Bizimle iletişime geçin

GENEL

Yeşil Sanayi, Isıtma Sektörüne de İvme Kazandırıyor

Yayınlandı

-

Sanayici, yeşil dönüşümü hızlandırmak ve rekabet gücünü artırmak için çözümü GES’de buluyor.

“Sanayici yüzünü güneşe döndü” diyen Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, enerji de yaşanan dönüşümün fabrikaların enerji sarfiyatında yüzde 40 ila yüzde 60 pay alan ısıtma sistemlerinin dönüşümünü de beraberinde getirdiğini açıkladı. Bu dönüşüm sayesinde elektrikli ısıtıcı pazarı son 3 yılda yüzde 35 büyüdü.

TEİAŞ’ın verilerine göre Türkiye’de güneş enerjisi kurulu gücü haziran ayında 14.993 MW’a ulaştı. Türkiye Ulusal Enerji Planı’na göre 2035’te Türkiye’nin güneş enerjisi kurulu gücünün 52 bin 900 MW’a ulaşacağı tahmin ediliyor. Özellikle yeşil dönüşüm ve AB’nin sınırda karbon düzenlemesi nedeniyle ihracat yapan sanayicilerin gündeminde olan güneş enerjisi yatırımları, aynı zamanda elektrik maliyetlerinin azalması ve finansmana erişim açısından da kritik önem taşıyor.

Yeni regülasyonlar, sanayicilerin GES yatırımlarını destekliyor

Güneş enerjisi santrallerinin kurulu gücünün iki katına kadar ek kurulum yapma izni veren yeni regülasyonlar da sanayicilerin bu alana yapacakları yatırımları destekliyor. Bu düzenleme, sanayicilere 500 megavat ve üzeri kapasitelerde lisanssız santral kurulum imkânı sunuyor. Güneş enerjisi santrali kurulumunda kullanılan malzemeler için katma değer vergisi (KDV) istisnası uygulanması da GES yatırımlarını cazip kılıyor.

“Sanayici yüzünü güneşe döndü”

“Enerji fiyatlarında yaşanan artış, yeşil dönüşüm ve AB’nin sınırda karbon düzenlemesi nedeniyle sanayici yüzünü güneşe döndü” diyen Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, enerjide yaşanan dönüşümün fabrikaların enerji sarfiyatında yüzde 40 ila yüzde 60 pay alan ısıtma sistemlerinin dönüşümünü de beraberinde getirdiğini açıkladı:

Elektrikli ısıtıcı pazarı son 3 yılda yüzde 35 büyüdü

“Sanayici, GES yatırımından maksimum fayda sağlayabilmek için ihtiyaç fazlası enerjiyi, fabrikasındaki mevcut sistemleri, elektrikle çalışan çevreci teknolojilerle yenileyerek değerlendiriyor. Fabrikaların enerji tüketiminde önemli bir pay alan ısıtma sistemleri de GES yatırımlarının ardından renovasyon kapsamında değerlendirilen konular arasında yer alıyor. Sanayiciler GES’den sağlanan elektriği değerlendirmek için çalışma prensibi açısından da geleneksel sistemlerden çok daha avantajlı olan elektrikli ısıtıcılara yöneliyor. Bu durum elektrikli ısıtıcı pazarının son 3 yılda yüzde 35 büyümesine katkı sağladı.

Ücretsiz keşif, projelendirme, kurulum ve devreye alma hizmeti sunuyor

Çukurova Isı olarak biz de bu geçiş sürecinde sanayicilere; ücretsiz keşif, projelendirme, kurulum ve devreye alma işlemlerini tek elden yani anahtar teslim olacak şekilde sunuyoruz. Kısacası hem ileri teknoloji elektrikli ısıtıcılarımız hem de güçlü mühendislik altyapımız ile sunduğumuz hizmetlerle sanayicileri destekliyoruz. Çünkü bu konu ciddi bir mühendislik çalışması gerektiriyor. Isıtıcının; yerini, kapasitesini ve özelliklerini doğru bir şekilde belirlemediğiniz takdirde konfor ve tasarruf kriterlerini sağlamanız mümkün olmuyor.”

Osman Ünlü, konuşmasında ayrıca elektrikli ısıtıcıların sahip olması gereken donanımsal özelliklere de dikkat çekti:

“Çukurova Isı olarak, dünya standartlarındaki elektrikli ısıtma teknolojilerimizin özgün reflektör tasarımı ve özel kasa imalatı ile ısıtmada verimliliği maksimize ederken enerji sarfiyatını da minimuma düşürüyoruz. Goldsun elektrikli ısıtıcılarımızdaki özel reflektör sayesinde ampulden çıkan ışınların tümünün cisimlere yansıtılmasını sağlayarak ısıtma verimini yüzde 28’lere varan oranlarda artırıyoruz.

Yüzde 40 daha verimli

Elektrikli ısıtıcılarda verimlilik denilince dikkat edilmesi gereken kriterlerden ilki ise ‘halojen lamba’ olmalı. Halojen lambaya sahip bir ısıtıcı, standart rezistanslı elektrikli cihazlara göre yüzde 40 daha verimli oluyor. Biz Çukurova Isı olarak, Goldsun elektrikli ısıtıcılarımızın sahip olduğu yüksek yoğunluklu halojen ampul ile ısıtmada yüzde 40 daha fazla verim sağlıyoruz.”dedi.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi 

Yayınlandı

-

Elite World Hotels & Resorts, franchise iş modeliyle büyümeye devam ediyor. Zincir, rezidans kategorisindeki yeni oteli Elite World Residence İstanbul Başakşehir için Hayat Group İnşaat ile anlaşma imzaladı.

Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, rezidans konseptindeki otellerine bir yenisini daha ekledi. Zincir, bu kapsamda İstanbul’un gelişen bölgesi Başakşehir’de Hayat Group İnşaat ile Elite World Residence İstanbul Başakşehir projesi için franchise anlaşması imzaladı.

Konforlu Yaşam Alanları ve Geniş Sosyal Olanaklar

2027 Ocak ayında kapılarını açması planlanan Elite World Residence İstanbul Başakşehir, 45 otel odası ve 70 rezidans dairesi ile misafirlerini ağırlayacak. 2 bloktan oluşan ve 15 katlı ana binası otel ve rezidans olarak konumlandırılan proje, 600 metrekare alana sahip spa ve fitness alanı, 250 metrekarelik restoranı, açık alışveriş alanı, havuzu ve 400 kişilik 2 toplantı salonuyla iş ve tatil amaçlı konaklamalar için ideal bir deneyim sunacak. İstanbul Havalimanı ve Taksim’e 30 kilometre, Çam Sakura Hastanesi’ne yürüme mesafesinde yer alan proje, hem uzun hem de kısa süreli konaklamalarda iş seyahati, tatil ve sağlık turizmi hedef kitlesine hitap edecek şekilde tasarlandı.

Yeni Dönem İçin Güçlü Adım

Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,  “Elite World Hotels & Resorts olarak, markamızı Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarına taşımak için yatırımcılarımızla güç birliği yapmaya devam ediyoruz. Yeni otelimizle birlikte sadece konaklama değil; bulunduğumuz şehre değer katacak, istihdam ve turizm potansiyeli yaratacak adımlar atıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, zincirimizin rezidans konseptindeki 3. oteli olarak sürdürülebilir büyümemizin örneğini teşkil ediyor. Misafirlerimizin ihtiyaçlarına uygun konfor ve hizmet standartlarımızı her geçen gün daha geniş bir kitleyle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. 

Elite World Hotels & Resorts CEO’su Orkun Petekçi ise  “Bugün imza attığımız bu anlaşma, franchise iş modeliyle büyüme stratejimizdeki kararlılığımızın önemli bir örneğini oluşturuyor. Zincirimizin İstanbul’daki 9’uncu oteli olacak bu tesis, portföyümüzdeki çeşitliliğin de önemli bir parçası olacak. Yeni otelimizin, İstanbul turizminin gelişimine katkı sağlayacağına ve markamızın büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Yatırımcılarımızın vizyonunu Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle buluşturarak güçlü ve sürdürülebilir büyümeye devam ediyoruz.” diye konuştu.

Hayat Group İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Abdel Halim ise yatırımla ilgili olarak şunları kaydetti: “Gayrimenkul ve karma yaşam projelerinde edindiğimiz deneyimi, turizm sektörünün güçlü markalarından Elite World ile yeni bir boyuta taşıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, grup olarak markalı otel ve rezidans projelerimizdeki ilk büyük adımımız olacak. Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle bölgeye ve İstanbul’a değer katacağımıza inanıyoruz.” 

Okumaya Devam Et

GENEL

Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor

Yayınlandı

-

Günümüzde markaların tüketicilerle kurduğu ilişkinin doğası köklü bir değişimden geçiyor. Sadece kaliteli bir ürün ya da hizmet sunmak, müşterilerin güvenini kazanmak için artık yeterli değil. Tüketiciler, markaların arkasındaki değerleri, iş yapış biçimlerini, toplumsal sorumluluklarını ve hatta kriz anlarında sergiledikleri tavırları daha yakından takip ediyor. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bilgiye erişimin hiç olmadığı kadar kolay hale geldiğini vurgulayan İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, şeffaf iletişimin markalara kazandırdığı avantajlara dikkat çekiyor.

Tüketicilerin yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığa öncelik veriyor

Şeffaf iletişimin artık bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Sibel Selvi, şunları söylüyor: Araştırmalar bu dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. NielsenIQ verilerine göre tüketicilerin yüzde 72’si, bir markanın amacını ve değerlerini açıkça ortaya koymasının satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini belirtiyor. Label Insight tarafından yapılan başka bir araştırma ise tüketicilerin yüzde 94’ünün şeffaf davranan markalara daha sadık kaldığını gösteriyor. Benzer şekilde WebFX’in yayımladığı istatistiklere göre tüketicilerin yaklaşık yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığı en önemli faktörlerden biri olarak görüyor. Bu oranlar, şeffaflığın artık marka değerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.

Güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişim

Peki, şeffaf iletişim neden bu kadar önemli? Öncelikle güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişimden geçiyor. Tüketiciler, markaların hatalarını gizlemesindense sorumluluk almasını ve çözüm yolunu şeffaf şekilde paylaşmasını tercih ediyor. Kriz dönemlerinde şeffaf iletişimi öncelik haline getiren şirketler, tüketiciler tarafından çok daha güvenilir bulunuyor. Bu da itibar yönetiminde şeffaflığın kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Bununla birlikte şeffaflık, müşteri sadakatini ve marka bağlılığını artırıyor. Şeffaf markalar yalnızca tercih edilmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketicilerin gözünde “savunulmaya değer” hale geliyor.

Şeffaflık, verilerin güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor

Elbette markaların şeffaflık konusunda adım atması kolay değil. Ölçülmesi güç veriler, farklı kültürel beklentiler ve rekabet kaygıları şirketlerin önüne önemli engeller çıkarabiliyor. Bu noktada şeffaflık sağlamak, birçok farklı aktörün verilerinin uyumlu ve güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor. Ancak bu süreçte bilgi eksiklikleri veya doğrulama sorunları yaşanabiliyor. Şeffaflık ile “ticari sırların korunması” arasındaki ince denge, markalar için zaman zaman kafa karıştırıcı bir alan oluşturuyor. Çok fazla bilgi paylaşımı rakipler için avantaj yaratabileceği gibi tüketicilerde de karmaşa doğurabiliyor. Bununla birlikte, dünyada öne çıkan uygulamalar şeffaf iletişimin doğru şekilde kurgulandığında markalar için ciddi bir değer yarattığını ortaya koyuyor. Vogue Business tarafından “radikal dürüstlük” olarak tanımlanan akım, markaların başarılarının yanı sıra hatalarını da samimiyetle paylaşmasını kapsıyor. Bu yaklaşım özellikle genç kuşak tüketiciler arasında büyük yankı buluyor.

Uzun vadeli başarının temel koşulu, şeffaf iletişim stratejisi

Gelinen noktada şeffaf iletişim stratejisi oluşturmak günümüz markaları için artık bir tercih değil, uzun vadeli başarının temel koşullarından biri. Tüketiciler markalardan dürüstlük, hesap verebilirlik ve samimiyet bekliyor. Bu beklentiyi karşılayabilen şirketler hem güven hem de sadakat kazanarak rekabette öne çıkıyor. Buna karşın şeffaflıktan uzak duran markaların, dijital çağda itibarlarını koruması giderek zorlaşıyor. Şeffaf iletişim, geleceğin güçlü markalarının olmazsa olmaz yapıtaşı olmaya aday görünüyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

GAYRİMENKULDE İLKLERİN MARKASI BİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE

Yayınlandı

-

“Sektörde ilk yapay zekâ reklam filmi de Bizim Evler için hazırlanmıştı” 

İhlas Holding İnşaat Grubu, binlerce aileyi ev sahibi yaptığı Ispartakule bölgesindeki Bizim Evler markalı projeleri için yeni bir reklam filmi hazırlattı. Şubat ayında yayınlanan ve gayrimenkul sektöründe ilk olma özelliği taşıyan yapay zekâ destekli reklam filmiyle büyük ses getiren marka, şimdi ikinci filmle bu yenilikçi yaklaşımı sürdürüyor. Bizim Evler için yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan her iki reklam filminde de yarım asra yakın tecrübesiyle Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.

İstanbul’da planlı şehir hayatının en başarılı örnekleri arasında yer alan Ispartakule bölgesinin, en güçlü inşaat firması İhlas Holding İnşaat Grubu, Bizim Evler markası için yapay zekâ teknolojisiyle yeni bir reklam filmi hazırlattı. Daha önce Şubat ayında hazırlanan ve büyük ses getiren reklam filmi, “Yapay zekâ teknolojisiyle gayrimenkul sektöründe hazırlanan ilk reklam filmi” olmuştu.

HER DETAYDA YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİ

Senaryodan müziğe, görsellerden metinlere kadar tüm aşamalarda yapay zekâ teknolojisiyle üretilen yeni reklam filminde, teslime hazır Bizim Evler 10 ve yapımı süren Bizim Evler 11 projesindeki 48 aylık vade kampanyası anlatılıyor. Bu öncü çalışmada, yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan ilk reklam filminde olduğu gibi yarım asra yaklaşan tecrübesi ve yenilikçi bakış açısına sahip Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.

GEÇMİŞTEN İLHAM, GELECEĞE VİZYON

Hazırlanan yeni reklam filminde, Bizim Evler projeleriyle özlenen mahalle kültürü ve  komşuluk değerlerinin yeniden hayat bulduğu mesajı veriliyor. Ayrıca yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan yeni reklam filmiyle İhlas Holding İnşaat Grubu, tıpkı ilk filmde olduğu gibi teknoloji ile gayrimenkul sektörü arasında önemli bir bağ kurarak benzersiz bir müşteri deneyimi yaşatmayı hedefliyor. 

Okumaya Devam Et

Trendler