ilgili ne anlatabilirsiniz?
Isısan’da inanılmaz bir servis hizmet anlayışı vardı. Aslında şimdilerde ‘Love Brand’ dediğimiz o sadakatı babam otuz yıl önce kafasında çözmüştü. Kendisine yıllardan bağımsız bir müşteri garantisi yaratmıştı. Yani siz on yıl önce iş yapmış olun, on yıl sonra arasanız bile mutlaka ilk günkü gibi sizinle ilgilenirdi. Babam için birçok yerde ‘Çok iyi mühendis’ denir ve bence bu çok da doğrudur fakat bir o kadar da çok iyi bir pazarlama ve satış dehası olduğuna inanıyorum.
Babamın hala sözleri aklımdadır:
“Müşteriye karşı saygılı ve terbiyeli, dürüst ve samimi, ilgili ve bilgili olmak uzun vadede kaliteli bir ortam yaratır ve başarıyı getirir.”
“Bir iş yapılmaya değerse, en iyi şekilde yapılmalıdır.”
“Müşteri aradığında hangi üslupla, kendini nasıl ifade ederse etsin, ‘Bize başvurmuşsa, size ihtiyacım var demek istiyor. Derhal yardımcı olmalıyız’
“Müşterilerinize ürün ve hizmetlerinizin olumlu yönlerini anlatın, ama olumsuz bir yönü varsa, bunu saklamayın. İnsanlar hangi durumda ne ile karşılaşabilir, bilmeliler. Kimseyi kandırmayın, müşterilerinizi hiç kandırmayın.”
“Müşteriyi kandırma lüksümüz yok, müşterisini kandıran, kendini kandırır”
- Onun en büyük hayali veya gerçekleştirmek istediği bir proje var mıydı?
Doğaya olan sevgisinden dolayı kullanılmadan atılan enerji miktarının en aza indirilmesi gerektiğine inanmış ve binaların enerji performansı, kimlik belgesi olması gerektiğini, sıfır enerjili binaların inşaa edilmesinin önemini ve Termik santrallerin atık ısısından yararlanmamız gerektiğini defalarca dile getirmiştir. 2010 yılındaki konuşmalarında Ambarlı Enerji Santralinin atık enerjisinin yılda 600 milyon USD olduğunu ve bu rakamın yılda 2 milyar USD’ı bulduğunu vurgulamıştır. .
Eski bayimiz ve yakın arkadaşı Ahmet Özaktaç ile birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından randevu alınmış, o zamanın bakanıyla tanışılmış ve Ambarlı’da doğal gaz çevrim santrallerindeki atık sudaki ısının geri kazanımı ve değerlendirilmesiyle ilgili bir proje sunulmuştur. Üstelik de bu projede Isısan’ın ticari açıdan hiçbir kazanımı söz konusu olmadan. Bunun gibi farklı konularda 50’ye yakın bakanla görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Ve ilginçtir, şimdilerde Ambarlı’nın sıcak atık suyu Esenyurt’ta çevrim santraline geliyor ve Esenyurt’ta bir mahalle sadece oradaki sıcak suyla ısınıyor. Babamın da dedigi gibi: “Türkiye’nin daha iyiye gitmesi için, herkesin yaptığı işi daha iyi yapma çabasında olması gerekir.”
- Onun en gurur duyduğu başarı hangisiydi?
Sıfır sermaye ile iş kurmak, bir işi yapmak, o işi de severek hakkıyla yapmak, hiç durmadan kendini geliştirmek ve öğrendiklerini mütemadiyen etrafındakilerle paylaşmak. Bence babamın iş hayatındaki tanımı buydu. Tabiki mükemmelliyetçiliğinden ve kontrolcülüğünden gelen sinirli yapısı ve başka hataları da vardı.
Ama eksiklerine ve hatalarına rağmen, hayatınızda hani bazı çok özel insanlar vardır, onları tanıdıkça, sevginiz, saygınız, bağınız ve hayranlığınız artar. İşte babam benim ‘Süper kahramanımdı.’
