Bizimle iletişime geçin

GENEL

DAIKIN ENDÜSTRİYEL SOĞUTMA ÜRÜN GAMINI GENİŞLETİYOR

Yayınlandı

-

İklimlendirme sektöründe 100 yıllık geçmişe sahip olan Daikin, endüstriyel soğutma alanındaki payını genişletmeye devam ediyor. Daikin, 2019 yılında ticari soğutucu ve dondurucu alanında uzman AHT Cooling Systems GmbH’yi global düzeyde bünyesine katarak, soğuk zincir ürünleri alanında önemli bir atılım yaptı.  Bu global satın almanın ardından 2024 yılı Mayıs ayında AHT’nin Türkiye operasyonu da Daikin Türkiye ile birleşerek yerel entegrasyon sürecini tamamladı. Bu iş birliği, Daikin’in endüstriyel soğutma portföyünü güçlendirirken, gıda soğutmaları için soğuk hava deposu sistemlerinden marketlerin reyon soğutmalarına kadar geniş bir ürün yelpazesi sunmasını sağlıyor.

İklimlendirme sektöründe 100 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Daikin, küresel pazardaki güçlü konumunu endüstriyel soğutma alanında da genişletmeye devam ediyor. 2019 yılında ticari soğutucu ve dondurucu alanında dünya lideri olan AHT Cooling Systems GmbH firmasını global düzeyde bünyesine katan Daikin, bu stratejik satın almayla ticari soğutma çözümlerinde önemli bir adım attı. 

Daikin, iklimlendirme sektöründeki uzmanlığını, AHT’nin endüstriyel soğutma çözümleriyle birleştirerek gıda soğutmaları, market reyonları ve soğuk hava depoları gibi geniş bir soğutma ürün gamı sundu. Daikin bu birleşmeyle müşterilerine daha kapsamlı ve etkili çözümler sunmayı hedefliyor.

2024 yılı Mayıs ayında AHT’nin Türkiye operasyonu, Daikin Türkiye ile birleşti. Bu yerel entegrasyon, şirketin Türkiye pazarındaki endüstriyel soğutma segmentinde önemli bir büyüme kaydetmesine olanak sağladı. Daikin’in mevcut iklimlendirme çözümleriyle AHT’nin güçlü soğutma teknolojileri birleşerek, müşterilere daha kapsamlı ve entegre hizmetler sunuyor.

TÜM SOĞUK ZİNCİR HALKALARI TEK ÇATI ALTINDA

Gıda, ilaç, kimya ve lojistik gibi çeşitli sektörlerde kullanılan büyük ölçekli soğutma çözümlerini kapsayan endüstriyel soğutma sistemleri, özellikle gıda güvenliği, taze ürünlerin korunması ve soğuk zincir süreçlerinin sağlıklı işleyebilmesi için hayati bir rol oynuyor. 

14 yılı aşkın süredir endüstriyel soğutma sektöründe yer alan Daikin Türkiye, AHT’nin ürün gamını kendi teknolojik altyapısıyla birleştirerek müşterilere daha verimli, enerji tasarruflu ve sürdürülebilir çözümler sunmayı hedefliyor.

AHT’nin üstün endüstriyel soğutma teknolojisi ve Daikin’in yenilikçi yaklaşımı sayesinde, soğutma çözümleri hem enerji verimliliği sağlıyor hem de operasyonel maliyetleri düşürüyor. Gıda endüstrisinden lojistiğe kadar birçok sektörde kullanılan bu ürünler, soğuk zincirin her halkasında kesintisiz bir hizmet sunarak müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarıyor. Daikin’in genişleyen endüstriyel soğutma ürün gamı, farklı sektörlerdeki müşterilerinin her türlü ihtiyacına cevap veriyor ve pazarda rekabet avantajını artırıyor.

