Bizimle iletişime geçin

GENEL

İhracat şampiyonu Alarko Carrier’dan  2024’te 30 milyon dolar ihracat

Yayınlandı

-

İklimlendirme sektörünün öncü markası Alarko Carrier, ekonomik belirsizliklerin sürdüğü 2024 yılında cirosunu ihracat ile korudu. Merkezi iklimlendirme sistemlerinde özel ve Türkiye’de ilk olan projelere imza atan Alarko Carrier, yıl boyu yaptığı kampanya ve verimlilik çalışmalarıyla sektördeki yerini korudu. Alarko Carrier Genel Müdürü Cem Akan’ın 2024 değerlendirmelerini ve 2025 beklentilerini derledik.

2025 yılında iklimlendirme sektörü ve Alarko Carrier için beklentileriniz neler?

2025’te para politikaları çerçevesinde enflasyonda bir düşüş bekliyoruz. Yine döviz kurlarının enflasyonun altında seyredileceğini öngörüyoruz. Senenin ikinci yarısında piyasanın faiz azaltımlarıyla biraz canlanacağını düşünüyoruz. O yüzden biz 2025’i ‘öze dönüş ve yeniden yapılanma yılı’ olarak kurguladık. Verimlilik, dijitalleşme, müşteri deneyimini iyileştirme ve servislerimize entegre etme, sürdürülebilirlik projelerimizi çalışmaya devam edeceğiz. 70. yılımızda kurumsal kimliğimiz yenilendi, bunu tüm bayilerimize taşıyoruz ve bambaşka konseptlerde müşterilerimizi ağırlamaya başladık. Alarko Carrier her zaman geleceğe yatırım yapan istikrarlı bir markadır, biz de kendimizi gelecek 10 yıllara hazırlıyoruz. 

Bu dönemde çeşitli eğitim ve sertifikalar aldık. Örneğin sirkülasyon pompalarımıza VDE sertifikası aldık. Bu sertifikayı aldığımız zaman bütün Avrupa’ya belgeli ihracat yapabiliyoruz. Bu sebeple ihracat rotamızı Avrupa’ya yoğunlaştıracağımız bir dönem olacak. Çevreci R454B gazlı çatı tipi klimalarımızı gelecek sene piyasaya süreceğiz. Yine önümüzdeki yıl hidrojenli kombimizin prototipi hazır olacak. Ancak seri üretime geçirmeyi planlamıyoruz. Ticarileşip seri üretime geçmesi biraz süreç alacak, biz kendimizi gelecekteki taleplere hazırlıyoruz.

2024’ü ekonomik anlamda nasıl geçirdiniz?

İklimlendirme sektörü özelinde de biz dayanıklı tüketime yakın bir sektörüz. Buna rağmen yaptığımız kampanyalar ve hizmetlerimiz ile sektördeki durgunluğu aşmayı başardık. Bu yıl bir günde montaj kampanyası yaptık, yüzde 90 oranında müşteri memnuniyeti sağladık. “Klima bulamıyoruz. Ne olur yardım edin, geceleri uyuyamıyoruz” diye arayanlar oldu. Toshiba marka klimalarımıza ömür boyu garanti taahhüdü de büyük ilgi gördü.

İhracatta yine ilklere imza attığımız bir yıl oldu, 2024 ihracattaki en iyi yılımızdı. İhracatta global ölçekli projelerimiz ile Türkiye’ye değer katmaya devam ediyoruz. Klima santralleri, kombiler, kazanlar, sirkülasyon pompaları, fancoil’ler ve çatı tipi klimalar ihraç ürünlerimizin büyük kısmını oluşturuyor. Avustralya’dan Almanya’ya, Ortadoğu’dan Afrika ülkelerine kadar geniş bir yelpazede yaklaşık 70 ülkeye yaptığımız ihracat, cironun yüzde 16’sını oluşturuyor, geçtiğimiz yıla göre cirodaki payı yüzde 30 arttı. Kazan ihracatımızın yüzde 80’ini ABD’ye yapıyoruz. Bireysel klimada yüzde 20, ısı pompasında yüzde 25 büyüdük. Dalgıç pompadaki sektör liderliğimizi koruduk. 

Yaklaşık 30 milyon dolarlık ihracata ulaştık. Gebze Fabrikamızda üreterek ihraç ettiğimiz ürünler konusunda sektör birincisiyiz. 11 yıldır bu konuda İklimlendirme Sanayicileri İhracatçılar Birliği’nden (İSİB) ödül alıyoruz. Bu sene petrol platformları için iklimlendirme sistemi üretmeye başladık.