Hayatın akışında, onun yolunda ilerlerken, aklımda hep onun tembihleri yankılanıyor. Ve onu her geçen gün daha da fazla özlüyorum. Babamı anlatan anonim bir söz ile cümlelerimi sonlandırmak isterim: “Öyle bir hayatınız olsun ki, çocuklarınız hakkaniyet ve dürüstlüğü düşündüklerinde, akıllarına siz gelesiniz.” Kitabı keyifle okumanız dileğiyle….
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
İzocam’dan Farkındalık Çağrısı: “Enerji Tasarrufu Geleceği Korumaktır”
Yayınlandı
4 saat önce-
Ekim 28, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
31 Ekim Dünya Tasarruf Günü’nde, enerji tasarrufunun ekonomiye ve çevresel sorumluluğa katkılarına dikkat çeken İzocam, “Enerji Tasarrufu Geleceği Korumaktır” mesajı veriyor.
Geçtiğimiz günlerde yalıtım sektörünün ilk sürdürülebilirlik raporunu sektöre kazandıran lider marka, ikiz dönüşüm stratejisiyle de tasarruf bilincini tüm iş süreçlerine yansıtıyor.
Kuruluşunun 60’ıncı yılında “Biz Geleceğiz” mesajı veren Türkiye’nin lider yalıtım markası İzocam, 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü’nde enerji tasarrufunun ekonomiye ve çevresel sorumluluk bilincine katkılarına dikkat çekti. “Enerji Tasarrufu Geleceği Korumaktır” diyen lider şirket, enerjiyi korumanın ötesinde, geleceği korumayı da “tasarrufun en değerli biçimi” olarak tanımladı.
Enerji tasarrufunun en etkili yöntemlerinden biri olan yalıtımın, ısı kaybını önlemekle kalmayıp; enerji verimliliğini artırarak karbon salımını da azalttığını vurgulayan İzocam, 60 yıldır Türkiye’nin enerji tasarrufu bilincini yaygınlaştırmak için çalışıyor. Enerji ithalatının, ülke ekonomisi açısından önemli bir maliyet kalemi olduğunu belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeni de tüm ithalat içindeki yüzde 20-25 gibi ciddi bir paya sahip olan enerji ithalatıdır. Türkiye olarak milyarlarca dolar ödeyerek kullandığımız enerjiyi yurtdışından satın almaktayız. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 40’ı binalarda, yaklaşık yüzde 30’u sanayide, geri kalanı da ulaşım ve tarım gibi alanlarda kullanılmaktadır. Bu denli dışa bağımlı olduğumuz enerji tüketiminde tasarruf konusunda almamız gereken çok önemli bir yol bulunmaktadır” diye konuştu.
Bu zamana kadar sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir binanın, yalıtımsız bir binaya göre yüzde 60’ın üzerinde enerji tasarrufu sağladığını belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (nSEB) konsepti ile inşa edilen binalarda ise tüketilen enerjinin yüzde 90’a kadar azaltılabilmesinin mümkün olduğunu ifade etti. Bu yıl içerisinde binaların U değerlerini ve yalıtım kalınlıklarını düzenleyen TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı’nın güncellendiğini de belirten Savcı, yönetmelik değişikliği ile birlikte enerji verimliliğinde en az yüzde 25 artış sağlandığını kaydetti.
Ruhsat sayılarına bakıldığında Türkiye’deki binaların yüzde 25’inin yalıtım ile ilgili mevzuatların kapsamında olduğunu vurgulayan Savcı, “Unutmamak gerekir ki yalıtım kendini geri ödeyen bir sistemdir. Ülke ve hane ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra zararlı gaz salımlarının azaltılması ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Bu nedenle her zaman yalıtıma ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır” dedi.
Yalıtım Sektörünün İlk Sürdürülebilirlik Raporunu Yayımladı
Tasarrufu yalnızca kaynakları dikkatli kullanmak değil, geleceği korumak olarak tanımladıklarına dikkat çeken İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “60’ıncı yılımızda ‘Biz Geleceğiz’ diyerek çıktığımız bu yolda; inovasyon, teknoloji ve sürdürülebilirliği bir arada değerlendiriyor, ülkemize ve sektörümüze uzun vadeli değer kazandırmayı hedefliyoruz. Enerji verimliliğini kuruluş amacımızın merkezine koyduğumuz gibi, çevresel etkilerimizi azaltmak ve toplumsal katkımızı artırmak için somut adımlar atmaya devam ediyoruz” diye konuştu.
