Bizimle iletişime geçin

GENEL

Çimsa, ABD’deki yeni yatırımını devreye alarak gri çimento üretimini 3 kıtaya taşıdı

Yayınlandı

-

Son 5 yıldır uygulanan kararlı büyüme ve dönüşüm stratejisiyle, yerel bir çimento şirketinden küresel bir yapı malzemeleri oyuncusuna dönüşen Çimsa, ABD’deki bağlı ortaklığı bünyesinde gerçekleştirilen gri çimento öğütme tesisi yatırımını devreye alarak üretime başladı. Bu yatırımla, ABD’de üretim yapan ilk ve tek Türk çimento üreticisi olan Çimsa, yılda 600 bin ton öğütme kapasitesine sahip olan yeni tesisiyle birlikte, gri çimento üretimini Türkiye ve İrlanda’nın ardından dünyanın en büyük inşaat ve altyapı pazarlarından ABD’ye de taşımış oldu.

“Yerelden küresele” dönüşüm stratejisi kapsamında uluslararası büyümesini hızlandıran Çimsa, ABD’deki gri çimento öğütme tesisi yatırımını tamamladı. Çimsa’nın bağlı ortaklığı Cimsa Americas Cement Manufacturing and Sales Corporation tarafından Houston’da yaklaşık 82 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen yeni tesis, yıllık 600 bin ton gri klinker öğütme kapasitesine sahip olacak. 

Hali hazırda ABD’deki beyaz çimento öğütme tesisiyle yıllık 300 bin tonluk üretim kapasitesine sahip olan şirket, yeni yatırımıyla birlikte ABD gri çimento pazarındaki konumunu üretim yetkinliğini ekleyerek daha da güçlendirmiş oldu. 

Beyaz çimentoda olduğu gibi gri çimentoda da global bir marka yaratma hedefi doğrultusunda hayata geçirilen bu tesis, Çimsa’nın Türkiye dışındaki ikinci gri çimento üretim üssü oldu. Bu yatırımla birlikte Çimsa, aynı coğrafyadaki hem beyaz hem de gri çimento üretim portföyüyle ABD’de çok daha güçlü bir oyuncu haline geldi.

“ÇİMSA ARTIK TAM ANLAMIYLA, KÜRESEL BİR YAPI MALZEMELERİ OYUNCUSU”

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çimsa CEO’su Umut Zenar, 2020’de çok güçlü ve kararlı bir stratejiyle yola çıktıklarını hatırlatırken, “Bunu yaparken amacımız, hem coğrafi üretim çeşitliliği hem de farklılaşan ürün gamıyla Çimsa’yı küresel bir yapı malzemeleri şirketine dönüştürmekti. Bu süreçte bir yandan mevcut operasyonlarımızı güçlendirirken, diğer yandan da uluslararası satın almalar ve yeni yatırımlarla yolumuza devam ettik. 2021’de gerçekleştirdiğimiz İspanya’nın Valensiya şehrinde yer alan Bunol fabrikası satın alımıyla beyaz çimento pazarında dünyanın en büyük ikinci üreticisi olduk. Ardından, geçen yıl tamamladığımız Mannok yatırımıyla özellikle İrlanda ve Birleşik Krallık coğrafyasında varlığımızı pekiştirirken, portföyümüze eklediğimiz yeni ürünlerle dönüşümümüzü hızlandırdık. Bugün ise ABD’deki yeni yatırımımızı devreye almanın mutluluğunu yaşıyoruz. ABD pazarında uzun süredir ihracat yoluyla varlık gösteriyorduk. ABD’de kurulu şirketimiz bünyesinde hayata geçirdiğimiz bu yeni yatırım ise bizim için bir dönüm noktası niteliğinde. Artık ABD’ye yalnızca ihracat yapan bir marka değil, yerinde üretim gücüne sahip bir oyuncuyuz. Bu sayede lojistik avantajlar elde ederken, müşterilerimize çok daha hızlı ve etkin hizmet sunabileceğiz. Aynı zamanda ABD’de yerel üretim kabiliyetimizle satış hacmimizi artırmayı ve pazardaki konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.

