Bizimle iletişime geçin

GENEL

Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport iş ve sağlık turizminin yeni merkezi olacak

Yayınlandı

-

Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport iş ve sağlık turizminin yeni merkezi olacak

FCR GYO, Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport projesinin temelini attı. Otelin aynı zamanda FCR GYO’nun gelecek vizyonunu gerçekleştirme yolunda önemli bir adımı temsil ettiğini söyleyen FCR GYO Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça, “Otelimizi, hemen yanı başında yer alan ve yapımını tamamladığımız sağlık merkezimizle birlikte sağlık turizmi için bölgesel bir merkez haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi. FCR GYO Genel Müdürü Emrullah Temel ise şehir merkezine ve ulaşım ağlarına yakınlığı ve geniş hizmet yelpazesiyle hem kenti ziyaret eden turistlere hem de iş dünyasına hitap eden otelin, stratejik konumu, modern mimarisi ve geniş hizmet yelpazesiyle yatırım potansiyeli yüksek bir turizm projesi olduğunu belirtti.

İstanbul’da geliştirdiği nitelikli gayrimenkul projeleriyle öne çıkan FCR Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (FCR GYO), sağlık ve turizm alanındaki vizyonunun en önemli halkalarından biri olan Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport’un temelini attı. FCR GYO Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça’nın ev sahipliğinde gerçekleşen temel atma törenine Pendik Kaymakamı Mehmet Yıldız, Pendik İlçe Emniyet Müdürü Oktay Çelik, FCR GYO Genel Müdürü Emrullah Temel, Wyndham Hotels & Resorts Türkiye Geliştirme Başkanı Murat Özel, FCR GYO Yönetim Kurulu Üyeleri ve iş insanları katıldı. 

İstanbul’un dünyaya açılan kapılarından biri olan Pendik Kurtköy’de yükselen 5 yıldızlı Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport, iş dünyasının tüm beklentilerini karşılarken kentte sağlık turizminin bir numaralı adreslerinden biri olacak. Otel, 6 bin 95 metrekare arsa üzerinde 33 bin 676 metrekare inşaat alanına sahip. 216 oda ve 432 yatak kapasitesiyle hizmet verecek Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport, hem yerel hem de uluslararası misafirlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlandı.

Geniş iş ve aktivite alanları

90 süit, 48 junior süit odanın yanı sıra 690 metrekare ana giriş lobi alanı, 5 adet toplantı salonu, alakart restoran, 745 metrekarelik restoran lobisi, 793 metrekarelik çok amaçlı salon gibi bölümlere yer verilen otelde ayrıca, 432 metrekarelik kapalı havuz, 70 kişi kapasiteli fitness salonu, pilates stüdyosu, masaj odaları, buhar odası, hamam, sauna, lobby bar, pastane, kitaplık gibi aktivite alanları bulunuyor. Engelliler için özel olarak tasarlanan odaların da unutulmadığı Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport’ta, 250 araç kapasiteli kapalı otopark, 10 araç kapasiteli motosiklet alanı ve 4 adet elektrikli şarj istasyonu yapılıyor. 

 “Turizm ve konaklama sektörüne değer katacak bir proje”

FCR GYO Yönetim Kurulu Başkanı Fecri Koça, Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport ile turizm ve konaklama sektörüne değer katacak bir proje hayata geçirdiklerini belirterek “Asya ve Avrupa’yı birleştiren konumuyla küresel ekonominin önemli merkezlerinden biri olan İstanbul’a, uluslararası standartlarda bir tesis kazandırmanın gururu içindeyiz” dedi. Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport’un aynı zamanda FCR GYO’nun sağlık ve turizm alanındaki vizyonunu gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olduğunu dile getiren Koça, “Otelimizin, sadece iş dünyası için değil sağlık turizmi açısından da ülkemizin en önemli merkezlerinden biri olacağına inanıyoruz” diye konuştu. Türkiye’nin sağlık turizmi konusunda bir dünya markası olma yolunda hızla ilerlediğini hatırlatan Koça, şunları söyledi:

“Sağlık turizminin önemli merkezlerinden biri olacak”

“Ülkemiz, tıp ve turizm alanındaki yetkinliğiyle, tesis ve hizmet kalitesiyle her yıl sağlık hizmeti almak isteyen binlerce turisti kendine çekiyor. Biz de FCR GYO olarak ülkemizin bu alandaki gelişimine katkı sunmak, döviz girdisi sağlamak ve yepyeni istihdam olanakları oluşturmak hedefiyle, yatırımlarımızda sağlık turizmine önemli bir yer ayırdık. Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport, bu vizyonumuzun temel taşlarından birini oluşturuyor. Otelimizi, hemen yanı başında yer alan ve yapımını tamamladığımız sağlık merkezimizle birlikte sağlık turizmi için bölgesel bir merkez haline getirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde bu zincire yeni halkalar eklemek, yeni projelerle sektörümüze ve Türkiye ekonomisine elimizden gelen en büyük katkıyı sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.”