Bu yaklaşımın en güncel uygulamalarından birinin de Türkiye yalıtım sektöründe ilk kez İzocam tarafından yayımlanan 2024 Sürdürülebilirlik Raporu olduğunu belirten Murat Savcı, “Global Reporting Initiative (GRI) 2021 Evrensel Standardı’na uyumlu olarak hazırlanan raporumuz; İzocam’ın çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) performansını şeffaf biçimde ortaya koymaktadır. 60’ıncı yılımızda yayımladığımız bu rapor, şirketimizin sürdürülebilirlik vizyonunu verilerle destekleyerek hem sektörümüze hem de ülke ekonomimize örnek bir model sunmaktadır” dedi.
İkiz Dönüşümle Tasarruf Bilincini İş Süreçlerine Yansıtıyor
Tasarruf bilincini iş süreçlerine de yansıtan İzocam, “ikiz dönüşüm” olarak adlandırılan dijitalleşme ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini eş zamanlı olarak ilerletiyor. Yapay zekâ destekli üretim süreçleriyle verimliliği artıran şirket, sıfır atık yaklaşımıyla da çevresel ayak izini azaltıyor.
Bu kapsamda 2020 yılından bu yana üretimden satışa, müşteri ilişkilerinden enerji yönetimine kadar tüm süreçlerini dijitalleştiren İzocam, en modern ERP (kurumsal kaynak planlama) sistemine geçerek operasyonel verimliliğini artırdı; veri analitiği, RPA (robotik süreç otomasyonu) ve yapay zekâ tabanlı projelerle karar alma süreçlerini güçlendirdi. 2023 yılı sonunda devreye alınan “Zero Waste to Landfill” (Düzenli Depolamaya Sıfır Atık) projesiyle ise, proses hurdalarının enerjiye dönüştürülmesini ve geri dönüştürülebilir atıkların ekonomiye kazandırılmasını sağlayarak Türkiye’de yasal zorunluluk olmadan bu uygulamayı hayata geçiren ilk şirketlerden biri oldu.
Camyünü ürünlerinde yüzde 80’e varan geri dönüştürülmüş malzeme kullanımıyla döngüsel ekonomiye katkı sağlayan İzocam, aynı zamanda tesislerinde uyguladığı WCM (World Class Manufacturing) modeliyle enerji tüketimini azaltan, CO₂ salımını düşüren ve çevresel etkiyi minimize eden projeleri hayata geçiriyor. Şirket, “ikiz dönüşüm” vizyonunu üretim sahasından topluma yayılan bir farkındalık alanına dönüştürerek, kaynakları korumanın da bir tasarruf biçimi olduğunu vurguluyor.
GENEL
Nexans’ın Solar Çözümleri, EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı’nda Sektör Profesyonellerinden Yoğun İlgi Gördü
Yayınlandı
6 saat önce-
Ekim 28, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Enerji sektörünün küresel öncülerini bir araya getiren EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı, bu yıl 8–10 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Elektrifikasyon alanında dünya liderlerinden Nexans, yenilenebilir enerji çözümleriyle fuarın en çok ilgi gören markalarından biri oldu.
Nexans standında sergilenen, güneş enerjisi santrallerine özel geliştirilen yüksek dayanımlı solar kablolar ve sürdürülebilir üretim teknolojileri, hem yerli hem de uluslararası ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekti. Nexans Türkiye ekibi, enerji dönüşümünün geleceğini şekillendiren teknolojilerini paylaşırken sektör profesyonelleriyle yeni iş birlikleri için önemli görüşmeler gerçekleştirdi.
Birçok ülkeden yüzlerce katılımcı firma ve profesyoneli bir araya getiren fuarda, Nexans Türkiye ekibi sektördeki önemli gelişmeleri ve son teknolojileri Nexans ziyaretçileriyle paylaştı.


