Bizimle iletişime geçin

GENEL

TÜRKİYE VE AMERİKA JENERATÖR SEKTÖRLERİ ARASINDA STRATEJİK İŞ BİRLİĞİ

Yayınlandı

-

Türkiye jeneratör ve güç sistemleri sektörünün lider kuruluşu JENDER, dünya jeneratör endüstrisinin en büyük ve en köklü organizasyonu olan EGSA (Electrical Generating Systems Association) ile kardeş dernek anlaşması imzaladı.

Bu tarihi adım, 24 Nisan 2025 tarihinde ABD’nin Chicago şehrinde, JENDER Yönetim Kurulu Başkanı Rıdvan Özer’in online katılımı, EGSA Yönetim Kurulu Başkanı Daniel Barbersek ve EGSA CEO’su Mir Mustafa JD, CAE ile JENDER Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Faruk AKSOY tarafından resmî olarak atıldı.

 

JENERATÖR SEKTÖRÜNDE TARİHİ ANLAŞMA: JENDER VE EGSA Kardeş Dernek Oldu!

Jeneratör sektöründe global iş birliklerine yeni bir boyut kazandıran bu anlaşma, sektörün uluslararası standartlarını geliştirmeyi ve Türkiye ile Amerika arasındaki teknolojik ve ticari köprüleri güçlendirmeyi hedefliyor. Bu anlaşmayla birlikte JENDER ve EGSA, sektörel bilgi paylaşımı, eğitim ve sertifikasyon, B2B etkinlikler, Ar-Ge çalışmaları ve sürdürülebilirlik projelerinde kapsamlı bir iş birliği kuracak.

 

JENDER’DEN BÜYÜK ADIM: EGSA İLE GLOBAL İŞ BİRLİĞİ BAŞLIYOR

Bu iş birliği, JENDER üyelerine, EGSA’nın oluşturduğu dünya çapındaki teknik bilgi havuzuna, standartlara ve iş geliştirme fırsatlarına erişim imkânı sağlayacak. Aynı zamanda Türkiye jeneratör sektörü, uluslararası platformlarda daha güçlü bir temsil gücüne kavuşacak. Bu sayede JENDER üye firmaları, dünya genelindeki projelerde daha etkin bir rol üstlenebilecek.

 

TÜRKİYE JENERATÖR SEKTÖRÜ ARTIK DÜNYA SAHNESİNDE!


Bu tarihi anlaşmayla:

  • Türkiye jeneratör sektörü dünya arenasında görünürlük ve etkinlik kazanacak.
    • Sektörümüz, daha yüksek kalite standartlarına ve uluslararası pazarlara daha hızlı erişim sağlayacak.
    • Türk üreticileri ve mühendisleri, global enerji projelerinde daha fazla tercih edilir hale gelecek.

Bu önemli iş birliği, Türkiye’nin güç sistemleri alanındaki teknolojik bilgi birikimini küresel sahneye taşıyarak yeni yatırım ve büyüme fırsatlarının önünü açacak.

 

EGSA: Dünyanın En Büyük ve En Eski Jeneratör Organizasyonu

EGSA (Electrical Generating Systems Association), 1968 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulmuş ve o tarihten bu yana jeneratör ve güç sistemleri teknolojilerine odaklanmıştır. Bugün yaklaşık 500 üye şirketi ile EGSA, jeneratör üreticilerini, distribütörleri, mühendislik firmalarını, sistem entegratörlerini, servis sağlayıcıları ve son kullanıcıları aynı platformda buluşturmaktadır. EGSA’nın misyonu; sektördeki teknolojileri geliştirmek, standartları yükseltmek ve en iyi uygulamaları yaygınlaştırarak sektörün küresel rekabet gücünü artırmaktır.

 

EGSA, Amerika Dışında İlk Kez Bir Dernekle İş Birliği Yapıyor

Bu iş birliği, EGSA’nın tarihinde bir ilktir. Amerika dışında bir kuruluşla yapılan ilk kardeş dernek anlaşması olması, bu iş birliğinin önemini daha da artırmaktadır. EGSA, Türkiye üzerinden Avrupa ve Asya pazarlarına daha etkin ulaşmayı hedeflerken, JENDER üyeleri de uluslararası bilgi ve iş ağına doğrudan bağlanma fırsatı yakalayacak.

 

Güçlü Ortaklıkla Hayata Geçecek Faaliyetler:

Sektörel bilgi ve deneyim paylaşımı

Ortak eğitim ve sertifikasyon programları

Uluslararası B2B etkinlikler ve güçlü network oluşturma

Standartlar, teknik belgeler ve raporların paylaşımı

Fuarlar, sürdürülebilirlik ve Ar-Ge girişimlerine destek

JENDER üyeleri ile EGSA üyeleri ortak iş birliği, ihracat ve yatırım çalışmalarını destekleme

 

Türkiye Jeneratör Sektörünün Küresel Güçlenmesi

Bu anlaşmayla JENDER üyesi Türk Jeneratör İmalatçıları:

  • Dünya jeneratör sektöründe daha fazla söz sahibi olacak.
  • Yeni iş birlikleri ve yatırım fırsatlarına ulaşacak.
  • Enerji üretimi teknolojilerinde global standartlarla daha hızlı entegre olacak.

JENDER, ülkemizi uluslararası platformlarda temsil etmenin gururunu taşırken, Türkiye jeneratör sektörünün globalleşme sürecine liderlik etmeye devam edecektir.

 

Data Center Pazarı ve Geleceği

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki veri merkezi pazarı, hızla büyüyen ve stratejik öneme sahip bir sektör olarak dikkat çekmektedir. 2024 yılı itibarıyla Kuzey Amerika’da yaklaşık 6.350 MW’lık veri merkezi kapasitesi inşa halindedir ve bu kapasitenin %72’si kiralanmıştır. Yapay zekâ ve bulut bilişim alanlarındaki gelişmeler, veri merkezi pazarının büyümesini hızlandırmaktadır. Kuzey Amerika veri merkezi pazarının 2024 yılı itibarıyla büyüklüğü 26,67 milyar dolar iken, 2028 yılına kadar 55,83 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Bu büyüme, yıllık %15,92’lik bir bileşik yıllık büyüme oranına (CAGR) işaret etmektedir.


Bu büyüyen pazar, Türk jeneratör sektörüne yeni fırsatlar sunmakta olup, özellikle yüksek enerji tüketimi gereksinimlerini karşılamak için güçlü jeneratör çözümlerine olan talep artmaktadır. Ayrıca, dünya genelinde veri merkezi pazarı için önümüzdeki yıllarda büyük yatırımlar yapılması beklenmektedir.

 

Yeni Trump Tarifeleri ve Türk Jeneratör Sektörü İçin Önemi

ABD Başkanı Donald Trump’ın 2024 seçim kampanyasında fosil yakıt endüstrisinden aldığı destekle birlikte, çevresel düzenlemeleri gevşetme ve enerji yoğun sektörleri destekleme politikaları ön plana çıkmıştır. Bu durum, veri merkezi ve enerji sektörlerinde büyük bir büyüme potansiyeli yaratmaktadır. Örneğin, Energy Transfer şirketi, veri merkezi hizmet taleplerinde %75 oranında bir artış bildirmiştir.

Bu politikalar, Türk jeneratör üreticileri için Amerika pazarında yeni fırsatlar sunmaktadır. JENDER’in EGSA ile yaptığı iş birliği, Türk üreticilerinin bu büyüyen pazarda daha etkin bir şekilde yer almasına olanak sağlayacaktır.

Ayrıca, Amerika’ya yönelik %10’luk ek tarif vergi oranı, Türkiye’nin jeneratör üreticilerini Avrupa ve diğer ülke üreticilerine kıyasla daha avantajlı bir konuma getirmektedir. Bu durum, Türk üreticilerinin Amerika pazarında rekabet avantajı elde etmelerini sağlamaktadır.

 

Rıdvan Özer – JENDER Yönetim Kurulu Başkanı:

“Bugün, Türkiye jeneratör sektörü için tarihi bir adım atıyoruz. EGSA ile imzaladığımız kardeş dernek anlaşması, sadece sektörümüzün uluslararası arenadaki gücünü artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Türk mühendislik ve üretim yetkinliklerinin dünya çapında tanınmasını sağlayacaktır. JENDER olarak, bu iş birliği sayesinde JENDER üyelerini küresel arenaya daha güçlü bir şekilde taşıyacak bu iş birliğinden büyük gurur duyuyoruz. EGSA ile atılan bu adım, üyelerimize yeni kapılar açacak ve sektörümüzde sürdürülebilir büyümeyi destekleyecek.”

 

Daniel Barbersek – EGSA Yönetim Kurulu Başkanı:

“JENDER ile kardeş dernek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye’nin güçlü ve dinamik jeneratör sektörünün, EGSA’nın global ağına değerli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. JENDER ile kurduğumuz bu kardeş dernek ilişkisi, sadece iki ülke arasında değil, dünya çapında güç sistemleri sektörüne önemli katkılar sağlayacaktır.”

 

Mir Mustafa JD, CAE – EGSA CEO’su:

“Bu stratejik ortaklık sayesinde, EGSA bilgi, deneyim ve inovasyonu daha geniş coğrafyalarda paylaşılacak. JENDER ile birlikte, sektörde uluslararası standartların yükseltilmesine katkıda bulunacağız.”

 

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi 

Yayınlandı

-

Elite World Hotels & Resorts, franchise iş modeliyle büyümeye devam ediyor. Zincir, rezidans kategorisindeki yeni oteli Elite World Residence İstanbul Başakşehir için Hayat Group İnşaat ile anlaşma imzaladı.

Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, rezidans konseptindeki otellerine bir yenisini daha ekledi. Zincir, bu kapsamda İstanbul’un gelişen bölgesi Başakşehir’de Hayat Group İnşaat ile Elite World Residence İstanbul Başakşehir projesi için franchise anlaşması imzaladı.

Konforlu Yaşam Alanları ve Geniş Sosyal Olanaklar

2027 Ocak ayında kapılarını açması planlanan Elite World Residence İstanbul Başakşehir, 45 otel odası ve 70 rezidans dairesi ile misafirlerini ağırlayacak. 2 bloktan oluşan ve 15 katlı ana binası otel ve rezidans olarak konumlandırılan proje, 600 metrekare alana sahip spa ve fitness alanı, 250 metrekarelik restoranı, açık alışveriş alanı, havuzu ve 400 kişilik 2 toplantı salonuyla iş ve tatil amaçlı konaklamalar için ideal bir deneyim sunacak. İstanbul Havalimanı ve Taksim’e 30 kilometre, Çam Sakura Hastanesi’ne yürüme mesafesinde yer alan proje, hem uzun hem de kısa süreli konaklamalarda iş seyahati, tatil ve sağlık turizmi hedef kitlesine hitap edecek şekilde tasarlandı.

Yeni Dönem İçin Güçlü Adım

Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,  “Elite World Hotels & Resorts olarak, markamızı Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarına taşımak için yatırımcılarımızla güç birliği yapmaya devam ediyoruz. Yeni otelimizle birlikte sadece konaklama değil; bulunduğumuz şehre değer katacak, istihdam ve turizm potansiyeli yaratacak adımlar atıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, zincirimizin rezidans konseptindeki 3. oteli olarak sürdürülebilir büyümemizin örneğini teşkil ediyor. Misafirlerimizin ihtiyaçlarına uygun konfor ve hizmet standartlarımızı her geçen gün daha geniş bir kitleyle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. 

Elite World Hotels & Resorts CEO’su Orkun Petekçi ise  “Bugün imza attığımız bu anlaşma, franchise iş modeliyle büyüme stratejimizdeki kararlılığımızın önemli bir örneğini oluşturuyor. Zincirimizin İstanbul’daki 9’uncu oteli olacak bu tesis, portföyümüzdeki çeşitliliğin de önemli bir parçası olacak. Yeni otelimizin, İstanbul turizminin gelişimine katkı sağlayacağına ve markamızın büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Yatırımcılarımızın vizyonunu Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle buluşturarak güçlü ve sürdürülebilir büyümeye devam ediyoruz.” diye konuştu.

Hayat Group İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Abdel Halim ise yatırımla ilgili olarak şunları kaydetti: “Gayrimenkul ve karma yaşam projelerinde edindiğimiz deneyimi, turizm sektörünün güçlü markalarından Elite World ile yeni bir boyuta taşıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, grup olarak markalı otel ve rezidans projelerimizdeki ilk büyük adımımız olacak. Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle bölgeye ve İstanbul’a değer katacağımıza inanıyoruz.” 

Okumaya Devam Et

GENEL

Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor

Yayınlandı

-

Günümüzde markaların tüketicilerle kurduğu ilişkinin doğası köklü bir değişimden geçiyor. Sadece kaliteli bir ürün ya da hizmet sunmak, müşterilerin güvenini kazanmak için artık yeterli değil. Tüketiciler, markaların arkasındaki değerleri, iş yapış biçimlerini, toplumsal sorumluluklarını ve hatta kriz anlarında sergiledikleri tavırları daha yakından takip ediyor. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bilgiye erişimin hiç olmadığı kadar kolay hale geldiğini vurgulayan İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, şeffaf iletişimin markalara kazandırdığı avantajlara dikkat çekiyor.

Tüketicilerin yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığa öncelik veriyor

Şeffaf iletişimin artık bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Sibel Selvi, şunları söylüyor: Araştırmalar bu dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. NielsenIQ verilerine göre tüketicilerin yüzde 72’si, bir markanın amacını ve değerlerini açıkça ortaya koymasının satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini belirtiyor. Label Insight tarafından yapılan başka bir araştırma ise tüketicilerin yüzde 94’ünün şeffaf davranan markalara daha sadık kaldığını gösteriyor. Benzer şekilde WebFX’in yayımladığı istatistiklere göre tüketicilerin yaklaşık yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığı en önemli faktörlerden biri olarak görüyor. Bu oranlar, şeffaflığın artık marka değerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.

Güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişim

Peki, şeffaf iletişim neden bu kadar önemli? Öncelikle güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişimden geçiyor. Tüketiciler, markaların hatalarını gizlemesindense sorumluluk almasını ve çözüm yolunu şeffaf şekilde paylaşmasını tercih ediyor. Kriz dönemlerinde şeffaf iletişimi öncelik haline getiren şirketler, tüketiciler tarafından çok daha güvenilir bulunuyor. Bu da itibar yönetiminde şeffaflığın kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Bununla birlikte şeffaflık, müşteri sadakatini ve marka bağlılığını artırıyor. Şeffaf markalar yalnızca tercih edilmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketicilerin gözünde “savunulmaya değer” hale geliyor.

