RÖPORTAJ
İzocam, Türkiye’nin Yalıtım Lideri Olarak Büyümesini Sürdürüyor

Yayınlandı
8 ay önce-
Yazar:
yapiinsaatdergisi
60. Yılında Türkiye yalıtım sektörünün öncüsü olan İzocam, 5 farklı tesiste geniş ürün yelpazesiyle üretime devam ediyor. ISO ilk 500’de yükselişini sürdüren marka, sürdürülebilirlik ve inovasyon odaklı projeleriyle sektörde fark yaratıyor.
- Global ölçekte ve bölgesel olarak markanızın/firmanızın genel değerlendirmenizi alabilir miyiz? Sektördeki konumunuz ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye yalıtım sektörünün öncüsü İzocam, 1965 yılında kurulmuştur. Ülkemizde yalıtım malzemelerinin üretimi İzocam’ın kuruluşu ile başlamıştır. Yaklaşık 60 sene önce Gebze’de ilk camyünü tesisimizle başlayan yolculuğumuz, bugün 5 farklı tesisimizle gerçekleştirdiğimiz üretimlerle devam etmektedir. 61 bin m²’lik alana sahip olan Dilovası tesisimizde Taşyünü, 86 bin m²’lik alanda bulunan GEBKİM tesisimizde ekstrüde polistiren (Foamboard), ekspande polistiren (İzopor) ve İzocam Tekiz markası altında yalıtımlı sandviç panel üretmekteyiz. Eskişehir tesisimizde ise, 20.000 m²’lik alanda yaptığımız üretimle elastomerik kauçuk (Optiflex ve İzocamflex) ve polietilen yalıtım ürünlerimizle ısı, ses yalıtımı ve yoğuşma kontrolü sağlamaktayız. 131 bin m²’lik alanda bulunan Tarsus tesisimizde yıllık 55 bin ton kapasite ile yüksek ısı ve ses yalıtımı ile yangın güvenliği sağlayan camyünü imal etmekteyiz. 220 bin m²’lik alanda bulunan Kayseri tesisimizde de taşyünü üretimi yapmaktayız.
Kurulduğumuz günden bu yana ürün kalitemiz, çevreye saygılı üretimimiz, yalıtım bilincini geliştirmek için yaptığımız çalışmalar ve uzun yılların deneyim ve tecrübesi ile pek çok alanda elde ettiğimiz başarılarla birlikte ISO ilk 500’de daima yerimizi almaktayız. Diğer taraftan insan odaklı çalışma anlayışını benimseyen bir markayız. Yaklaşık 800 kişi istihdam ediyoruz. 2018 yılından beri Top Employer (En İyi İşveren Markası) sertifikasına sahip olan bir firma olarak, çağın gerekliliklerine uygun ve yeni neslin ihtiyaçlarını karşılayan çözümler tasarlayıp geliştirmeye de devam etmekteyiz.
Günümüzde, ülkemizde yalıtım sektöründe 7 farklı ürünü aynı çatı altında üretebilen tek şirket konumunda yer almaktayız. Geniş ürün yelpazesine sahip ve her ihtiyaca uygun yalıtım çözümleri sunabilen öncü bir markayız. Zeminden, cephe ve çatıya, duvar ve döşemeden tesisata kadar her uygulama alanına uygun nitelikli yalıtım malzemeleri üretmekteyiz. Bunların yanı sıra; sanayi tesislerinden gemi sektörüne, termik santrallerden akustik panellere, vagonlardan evlerimizde kullanılan fırınlara, yangın kapılarından güneş kolektörlerine kadar geniş bir alanda ısı ve ses yalıtımını, yangın güvenliğini sağlayan ürünlerimiz ile diğer üreticilere de malzeme temin etmekteyiz.
- 2024 yılı için, sektörümüzdeki en belirgin trendler ve firmanız özelinde en belirgin değişimler neler oldu? 2024 yılı nasıl geçti, kısa bir bilgilendirme alabilir miyiz?
Güvenli ve enerji verimli binaların inşasında önemli bir sorumluluk üstlendiğinin bilinciyle çalışmalarına yön veren Türkiye yalıtım sektörü, aynı zamanda ülkemizin ekonomisine ve istihdamına önemli katkılar sağlamaktadır.
2024 yılına üretimden satışlarda 2 milyar dolara, toplam yalıtım sektörünün tüm hizmetleri dahil olmak üzere 7 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaşarak adım atan sektörümüz, söz konusu büyüklüğümüzün yanı sıra direkt ve dolaylı olarak yaklaşık 150 bin kişilik bir istihdam oluşturarak ülkemizin kalkınmasında etkin rol almaktadır.
Sektörümüzdeki eğilim ve trendleri incelediğimizde sürdürülebilirliğe katkı sağlayan, enerji kullanımını azaltan, yüksek ısıl konforun yanı sıra ses ve su yalıtımı da sağlayan, yenilenebilir enerji sistemleri ile uyumlu, yangın güvenliğini artıran ve aynı zamanda binaların depreme karşı mukavemetini koruyan son teknoloji yalıtım malzemelerine olan taleplerin gerek yurtiçinde gerekse dış pazarlarda arttığını görmekteyiz.
Ülkemizde ve faaliyet göstermiş olduğu ihracat pazarlarında yalıtım sektörünün öncüsü olan İzocam olarak, 2024 yılı boyunca “Bugünlere Yalıtım, Yarınlara Yatırım” sloganıyla hareket ederek hedeflerimizi yakaladığımız bir yılı geride bıraktık. Uzun yılların deneyim ve tecrübesi ile elde ettiğimiz başarılar sayesinde 2024 yılında da bir önceki yıla oranla 37 basamak daha yükselerek ISO ilk 500’de yer almış durumdayız. Yıl boyunca sektördeki liderliğimizi güçlendirmek için farklı çalışmaları bir arada yürüttük. Hem yaptığımız yatırımlarla hem de sektörü yalıtım ve enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirmeye devam ederek satış hacmimizi ve aynı zamanda karlılığımızı artırdık. Yıl boyunca Çevre İş Sağlığı ve Güvenliği ile sürdürülebilirliğe hizmet eden projelere, belgelendirme çalışmalarına ve operasyonel mükemmelliğe hizmet eden dijital yatırımlara odaklandık.
Türkiye’nin en büyük ve en köklü yalıtım üreticisi olarak, yaptığımız çalışmalarla iddialı projelerde çözüm ortağı olurken, her ihtiyaca uygun şekilde sunduğumuz ürünler ve çözümlerle, büyük projelerin yalıtım danışmanlığı rolünü üstlenmeyi sürdürdük. Bu kapsamda 6 Şubat Depremi sonrasında yapımına başlanan toplu konutlara yönelik üretim ve sevkiyat çalışmalarımızı daha da hızlandırdık. Uzman ekibimizle deprem bölgesinde saha taraması ve projelendirme çalışmaları gerçekleştiren firmamız, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Kilis ve Malatya’da yapımı devam eden toplu konut projelerinin çözüm ortağı olarak başarılı çalışmalara imza attı. Deprem sonrası inşaatına başlanan konutlarda temel, cephe, komşu duvarlar, çatı ve tesisat detaylarında kullanılan yalıtım ürünlerimizle, enerji tasarrufuyla birlikte konfor sağlarken bina sağlamlılığına da katkıda bulunduk.
- 2025 yılı sektörel ön görünüz doğrultusunda, başlıklarınız ve belirlediğiniz hedefleriniz neler olacaktır? 2025 yılında sektörümüzdeki gelişmeler ve markanızdaki/ürünlerinizdeki yenilikler neler olacak? Kısaca, 2025 nasıl geçecek, beklentinizi öğrenebilir miyiz?
Geride bıraktığımız sene hacimsel büyümesini koruyan yalıtım sektörümüzün küresel bir üretim merkezi olma yolunda ilerlediğini büyük bir gururla görmekteyiz. Mevcut ülke koşullarını, komşu ülkelerdeki gelişmeleri ve ekonomik süreçleri dikkate aldığımızda yaklaşık 13 milyon m3 hacme sahip yalıtım pazarımızın 2025’te de büyüklüğünü koruyacağını düşünmekteyiz.
“Bugünlere Yalıtım, Yarınlara Yatırım” stratejisine faaliyetlerine devam eden İzocam olarak ise ilk kurulduğumuz günden bu yana olduğu gibi, 60’ıncı kuruluş yıldönümümüzü kutlayacağımız 2025 yılında da ülkemizin enerji verimliliği, sürdürülebilir üretim ve ekonomik kalkınma hedeflerine doğrudan katkı sağlayan çalışmalara öncülük etmeyi hedeflemekteyiz. 2025 yılı için belirlediğimiz “Biz Geleceğiz” mottomuzla İzocam’ın liderlik, güvenilirlik, çevre dostu, yenilikçi ve enerji verimliliğine odaklanan stratejik yaklaşımını geleceğe taşıyacağız.
Türkiye’nin ilk yalıtım malzemeleri üreticisi İzocam olarak, geleceğe yönelik stratejilerimizle uyumlu olarak aldığımız karar neticesinde önemli projelere ve yatırımlara imza atmaktayız. Bu kapsamda 2024 Kasım ayında Kayseri’de faaliyet gösteren His Yalıtım’ı bünyemize katmış bulunmaktayız. Stratejik bir hamle ile gerçekleştirdiğimiz Kayseri Tesisi yatırımımız yalıtım sektöründe son yıllarda gerçekleştirilmiş en büyük satın alma olmuştur. Kayseri’de 220 bin m² alan üzerinde kurulu bulunan yeni tesisimiz, halihazırda yıllık 80 bin ton üretim kapasitesine sahiptir. Üretim kapasitemizi önemli ölçüde artıran bu yatırım hamlemiz, sektördeki öncü konumumuzu pekiştirmemize de destek olmuştur. Üretim kapasitemizi güçlendirerek, çevre dostu üretim süreçleriyle ülkemizin enerji tasarrufu hedeflerine daha fazla katkıda bulunmaktan mutluluk duymaktayız.