ENERJİ VE ÇEVREYE DAYALI HİZMET ANLAYIŞI

Endüstriyel soğutma sistemleri, sıcaklık kontrolünün kritik olduğu her sektörde faaliyetlerin sürdürülebilirliği için vazgeçilmezdir. Gıda ve ilaçların tazeliğini korumaktan, üretim süreçlerinde belirli sıcaklıkların korunmasına kadar geniş bir yelpazede işlev gösterir. Aynı zamanda bu sistemler, enerji tasarrufu sağlama ve karbon ayak izini azaltma yönünde önemli katkılar sunar. Özellikle artan enerji maliyetleri ve çevre bilincinin önem kazandığı günümüzde, Daikin endüstriyel soğutma çözümleri işlevsel olmanın yanı sıra çevreye verdiği etkiyi minimum düzeyde tutuyor ve sağladığı enerji tasarrufuyla sürdürülebilirlik açısından da büyük bir rol oynuyor.

Bu entegrasyonun, Daikin’in sürdürülebilirlik hedeflerine de önemli katkılarda bulunması bekleniyor. Daikin, karbon salımını azaltma ve enerji verimliliğini artırma konusundaki taahhütlerini, AHT’nin yüksek verimli soğutma teknolojileriyle daha da ileriye taşımayı planlıyor. Çevresel etkiyi minimize etmek amacıyla geliştirilmiş ürünler ve yenilikçi çözümler, soğutma sistemlerinin enerji tüketimini azaltacak ve karbon ayak izini küçültmeye yardımcı olacak. Daikin, böylece hem operasyonel verimliliği hem de çevresel sürdürülebilirliği artırmayı hedefliyor.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

OYAK Çimento’nun Mühendis Geliştirme Programı CEMSTART’ın 2025 mezunları belli oldu

Yayınlandı

-

OYAK Çimento’nun genç mühendislerin kariyer yolculuklarına güçlü bir başlangıç yapmalarını sağlamak amacıyla hayata geçirdiği “CEMSTART Mühendis Geliştirme Programı” üçüncü dönemini başarıyla tamamladı. Toplam 5,5 ay süren kapsamlı programa katılan 17 genç yetenek, Ekim 2025 itibarıyla tam zamanlı olarak OYAK Çimento ailesine katıldı. CEMSTART, yüksek işe alım ve bağlılık oranıyla sektördeki en etkili yetenek programlarından biri olduğunu kanıtladı.

Türkiye çimento sektörünün lideri OYAK Çimento, genç profesyonelleri sektöre kazandırma misyonuyla yürüttüğü CEMSTART Mühendis Geliştirme Programı’nın üçüncü dönem mezuniyetini gerçekleştirdi. Teknik ve kişisel gelişimi merkeze alan, 5,5 ay süren bu bütüncül gelişim modeli, mühendislik fakültelerinin yeni mezun ve son sınıf öğrencisi adaylarının profesyonel iş yaşamına güçlü bir adım atmasını sağladı.

Yüksek İstihdam ve Güçlü Aidiyet

Genç mühendisler; CEMSTART Programı süresince teknik bilgi, iletişim becerisi, yabancı dil ve takım çalışması gibi alanlarda desteklenmenin yanı sıra, mentorlar eşliğinde gerçek projelerde aktif rol alarak saha deneyimi kazanma olanağı buldular. Programın üçüncü dönemine katılan 17 genç mühendis adayı, süreç sonunda yapılan değerlendirmelerle birlikte Ekim 2025 itibarıyla OYAK Çimento bünyesinde tam zamanlı olarak istihdam edilmeye başladı.

OYAK Çimento Ülke İnsan Kaynakları Direktörü Eda Güzeldemir Demiray, “Bir kurumun geleceği, bugün yetiştirdiği insanlarda şekillenir. OYAK Çimento olarak biz, bu anlayışla genç mühendislerimize yalnızca bir iş fırsatı değil, anlamlı bir yolculuk sunmayı hedefliyoruz. CEMSTART, geleceğin liderlerine yatırım yaptığımız, onların potansiyelini ortaya çıkarmalarına alan açtığımız bir gelişim platformu. Bu programda genç mühendisler sadece teknik becerilerini geliştirmiyor; aynı zamanda ekip olmayı, etki yaratmayı ve değer üretmeyi öğreniyorlar. Her dönem sonunda onların büyümesine, cesaretle sorumluluk almasına ve kurum kültürümüzle bütünleşmesine tanık olmak, bizim için büyük bir gurur. Bu başarı, yalnızca bir programın değil; OYAK Çimento’nun insana, öğrenmeye ve geleceğe olan inancının yansıması. CEMSTART’la birlikte biz, yalnızca bugünün iş gücünü değil, yarının liderlerini inşa ediyoruz.” dedi.