“DÖVİZ BAZLI GELİRLERİMİZİN PAYININ ARTIRILMASINA KATKI SAĞLAYACAK”

ABD pazarında güçlenmenin ve ürün portföyünü çeşitlendirmenin finansal ve stratejik hedeflerinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Çimsa CEO’su Umut Zenar şöyle devam etti: “Bugün ABD’de satılan her beş beyaz çimentodan biri Çimsa imzası taşıyor. Gri çimento pazarı elbette çok daha rekabetçi. Ancak markamızın gücü, itibarlı konumumuz, ürün ve hizmet kalitemiz ve dinamik ve yetkin organizasyon yapımız sayesinde kısa sürede önemli başarılar elde edeceğimize inanıyoruz. Diğer yandan dünyanın en büyük inşaat ve altyapı pazarlarından biri olan, ABD inşaat sektöründe hem gri hem de beyaz çimento ürünlerimizle var olmak, küresel ayak izimizi güçlendirirken, Çimsa’nın döviz bazlı gelirlerimizin toplam gelirler içindeki payının artırılmasına da katkı sağlayacaktır.”

“ÇİMSA ABD’DEKİ İLK VE TEK TÜRK ÇİMENTO ÜRETİCİSİ”

Çimsa’nın ABD’deki ilk ve tek Türk çimento üreticisi olduğunu da vurgulayan Umut Zenar, “Dünyada iş yapış şekilleri baştan aşağı değişirken, küresel ölçekteki şirketleri pozitif anlamda ayrıştıran en önemli unsurlardan birinin de müşteriye olan yakınlık. Yerinde üretim kabiliyetimizin bize verdiği stratejik güçle, tedarikte süreklilik sağlamayı, müşterilerimize her zaman daha yüksek değer yaratmayı hedefliyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et
Yorum Yapmak İçin Tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GENEL

Türk müteahhitlerin hedefi Portekiz 

Yayınlandı

-

Türk müteahhitler, Portekiz’de önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi planlanan 100 milyar Euro’luk alt ve üstyapı projesini yerinde incelemek ve olası iş birliklerini görüşmek üzere Portekiz’e çıkarma yaptı. Ticaret Bakanlığı iş birliğinde ve Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) koordinasyonunda düzenlenen ziyaret kapsamında ilgili Portekiz Bakanlık ve kuruluşları ile görüşmelerde bulunulacak ve söz konusu projeler hakkında bilgi alınacak.

Ticaret Bakanlığı iş birliğinde ve Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) koordinasyonunda Portekiz’in Lizbon ve Porto şehirlerini kapsayan müteahhitlik heyeti ziyareti bugün başladı. 16 Ekim’e kadar devam edecek ziyaret kapsamında Türk firmaları, Portekiz Altyapı ve Konut Bakanlığı, Ticaret ve Yatırım Ajansı (AICEP), İnşaat ve Kamu Hizmetleri Sanayicileri Derneği (AICCOPN) ve ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile bir araya gelerek ülkedeki büyük ölçekli yatırım projelerine dair bilgi edinecek, iş birliği olanaklarını değerlendirecek ve Portekiz firmaları ile ikili görüşmeler gerçekleştirecek.