Attığımız bu adımlar, İzocam’ın istikrarlı yükselişine ivme katmakla kalmayıp, yalıtım sektörü ve Türkiye ekonomisi için de oldukça değerli bir katkı sunacaktır. Yeni üretim tesisimizle birlikte enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik alanlarında Türkiye’nin hedeflerine çok daha fazla destek olmayı amaçlamaktayız. Özellikle ülkemizin doğu, kuzey ve güneydoğusundaki komşu ülkelere ihracat potansiyelini artırarak Türkiye’ye rekabet avantajı sunmayı; aynı zamanda bölgesel kalkınmaya ve istihdama daha fazla katkıda bulunmayı hedeflemekteyiz. Bu yatırımımızın son kullanıcılara en önemli katkısı ise daha geniş bir kitlenin kaliteli ürün ve hizmet almasının yolunu açacak olmasıdır.
Tüm bu katkıları sebebiyle İzocam’ın gelecek yıllardaki, orta ve uzun vadeli planlarının bir parçası olan Kayseri Tesisi yatırımımız, amaçlarımıza çok güzel bir şekilde hizmet etmektedir. Ancak elbette gelecek hedeflerimiz bu yatırımla sınırlı değildir. Gelecek yıllar için başka yatırım planlarımız da bulunmaktadır. Gerçekleştirdiğimiz bu yatırım adım adım planlarımızı uygulayacağımız anlamına gelmektedir.
Kayseri tesisimize yönelik diğer yatırımları devreye almak önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Kayseri Tesisi’mizdeki geçiş sürecinde ilk etapta Terrawool markasıyla üretime devam edeceğiz. CE belgesi ve EUCEB sertifikası başta olmak üzere gerekli akreditasyon ve belgelendirme prosedürlerinin tamamlanması ile İzocam markalı ürünlerimizi de burada üretmeye başlayacağız. Yeni tesisimizin SAP’ye entegre edilmesi amacıyla da tüm düzenleme aksiyonlarını belirleyerek, en kısa sürede bu kültürü oturtmak üzere altyapı çalışmalarını başlatmış bulunmaktayız. Aynı şekilde yıllardır tüm tesislerimizde kurumsal işleyişimizin ayrılmaz bir parçası haline gelen ve ‘Güvenlik Seninle Başlar!’ sloganıyla gerçekleştirdiğimiz Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği politikalarımızı bu tesisimizde de devreye alıyoruz. Önümüzdeki 3 yıl içinde yapacağımız ek yatırımlarla hem dijitalleşme, otomasyon, hem de makina ekipman modernizasyonu yaparak Türkiye’nin en modern tesislerinden biri haline getirmeyi planlamaktayız. Kısa ve orta vadede özellikle çevre, iş güvenliği, kalite ve verimlilik bakış açısı ile dünya çapında geniş benchmark proje deneyimimizi mevcut tesise uygulamak üzere hazırlıklarımız bulunmaktadır. Üretimde modernizasyon, otomasyonun artırılması ve kalitenin artırılması öncelikli yatırımlarımız arasında yer almaktadır. Mevcut üretim hatlarında verimlilik çalışmaları ile kaynak kullanımının optimize edilmesini de hedeflemekteyiz. Böylece İzocam’ın sürdürülebilirlik yaklaşımı çerçevesinde; çevreye, doğal kaynaklara ve ekonomiye dost üretim stratejimizi Kayseri Tesisimize de yansıtmış olacağız.
Bu yatırımımızla birlikte marka bilinirliğimizin ilk sırada olduğu Türkiye pazarında değişen üretim teknolojimiz ve iç pazarda tüm bölgelere stratejik yakınlıkta olmamız pazar payımızı büyük oranda arttıracaktır. İstanbul’da, Mersin’de ve Eskişehir’deki diğer üretim tesislerimizin de katkısıyla tüm iç pazarı kapsayan tedarik zincirimizi daha da güçlendirmeyi hedeflemekteyiz. Kayseri fabrikamız lokasyon olarak Türkiye’nin doğu bölgelerinde bulunan illerimize verdiğimiz hizmet kalitesini de üst seviyeye taşıyacaktır.
Özetleyecek olursam; Türkiye’nin en büyük yalıtım ürünleri üreticisi olarak, son yatırım hamlemizden de aldığımız ivme ile 2025 yılına üretim kapasitemizi güçlendirerek, ürün çeşitliliğimizi zenginleştirerek, tüm ürün gruplarında pazar payımızı artırma hedefiyle adım atmış bulunmaktayız. Sektöre kazandırdığımız kaliteli ve güvenli ürünlerin yanında, sahip olduğumuz uzmanlık ile bu yıl da alt yapı çalışmalarından havalimanlarına, enerji santrali projelerinden renovasyon projelerine, AVM’lerden fabrikalara, hastanelerden toplu konutlara kadar Türkiye’nin ve ihracat pazarlarımızın önde gelen projelerinde yer almak en temel hedeflerimiz arasında yer almaktadır.
- 2024 yılı ihracatınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Belirlenmiş olan yeni bölgelerdeki ilgili pazarlarda gerçekleştirdiğiniz yıllık ihracatınız ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Sürdürülebilirliğe katkı sağlayan inovatif vizyonumuzun neticesi olan sağlıklı, güvenli ve tasarruflu yalıtım ürünlerimizle gerek ülkemizde gerekse yurtdışındaki büyük projelerde tercih edilen bir firmayız. Her ihtiyaca uygun şekilde sunduğumuz ürün ve çözümlerimiz ile iddialı projelerin çözüm ortağı olarak yer almaktayız. Son 15 yılda 15 milyon metreküpten fazla ihracat gerçekleştirdik. Ülke ekonomimize sağladığımız katkılarla birlikte çevre dostu ve sağlıklı yalıtım çözümlerimizle sürdürülebilirliği de desteklemekteyiz. İhracat satışlarımız tüm ciromuz içinde yaklaşık %20’lik bir paya sahiptir. Bu sene 59 ülkeye 70’in üzerinde bayi ve müşterimizle hizmet vermekteyiz.
2024 yılını, ihracat faaliyetlerimiz açısından oldukça başarılı bir şekilde geride bıraktık. Özellikle ihracatımızın yoğunluk kazandığı çevre ülkelerdeki çeşitli olumsuzluklara rağmen, tonajlarımızı 2023 yılına kıyasla önemli ölçüde artırmayı başardık. Bu başarı, pazar koşullarındaki zorluklara rağmen güçlü stratejilerimiz ve esnek yaklaşımımız sayesinde elde edilmiştir. Özellikle Avrupa’daki mevcut ihracat pazarlarımızda sağladığımız performansla birlikte, yeni girdiğimiz pazarlarda da önemli bir ivme kazandık. Hem mevcut pazarlar hem de yeni fırsatlar, 2025 yılı için de umut verici bir gelişim göstermektedir.
- 2025 yılı için ihracat hedeflediğiniz yeni bölgelerdeki yeni ihracat stratejilerinizi öğrenebilir miyiz? Bu kapsamda ihracat odaklı yeni üretim / yeni ürün yatırımlarınız ile ilgili bilgi almak, kısaca 2025 yılı için ihracat beklentinizi de öğrenebilir miyiz?
2025 yılı için ihracatın ciromuz içindeki oranını artırma hedefi ile yeni pazar arayışlarımız aralıksız devam etmektedir. Kayseri’deki yeni taşyünü tesisimizde gerçekleştireceğimiz üretim de ilerleyen süreçte iç pazarda olduğu kadar dış pazar faaliyetlerimize yönelik önemli katkılar sunacaktır. Kayseri Tesisimiz, ülkemizin doğu, kuzey ve güneydoğusuna açılan bir bölgede yer almaktadır. Mersin Limanı’na yaklaşık iki yüz seksen kilometre uzaklıkta yer alması sebebiyle oldukça iyi bir konuma sahip olan bu tesisimiz, komşu coğrafyalara nakliye maliyetlerini azaltacağından, İzocam olarak aktif olduğumuz bölgelerde bize rekabet avantajı sağlayacaktır. Bu yatırımımızın özellikle de Ortadoğu pazarı ve BDT ülkeleri başta olmak üzere, Irak gibi komşu ülkelere ve Kuzey Afrika ülkelerine yönelik ihracat hedeflerimizde çok faydalı olmasını beklemekteyiz. Dolayısıyla, 2025 yılı içerisinde bu bölgelerde hızlı bir şekilde büyümeyi hedeflemekteyiz. Diğer ürün gruplarımızda da daha önce fazla aktif olmadığımız Kuzey Afrika pazarında büyümek öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır.
Öte yandan ihracat pazarlarımızda yaşanan enerji maliyetlerindeki artış eğilimi, yalıtım malzemelerine olan talebin giderek arttığı bir dönemi de beraberinde getirmektedir. Bu gelişme, yalıtım malzemesi arzında bir devamlılık ve sürdürülebilirlik sağlama potansiyeli taşımaktadır. Artan talep ve bu talebe yönelik stratejik planlamalar, ihracatımızda uzun vadeli büyüme sağlayacak bir zeminin oluşmasına olanak tanımaktadır. Bu bağlamda, gelecekteki arz dengelerini göz önünde bulundurarak, ihracata yönelik hedeflerimizi ve projelerimizi güçlendirmeye devam etmekteyiz.
- Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri doğrultusunda, 2024 yılında gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınız ile Sosyal Sorumluluk Projeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz? 2025 yılı Sürdürülebilirlik Vizyonunuz hakkında ve planladığınız Sosyal Sorumluluk Projeleriniz ile ilgili de bilgi almak isteriz.
İzocam olarak sürdürülebilirlik politikamız çerçevesinde; çevre ve insan sağlığını gözeterek geliştirdiğimiz ürünlerin yanında, tesislerimizde enerji yönetim sistemlerini uygulayarak ve çevresel ürün beyanlarıyla tesislerimizin çevresel koşullar ile uyumlu olmasını önemsemekteyiz. Tesislerimizin minimum çevresel etki ile çalışmalarını sağlayacak şekilde yatırımlarımıza yön vererek hem topluma hem de sektörümüze karşı üzerimize düşen görevi yerine getirmekteyiz.
Türkiye’nin ilk yalıtım üreticisi olarak, üretim süreçlerimizde sektörümüze örnek olan güncel projelerimizin başında 2022 yılından bu yana, tüm üretim süreçlerimizi dünya standartlarına taşımak amacıyla başlattığımız WCM (World Class Manufacturing – Dünya Sınıfında Üretim) vizyonumuz gelmektedir. İlk olarak 2023 yılının ilk yarısında XPS, EPS ve Sandviç Panel üretimi gerçekleştirdiğimiz Gebkim Tesisimizde, Kasım ayı itibariyle ise Tarsus Camyünü Tesisimiz ve Dilovası Taşyünü Tesisleri’mizde yapılan denetimleri başarıyla geçtik. Böylece üç tesisimiz de temel seviye rozeti almaya hak kazandı. 2024 yılı Haziran ayında ise Eskişehir Tesisimizde belgelendirme süreçlerini tamamlayarak tesislerimizi bu modele dahil etmeyi başardık. WCM metodolojisi ile yürüttüğümüz üretim sistemi projelendirmeleri süresince yalıtım sektörüne örnek olan pek çok önemli başarıya da imza attık. Bu kapsamda; iş ve çevre kazalarını sıfır noktasına getirdik, enerji tüketimini düşürdük, sürdürülebilirlik projeleri kapsamındaki CO2 salımı, su tüketimi ve atıkları azalttık. Bunlarla birlikte ürün kalitesi ve üretimde verimliliği artırırken, müşteri memnuniyetini yükselttik ve çalışan memnuniyetini ise düzenli olarak takip ederek, sürekli iyileşmesini sağladık. WCM modeli sayesinde, yüksek ve yoğun rekabet ortamının getirdiği maliyet baskısına rağmen, iş güvenliği, çevre güvenliği, yüksek ürün kalitesi, sürdürülebilirlik, yönetmelik ve standartlara tam uyumlu biçimde üretimler gerçekleştiren firmamız, yalıtım pazarındaki öncü pozisyonunu büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam etmektedir.
Ayrıca sürdürülebilirlik stratejilerimiz kapsamında tüm tesislerimiz “Sıfır Atık Belgesi” ile faaliyet göstermektedir. İlk olarak 2021’in Temmuz ayında İzocam Tarsus Tesisi’mizin aldığı bu belgeyi, 2022 yılı itibariyle tüm tesislerimiz almaya hak kazanmıştır. T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen bu belge; tesiste, israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun engellenmesini veya asgariye indirilmesini, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanmasını ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan bir dizi sürecin tamamlanmış olduğunu ifade etmektedir.
İzocam olarak, geçen yıl önemli bir sosyal sorumluluğu gerçekleştirmek amacıyla sosyal ve çevresel açıdan önemli bir hedef daha belirledik ve “Zero Waste to Landfill” (Düzenli Depolamaya Sıfır Atık) projesine imza attık. Sürdürülebilirlik çalışmalarımız kapsamında 2023 yılı sonu itibariyle gerçekleştirdiğimiz bu proje ile çevreye karşı olan duyarlılığımızı bir adım daha ileriye taşıdık. Böylece, yıllardır atık yönetimi uygulanan tesislerimizde, proses hurdalarının da enerji üretimi için kullanıma geçirilmesi hedeflerimize ulaştık. “Düzenli Depolamaya Sıfır Atık”; atık oluşumunun azaltılması, atıkların yeniden kullanılması ve geri dönüştürülmesi gibi sürdürülebilir uygulamalar yoluyla mümkün olduğunca fazla atığı atık depolama alanlarından uzaklaştırmayı ifade etmektedir. Bu proje ile proseslerimizden oluşan atıkları asgariye indirmekte, tekrar kullanmakta, tekrar kullanamadığımız geri dönüştürülebilir atıklarımızın kaynağında ayrı toplayıp geri dönüştürülmesini desteklemekteyiz. Kullanılan ambalajlarda %70 oranında geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ambalajlar tercih etmekteyiz. Geri dönüştürülemeyen atıklarımızın ise enerji kaynağı olarak farklı sektörlerde kullanılması yoluyla geri kazanılmasını sağlamaktayız. Böylece tüm atıklarımızı sürdürülebilir bir yaşam döngüsüne sokmaktayız. Tesislerimizde çıkan atık türleri ve “Düzenli Depolamaya Sıfır Atık” kapsamında değerlendirildiğimiz atıklar; plastik, kağıt, karton, tahta, metal, elektronik atık, varil, atık yağ, kimyasallar ile kontamine olmuş atıklar ve proses hurdalarıdır. Tüm atıklar dokümante edilmiş atık yönetimi süreç ve prosedürlerini etkin bir şekilde yerine getirerek lisanslı firmalara gönderilmektedir. Bunlar arasında yer alan plastik, kağıt, karton, tahta, metal, elektronik atık, varil ve atık yağlar tekrar kullanım amacıyla geri dönüşüme gönderilirken, proses hurdaları, kimyasallar ile kontamine olmuş atıklar da enerji üretimi için kullanılmaktadır. İzocam olarak, Türkiye için yasal bir zorunluluk olmayan “Düzenli Depolamaya Sıfır Atık” projesi ile hedeflerimizden birini gerçekleştirmenin yanı sıra şirket olarak sahip olduğumuz yüksek çevre bilinci hedefimize ulaşmanın gururunu da yaşamaktayız.
Sürdürülebilirlik yaklaşımımız, tedarik zinciri operasyonlarımızda da etkili olmaktadır. İzocam olarak iç ve dış tedarikçiler ile çalışmaktayız. Tüm tedarikçilerimiz için rekabetçi maliyetler ve sürdürülebilir kalite kriterleri öncelikli tercih sebebi olmakla birlikte tedarikçilerimizin, çevre ve enerji başlıklarına bakışları da bizler için seçim kriterleridir. Kalitenin sürekliliği ve geliştirilmesi hususunda tedarikçilerimiz ile beraber çalışmalar yapılması ve karşılıklı tecrübelerden faydalanılması ticari ilişkimizin vazgeçilmez parçasıdır. 6 ayda bir yaptığımız tedarikçi değerlendirmelerimizde tedarikçilerimizden, kalite, çevre, iş sağlığı ve güvenliği, enerji verimliliği konularını içeren bir taahhütü imzalamalarını beklemekte, bu taahhüdü imzalayan firmalar ile öncelikli ve etkin olarak çalışmaktayız.
İzocam olarak kaynakların verimli kullanılması, iklim değişikliği ve sürdürülebilir yapıların inşası gibi, enerji tasarrufu, çevreyi koruma, yaşam kalitesini iyileştirme ve sosyal sorumluluk motivasyonu ile çalışmakta ve bunu kurum kültürümüzün merkezinde konumlandırmaktayız. Sürdürülebilirlik şirket içinde kapsamlı olarak ele alınmaktadır. 2030 hedeflerimize ulaşma yolunda yaptığımız çalışmaların 5 temel bacağı bulunmaktadır. Bunlardan ilki de kendi iç kültürümüzü sürdürülebilirliğe uyumlamak olarak belirlenmiştir. Bu nedenle 2021 yılında hazırladığımız yol haritamızda belirlediğimiz üzere 2022’den bu yana her sene grup şirketlerimizle birlikte “Sürdürülebilirlik Günü” düzenlemekteyiz. Bu günlerde çalışanlarımıza sürdürülebilirlik hakkında bilgilendirmeler yaparken, sürdürülebilirlik eylemleri ile ilgili yarışmalar organize etmekteyiz. Ayrıca iklim değişikliğinin etkilerini basit ama çarpıcı bir şekilde aktaran “İklim Bilmecesi” (Climate Fresk) adlı oyunu da iç eğitim kapsamında gerçekleştirmekteyiz. Şirket içinden belirlediğimiz 4 çalışanımız eğitimci statüsünde bu oyunu nasıl yürüteceklerini öğrendikten sonra, tüm çalışma arkadaşlarımızı bu öğretici aktiviteye dahil etti. İzocam olarak, iş yaptığımız paydaşlarımızla bir araya geldiğimiz platformlarda da sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirme faaliyetlerine özen göstermekteyiz. Bu konuda dış eğitimler vermenin yanı sıra grup şirketlerimizle iş birliği içerisinde bilgilendirme broşürleri hazırlayarak kullanıma sunmaktayız.
Kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerimizle de tüm çalışma arkadaşlarımızın sürdürülebilirlik yaklaşımımıza üst düzeyde katkı sağlamasına olanak tanımaktayız. Son dönemlerde çalışma arkadaşlarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerine birkaç örnek vermek isterim. Bunların başında, “Bugünlere Yalıtım, Sürdürülebilir Yarınlara Yatırım” mottosuyla kurduğumuz yelken takımı gelmektedir. Yelken takımımız, profesyonel yarışçıların yanında Sailmaster ekibinden temel yelken eğitimi almış çalışma arkadaşlarımızdan oluşmaktadır. 2024 yılında yarıştığı tüm trofelerde başarılı performans göstererek aldığı ödüllerle bizleri gururlandıran takımımız, sürdürülebilirliğe, küresel iklim değişikliği ile mücadeleye ve iyi yaşam hakkına dikkat çekmek amacıyla yelken açmayı sürdürmektedir.
İzocam’ın hikayesinin başladığı yaklaşık 60 yıl önce varoluş amacımızı, doğal kaynaklara zarar vermeden, can ve mal güvenliğini dikkate alarak, enerji tasarrufu ve konfor sağlayan çevreci ve sürdürülebilir yalıtım çözümleri geliştirmek olarak tanımlamıştık. Çıktığımız bu yolda, kaynakların verimli kullanılması, iklim değişikliği, sürdürülebilir yapıların inşası, enerji tasarrufu, çevreyi koruma ve yaşam kalitesini iyileştirme motivasyonu ile çalışan bir şirket olma özelliğimizi halen korumakta ve geleceğe taşımaktayız.
2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefimiz doğrultusunda sürdürülebilirliğe katkı sağlayan uzun vadeli hedeflerimizi hayata geçirebilmek için aksiyonlarımız devam etmektedir. Seragazı emisyonlarımızın azaltılması, su tüketimlerinin ve atıksu oluşumlarının sınırlandırılması, alternatif hammadde kaynaklarının üretim süreçlerine adapte edilmesi ve döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak birçok proje çalışması 2030 yılı ve 2050 yılı sürdürülebilirlik hedeflerimize uyum sağlamak için detaylı programlar halinde ele alınmaktadır.
- Röportajımızın sonuna eklemek istediğiniz mesajlar ve duyurular var mıdır?
Teşekkür ederiz.
Bunları da Beğenebilirsin
GENEL
Türkiye’de Yangın Güvenliği Yeni Standartlarla Güçleniyor: Uluslararası Uyum ve Yeni Nesil Çözümler

Yayınlandı
3 gün önce-
Ekim 17, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Form Endüstri Tesisleri Türkiye Satış Müdürü Sinan Arısoy
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’in 2025 güncellemeleriyle birlikte Türkiye’de yangın güvenliği standartları Avrupa normlarıyla daha da yakınlaştı. Form Endüstri Tesisleri, duman kontrolü ve doğal havalandırma çözümleriyle konut, ticari ve endüstriyel projelerde güvenlik ve konforu aynı çatı altında sunuyor.
- Türkiye’deki mevcut Yangın Yönetmeliklerinin uluslararası standartlarla uyumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de yangın güvenliği konusunda uzun süredir yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, 2025 yılında yayımlanan güncellemelerle uluslararası standartlarla daha güçlü bir uyum yakaladı. Biz, sektör temsilcileri olarak bu düzenlemelerin Avrupa normlarıyla paralellik taşımasının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte yönetmeliğimiz; endüstriyel tesisler hakkında çok detaylı bilgiler içermiyor. Özellikle kendi konumuz olan duman kontrolü hakkında tasarımcı ve uygulayıcılara net yön göstermektense, yoruma açık anlatımlar içeriyor. Bu nedenle de farklı şehirlerdeki itfaiye birimleri ruhsat açısından değerlendirirken farklı yorumlayabiliyorlar.
- Son yıllarda Türkiye’deki Yangın Güvenliği standartlarında öne çıkan değişiklikler nelerdir?
Son dönemde en dikkat çekici gelişme, 2025 yılı başında yapılan düzenlemeler oldu. Özellikle konut ve ticari binalarda yangın güvenliği ekiplerinin oluşturulması, acil durum planlarının güncellenmesi ve ekipman eksiklerinin yıl sonuna kadar tamamlanması zorunlu hale getirildi. Ayrıca, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan uygulama kılavuzları sayesinde hem tasarım hem de uygulama tarafında sektör oyuncularının sorumlulukları daha açık şekilde tanımlandı. Biz, bu değişikliklerin uygulamada yeknesaklığı güçlendirdiğini ve ulusal ölçekte güvenlik seviyesini yukarı taşıdığını gözlemliyoruz.
- Ülkemizdeki Yangın Güvenliği eğitimi ve bilinçlendirmesi, projeler kapsamında standartlara uyumda ne kadar etkili ya da yeterli düzeyde midir?
Eğitim ve bilinçlendirme alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyleyebiliriz. Üniversiteler, meslek liseleri ve özel eğitim merkezlerinde yangın güvenliği odaklı sertifika programlarının yaygınlaşması, sektör çalışanlarının teknik bilgi düzeyini artırıyor. Bununla birlikte, bizce hâlâ iyileştirilmesi gereken noktalar mevcut. Standartlara uyum, yalnızca mühendislik tasarımlarıyla değil, aynı zamanda sahadaki çalışanların doğru uygulamaları benimsemesiyle mümkün oluyor. Bu nedenle, periyodik eğitimlerin zorunlu hale gelmesi, denetlenmesi ve bilinçlendirme faaliyetlerinin sahaya daha güçlü şekilde yansıması gerektiğini düşünüyoruz.
- Denetim süreçlerinde en sık karşılaşılan Yangın Güvenliği eksikleri hakkında da bilgi alabilir miyiz?
Denetimlerde en sık karşılaşılan eksiklikler, yangın söndürme ve algılama sistemlerinin periyodik bakımının aksatılması, acil çıkış kapılarının uygun kullanılmaması ve tahliye yollarındaki işaretleme ile aydınlatmaların standartlara uygun olmamasıdır. Biz, bu eksiklerin çoğunlukla uygulama ve bakım süreçlerindeki ihmalden kaynaklandığını görüyoruz. Yönetmeliğin güncel hükümleriyle birlikte bu eksiklerin daha sıkı takip edilmesi ve yaptırımların devreye girmesi, güvenlik kültürünün kalıcı şekilde yerleşmesine katkı sağlayacaktır.
- Yangın Güvenliğinde Yeni Nesil Çözümler kapsamında, son dönemde geliştirmiş olduğunuz ve pazara sunduğunuz yeni ürünleriniz ve öne çıkan hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Yangın güvenliği kapsamında; doğal duman tahliyesi konusunda, çeşitli marka ve modelde ürünleri projelerle buluşturuyoruz. Endüstriyel yapılarda, uzun ömürlü ve dayanıklı ürün gamına sahip Alman menşeili RODA firmasının duman tahliye kapaklarının tedarik ve montajlarını yapıyoruz. Mimari bakış açısının önemli olduğu projelerde ise Alman Lamilux firmasının ürünlerini tercih ediyoruz. AVM, ofis binaları, eğitim ve sağlık yapıları, oteller gibi estetiğin ön planda olduğu projelerde, mimar ve yatırımcılar cam ışıklık ve cam duman tahliye kapaklarımızı tercih ediyorlar.
- Konut, Ticari ve Endüstriyel çözümler arasında nasıl bir ürün segmentasyonu sahipsiniz?
Form Endüstri Tesisleri olarak, farklı kullanım alanlarına hitap eden geniş bir ürün portföyüyle sektörde yer alıyoruz. İzmir Pancar Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 20.000 m²’lik üretim tesisimizde duman tahliye kapakları, doğal havalandırma sistemleri, günışığı aydınlatma çözümleri ve evaporatif soğutma ürünleri geliştiriyoruz. Ayrıca, su kaynaklı ısı pompaları, klima santralleri, fancoil cihazları ve ısı geri kazanım sistemleri de ürün gamımızda bulunuyor. Lennox’un lisanslı üretimini yapan dünyadaki ilk ve tek üretim tesisi olmamız, uluslararası düzeydeki mühendislik kabiliyetimizi gösteriyor. Ürünlerimiz; konut projelerinde enerji verimliliği sağlayan iklimlendirme çözümlerinden, ticari yapılarda konforu artıran sistemlere, ağır sanayi tesislerinde yüksek güvenlik sunan duman tahliye, doğal aydınlatma ve havalandırma çözümlerine kadar çok geniş bir alanda kullanılabiliyor. Böylece her segmentin ihtiyacına uygun çözümleri tek çatı altında sunabiliyoruz.
- Doğru sistem / uygun ürün secimi için nelere dikkat edilmeli?
Her projenin ihtiyaçları farklıdır ve biz bunun bilinciyle hareket ediyoruz. İklim koşulları, kullanım yoğunluğu, mimari tasarım ve enerji hedefleri göz önünde bulundurulmadan yapılan standart ürün seçimlerinin uzun vadede hem maliyet hem de verimlilik açısından sorun yaratabileceğini biliyoruz. Bu nedenle biz, her projeye özel mühendislik yaklaşımıyla çözümler sunuyoruz. Evaporatif soğutmada Fesklima, doğal havalandırmada GAL ve RODA Airstar, gün ışığı aydınlatma çözümlerinde Lamilux ve SunviaTube gibi markalarımızla enerji tasarrufunu ve düşük işletme maliyetini öncelikli hale getiriyoruz. Böylelikle müşterilerimizin kısa vadeli ihtiyaçlarına cevap verirken uzun vadede de sürdürülebilir avantajlar yaratıyoruz.