“Geleceği İnşa Eden Organizasyon Vizyonu”

Programın başarına ilişkin değerlendirmede bulunan OYAK Çimento Ülke CEO’su Murat Sela, CEMSTART’ın şirketin küresel vizyonu açısından önemini vurgulayarak şöyle devam etti: “OYAK Çimento olarak, genç yeteneklere yatırım yapma vizyonumuzun en somut yansıması olan CEMSTART programımızın üçüncü dönem mezunlarını vermekten büyük mutluluk duyuyoruz. Sektörümüz, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odaklı büyük bir dönüşümün eşiğinde. Bu dönüşüme öncülük edecek olanlar ise nitelikli genç profesyonellerdir. CEMSTART ile genç mühendislerimize, sadece yerel değil, aynı zamanda küresel çimento devi TCC Group Holdings çatısı altındaki güçlü konumumuzla paralel, vizyoner ve sürdürülebilir bir kariyerin kapılarını açıyoruz. Geleceği inşa eden organizasyon vizyonumuz doğrultusunda, CEMSTART programımızı ve kapsamını geliştirmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz.”

Değerlendirme süreçleri devam eden 4. Dönem CEMSTART Programı’nın Kasım 2025’te başlaması planlanıyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

TÜRKÇİMENTO AKADEMİ, YEŞİL DÖNÜŞÜM YOLUNDA SEKTÖRÜ ANKARA’DA BULUŞTURDU

Yayınlandı

-

TÜRKÇİMENTO Akademi tarafından organize edilen “Çimento Meslektaşlar Toplantısı” 16-17 Ekim 2025 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşti. Çimento sektörü profesyonellerini bir araya getiren etkinlikte, düşük karbonlu üretim teknolojileri ve sürdürülebilirlik hedefleri çerçevesinde “Kalsine Kil (LC3) ve çimentomsu malzeme konusu ele alındı.

TÜRKÇİMENTO öncülüğünde, Aşkale Çimento ve Oyak Çimento’nun ana sponsorluğunda, Cemtech Global Mühendislik ve Onbiron Endüstriyel Kimyasallar etkinlik sponsorluğunda gerçekleşen toplantı, sektörün farklı alanlarından 200’ün üzerinde uzmanın katılımıyla iki gün boyunca sürdü. Etkinliğin ilk günü, “LC3 Bilgilendirme Günü” kapsamında dünyaca ünlü çimento kimyası uzmanı Prof. Karen Scrivener ve ekibi, kalsine kil ve çimentomsu malzeme üretimindeki rolü, karbon emisyonlarının azaltılmasına katkısı ve Türkiye’nin bu alandaki potansiyeli üzerine kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi.

“Kalsine kil, sektörün yeşil dönüşümünde stratejik bir dönüm noktası”

TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, açılış konuşmasında sektörün dönüşüm yolculuğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Çimento sektörü, karbon salımlarının azaltılması ve sürdürülebilir üretim hedefleri doğrultusunda dönüşümünü hızla sürdürüyor. Kalsine kil, bu dönüşümde kritik bir dönüm noktası. Bugün burada bilgi paylaşımının yanı sıra ortak bir yol haritası oluşturmak üzere bir aradayız. Çimento sektörünün geleceğini şekillendirecek başlıkları ele almak açısından bu toplantı büyük önem taşıyor. Ayrıca dünya çapında kanaat önderi olan Prof. Karen Scrivener’i ülkemizde ağırlamak bizim için büyük bir gurur.”

Karen Scrivener: “Türkiye, LC3 teknolojisiyle düşük karbonlu üretimde büyük bir potansiyele sahip”

Ecole Polytechnique Fédérale de Lausanne (EPFL) Üniversitesi’nden Prof. Karen Scrivener ise Türkiye’nin kalsine kil alanında önemli fırsatlara sahip olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: “Türkiye, sahip olduğu doğal kil kaynakları ve güçlü çimento üretim altyapısıyla LC3 teknolojisinin uygulanması için çok uygun bir ülke. Bu dönüşüm, hem karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilir hem de sektörün rekabet gücünü artırır.”