Portekiz’de potansiyel büyük

Geçtiğimiz Ocak ayında Portekiz Altyapı ve Konut Bakanlığı Devlet Sekreteri Hugo Morato Alface do Espirito Santo ve ardından Eylül ayında Altyapı ve Konut Bakanı Miguel Pinto Luz’un Türkiye Müteahhitler Birliği’ne yaptığı ziyaretler kapsamında alınan bilgiler ve Türk müteahhitlere yapılan davet neticesinde düzenlenen müteahhitlik heyeti ziyaretinin amacı, ülkede önümüzdeki 5 yıllık dönemde gerçekleştirilmesi hedeflenen yaklaşık 70-100 milyar Euro tutarındaki projelerden pay almak. Bu tutarın 45 milyar Euro’luk bölümü altyapı projeleri, geri kalanı ise kamu-özel iş birliği modeliyle hayata geçirilecek konut, ulaştırma, enerji ve kentsel gelişim projeleri için ayrılacak. Bahse konu projeler devlet bütçesi, Avrupa Birliği fonları ve Avrupa Yatırım Bankası (EIB) tarafından finanse edilecek. Bu çerçevede, Portekiz’de yapılması planlanan yeni Lizbon Havaalanı ve “Havalimanı Şehri” projesi, Porto-Lizbon, Porto-Vigo ve Lizbon-Madrid bağlantılarını kapsayan yüksek hızlı tren hatları, Lizbon ve Porto metrolarının geliştirilmesi, konut, okul, kültürel tesis projeleri, enerji, su temini ve atık su sistemleri gibi büyük ölçekli kentsel gelişim projeleri ile telekomünikasyon altyapısı ve madencilik projeleri ile yeşil alan ve sürdürülebilir şehircilik projeleri Türk müteahhitlik firmaları için yeni işbirliği fırsatları sunuyor.

Türk müteahhitler Avrupa’da yeni fırsatlara odaklanıyor

TMB Başkanı Erdal Eren, yaptığı değerlendirmede ziyaretin Türk inşaat sektörü için Avrupa’da yeni bir kapı açacağını vurgulayarak, “Türk müteahhitlik firmaları bugüne kadar 137 ülkede 546,5 milyar ABD Doları tutarında 12 binden fazla proje üstlendi. Avrupa’da 55,4 milyar ABD Doları tutarında 1.649 proje hayata geçirdik. 2024 yılında ilk defa proje üstlendiğimiz Portekiz’de bugüne kadar 71 milyon ABD Doları tutarında iki proje üstlenildi. İki ülkenin iş birliği potansiyeli bunun çok üzerinde. Firmalarımızın farklı coğrafyalarda kazandığı tecrübe ve uluslararası başarısı, Portekiz gibi Avrupa Birliği ülkelerinde de rekabetçi ve sürdürülebilir çözümler sunmamızı sağlıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde Portekiz ve Portekizce Konuşan Ülkeler Topluluğu (CPLP) ülkelerinde firmalarımızın aktif rol almasını hedefliyoruz. Bu ziyaretin uzun vadeli ortaklıkların temelini oluşturacağına inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. 

Okumaya Devam Et

GENEL

MARSHALL 2026 YILININ RENGİNİ AÇIKLADI: “MAVİNİN RİTMİ”

Yayınlandı

-

Marshall, 2026 Yılının Rengi “Mavinin Ritmi”ni tanıttı. Karadeniz Nağmesi, Ege Melodisi ve Akdeniz Ezgisi tonlarından oluşan renk ailesi, farklı ruh halleriyle uyumlu seçenekler sunarak yaşam alanlarına huzur, uyum ve özgürlük katıyor. Marshall, global şirketi AkzoNobel’in uzun yıllara dayanan içgörüleri senztezleyerek oluşturduğu bu yelpazeyi tüm dünyayla birlikte duyurdu.

Sürekli değişim halinde olan hayatın temposunda olaylara verdiğimiz tepkiler farklılık gösteriyor. Kimi zaman dinginlik arıyor, kimi zaman enerjimizi yükseltmek ve özgürlüğün tadını çıkarmak istiyoruz. Bugünlerde insanlar ya kendilerini yavaşlatıp sakinleşmeye, sevdikleriyle bağlarını güçlendirmeye yöneliyor ya da cesur adımlar atarak hayatı daha renkli ve keyifli yaşamayı seçiyor. 

Marshall, tam bu duygulardan yola çıkarak 30 yıldır AkzoNobel’in Global Estetik Merkezi öncülüğünde gerçekleştirdiği ColourFutures Trend Toplantısı ile şirket uzmanları, uluslararası mimar, tasarımcı ve gazetecilerle bir araya gelerek dünyaya verdiğimiz tepkilerin renk seçimlerimizi nasıl etkilediğine dair iç görüler paylaşıyor. Bu içgörüler sonucunda ise yılın rengini belirliyor.