- Projelerde tercih edilen ürün ve hizmetlerinizin, satış ya da uygulama sonrası müşterilerinize sağladığı avantajlar/katma değerler hakkında neler söylemek istersiniz?
Bizim en önemli farkımız, yalnızca ürün sunan bir tedarikçi olarak değil; çözüm ortağı olarak sahada yer almamızdır. Müşterilerimizle çalışırken ihtiyaca uygun çözümleri belirliyor, projelendirme aşamasından devreye alma sürecine kadar tüm süreci yönetiyoruz. Satış sonrası da periyodik bakım, teknik destek ve yedek parça temini gibi hizmetlerle müşterilerimizin yanında oluyoruz. Bu yaklaşım, enerji verimliliğini artırıyor, bakım maliyetlerini düşürüyor ve sistemlerin kesintisiz çalışmasını sağlıyor. Böylece biz müşterilerimize sadece teknik çözümler değil, güvenilirlik ve sürdürülebilirlik anlamında da uzun vadeli bir katma değer sunmuş oluyoruz.
- Sektörümüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırmaktasınız, emek yoğun AR-GE çalışmalarınız ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Biz Ar-Ge’ye yaptığımız yatırımları, geleceğin ihtiyaçlarını bugünden karşılamak için stratejik bir zorunluluk olarak görüyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanmış Ar-Ge Merkezi unvanımızla, enerji verimliliği yüksek, düşük karbon ayak izine sahip ve akıllı teknolojilerle entegre çözümler geliştiriyoruz. İzmir’deki mühendislik merkezimizde kullanıcı alışkanlıklarını, iklim verilerini ve sürdürülebilir mimari trendlerini analiz ederek yeni nesil ürünler geliştiriyoruz. Yatırımlarımız sayesinde hem üretim hatlarımızı çevreci normlara uygun hale getirdik hem de sektörde karbon ayak izini azaltan öncü çözümleri pazara sunduk. Bu çalışmalarla sadece bugünün ihtiyaçlarını değil, geleceğin sürdürülebilir yapılarını da şekillendirmeyi hedefliyoruz.
- Önümüzdeki dönemde özellikle konuşacağımız yeni ürünlerinizle ya da yeni hizmet modellerinizle ilgili de kısaca bilgi alabilir miyiz?
Biz geleceği akıllı sistemlerde görüyoruz. Önümüzdeki dönemde geliştireceğimiz yeni nesil havalandırma çözümlerinde dijitalleşmeyi ve yapay zekâ destekli analiz sistemlerini entegre etmeyi planlıyoruz. Özellikle akıllı bina otomasyonlarıyla uyumlu, dış hava koşullarına göre otomatik çalışan kontrol sistemleri önümüzdeki dönemin öne çıkan ürünleri olacak. Ayrıca, ürün yaşam döngüsünde düşük karbon ayak izli malzemelerin kullanımına daha fazla odaklanıyoruz. Bu yaklaşım hem sürdürülebilirlik hedeflerimize hem de müşterilerimizin çevreci beklentilerine yanıt veriyor. Biz yenilikçi çözümlerle sektöre yön vermeye ve geleceğin ihtiyaçlarını bugünden karşılamaya kararlıyız.
- Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri doğrultusunda, gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınız ile Sosyal Sorumluluk Projeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
Biz sürdürülebilirliği yalnızca üretim süreçlerinde değil, toplumsal katkı sağladığımız projelerde de önceliklendiriyoruz. Üretim tesislerimizde enerji ve su tüketimini azaltmak amacıyla sensör tabanlı otomasyon uygulamalarını hayata geçirdik.
Gençlerin mesleki gelişimlerini desteklemek üzere meslek liseleriyle iş birlikleri kurduk ve bu kapsamda teknik eğitimlere destek veriyoruz. 2025 yılı itibarıyla bu eğitim iş birliklerini daha da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bizim için sürdürülebilir çevre politikaları hem çevresel etkimizi azaltmayı hem de gelecek nesillerin nitelikli iş gücü olarak yetişmesine katkıda bulunmayı kapsıyor.
- Sürdürülebilir odaklı bir marka olarak geri dönüşüm, atık yönetimi ve yenilenebilir enerji kullanımı konularında neler yaptıklarınızı öğrenebilir miyiz?
Üretim anlayışımızda geri dönüşüm ve enerji verimliliği temel önceliklerimizden biri. Bu kapsamda geri dönüştürülebilir malzeme kullanım oranımızı %65’in üzerine çıkardık ve proseslerimizde sensör tabanlı verimlilik uygulamalarını devreye aldık. Ayrıca İzmir’deki tesisimizde kurduğumuz güneş enerjisi sistemi sayesinde elektrik ihtiyacımızın tamamını yenilenebilir kaynaklardan karşılıyoruz. Karbon ayak izimizi düzenli olarak ölçüyoruz. 2024 yılında sektörümüzde ilk karbon ayak izi raporunu yayımlayan firma olduk. 2030 yılına kadar karbon nötr olma hedefimiz doğrultusunda, atık yönetiminden tedarik zincirine kadar tüm süreçlerimizde çevreci standartları önceliklendiriyoruz.
RÖPORTAJ
OYAK Çimento ile Türkiye’de Yangın Güvenliğinde Yenilikçi ve Sürdürülebilir Çözümler

Yayınlandı
3 gün önce-
Ekim 17, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
OYAK Çimento Endüstriyel Faaliyetler Direktörü Kadir Serdar Mehter
OYAK Çimento, yalnızca yasal gereklilikleri karşılamakla kalmayıp, NFPA ve ATEX gibi uluslararası standartlara uygun yangın güvenliği yatırımları ve dijital risk takip sistemleri ile hem çalışan güvenliğini hem de tesislerin sürdürülebilirliğini sağlıyor.
Öncelikle; firmanızı kısaca tanıyarak, markanız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Türkiye Çimento ve Beton sektöründe ilklerin temsilcisi olan OYAK Çimento, bugün geldiği noktada güçlü finansal performansı, sürdürülebilirlik odaklı stratejileri ve yenilikçi uygulamaları ile endüstrinin en dikkat çeken oyuncuları arasında yer alıyor. Bir yandan Türkiye pazarındaki lider konumunu sürdürürken, geleceğe yönelik daha da büyük hedefleri doğrultusunda kararlılıkla ilerliyor. Küresel çimento ihtiyacını analiz ederek yeni pazarlara yatırım yapma, yenilikçilik anlayışı ve sürdürülebilir büyümeye katkı sağlama hedefi, şirketteki bu büyük dönüşümün temelini oluşturuyor.
Portekiz’in en köklü yapı malzemeleri markalarından biri ve sektör lideri CIMPOR Global Holdings’in Portekiz ve Cape Verde operasyonlarının 2019 yılında OYAK Çimento tarafından satın alınması, OYAK Çimento’nun uluslararası arenadaki ilk önemli adımlarından biriydi. 2024 ise, CIMPOR ve OYAK Çimento için küresel çimento devi TCC Group Holdings çatısı altında güçlerini birleştirerek tarihi adım attıkları bir yıl oldu. Bu birleşme sonrasında, dünya çimento sektöründe (Çin hariç) 3. büyük çimento üreticisi konumuna gelen TCC Group altında faaliyet göstermeye başlayan ve küresel pazarlardaki konumunu daha da güçlendiren bir marka haline gelen CIMPOR, Türkiye inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe OYAK Çimento markası ile faaliyet gösteriyor. CIMPOR markasıyla dünya arenasında daha da güçlü bir şekilde ilerleyen şirket, bu yeni dönemde büyümeye, gelişmeye, çevreye duyarlılık ve daha yüksek ürün kalitesi prensipleri doğrultusunda sektörde fark yaratmaya devam ediyor.
Türkiye’deki Yangın Yönetmeliklerinin uluslararası standartlarla uyumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
OYAK Çimento olarak, yangın güvenliği süreçlerimizi yalnızca ulusal yönetmeliklere uyum sağlamak için değil, aynı zamanda uluslararası en iyi uygulamaları hayata geçirmek için kurguluyoruz. Yalnızca “minimum yasal gereklilikleri karşılamak” ile yetinmiyor, fabrikalarımızda NFPA (National Fire Protection Association) ve ATEX direktifleri gibi küresel standartlara uyumlu uygulamaları hayata geçiriyoruz.
Örneğin, yangın pompa odalarımızın NFPA standartlarına göre yeniden düzenlenmesi, FM onaylı ve UL listeli yangın panellerinin kurulması, atık ve kömür konveyör bantlarına otomatik su püskürtme sistemlerinin eklenmesi gibi yatırımlar, güvenlik seviyemizi artırmaktadır. Bu yaklaşım hem çalışanlarımızın güvenliğini hem de tesislerimizin sürdürülebilir işleyişini garanti altına alıyor.
Son yıllarda Türkiye’deki Yangın Güvenliği standartlarında öne çıkan değişiklikler nelerdir?
Türkiye’deki mevcut yangın yönetmelikleri özellikle son 10 yılda ciddi bir gelişim göstererek Avrupa ile Amerika standartlarıyla daha uyumlu hale gelmiş durumda. Özellikle 2015 sonrası süreçte yangın algılama, sprinkler zorunlulukları, yüksek yapılara yönelik özel tedbirler ve yangına dayanıklı yapı elemanları konularında regülasyonların sıkılaştığını görüyoruz. Biz de OYAK Çimento olarak bu değişimlere hızlı uyum sağlamakla kalmadık, kendi bünyemizde merkezi bir Yangın Riskleri ve Yatırım Takip Komitesi kurarak her yıl düzenli yatırımlar yaptık.