Enerji dönüşümünde “Made in Türkiye” vizyonumuzla fark yaratıyoruz
Nexans Orta Doğu ve Afrika Bölge Başkanı Atilla Kurtiş, fuar kapsamında yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Türkiye, 2035 yılına kadar yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payını %55’e çıkarmayı hedefliyor. Biz de Nexans’ın 120 yılı aşkın global mühendislik mirasıyla bu dönüşüme Türkiye’den katkı sağlıyoruz. Denizli ve Tuzla fabrikalarımızda 25 yıl dizayn ömrüne sahip, uluslararası standartlara uygun ve zorlu çevresel koşullara dayanıklı solar kablolar üretiyoruz.
‘Made in Türkiye’ etiketiyle pazara sunduğumuz bu çözümlerimizde, PEP EcoPassport sertifikasıyla çevresel etkilerimizi şeffaf biçimde beyan ediyor; yangın güvenliğini en üst düzeyde sağlayan kablo çözümlerimizle bina ve çatı uygulamalarında fark yaratıyoruz.
Güneş enerjisi santrali yatırımlarının uzun ömürlü olması için UV, ozon ve suya karşı üstün dayanım sağlayan kablolar geliştiriyoruz. Türkiye’den dünyanın 50’den fazla ülkesine ihraç ettiğimiz çözümlerimizle yer aldığımız EIF’te, hem yerli hem de yabancı birçok iş ortağımızla güçlü bağlantılar kurmaktan mutluluk duyduk.”
GENEL
SİF, JCB Global Yöneticilerini Ağırladı: Türkiye Pazarında Yeni Büyüme Stratejileri Belirlendi
Yayınlandı
8 saat önce-
Ekim 28, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Türkiye iş makineleri sektörünün öncü ve köklü firmalarından SIF, 2026 yılında 70. kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlanırken, JCB’nin üst düzey yöneticilerini ağırlayarak önemli bir stratejik buluşmaya ev sahipliği yaptı. JCB’nin global yöneticileri Jose Luis Goncalves, Svetlana Petrova ve Ahmed Shouman’ın katılımıyla gerçekleşen bu anlamlı ziyaret, yalnızca iki şirket arasındaki güçlü iş birliğini pekiştirmekle kalmadı; aynı zamanda geleceğe yönelik ortak vizyonun da altını çizdi.
1956 yılında kurulan ve Türkiye’de iş makineleri sektörünün gelişiminde öncü rol üstlenen SİF, 70 yıla yaklaşan tecrübesiyle bugün yalnızca bir distribütör değil, aynı zamanda sektöre yön veren bir çözüm ortağı konumunda. 51 yıldır JCB ile süregelen stratejik ortaklık ise bu köklü geçmişin en önemli yapı taşlarından biri olarak öne çıkıyor.
5 Yıllık Yeni Dönem İçin Stratejik Hizalanma
Ziyaret kapsamında gerçekleştirilen toplantılarda, 2026 yılı hedefleri, bölgesel büyüme stratejileri ve pazardaki konumlandırma planları detaylı şekilde ele alındı. Özellikle son 5 yılda elde edilen pazar payı kazanımları ışığında, önümüzdeki 5 yıllık döneme dair net bir hizalanma sağlandı ve ortak aksiyon planları oluşturuldu. Bu yönüyle ziyaret, sadece geçmiş başarıların değerlendirilmesi değil, aynı zamanda geleceğin inşası açısından da kritik bir dönüm noktası oldu.
Toplantılarda alınan kararlar arasında; yerel pazarlardaki etkinliği artıracak stratejik yaklaşımlar, müşteri memnuniyetini en üst düzeye taşıyacak yenilikçi çözümler ve iş birliğini daha da ileriye taşıyacak somut adımlar yer aldı. Türkiye genelinde yaygınlaşan satış ve servis ağı, saha ekiplerinin yüksek motivasyonu ve JCB ile olan stratejik uyum, bu hedeflerin hayata geçirilmesinde en büyük güç olarak öne çıktı.
SİF Genel Merkezi’nde gerçekleşen bu buluşma, aynı zamanda şirketin kurumsal dayanıklılığını ve sürdürülebilir büyüme vizyonunu da bir kez daha ortaya koydu. 70 yıllık geçmişinden aldığı güçle, sektördeki değişimlere hızla adapte olabilen, yenilikçi çözümler geliştiren ve müşteri odaklı yaklaşımıyla fark yaratan SİF, JCB ile olan uzun soluklu iş birliğini daha da ileriye taşımaya kararlı.