Huzur ve Güven Arayışına Karşı Cesaret ve Özgürlük 

Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir araya gelen uzmanlar, 2026 yılının rengini “Mavinin Ritmi” olarak belirledi. Kapsamlı trend araştırmaları ile dünyada olduğu gibi Türkiye’de de insanların iki temel duygu arayışında buluştuğunu sonucuna vardı: Huzur ve güven arayışı ile cesaret ve özgürlük isteği. 

 “Mavinin Ritmi” paleti, Türkiye’nin zengin coğrafyasından aldığı ilhamla bu iki ruh halini de kucaklayarak kültürel bağlarımızla bütünleşen bir renk hikâyesi sunuyor. Üç renkli paleti üç güçlü kimlikle tanımlanıyor:

Karadeniz Nağmesi 

Canlı, enerjik ve neşeli bir mavi tonundan oluşuyor. Karadeniz’in dalgalarının ritmini yansıtan bu ton, yaşam alanlarına huzur, güven ve köklere bağlılık getiriyor. 

Ege Melodisi

Açık ve ferahlatıcı bir mavi. Ege kıyılarında hissedilen esinti gibi mekânlara tazelik ve uyum katıyor. Paylaşımı, birlikte olmayı ve bağ kurmayı sevenler için Ege’nin melodisi, yavaşlamayı, içe dönmeyi   sağlayarak günlük hayatın temposuna zarif bir denge katıyor. 

Akdeniz Ezgisi

Derin ve dingin mavi tonlarından oluşuyor. Akdeniz’in ışığını ve coşkusunu taşıyan bu ton, cesareti, özgürlüğü ve yaratıcılığı yansıtıyor. Mekânlara hareket, dinamizm ve özgür bir ruh katmak isteyenler için ilham verici bir tercih oluşturuyor.

Üç Farklı Ritim, Üç Farklı Duygu

AkzoNobel Global Estetik Merkezi’nin Kreatif Direktörü Heleen van Gent, Dünyada olup biten her şeye insanların farklı şekillerde tepki verdiğini görüyoruz. Kimileri yavaşlayıp enerjisini yenilemek, başkalarıyla uyum içinde hissetmek ve birlikteliği kutlamak istiyor. Kimileri ise cesur olmayı, eğlenmeyi ve özgürce yaşamayı seçiyor.” diyor.

Van Gent, üç farklı renk paletinin herkesin bireysel dekoratif ihtiyacına cevap verecek yaşam alanları yaratmaya yardımcı olacağını belirtiyor ve ekliyor: “Rengin duygularla bağlantılı, kişisel bir seçim olduğunu bildiğimiz için 2026 yılı için farklı ruh halleriyle uyumlu bir renk ailesi seçtik. Üç farklı ritim üzerine kurulu bu renk paleti, yaşam alanlarınızın temposunu istediğiniz gibi değiştirmenize imkân tanıyor.

Ruh Halinize Göre Renk Paletini Belirleyin

Renklerin duyguları yansıttığı, duyguların ise kişisel olduğu fikrinden hareketle Marshall, “Yılın Rengi” projesiyle tek bir renk sunmak yerine, renk ailesini müşterileriyle buluşturarak ruh haline uygun renk varyantını seçme olanağı sunuyor. Bu çalışma ile Marshall, renk trendi sunmanın ötesinde renklerin hikâyesi sunarak farklılaşıyor.

“Mavinin Ritmi” ile ister Karadeniz’in dingin nağmesiyle enerjinizi ortaya çıkarın, ister Ege’nin melodisiyle dengeyi yakalayın, isterseniz Akdeniz’in ezgisiyle özgürlüğü kucaklayın… 2026’nın rengi yaşam alanlarınıza yalnızca renk değil, aynı zamanda bir ruh, bir enerji ve yeni bir başlangıç getiriyor. Gökyüzünün ve denizin sonsuzluğu gibi çok katmanlı bir anlama sahip olan mavi, yalnızca global bir trend değil, aynı zamanda Türkiye’nin ortak hafızasında da güçlü bir karşılık buluyor.