Ülkemizdeki Yangın Güvenliği eğitimi ve bilinçlendirmesi, projeler kapsamında standartlara uyumda ne kadar etkili ya da yeterli düzeyde midir?
OYAK Çimento olarak, yangın güvenliğinin yalnızca teknik yatırımlarla değil, insan kaynağına yapılan yatırımlarla da mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle tüm tesislerimizde çalışanlarımız için düzenli eğitimler, tatbikatlar ve farkındalık çalışmaları yürütüyoruz. Merkezileştirilmiş Risk Takip Platformumuz sayesinde eğitimlerin etkinliği ölçülüyor, tatbikat sonuçları kaydediliyor ve iyileştirme aksiyonları belirleniyor. Bu yaklaşım, yalnızca bireysel farkındalığı artırmakla kalmıyor, aynı zamanda grup genelinde ortak bir güvenlik kültürünün yerleşmesini sağlıyor. Dolayısıyla ülke genelindeki farkındalık düzeyi kademeli olarak artsa da biz kendi ekosistemimizde çıtayı sürekli yükseltiyoruz.
Denetim süreçlerinde en sık karşılaşılan Yangın Güvenliği eksikleri hakkında da bilgi alabilir miyiz?
Denetimlerde en sık karşılaşılan eksikliklerin başında; uygun olmayan kablo tesisatları, kapatılmamış kablo geçişleri, konveyör bantlarda otomatik söndürme sistemlerinin olmaması, yangına dayanıklı kapıların eksikliği ve kritik alanlarda standartlara uygun söndürme altyapısının bulunmaması geliyor. Biz bu konularda kablo galerilerinin yangın geciktirici kaplamalarla güçlendirilmesi, CO₂ bazlı otomatik söndürme sistemleri, sprinkler ve köpük destekli çözümler gibi kapsamlı yatırımlar yapmış durumdayız.
Yangın Güvenliğinde Yeni Nesil Çözümler kapsamında, son dönemde geliştirmiş olduğunuz ve pazara sunduğunuz yeni ürünleriniz ve öne çıkan hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Yangın güvenliği sadece pasif tedbirlerle sınırlı değildir. Biz, dijitalleşme ve Endüstri 4.0 odaklı yeni nesil çözümleri de entegre ediyoruz. Risk Takip Platformumuz, yangın risklerinin tespitinden aksiyonların kapanmasına kadar tüm süreci dijitalleştiriyor. Ayrıca enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik odaklı ürün gamımız içinde düşük karbon ayak izine sahip çimentolar, alternatif yakıt teknolojileri ve döngüsel ekonomi çözümleri öne çıkıyor. Bunlar sadece çevresel değil, aynı zamanda yangın güvenliği açısından da daha düşük risk profili taşıyan çözümler yaratıyor.
Konut, Ticari ve Endüstriyel çözümler arasında nasıl bir ürün segmentasyonu sahipsiniz?
Yapı malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olarak, yangın güvenliği alanında doğrudan pazara sunduğumuz yeni nesil ürün veya hizmet segmentasyonumuz bulunmamaktadır. Bununla birlikte; Çimento, hazır beton ve agrega ürünlerimiz farklı ihtiyaçlara göre özelleşmiş durumda:
Endüstriyel tesisler için yüksek sıcaklığa, yangına ve aşındırıcı ortamlara dayanıklı özel ürünler, konut projeleri için yüksek mukavemetli, çevre dostu beyaz çimento ve hazır beton çözümleri, ticari yapılar içinse estetik ve dayanıklılığı bir arada sunan özel bağlayıcılar geliştiriyoruz. Bunu yanı sıra ürünlerimizi yalnızca satış anında değil, uygulama ve kullanım sonrasında da takip ediyor, müşterilerimize sürekli teknik destek sağlıyoruz.
Doğru sistem / uygun ürün secimi için nelere dikkat edilmeli?
Doğru sistem seçiminin temelinde, detaylı risk analizi ve bütüncül bir yönetim yatar. OYAK Çimento olarak biz, yangın güvenliği yatırımlarımızı yönetmek üzere merkezi bir Yangın Riskleri ve Yatırım Takip Komitesi kurduk. Bu komite, aksiyon ilerlemelerini, bütçeleri ve yatırım ihtiyaçlarını düzenli olarak değerlendiriyor. Bu sayede, güvenlik sistemlerinin tasarım, uygulama, işletme ve bakım süreçlerini bütüncül ele alarak, tesislerimizi sürekli daha güvenli hale getiriyoruz.
Projelerde tercih edilen ürün ve hizmetlerinizin, satış ya da uygulama sonrası müşterilerinize sağladığı avantajlar/katma değerler hakkında neler söylemek istersiniz?
Satış sonrası hizmetlerimiz; düzenli teknik danışmanlık, saha ziyaretleri, bakım ve performans raporlamaları ile öne çıkıyor. Müşterilerimiz için sadece ürün sağlayıcısı değil, uzun vadeli iş ortağı olmayı hedefliyoruz. Risklerin azaltılması, enerji verimliliği, maliyet optimizasyonu ve çevresel uyum en önemli katma değerlerimiz arasında yer alıyor
Sektörümüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırmaktasınız, emek yoğun AR-GE çalışmalarınız ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Geleceğe yatırım yapmak, büyüme stratejimizin temelini oluşturuyor. Emek yoğun AR-GE çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı, özellikle Net Sıfır vizyonumuz ekseninde yoğunlaştırıyoruz.
Karbon emisyonlarını azaltma hedefiyle, Atık Isı Geri Kazanım (WHR) yatırımları ve enerji verimliliği odaklı Ar-Ge faaliyetleri yürütmekteyiz. Ayrıca, üretim süreçlerimizi optimize etmek için dijitalleşme odaklı izleme sistemleri ve ileri veri analitiği çözümlerine yatırım yapıyoruz.
Önümüzdeki dönemde özellikle konuşacağımız yeni ürünlerinizle ya da yeni hizmet modellerinizle ilgili de kısaca bilgi alabilir miyiz?
Önümüzdeki dönemde özellikle Alternatif Yakıt Yatırımları ve Yenilenebilir Enerji yatırımlarımızla adımızdan söz ettireceğiz. Yakın dönemde gündeme alacağımız yenilikler arasında Düşük karbon ayak izine sahip yeni nesil bağlayıcılar; 3D baskı için özel çimentolar, Yapay Zekâ destekli yangın izleme ve erken uyarı sistemleri ile tamamen dijital izlenebilir beton üretim ve teslimat çözümleri yer alıyor.
Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri doğrultusunda, gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınız ile Sosyal Sorumluluk Projeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz? Sürdürülebilir odaklı bir marka olarak geri dönüşüm, atık yönetimi ve yenilenebilir enerji kullanımı konularında neler yaptıklarınızı öğrenebilir miyiz?
OYAK Çimento olarak sürdürülebilirlik stratejimizi; çevresel, sosyal ve yönetsel sorumluluklarımızı entegre eden güçlü bir ekosistem üzerine inşa ediyoruz. Bu kapsamda, Sürdürülebilirlik Kurulu ve Komitesi aracılığıyla belirlediğimiz hedefleri operasyonlarımıza entegre ederek iklim değişikliğiyle mücadele, döngüsel ekonomi, enerji verimliliği, doğal kaynakların etkin kullanımı ve toplumsal fayda alanlarında somut adımlar atıyoruz.
Türkiye’de 2050 yılına kadar Net Sıfır olma taahhüdünü ilan eden ilk çimento şirketi olan OYAK Çimento, bu taahhüdünü SBTi tarafından onaylatmıştır. Ayrıca, 2021 yılı baz yıl olmak üzere 2030 yılına kadar kapsam 1 ve kapsam 2 emisyonlarını %22,8 azaltmayı planlıyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik yatırımlarımızı ve yenilikçi projelerimizi hız kesmeden sürdürüyoruz.
Geri dönüşüm ve atık yönetimi yaklaşımımız ile döngüsel ekonomiye önemli katkılar sağlıyoruz. Geliştirdiğimiz atık besleme sistemleri sayesinde daha fazla endüstriyel ve belediye atığını enerji kaynağı olarak kullanıyor, doğal kaynak tüketimimizi önemli ölçüde azaltıyoruz. 2024 yılı itibarıyla kullandığımız toplam ısıl enerjinin %24,5’ini alternatif yakıtlardan elde ederek Türkiye ortalamasının yaklaşık iki katı performans gösteriyoruz.
Toplam enerji tüketimimizin %6,5’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılıyoruz. Devam eden Solar ve WHR yatırımlarımızın tamamlanmasıyla bu oranı artırmayı; buna ek olarak diğer stratejik adımlarımızla 2030 yılına kadar %70 seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz.
Düşük emisyonlu yenilikçi ürünlerimizle sektörün yeşil dönüşümüne öncülük ediyoruz. Ayrıca dijitalleşme projelerimizle proses verimliliğimizi artırıyor, AR-GE çalışmalarımızla daha çevreci ürün ve çözümler geliştirerek sürdürülebilirlik yolculuğumuzu güçlendiriyoruz.