Toplantının ikinci gününde ise katılımcılar, karbon düzenlemeleri, iklim kanunu, emisyon ticaret sistemi, sürdürülebilirlik raporlaması, hammadde temini, alternatif yakıt ve enerji kullanımı, dijitalleşme ve yapay zeka gibi öncelikli başlıklarda bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Gün sonunda, katılımcıların görüşlerinden oluşan bir değerlendirme raporu hazırlanarak sektörle paylaşılmak üzere derlendi.

Okumaya Devam Et

GENEL

Kozanlar Jeotermal’in Kazakistan’daki Sera Projesinin Isıtma Altyapısı Mimsan’a Emanet

Yayınlandı

-

Seracılık sektörünün öncü firmalarından Kozanlar Jeotermal, Kazakistan’da 40 hektarlık bir alan üzerine kurduğu yeni serasının ısıtma altyapısında Mimsan’ın yüksek verimli MGS serisi sıcak su kazanlarını tercih etti.

Kozanlar Jeotermal, Kazakistan’da 40 hektarlık bir alana kurduğu seranın ısıtma sistemlerinde Mimsan teknolojisini tercih etti. Tesisin ısı ihtiyacını karşılamak üzere, 5 adedi 6.000.000 kcal/h, 4 adedi 5.000.000 kcal/h kapasiteli olmak üzere toplam 9 adet MGS serisi gaz yakıtlı sıcak su kazanı devreye alındı.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mimsan Domestik Pazarlama ve Üretim Koordinatörü Abdulkadir Pilatin, sera ısıtma sistemlerinin tarım sektöründeki stratejik önemine dikkat çekerek şunları söyledi:

Tarımda verimi ve kaliteyi artırıyor

“Sera ısıtma sistemleri, tarım sektöründe verimliliğin artırılmasında kilit bir rol oynuyor. Dış hava koşullarından bağımsız olarak yıl boyunca ideal sıcaklık aralıklarının sağlanması, bitkisel üretimin sürekliliğini güvence altına alırken ürün kalitesini de önemli ölçüde yükseltiyor. Modern seracılıkta ısıtma altyapısı, yalnızca konfor koşullarını belirleyen bir unsur değil, aynı zamanda üretim planlamasının sürdürülebilirliğini sağlayan stratejik bir yatırım olarak öne çıkıyor. Mimsan olarak, bu alandaki deneyimimizle sektörün ihtiyaçlarına uygun yüksek verimli çözümler sunuyoruz. Son olarak, Kozanlar Jeotermal’in Kazakistan’da kurulumunu gerçekleştirdiği sera projesinin çözüm ortağı olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.

Yüzde 98’e varan yanma verimi sağlıyor

Projede kullanılan MGS serisi kazanlarımız, yüzde 98’e varan yanma verimiyle ekonomik bir ısıtma çözümü sunarken, düşük emisyon değerleri sayesinde karbon salımını azaltarak çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor. Bu sayede sera gibi iklim kontrolünün süreklilik gerektirdiği yapılarda enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarırken çevresel etkileri de minimuma indiriyoruz.

Sistem uzaktan kontrol edilerek enerji kullanımı optimize ediliyor

Ayrıca MGS serisi üç geçişli skoç tip sıcak su kazanlarımız, dijital LCD kontrol paneli ve Modbus uyumlu otomasyon altyapısıyla uzaktan erişim ve kontrol olanağı sağlıyor. Dış hava sıcaklığına göre otomatik ayarlama yapabilen bu sistem, tesis içinde ideal iklim koşullarının korunmasına yardımcı olurken enerji kullanımını da optimize ediyor. Konfor modunda çalışabilmesi ve belirlenen saatler dışında ekonomi moduna geçebilmesi sayesinde de işletme maliyetlerinden önemli bir tasarruf sağlanıyor.” dedi.

Okumaya Devam Et

Son Yazılar

Trendler