Okumaya Devam Et

GENEL

Seranit ve Vanucci’den Yenilikçi Mobil Deneyim: SERAVAN

Yayınlandı

-

Türkiye’nin öncü seramik ve mobilya markaları Seranit ve Vanucci, tasarım ve inovasyonu günlük yaşamın içine taşıyan SERAVAN Mobil Mağaza projesini hayata geçirdi. İnovatif ve sürdürülebilir vizyonu bir araya getiren mobil showroom, markaların ürünlerini tüketiciyle doğrudan buluşturmasını sağlıyor.

Türkiye’nin öncü granit seramik ve teknik porselen üreticisi Seranit ile mutfak mobilyalarında estetik ve fonksiyonelliği birleştiren Vanucci, Türkiye genelinde tüketiciyle doğrudan buluşmayı sağlayan SERAVAN Mobil Mağaza projesini hayata geçirdi. İki markanın inovatif vizyonunu birleştiren SERAVAN, Türkiye yollarında modern, yenilikçi ve sürdürülebilir bir showroom deneyimi sunuyor. 

SERAVAN projesi, Seranit ve Vanucci’nin inovatif yaklaşımını ön plana çıkarmayı, ürünleri tüketiciye daha yakın ve erişilebilir hâle getirmeyi hedefliyor. Mobil showroom konseptiyle markalar, yenilikçi ve modern vizyonlarını Türkiye’nin farklı şehirlerine taşıyor.

SERAVAN’da Sergilenen Ürünler

SERAVAN projesi, Seranit ve Vanucci ürünlerinin kalitesini, mimari çözümlerini ve estetik detaylarını cadde cadde, şehir şehir gezerek sergiliyor. SERAVAN’ın içerisinde, banyo ve mutfak yaşam alanlarına dair en yeni çözümler bir araya getirildi. Kullanıcılar, banyo mobilyalarında öne çıkan NET 100 modelini, su teknolojisinde kaliteyi temsil eden Kludi Quup bataryayı ve ıslak zeminlerde fark yaratan Aquanit porselen duş karosunu yakından inceleyebiliyor. Mutfak alanında ise Vanucci‘nin fonksiyonel ve şık Smart Mutfak çözümleri sergileniyor.

Ziyaretçiler aynı zamanda, Seranit’in seçkin seramik koleksiyonlarını farklı uygulama örnekleriyle deneyimleyebiliyor. Sergilenen ürünler arasında modern ve doğal dokularıyla dikkat çeken 45×90 CAURI AÇIK GRI MAT FON, 90X135 BETON KREM FON MAT, 60X120 STYLE PASTEL KOYU YEŞİL FON MAT gibi ürünler ile ahşabın sıcaklığını yansıtan 20×120 NATURALWOOD KIZIL KAHVE serisi bulunuyor. Dekoratif amaçlı kullanılan 45X90 CAURI TRIPLE GRI DEKOR 1, 2, 3 MAT seramikleri ise tasarım çeşitliliğini gözler önüne seriyor.

Sürdürülebilir ve Modern Deneyim

SERAVAN, modern tasarımın yanı sıra çevreye duyarlı bir yaklaşım da sunuyor. Araçta kullanılan güneş panelleri, enerji sistemini destekleyerek sürdürülebilir bir mobil showroom deneyimi sağlıyor. Bu özellik, markaların sadece ürün kalitesine değil, aynı zamanda çevresel sorumluluğa ve sürdürülebilir enerji kullanımına verdiği önemi somutlaştırıyor. 

SERAVAN Mobil Mağaza, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin dört bir yanını dolaşarak, mimari çözüm arayışında olan herkese ilham verici bir temas noktası olmayı hedefliyor.

Okumaya Devam Et

Trendler