“Yatırım potansiyeli yüksek”

FCR GYO Genel Müdürü Emrullah Temel ise Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport’un titiz bir planlama sürecinin ardından temel atma aşamasına geldiğini belirterek “Bulunduğu bölgeye, turizm sektörüne, ülke ekonomisine ve yatırımcısına en yüksek değeri sunacak, eşsiz bir proje ortaya koyduğumuza inanıyoruz” dedi. Şehir merkezine ve ulaşım ağlarına yakınlığı ve geniş hizmet yelpazesiyle hem kenti ziyaret eden turistlere hem de iş dünyasına hitap eden otelin, stratejik konumu, modern mimarisi ve geniş hizmet yelpazesiyle yatırım potansiyeli yüksek bir turizm projesi olduğunu ifade eden Temel,  şöyle devam etti:

 “12 ay açık konut fuarına ev sahipliği yapacak”

“Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport’un cazibesini ve yatırım değerini artıracak iş modellerini, bu projede hayata geçirmeyi planlıyoruz. Hemen yanı başındaki sağlık merkezimizle birlikte bölgenin önemli sağlık turizmi merkezlerinden biri olmasını planladığımız otelimiz, aynı zamanda yılın 12 ayında açık bir konut fuarına ev sahipliği yapacak. Projenin hemen altında yer alan fuar alanı, gayrimenkul geliştiricilerini, emlak firmalarını ve potansiyel alıcıları bir araya getirerek modern bir ticaret platformu olarak faaliyet gösterecek. Tüm bu özellikleriyle yatırımcılara çok yönlü bir gelir modeli sunacak olan Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport, FCR GYO’nun yatırım vizyonunu ortaya koyan en iddialı projelerden biri olarak portföyümüze değer katacak.” 

Türkiye’nin önde gelen otel grubunun imzasını taşıyor

Wyndham Hotels & Resorts Türkiye Geliştirme Başkanı Murat Özel ise, “Türkiye’nin önde gelen otel grubu olarak, turizmin büyümesini destekleme, hizmet verdiğimiz stratejik bölgelerde büyümeye devam etme ve her misafirin ihtiyaçlarını karşılayan yüksek kaliteli konaklama hizmetleri sunma kararlılığımızı sürdürüyoruz. Ramada Hotel & Suites by Wyndham Istanbul Sabiha Gökçen Airport ile bölgemizdeki varlığımızı güçlendirmekle kalmıyoruz; aynı zamanda ekonomiye katkıda bulunuyoruz, yeni istihdam olanakları yaratıyoruz ve hem yurt içinden hem de yurt dışından misafirlerimiz için önemli bir merkezi hayata geçiriyoruz” şeklinde konuştu.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi 

Yayınlandı

-

Elite World Hotels & Resorts, franchise iş modeliyle büyümeye devam ediyor. Zincir, rezidans kategorisindeki yeni oteli Elite World Residence İstanbul Başakşehir için Hayat Group İnşaat ile anlaşma imzaladı.

Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, rezidans konseptindeki otellerine bir yenisini daha ekledi. Zincir, bu kapsamda İstanbul’un gelişen bölgesi Başakşehir’de Hayat Group İnşaat ile Elite World Residence İstanbul Başakşehir projesi için franchise anlaşması imzaladı.

Konforlu Yaşam Alanları ve Geniş Sosyal Olanaklar

2027 Ocak ayında kapılarını açması planlanan Elite World Residence İstanbul Başakşehir, 45 otel odası ve 70 rezidans dairesi ile misafirlerini ağırlayacak. 2 bloktan oluşan ve 15 katlı ana binası otel ve rezidans olarak konumlandırılan proje, 600 metrekare alana sahip spa ve fitness alanı, 250 metrekarelik restoranı, açık alışveriş alanı, havuzu ve 400 kişilik 2 toplantı salonuyla iş ve tatil amaçlı konaklamalar için ideal bir deneyim sunacak. İstanbul Havalimanı ve Taksim’e 30 kilometre, Çam Sakura Hastanesi’ne yürüme mesafesinde yer alan proje, hem uzun hem de kısa süreli konaklamalarda iş seyahati, tatil ve sağlık turizmi hedef kitlesine hitap edecek şekilde tasarlandı.