Son olarak, röportajımızın sonuna eklemek istediklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
OYAK Çimento olarak İSG’yi birincil önceliklerimiz arasında konumlandırıyor, bizim için aynı ölçüde önem arz eden kurumsal sürdürülebilirlik vizyonumuz çerçevesinde çevresel, sosyal ve ekonomik değer yaratmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de gelecek nesillerin yaşam hakkını gözeten bir yaklaşımla, sürdürülebilirlik kültürünü tüm paydaşlarımızla birlikte yaygınlaştırmayı temel görevimiz olarak görmeyi sürdüreceğiz.
RÖPORTAJ
Sika: Pasif Yangın Güvenliğinde Uluslararası Standartlarla Uyumlu Çözümler

Yayınlandı
3 gün önce-
Ekim 17, 2025Yazar:
yapiinsaatdergisi
Sika Yapı Kimyasalları Ürün Yöneticisi Tuğçe Kurtuluş
102 ülkede faaliyet gösteren ve özel kimyasallar alanında dünya liderleri arasında yer alan Sika, Türkiye’de pasif yangın güvenliği çözümleriyle öne çıkıyor. Uluslararası standartlarla uyumlu yönetmeliklere rağmen sahadaki uygulama eksikliklerine dikkat çeken şirket, denetim, belgelendirme ve eğitim süreçlerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
- Öncelikle; firmanızı kısaca tanıyarak, markanız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Sika, yapı sektöründe ve endüstriyel üretimde sızdırmazlık, yapıştırma, sönümleme, güçlendirme ve korumaya yönelik sistem ve ürünlerin geliştirilmesi ve üretiminde lider konumda olan bir özel kimyasallar şirketidir. Sika, 102 ülkedeki iştirakleri ve 400’den fazla fabrikasıyla dünya genelindeki müşterileri için yenilikçi teknolojiler üretmektedir. Bu sayede, inşaat ve ulaşım sektörlerinin çevresel uyumluluğa geçişinde kritik bir rol üstlenmektedir. 4.000’den fazla çalışanıyla şirket, 2024 yılında 11,76 milyar İsviçre frangı satış geliri elde etmiştir.
- Türkiye’deki mevcut Yangın Yönetmeliklerinin uluslararası standartlarla uyumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’deki mevcut yangın yönetmelikleri, özellikle 2007 yılında yürürlüğe giren ve belirli yıllarda revize edilen “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”, uluslararası standartlara büyük ölçüde uyumlu hale getirilmiştir. Yönetmelik, NFPA (National Fire Protection Association), BS (British Standards) ve EN (European Norms) gibi standartlardan referanslar alarak hazırlanmıştır. Pasif yangın durdurucular özelinde yönetmelikte, yangının bölümlendirilmesi, yangına dayanıklı inşaat malzemeleri, duman kontrolü ve bina bölümleri arasında yangının yayılmasını engelleyici tedbirler yer almaktadır. Ancak uygulama aşamasında bazı sorunlar yaşanabiliyor. Özellikle pasif yangın önlemleri projede yer alsa bile, sahada bu önlemler ya eksik uygulanıyor ya da standartlara uygun olmayan malzemeler kullanılıyor. 2024 yılında “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik Kılavuzu” yayınlandı. Bu kılavuz, yönetmelikteki hükümlerin daha anlaşılır biçimde yorumlanmasını ve uygulamada karşılaşılan teknik sorunlara rehberlik etmesini amaçlıyor. Türkiye’nin yangın yönetmelikleri teknik olarak uluslararası standartlarla oldukça uyumlu; ancak bu uyumun daha etkili olabilmesi için saha denetimlerinin, belgelendirme süreçlerinin ve uygulayıcı eğitiminin güçlendirilmesi gerekiyor.
Son yıllarda Türkiye’deki Yangın Güvenliği standartlarında öne çıkan değişiklikler nelerdir?
2021 yılı sonrası Türkiye’de yangın güvenliği standartlarında önemli gelişmeler ve değişiklikler yaşandı. Bu değişiklikler ile hem yönetmelik güncellemeleri hem de uygulama kılavuzlarıyla desteklenerek standartlara uyumun artırılması, uygulamadaki hataların azaltılması ve mevcut yapıların güvenliğinin artırılması hedeflendi. 2021 yılında yapılan değişiklikler tanımsal ve mevzuat ile ilgili düzenlemeleri kapsarken, 2024 yılı sonrası yayınlanan uygulama kılavuzu, yönetmeliği teknik açıdan daha anlaşılır hale getirmeyi amaçlamıştır.
Ülkemizdeki Yangın Güvenliği eğitimi ve bilinçlendirmesi, projeler kapsamında standartlara uyumda ne kadar etkili ya da yeterli düzeyde midir?
Son yıllarda Türkiye’de yangın güvenliği ile ilgili farkındalık ve eğitim çalışmaları artış göstermiş olsa da standartlara uygunluk açısından henüz yeterli seviyeye ulaşmış değildir. Özellikle pasif yangın önlemleri gibi teknik konularda, sahadaki bilgi eksikliği ve uygulama hataları bu eksikliği gözler önüne sermektedir. Bu kapsamda özellikle pasif yangın sistemler için uzman kişilerin uygulamacılara zorunlu, sertifikalı eğitim vermesi ve yeterlilik belgelerini belirli sürelerde güncellenmesi, uzman kişiler tarafından saha denetimlerinin yapılması, belediyeler, yapı denetim firmaları ve meslek odaları aracılığıyla yangın güvenliği hakkında seminerlerin yaygınlaştırılması sağlanabilir.
- Yangın Güvenliğinde Yeni Nesil Çözümler kapsamında, son dönemde geliştirmiş olduğunuz ve pazara sunduğunuz yeni ürünleriniz ve öne çıkan hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Sika’nın önceliği standartlara uyumlu, müşteri ihtiyaçlarına yönelik, kolay uygulanabilir ürünlerin geliştirilmesidir. Ticari, kamu ve konut binaları gibi yangına dayanıklı yapıların gerekli olduğu yerlerde “pasif yangın durdurucu” ürünleri ile kapsamlı çözümler sunar. Sika, pasif yangın koruma alanında geliştirdiği yeni nesil ürünleriyle yangın güvenliğini bir üst seviyeye taşıyor. Özellikle servis geçişleri, derzler, boru ve kablo açıklıkları gibi kritik noktalarda etkili olan bu ürünler, hem yangına dayanım hem de kolay uygulama avantajı sağlıyor. Pasif yangın korumada başlıca ürünlerimiz; yangına dayanıklı derz dolguları, harç, kablo kaplaması, köpük, tuğla, macun, destek fitili, mineral yün esaslı levha, intümesan özellikte kelepçe ve sargıdır.
Konut, Ticari ve Endüstriyel çözümler arasında nasıl bir ürün segmentasyonu sahipsiniz?
Doğru sistem / uygun ürün secimi için nelere dikkat edilmeli?
Konutları daha düşük katlı, daha sınırlı servis geçişlerine sahip ve estetiğin ön plana çıktığı yapılar olarak değerlendiriyoruz. Bu gibi yapılarda genellikle küçük açıklıklar ve doğrusal derz sızdırmazlığı için yangına dayanıklı köpük ve mastiklerimiz kullanılmaktadır.
İnsan kalabalığının olduğu AVM, otel, hastane vb. ticari binalarda olası bir yangında insanların hızlı tahliyesi için geniş ve yeterli yangın dayanım süresine sahip kaçış yollarına ihtiyaç vardır. Bu gibi yapılarda hem yatay hem de dikeyde yoğun servis geçişleri ve geniş açıklıklar bulunmaktadır. Geniş açıklıklar için konfigürasyona ve beklenen yangın dayanım süresine bağlı olarak, yangına dayanıklı levha ve harcımız ile çeşitli çözümler sunmaktayız. Endüstriyel yapılarda özellikle elektrik odalarında yangına dayanıklı kablo kaplaması, yanıcı boru ve kablolar için intümesan ürünlerimiz ön plana çıkmaktadır.
Pasif yangın korumada doğru ürün seçimi için aşağıdaki maddeler dikkate alınmalıdır:
- Kullanılan yapı malzemesinin türü (beton, çelik, vb.)
- Bölme elemanının yönü (yatay, düşey ve baş üstü uygulanabilir)
- Bölme elemanının kalınlığı
- Derzin boyutları (genişlik, derinlik, yükseklik)
- Derz konfigürasyonu (tek veya çift taraflı uygulama)
- Beklenen derz hareketi
Projelerde tercih edilen ürün ve hizmetlerinizin, satış ya da uygulama sonrası müşterilerinize sağladığı avantajlar/katma değerler hakkında neler söylemek istersiniz?
Pasif yangın durdurucu sistemlerde doğru ürünün seçimi kadar doğru uygulama ve uzun vadeli güvenlik de kritik önem taşır. Sika, sadece bir ürün tedarikçisi değil, aynı zamanda projeye özel çözüm ortağı olma vizyonuyla hareket ediyor. Ürünlerimizin projelerde tercih edilmesinin temelinde de bu yaklaşım yatıyor. Sika’nın pasif yangın ürün gamı geniş bir yelpazeye sahiptir, ulusal ve uluslararası standartlara (EN, UL, ETA, AS vb.) uygun olarak test edilmiş ve sertifikalandırılmıştır. Bu sayede hem yerel yangın yönetmeliklerine hem de uluslararası projelere rahatlıkla entegre edilebilir. Talep eden müşterilerimize projelerde uzman uygulayıcı bayilerimiz ile uygulama öncesi ve sonrası hizmet vermekteyiz. Uzman kadromuz projelerde hem teorik hem de pratik eğitim desteği sağlayarak, yanlış ürün seçimi ve hatalı uygulamaların önüne geçmektedir. Ayrıca meslek odaları, üniversitelerde gerçekleştirdiğimiz seminerler ile geniş kitlelere ulaşarak yangın güvenliği bilincinin oluşmasına katkı sağlıyoruz. Uygulayıcı ve eğitim desteğinin yanında web tabanlı “Çözüm Bulucu” programımız ile yangın yalıtım çözümlerimizi profesyonel uygulayıcılar ile paylaşıyoruz.