Şeffaflık, verilerin güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor

Elbette markaların şeffaflık konusunda adım atması kolay değil. Ölçülmesi güç veriler, farklı kültürel beklentiler ve rekabet kaygıları şirketlerin önüne önemli engeller çıkarabiliyor. Bu noktada şeffaflık sağlamak, birçok farklı aktörün verilerinin uyumlu ve güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor. Ancak bu süreçte bilgi eksiklikleri veya doğrulama sorunları yaşanabiliyor. Şeffaflık ile “ticari sırların korunması” arasındaki ince denge, markalar için zaman zaman kafa karıştırıcı bir alan oluşturuyor. Çok fazla bilgi paylaşımı rakipler için avantaj yaratabileceği gibi tüketicilerde de karmaşa doğurabiliyor. Bununla birlikte, dünyada öne çıkan uygulamalar şeffaf iletişimin doğru şekilde kurgulandığında markalar için ciddi bir değer yarattığını ortaya koyuyor. Vogue Business tarafından “radikal dürüstlük” olarak tanımlanan akım, markaların başarılarının yanı sıra hatalarını da samimiyetle paylaşmasını kapsıyor. Bu yaklaşım özellikle genç kuşak tüketiciler arasında büyük yankı buluyor.

Uzun vadeli başarının temel koşulu, şeffaf iletişim stratejisi

Gelinen noktada şeffaf iletişim stratejisi oluşturmak günümüz markaları için artık bir tercih değil, uzun vadeli başarının temel koşullarından biri. Tüketiciler markalardan dürüstlük, hesap verebilirlik ve samimiyet bekliyor. Bu beklentiyi karşılayabilen şirketler hem güven hem de sadakat kazanarak rekabette öne çıkıyor. Buna karşın şeffaflıktan uzak duran markaların, dijital çağda itibarlarını koruması giderek zorlaşıyor. Şeffaf iletişim, geleceğin güçlü markalarının olmazsa olmaz yapıtaşı olmaya aday görünüyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

GAYRİMENKULDE İLKLERİN MARKASI BİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE

Yayınlandı

-

“Sektörde ilk yapay zekâ reklam filmi de Bizim Evler için hazırlanmıştı” 

İhlas Holding İnşaat Grubu, binlerce aileyi ev sahibi yaptığı Ispartakule bölgesindeki Bizim Evler markalı projeleri için yeni bir reklam filmi hazırlattı. Şubat ayında yayınlanan ve gayrimenkul sektöründe ilk olma özelliği taşıyan yapay zekâ destekli reklam filmiyle büyük ses getiren marka, şimdi ikinci filmle bu yenilikçi yaklaşımı sürdürüyor. Bizim Evler için yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan her iki reklam filminde de yarım asra yakın tecrübesiyle Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.

İstanbul’da planlı şehir hayatının en başarılı örnekleri arasında yer alan Ispartakule bölgesinin, en güçlü inşaat firması İhlas Holding İnşaat Grubu, Bizim Evler markası için yapay zekâ teknolojisiyle yeni bir reklam filmi hazırlattı. Daha önce Şubat ayında hazırlanan ve büyük ses getiren reklam filmi, “Yapay zekâ teknolojisiyle gayrimenkul sektöründe hazırlanan ilk reklam filmi” olmuştu.

HER DETAYDA YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİ

Senaryodan müziğe, görsellerden metinlere kadar tüm aşamalarda yapay zekâ teknolojisiyle üretilen yeni reklam filminde, teslime hazır Bizim Evler 10 ve yapımı süren Bizim Evler 11 projesindeki 48 aylık vade kampanyası anlatılıyor. Bu öncü çalışmada, yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan ilk reklam filminde olduğu gibi yarım asra yaklaşan tecrübesi ve yenilikçi bakış açısına sahip Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.

GEÇMİŞTEN İLHAM, GELECEĞE VİZYON

Hazırlanan yeni reklam filminde, Bizim Evler projeleriyle özlenen mahalle kültürü ve  komşuluk değerlerinin yeniden hayat bulduğu mesajı veriliyor. Ayrıca yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan yeni reklam filmiyle İhlas Holding İnşaat Grubu, tıpkı ilk filmde olduğu gibi teknoloji ile gayrimenkul sektörü arasında önemli bir bağ kurarak benzersiz bir müşteri deneyimi yaşatmayı hedefliyor. 

Okumaya Devam Et

Trendler