Yeni Dönem İçin Güçlü Adım

Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,  “Elite World Hotels & Resorts olarak, markamızı Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarına taşımak için yatırımcılarımızla güç birliği yapmaya devam ediyoruz. Yeni otelimizle birlikte sadece konaklama değil; bulunduğumuz şehre değer katacak, istihdam ve turizm potansiyeli yaratacak adımlar atıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, zincirimizin rezidans konseptindeki 3. oteli olarak sürdürülebilir büyümemizin örneğini teşkil ediyor. Misafirlerimizin ihtiyaçlarına uygun konfor ve hizmet standartlarımızı her geçen gün daha geniş bir kitleyle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. 

Elite World Hotels & Resorts CEO’su Orkun Petekçi ise  “Bugün imza attığımız bu anlaşma, franchise iş modeliyle büyüme stratejimizdeki kararlılığımızın önemli bir örneğini oluşturuyor. Zincirimizin İstanbul’daki 9’uncu oteli olacak bu tesis, portföyümüzdeki çeşitliliğin de önemli bir parçası olacak. Yeni otelimizin, İstanbul turizminin gelişimine katkı sağlayacağına ve markamızın büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Yatırımcılarımızın vizyonunu Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle buluşturarak güçlü ve sürdürülebilir büyümeye devam ediyoruz.” diye konuştu.

Hayat Group İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Abdel Halim ise yatırımla ilgili olarak şunları kaydetti: “Gayrimenkul ve karma yaşam projelerinde edindiğimiz deneyimi, turizm sektörünün güçlü markalarından Elite World ile yeni bir boyuta taşıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, grup olarak markalı otel ve rezidans projelerimizdeki ilk büyük adımımız olacak. Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle bölgeye ve İstanbul’a değer katacağımıza inanıyoruz.” 

Okumaya Devam Et

GENEL

Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor

Yayınlandı

-

Günümüzde markaların tüketicilerle kurduğu ilişkinin doğası köklü bir değişimden geçiyor. Sadece kaliteli bir ürün ya da hizmet sunmak, müşterilerin güvenini kazanmak için artık yeterli değil. Tüketiciler, markaların arkasındaki değerleri, iş yapış biçimlerini, toplumsal sorumluluklarını ve hatta kriz anlarında sergiledikleri tavırları daha yakından takip ediyor. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bilgiye erişimin hiç olmadığı kadar kolay hale geldiğini vurgulayan İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, şeffaf iletişimin markalara kazandırdığı avantajlara dikkat çekiyor.

Tüketicilerin yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığa öncelik veriyor

Şeffaf iletişimin artık bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Sibel Selvi, şunları söylüyor: Araştırmalar bu dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. NielsenIQ verilerine göre tüketicilerin yüzde 72’si, bir markanın amacını ve değerlerini açıkça ortaya koymasının satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini belirtiyor. Label Insight tarafından yapılan başka bir araştırma ise tüketicilerin yüzde 94’ünün şeffaf davranan markalara daha sadık kaldığını gösteriyor. Benzer şekilde WebFX’in yayımladığı istatistiklere göre tüketicilerin yaklaşık yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığı en önemli faktörlerden biri olarak görüyor. Bu oranlar, şeffaflığın artık marka değerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.

Güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişim

Peki, şeffaf iletişim neden bu kadar önemli? Öncelikle güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişimden geçiyor. Tüketiciler, markaların hatalarını gizlemesindense sorumluluk almasını ve çözüm yolunu şeffaf şekilde paylaşmasını tercih ediyor. Kriz dönemlerinde şeffaf iletişimi öncelik haline getiren şirketler, tüketiciler tarafından çok daha güvenilir bulunuyor. Bu da itibar yönetiminde şeffaflığın kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Bununla birlikte şeffaflık, müşteri sadakatini ve marka bağlılığını artırıyor. Şeffaf markalar yalnızca tercih edilmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketicilerin gözünde “savunulmaya değer” hale geliyor.