Petrol platformu denizde kuruluyor, oldukça zor bir sistem. Nasıl hazırlandınız?

Petrol sondaj platformuna iklimlendirme sistemi kurmanın çok enteresan koşulları var. Denizin ortasında, korozyon riski var ve yanıcı bir ürün sondajı yapılıyor. Ürünün tamamen yanmaz olması gerekiyor. 20 yıl bozulmayacak bir ürün olması lazım çünkü yerinde müdahale edilemez. Çivilerine kadar özel araştırmamız gerekti, platforma çıkmak için bile 5 günlük eğitimden geçmeniz gerekiyor. Türkiye’de bu sistemi ilk üreten marka olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Şimdi de iklimlendirme sistemlerinin çok önemli olduğu veri merkezleri için ürün çalışmaya başladık.

İklim olayları giderek görünür hale geldi, ülkemizde çevreci ürünlere yönelim arttı mı? 

Isı pompası en çevreci ürünlerden biri, geleceğin ürünü. Bu konuda bu seneye kadar Avrupa’da müthiş bir devlet desteği vardı. Ancak teşviklerin azalmasıyla satışlarda düşüşler oldu. Türkiye’de ısı pompasına yönelik hiç teşvik yok. Sektörün de bu konuda bir talebi var. Avrupa’da yüzbinler satılırken bizde on beş bin dolaylarında satılıyor, Ege ve Akdeniz civarında tercih ediliyor. Ancak bu konuya büyük resimden uzun vadeli bakmak gerekiyor. Isı pompasının artıları önümüzdeki dönemlerde görülebilecek. Doğalgaz alımını azaltabilecek bir formül, bu da cari açığı düşürecek. Bütün sistemi kurmuş vatandaşa yüzde elli teşvik verirseniz bunun sonuçlarını on yıl sonra görebilirsiniz.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Bosch Home Comfort’tan Air Flux AF2-2C 2 Yönlü Kompakt Kaset Tipi İç Ünite ile Dar Alanlarda Maksimum Konfor

Yayınlandı

-

  • Dar alanlar, koridorlar ve holler için özel tasarlanan Bosch Air Flux AF2-2C 2 Yönlü Kompakt Kaset Tipi İç Ünite, modern tasarım ve yüksek enerji verimliliğini bir araya getiriyor. 
  • Gelişmiş kontrol sistemleri ve üstün hava kalitesi özellikleriyle ticari ve kurumsal mekanlarda konfor standartlarını yükseltiyor.

Bosch Home Comfort, iklimlendirme sektöründeki uzmanlığını ve teknolojik yeniliklerini yansıtan yeni ürünü Air Flux AF2-2C 2 Yönlü Kompakt Kaset Tipi İç Üniteyi pazara sundu. VRF klima sistemleriyle tam uyumlu olarak geliştirilen bu model, özellikle dar alanlar, uzun koridorlar ve holler gibi zorlu iç mekan koşullarına uygun çözüm sunuyor. Şık LED ekranlı paneli, modern çerçeve tasarımı ve enerji tasarruflu DC fan motoru ile hem estetik hem de yüksek performans arayan kullanıcılar için öne çıkıyor.

Yüksek verimlilik ve esnek kapasite seçenekleri

Air Flux AF2-2C, 2,2 kW ile 7,1 kW arasında değişen 6 farklı kapasite seçeneğiyle farklı ihtiyaçlara cevap veriyor. 7 kademeli fan seviyesi, hava akışını kullanım senaryosuna göre hassas şekilde ayarlama imkanı tanıyor. Enerji tüketimini azaltan DC fan motoru, verimli çalışmanın yanı sıra sessiz bir ortam sağlıyor. Entegre LED ekran ise ünitenin çalışma durumu ve ayarlarının kolayca takip edilmesini mümkün kılıyor.

Gelişmiş kontrol ve entegrasyon

Güncellenmiş PCB teknolojisi, Super Link (M1-M2) iletişim protokolü ile VRF sistem bileşenleri arasında sorunsuz veri alışverişi sağlıyor. X1-X2 bağlantısı ARC kablolu oda kontrolörlerini, D1-D2 bağlantısı ise grup kontrolünü destekleyerek merkezi yönetim imkanı veriyor. ARC C IR-2 kızılötesi kumanda, kullanıcıya pratik uzaktan kontrol sağlarken, ARC L oda kontrolörü ile sıcaklık, fan hızı ve mod seçimleri hassas bir şekilde yapılabiliyor.