- Sektörümüzün gelişimi için büyük bütçeler ayırmaktasınız, emek yoğun AR-GE çalışmalarınız ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Yangın güvenliği gibi hayati bir alanda kalıcı ve etkili çözümler sunmak için yenilikçi düşünceyi ve bilimsel gelişmeleri işimizin merkezine koyuyoruz. Sika olarak, yalnızca mevcut yönetmeliklere uygun değil, gelecekteki ihtiyaçları da öngören çözümler geliştirmek üzere AR-GE çalışmaları yürütüyoruz. Ek olarak biz pasif yangın güvenliğini sadece bir gereklilik olarak değil, hayat kurtaran bir sorumluluk olarak görüyoruz.
Önümüzdeki dönemde özellikle konuşacağımız yeni ürünlerinizle ya da yeni hizmet modellerinizle ilgili de kısaca bilgi alabilir miyiz?
Pasif yangın korumada, yangın bölmeleri arasındaki duvar veya zemin açıklıklarını kapatmak için yalnızca test edilmiş ve sertifikalandırılmış çözümlerin kullanılmasına izin verilir. Bir proje için en iyi çözümü bulmak, özellikle bizimki kadar geniş bir ürün yelpazesi olduğunda zor bir iştir. Bu nedenle, dijital bir çözüm bulucu program geliştirdik. Müşterilerimiz çözüm bulucu programı kullanarak ürün bilgilerine ve belirledikleri kriterlere göre uygulama detaylarına erişebilir. Önümüzdeki dönemde, özellikle servis geçişlerinde uygulama kolaylığı ve zaman tasarrufu sağlayan yeni ürünlerimizi müşterilerimizle buluşturacağız. Bunlardan ilki, Sikaseal®-641 Fire Coating, yani FM (Factory Mutual) onaylı yangına dayanıklı kablo kaplamasıdır. Bu ürün, yoğun kablo demetlerinin olduğu alanlarda kablo güzergahları boyunca yangının yayılmasını önler ve devre bütünlüğünü sağlar. Hava koşullarına, yaşlanmaya ve kimyasallara karşı yüksek dirence sahiptir. Hem iç hem de dış mekanda kullanılabilir. Bir diğer yeni ürünümüz Sikaseal®-635 Fire adını taşıyan intümesan köpük, montaj kolaylığı ve hızlı uygulamasıyla, dar alanlardaki servis geçişlerinde büyük avantaj sağlıyor. Sikaseal®-636 Fire Brick, yani yangına dayanıklı tuğla da ürün gamımıza eklenecektir. Bu ürün, özellikle yangın sırasında boru ve kablo geçişlerinin olduğu geniş boşluklarda hızlı, modüler ve dayanıklı bir çözüm sunuyor.
- Sürdürülebilir Çevre Politikaları ve Yaşanabilir Çevre Stratejileri doğrultusunda, gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınız ile Sosyal Sorumluluk Projeleriniz hakkında neler söylemek istersiniz?
Sika olarak sürdürülebilirlik yaklaşımımız, yapı sektörüne sunduğumuz tüm ürün ve çözümlere yansıyor. Ürünlerimizin çoğu LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), GEV Emicode EC1+ – düşük emisyon sınıfı, M1 sertifikası gibi yeşil bina sertifikasyon sistemine katkı sağlayacak şekilde geliştirilmiştir. VOC değerleri düşüktür ve insan sağlığına duyarlı formülasyonlara sahiptir. Bu özellik, iç mekân hava kalitesi açısından kritik öneme sahiptir.
Sürdürülebilir odaklı bir marka olarak geri dönüşüm, atık yönetimi ve yenilenebilir enerji kullanımı konularında neler yaptıklarınızı öğrenebilir miyiz?
Sürdürülebilirlik, Sika’nın global stratejisinin temel taşlarından biridir. Çevresel etkimizi azaltmak ve kaynakları daha verimli kullanmak adına geri dönüşümden enerji kullanımına kadar birçok alanda somut adımlar atıyoruz. 2028 Sika Stratejisi’nin merkezinde sürdürülebilir çözümler geliştirmek yer alıyor. Ürün yöneticilerimiz, binaların ve endüstriyel uygulamaların ömrünü uzatma, bakım ve karbon emisyonlarını azaltma, enerji ve malzeme verimliliğini artırma; kullanıcı dostu, sağlıklı ve güvenli çözümler sunma gibi net hedeflerle hareket ediyor. Bu amaçla, ambalajlarımızın büyük bir kısmını geri dönüştürülebilir malzemelerden oluşuyoruz. Ayrıca ürünlerimizin düşük VOC içeriği, LEED ve benzeri yeşil bina sistemlerine uyumluluğu, bu döngüsel yaklaşımın bir uzantısıdır.
- Son olarak, röportajımızın sonuna eklemek istediklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Öncelikle bize bu değerli röportaj fırsatını sunduğunuz için teşekkür ederim.
Sika olarak, yalnızca yüksek kaliteli ürünler sunmayı değil; aynı zamanda sektöre teknik bilgi ve sürdürülebilir çözümler sağlamayı da sorumluluğumuz olarak görüyoruz.
Pasif yangın güvenliği, çoğu zaman görünmeyen ama hayati öneme sahip bir konu. Bu alanda farkındalık yaratmak, doğru bilgilendirme yapmak ve uygulamada kaliteyi artırmak adına çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.
Son olarak, tüm sektör paydaşlarını yangın güvenliği konusunda daha bilinçli hareket etmeye ve bu konuda eğitim, denetim ve iş birliğini ön planda tutmaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla,
Son Yazılar
- İnşaat Son Çeyreğe Yavaş Girdi Ekim 20, 2025
- Erdal Albayrak / Albayrak Beton Yönetim Kurulu Başkanı: “Yatırımcı, güvenli liman olan gayrimenkule yöneliyor” Ekim 20, 2025
- İZODER TESİSAT YALITIMININ ÖNEMİNİ VURGULADI Ekim 20, 2025
- Mitsubishi Heavy Diamond; ileri teknolojiyle konforu yeniden tanımlıyor Ekim 20, 2025
- 3 Adet Komatsu PC950LC-11E0 ile SSS Yıldızlar Holding Daha da Güçlendi! Ekim 20, 2025
- OYAK Çimento’nun Mühendis Geliştirme Programı CEMSTART’ın 2025 mezunları belli oldu Ekim 20, 2025
- TÜRKÇİMENTO AKADEMİ, YEŞİL DÖNÜŞÜM YOLUNDA SEKTÖRÜ ANKARA’DA BULUŞTURDU Ekim 20, 2025
- Kozanlar Jeotermal’in Kazakistan’daki Sera Projesinin Isıtma Altyapısı Mimsan’a Emanet Ekim 20, 2025
- Kışa hazırlıkta ısıtma verimliliğinin anahtarı enerji dostu pompalar ve düzenli bakım Ekim 20, 2025
- Reportage Türkiye Ceo’su Nazım Aybar: “Konut Satışlarında Yükseliş Devam Ediyor. Yatırımcı Güveninin Yeniden Tetiklendiği Bir Dönemdeyiz” Ekim 20, 2025
- Türkiye’de Yangın Güvenliği Yeni Standartlarla Güçleniyor: Uluslararası Uyum ve Yeni Nesil Çözümler Ekim 17, 2025
- OYAK Çimento ile Türkiye’de Yangın Güvenliğinde Yenilikçi ve Sürdürülebilir Çözümler Ekim 17, 2025
- Sika: Pasif Yangın Güvenliğinde Uluslararası Standartlarla Uyumlu Çözümler Ekim 17, 2025
- GEZE Türkiye: Yangın Güvenliğinde Yenilikçi ve Akıllı Sistemler Ekim 17, 2025
- İzocam: 60 Yıldır Güvenli ve Sürdürülebilir Yapılar İçin Çalışıyor Ekim 17, 2025
Trendler
- RÖPORTAJ1 yıl önce
“İklimlendirme Sektöründe Kullanıcıların Daha İyi Bir Yaşam Sürmelerine Yardımcı Olacak Yeniliklere Öncülük Etmeyi Sürdüreceğiz”
- GENEL1 yıl önce
Alarko Carrier, 11 Yıldır İhracatta Zirvenin Sahibi!
- GENEL1 yıl önce
Sika Yapı Kimyasalları, Deprem ile İlgili Bilinçlendirme Projesine devam ediyor
- GENEL1 yıl önce
Enerji verimliliğinin yolu ısı yalıtımından geçiyor
- SEKTÖREL1 yıl önce
Doka Türkiye, 17-20 Nisan 2024 tarihleri arasında bu yılın merakla beklenen TurkeyBuild Fuarı’na katılım sağlayacak
- GENEL12 ay önce
Sektörel Liderlikte Bir Adım Daha: Hareket, Heavy Lift Awards’da İnovasyon Ödülü Aldı!
- GENEL1 yıl önce
Irak Kalkınma Yolu ile yıllık 5 milyar dolarlık potansiyel
- GENEL1 yıl önce
İsra Portföy’ün Birinci ve İkinci GSYF İhraç Belgelerine SPK’dan Onay Geldi