Şeffaflık, verilerin güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor

Elbette markaların şeffaflık konusunda adım atması kolay değil. Ölçülmesi güç veriler, farklı kültürel beklentiler ve rekabet kaygıları şirketlerin önüne önemli engeller çıkarabiliyor. Bu noktada şeffaflık sağlamak, birçok farklı aktörün verilerinin uyumlu ve güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor. Ancak bu süreçte bilgi eksiklikleri veya doğrulama sorunları yaşanabiliyor. Şeffaflık ile “ticari sırların korunması” arasındaki ince denge, markalar için zaman zaman kafa karıştırıcı bir alan oluşturuyor. Çok fazla bilgi paylaşımı rakipler için avantaj yaratabileceği gibi tüketicilerde de karmaşa doğurabiliyor. Bununla birlikte, dünyada öne çıkan uygulamalar şeffaf iletişimin doğru şekilde kurgulandığında markalar için ciddi bir değer yarattığını ortaya koyuyor. Vogue Business tarafından “radikal dürüstlük” olarak tanımlanan akım, markaların başarılarının yanı sıra hatalarını da samimiyetle paylaşmasını kapsıyor. Bu yaklaşım özellikle genç kuşak tüketiciler arasında büyük yankı buluyor.

Uzun vadeli başarının temel koşulu, şeffaf iletişim stratejisi

Gelinen noktada şeffaf iletişim stratejisi oluşturmak günümüz markaları için artık bir tercih değil, uzun vadeli başarının temel koşullarından biri. Tüketiciler markalardan dürüstlük, hesap verebilirlik ve samimiyet bekliyor. Bu beklentiyi karşılayabilen şirketler hem güven hem de sadakat kazanarak rekabette öne çıkıyor. Buna karşın şeffaflıktan uzak duran markaların, dijital çağda itibarlarını koruması giderek zorlaşıyor. Şeffaf iletişim, geleceğin güçlü markalarının olmazsa olmaz yapıtaşı olmaya aday görünüyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

GAYRİMENKULDE İLKLERİN MARKASI BİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE

Yayınlandı

-

“Sektörde ilk yapay zekâ reklam filmi de Bizim Evler için hazırlanmıştı” 

İhlas Holding İnşaat Grubu, binlerce aileyi ev sahibi yaptığı Ispartakule bölgesindeki Bizim Evler markalı projeleri için yeni bir reklam filmi hazırlattı. Şubat ayında yayınlanan ve gayrimenkul sektöründe ilk olma özelliği taşıyan yapay zekâ destekli reklam filmiyle büyük ses getiren marka, şimdi ikinci filmle bu yenilikçi yaklaşımı sürdürüyor. Bizim Evler için yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan her iki reklam filminde de yarım asra yakın tecrübesiyle Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.

İstanbul’da planlı şehir hayatının en başarılı örnekleri arasında yer alan Ispartakule bölgesinin, en güçlü inşaat firması İhlas Holding İnşaat Grubu, Bizim Evler markası için yapay zekâ teknolojisiyle yeni bir reklam filmi hazırlattı. Daha önce Şubat ayında hazırlanan ve büyük ses getiren reklam filmi, “Yapay zekâ teknolojisiyle gayrimenkul sektöründe hazırlanan ilk reklam filmi” olmuştu.

HER DETAYDA YAPAY ZEKA TEKNOLOJİSİ

Senaryodan müziğe, görsellerden metinlere kadar tüm aşamalarda yapay zekâ teknolojisiyle üretilen yeni reklam filminde, teslime hazır Bizim Evler 10 ve yapımı süren Bizim Evler 11 projesindeki 48 aylık vade kampanyası anlatılıyor. Bu öncü çalışmada, yapay zeka teknolojisiyle hazırlanan ilk reklam filminde olduğu gibi yarım asra yaklaşan tecrübesi ve yenilikçi bakış açısına sahip Fikirevim Reklam Ajansı’nın imzası bulunuyor.

GEÇMİŞTEN İLHAM, GELECEĞE VİZYON

Hazırlanan yeni reklam filminde, Bizim Evler projeleriyle özlenen mahalle kültürü ve  komşuluk değerlerinin yeniden hayat bulduğu mesajı veriliyor. Ayrıca yapay zekâ teknolojisiyle hazırlanan yeni reklam filmiyle İhlas Holding İnşaat Grubu, tıpkı ilk filmde olduğu gibi teknoloji ile gayrimenkul sektörü arasında önemli bir bağ kurarak benzersiz bir müşteri deneyimi yaşatmayı hedefliyor. 

Okumaya Devam Et

Trendler