Üstün konfor ve hava kalitesi

Dahili tahliye pompası (h:1200 mm) yoğuşma suyunu etkili şekilde uzaklaştırarak su sızıntı riskini ortadan kaldırıyor. Yıkanabilir hava filtresi (sınıf G1) havadaki toz ve partikülleri filtreleyerek daha temiz bir ortam yaratıyor. Ayrıca, temiz hava bağlantı portu sayesinde dışarıdan taze hava alınarak iç mekanda daha sağlıklı ve ferah bir atmosfer sağlanıyor.

Yeni Bosch Air Flux AF2-2C, modern tasarımını ileri teknoloji ve enerji verimliliği ile birleştirerek, dar alanlarda dahi üst düzey konfor, verimlilik ve güvenilirlik sunuyor. Bu özellikleriyle hem ticari projeler hem de kurumsal iç mekan çözümleri için ideal bir tercih haline geliyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Elite World, Rezidans Konseptine İstanbul’da Bir Halka Daha Ekledi 

Yayınlandı

-

Elite World Hotels & Resorts, franchise iş modeliyle büyümeye devam ediyor. Zincir, rezidans kategorisindeki yeni oteli Elite World Residence İstanbul Başakşehir için Hayat Group İnşaat ile anlaşma imzaladı.

Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden Elite World Hotels & Resorts, rezidans konseptindeki otellerine bir yenisini daha ekledi. Zincir, bu kapsamda İstanbul’un gelişen bölgesi Başakşehir’de Hayat Group İnşaat ile Elite World Residence İstanbul Başakşehir projesi için franchise anlaşması imzaladı.

Konforlu Yaşam Alanları ve Geniş Sosyal Olanaklar

2027 Ocak ayında kapılarını açması planlanan Elite World Residence İstanbul Başakşehir, 45 otel odası ve 70 rezidans dairesi ile misafirlerini ağırlayacak. 2 bloktan oluşan ve 15 katlı ana binası otel ve rezidans olarak konumlandırılan proje, 600 metrekare alana sahip spa ve fitness alanı, 250 metrekarelik restoranı, açık alışveriş alanı, havuzu ve 400 kişilik 2 toplantı salonuyla iş ve tatil amaçlı konaklamalar için ideal bir deneyim sunacak. İstanbul Havalimanı ve Taksim’e 30 kilometre, Çam Sakura Hastanesi’ne yürüme mesafesinde yer alan proje, hem uzun hem de kısa süreli konaklamalarda iş seyahati, tatil ve sağlık turizmi hedef kitlesine hitap edecek şekilde tasarlandı.

Yeni Dönem İçin Güçlü Adım

Elite World Hotels & Resorts Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik Bezaroğlu,  “Elite World Hotels & Resorts olarak, markamızı Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarına taşımak için yatırımcılarımızla güç birliği yapmaya devam ediyoruz. Yeni otelimizle birlikte sadece konaklama değil; bulunduğumuz şehre değer katacak, istihdam ve turizm potansiyeli yaratacak adımlar atıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, zincirimizin rezidans konseptindeki 3. oteli olarak sürdürülebilir büyümemizin örneğini teşkil ediyor. Misafirlerimizin ihtiyaçlarına uygun konfor ve hizmet standartlarımızı her geçen gün daha geniş bir kitleyle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. 

Elite World Hotels & Resorts CEO’su Orkun Petekçi ise  “Bugün imza attığımız bu anlaşma, franchise iş modeliyle büyüme stratejimizdeki kararlılığımızın önemli bir örneğini oluşturuyor. Zincirimizin İstanbul’daki 9’uncu oteli olacak bu tesis, portföyümüzdeki çeşitliliğin de önemli bir parçası olacak. Yeni otelimizin, İstanbul turizminin gelişimine katkı sağlayacağına ve markamızın büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olacağına inanıyoruz. Yatırımcılarımızın vizyonunu Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle buluşturarak güçlü ve sürdürülebilir büyümeye devam ediyoruz.” diye konuştu.

Hayat Group İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mohamed Abdel Halim ise yatırımla ilgili olarak şunları kaydetti: “Gayrimenkul ve karma yaşam projelerinde edindiğimiz deneyimi, turizm sektörünün güçlü markalarından Elite World ile yeni bir boyuta taşıyoruz. Elite World Residence İstanbul Başakşehir, grup olarak markalı otel ve rezidans projelerimizdeki ilk büyük adımımız olacak. Elite World’ün uluslararası hizmet kalitesiyle bölgeye ve İstanbul’a değer katacağımıza inanıyoruz.” 

Okumaya Devam Et

GENEL

Şeffaf iletişim marka sadakatini yüzde 94’e çıkarıyor

Yayınlandı

-

Günümüzde markaların tüketicilerle kurduğu ilişkinin doğası köklü bir değişimden geçiyor. Sadece kaliteli bir ürün ya da hizmet sunmak, müşterilerin güvenini kazanmak için artık yeterli değil. Tüketiciler, markaların arkasındaki değerleri, iş yapış biçimlerini, toplumsal sorumluluklarını ve hatta kriz anlarında sergiledikleri tavırları daha yakından takip ediyor. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bilgiye erişimin hiç olmadığı kadar kolay hale geldiğini vurgulayan İnomist iletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi, şeffaf iletişimin markalara kazandırdığı avantajlara dikkat çekiyor.

Tüketicilerin yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığa öncelik veriyor

Şeffaf iletişimin artık bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk haline geldiğine dikkat çeken Sibel Selvi, şunları söylüyor: Araştırmalar bu dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. NielsenIQ verilerine göre tüketicilerin yüzde 72’si, bir markanın amacını ve değerlerini açıkça ortaya koymasının satın alma kararlarını doğrudan etkilediğini belirtiyor. Label Insight tarafından yapılan başka bir araştırma ise tüketicilerin yüzde 94’ünün şeffaf davranan markalara daha sadık kaldığını gösteriyor. Benzer şekilde WebFX’in yayımladığı istatistiklere göre tüketicilerin yaklaşık yüzde 90’ı satın alma kararında şeffaflığı en önemli faktörlerden biri olarak görüyor. Bu oranlar, şeffaflığın artık marka değerinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor.

Güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişim

Peki, şeffaf iletişim neden bu kadar önemli? Öncelikle güven inşa etmenin en etkili yolu açık iletişimden geçiyor. Tüketiciler, markaların hatalarını gizlemesindense sorumluluk almasını ve çözüm yolunu şeffaf şekilde paylaşmasını tercih ediyor. Kriz dönemlerinde şeffaf iletişimi öncelik haline getiren şirketler, tüketiciler tarafından çok daha güvenilir bulunuyor. Bu da itibar yönetiminde şeffaflığın kritik bir rol oynadığını gösteriyor. Bununla birlikte şeffaflık, müşteri sadakatini ve marka bağlılığını artırıyor. Şeffaf markalar yalnızca tercih edilmekle kalmıyor, aynı zamanda tüketicilerin gözünde “savunulmaya değer” hale geliyor.

Şeffaflık, verilerin güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor

Elbette markaların şeffaflık konusunda adım atması kolay değil. Ölçülmesi güç veriler, farklı kültürel beklentiler ve rekabet kaygıları şirketlerin önüne önemli engeller çıkarabiliyor. Bu noktada şeffaflık sağlamak, birçok farklı aktörün verilerinin uyumlu ve güvenilir şekilde paylaşılmasını gerektiriyor. Ancak bu süreçte bilgi eksiklikleri veya doğrulama sorunları yaşanabiliyor. Şeffaflık ile “ticari sırların korunması” arasındaki ince denge, markalar için zaman zaman kafa karıştırıcı bir alan oluşturuyor. Çok fazla bilgi paylaşımı rakipler için avantaj yaratabileceği gibi tüketicilerde de karmaşa doğurabiliyor. Bununla birlikte, dünyada öne çıkan uygulamalar şeffaf iletişimin doğru şekilde kurgulandığında markalar için ciddi bir değer yarattığını ortaya koyuyor. Vogue Business tarafından “radikal dürüstlük” olarak tanımlanan akım, markaların başarılarının yanı sıra hatalarını da samimiyetle paylaşmasını kapsıyor. Bu yaklaşım özellikle genç kuşak tüketiciler arasında büyük yankı buluyor.

Uzun vadeli başarının temel koşulu, şeffaf iletişim stratejisi

Gelinen noktada şeffaf iletişim stratejisi oluşturmak günümüz markaları için artık bir tercih değil, uzun vadeli başarının temel koşullarından biri. Tüketiciler markalardan dürüstlük, hesap verebilirlik ve samimiyet bekliyor. Bu beklentiyi karşılayabilen şirketler hem güven hem de sadakat kazanarak rekabette öne çıkıyor. Buna karşın şeffaflıktan uzak duran markaların, dijital çağda itibarlarını koruması giderek zorlaşıyor. Şeffaf iletişim, geleceğin güçlü markalarının olmazsa olmaz yapıtaşı olmaya aday görünüyor.

Okumaya Devam Et

Son Yazılar

Trendler