JCB’den SİF’e Güven Mesajı
JCB yetkilileri, ziyaret sonrası şu değerlendirmede bulundu: “JCB olarak, Türkiye pazarında markamızın SİF gibi köklü, güvenilir ve sektöre yön veren bir iş ortağının ellerinde olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. SİF’in profesyonel yaklaşımı, güçlü saha organizasyonu ve müşteri odaklı hizmet anlayışı, JCB’nin global değerleriyle tam uyum içinde. Bu güçlü iş birliğini daha da ileriye taşımak, Türkiye’deki varlığımızı daha sağlam temellere oturtmak ve müşterilerimize en yüksek değeri sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz.”
Bu önemli ziyaretin ardından yapılan ortak açıklamada, “SİF ve JCB olarak, geçmişten gelen güçlü bağlarımızı geleceğe taşıma konusunda tam bir uyum içerisindeyiz. Türkiye pazarındaki büyüme potansiyelini birlikte değerlendirmeye, müşterilerimize en yüksek değeri sunmaya ve sektördeki liderliğimizi daha da pekiştirmeye kararlıyız” mesajı verildi.
SİF, 70. yılına doğru ilerlerken yalnızca geçmiş başarılarını kutlamakla kalmıyor; aynı zamanda geleceğe dair güçlü bir vizyonla, daha yenilikçi, daha sürdürülebilir ve daha rekabetçi bir yapı inşa etmeye devam ediyor.
Son Yazılar
- İzocam’dan Farkındalık Çağrısı: “Enerji Tasarrufu Geleceği Korumaktır” Ekim 28, 2025
- Nexans’ın Solar Çözümleri, EIF Dünya Enerji Kongresi ve Fuarı’nda Sektör Profesyonellerinden Yoğun İlgi Gördü Ekim 28, 2025
- SİF, JCB Global Yöneticilerini Ağırladı: Türkiye Pazarında Yeni Büyüme Stratejileri Belirlendi Ekim 28, 2025
- Dört Mevsim Konfor için Düzenli Klima Bakımı Şart Ekim 27, 2025
- Türkiye’nin ilk ‘Platin’ CSC Sertifikalı çimento fabrikası olan Limak Anka Çimento Fabrikası’na sertifikası takdim edildi Ekim 27, 2025
- TMB, 2025 Yılının Üçüncü Çeyreği İçin İnşaat Sektörü Analiz Raporu’nu Yayımladı Ekim 27, 2025
- Jotun’un 2026 Global Renk Koleksiyonu “Yaşayan Mekanlar” Hikayenizi Yaratmanız İçin İlham Oluyor Ekim 27, 2025
- DemirDöküm, yeni ademiX’i satışa sundu Ekim 27, 2025
- Kayalar Kimya’dan Elazığ’a Güneş Enerjisi Yatırımı Ekim 24, 2025
- Limak Çimento, Anka Fabrikası ile Türkiye’de CSC Platinum sertifikasına sahip ilk ve tek şirket oldu Ekim 24, 2025
- Marshall Boya’nın Genel Müdürü Özgür Orçunus Oldu Ekim 24, 2025
- Kalebodur’un Yenilik Budur Lansmanı, GIGI AWARDS’ta En İyi Lansman Deneyimleri Arasında Yer Aldı Ekim 24, 2025
- Creavit’ten Yeni Nesil Gömme Rezervuar Ekim 24, 2025
- Vaillant Group Türkiye Satış Sonrası Hizmetler Direktörlüğü’ne Serdar Gartel Atandı Ekim 24, 2025
- Zorlu Enerji, EPDK’dan 20 Yıllık Toplayıcı Lisansı Aldı Ekim 24, 2025
Trendler
RÖPORTAJ1 yıl önce“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
GENEL1 yıl önceAlarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
GENEL2 yıl önceEnerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
GENEL2 yıl önceSika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
GENEL12 ay önceSektörel Liderlikte Bir Adım Daha: Hareket, Heavy Lift Awards’da İnovasyon Ödülü Aldı!
SEKTÖREL2 yıl önceDoka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
GENEL1 yıl önceİsra Portföy’ün Birinci ve İkinci GSYF İhraç Belgelerine SPK’dan Onay Geldi
GENEL1 yıl önceIrak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel









