“2030 yılı ve 2050 yılı sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmak için, bu taahhütleri detaylı programlar halinde ele aldık. Sürdürülebilirlik alanında verdiğimiz taahhütlere uygun olarak, 2022’de atık azaltımı, enerji azaltımı ve CO2 salınım değerlerini azaltmaya yönelik projelerimiz olacak.”
2021 yılı için firmanız özelinde bir değerlendirmede bulunabilir misiniz?
2021 yılına, pandeminin olumsuz etkilerine rağmen geride bıraktığımız başarılı bir dönemin motivasyonuyla adım attık ve tüm yıl bu olumlu etki gerek iş süreçlerimize gerekse finansal sonuçlarımıza yansıdı. Şu an yalıtım pazarında %20 seviyesinde bir pay ile de liderliğimizi koruyoruz. Bu yılın sonuna kadar üretim kapasitemizi ve ürün çeşitliliğimizi hem iç piyasa hem de ihracat pazarlarındaki ihtiyaçlar doğrultusunda artırarak, sektör içerisindeki mevcut konumumuzu daha da güçlendirmek ana hedefimizdi. Şu an iş sonuçlarımız bu hedefimizi destekler niteliktedir.
2021 yılının ilk 9 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla satışlarımızda %70’e yakın bir oranda artış elde ettik. Faaliyet karımız ise aynı dönemde 4.5 kat büyüdü. 2021 yılının ilk 9 ayında hem iç hem de dış pazarda çift basamaklı bir miktar büyümesi yaşadık. Tüm bu gelişmeler ışığında, bu seneyi 1.2 milyar TL’lik bir satış hasılatı ile bitirmeyi hedefliyoruz.
İhracatı 600.000 m³’ü aşan bir firma olarak, ciromuzun %20’sini ihracat gelirlerimiz oluşturuyor. 2021 yılının ilk 9 ayında döviz bazında %15’in üzerinde bir ciro büyümesi sağladık. İhracat gelirlerimizin ciromuz içindeki payını artırma hedefi doğrultusunda, yeni pazar arayışlarımız devam ediyor. Mevcutta yer aldığımız ülke pazarlarındaki bayi ağımızı genişletirken, potansiyel olarak gördüğümüz pazarlarda da yeni bayilikler veriyoruz. 2021’de de ihracat yaptığımız pazarlardaki 20 yerleşik bayimiz ve 200 müşterimiz ile binada, sanayide ve tesisatlarda kullanılan yalıtım ürünlerinin ihracatını gerçekleştirdik. İzocam olarak Sanayi İhracatçıları Birliği (ISIB) tarafından her yıl firmaların ihracat performanslarına göre verilen “Başarılı İhracatçılar” ödülleri kapsamında; “En Çok İzolasyon Malzemesi İhracatı Yapan Firma” kategorisinde ödüle layık görülüyoruz. 2020 yılı ihracat performansımızın ödülünü de geçtiğimiz aylarda aldık.
2021 yılında gündemimizde yoğun şekilde tesislerimizde yaptığımız çevre dostu yatırımlar, sürdürülebilirlik hedefli çalışmalar, İSG ile ilgili hedeflediğimiz konular, sağlıklı yalıtım ürünleri konusunda yaptığımız yatırımlar ve bu alanda farkındalık artırıcı projeler ile müşterilerimize sunduğumuz hizmetleri iyileştirici çalışmalar ve insan kaynakları alanında yaptığımız yatırımlar vardı.
Bu sene 2050 yılına kadar karbon nötr olma yönünde taahhütler verdik. Sürdürülebilirlik vizyonumuz çerçevesinde 2025 ve 2030 yılları için yol haritalarımızı oluşturduk. İzocam olarak 2030 yılına kadar, direk ve indirek sera gazı emisyonlarını en az %33 azaltmayı hedefleyen yatırım planlarını devreye almaya başladık. Projelerimizin başında, bu senenin ilk yarısında Tarsus Tesisi’nde yaptığımız ve bize dünya standartlarında emisyon değerlerine ulaşma imkanı sağlayacak olan baca filtresi yatırımı geliyor. Sera gazı salımını standartların çok altına çekecek olan yeni baca filtresi ile sürdürülebilir bir dünya için yaptığımız katkıyı bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyoruz. Yine bu tesisimiz için yakın zamanda çevre dostu tesis hedefimize katkı yapan önemli bir adım daha attık. Tarsus Tesisimiz bu yıl Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni almaya hak kazandı. Tüm tesislerimizin bu belgeyi alması için yaptığımız çalışmalar da halen devam ediyor.
Hem karbon salınımı azaltımı hem de enerji maliyetlerinin azaltımı hedefimiz çerçevesinde Taşyünü ve camyünü üretim tesislerimizde enerji izleme sistemleri kurarak geri kazanım, verimlilik projeleri uyguladık. Yine enerji kullanım azaltımı çerçevesinde tüm tesislerimizde aydınlatma tiplerini çevreci uygulamalarla yeniledik. Özellikle fırın üreticileri için tasarladığımız iğneli camyünü ürünlerimizde kullanıma aldığımız yeni tip yağlayıcı malzeme projemiz sayesinde emisyon seviyelerimizi Avrupa standartlarının da çok altına indirdik.
Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) her zaman önceliğimiz olduğu için iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili farkındalık yaratacak projeler bu sene de ana gündem maddemiz oldu. 2021’de Eskişehir Tesisimiz iş kazasız 3., Tarsus Tesisimiz ise iş kazasız 2. yılını kutladı. Sıfır iş kazası, sıfır meslek hastalığı ve sıfır çevre kazası için attığımız adımların güzel dönüşünü aldığımız bir yılı geride bırakıyoruz.
2021 yılında ayrıca, insan sağlığını gözeten yalıtım ürünlerinin kullanılması gerekliliği üzerinde yoğunlaştığımız çalışma ve yatırımlarla geçen bir yıl oldu. Ülkemizdeki yasaların şart koşmamasına rağmen insan sağlığına zarar vermeyen yalıtım ürünleri üretmeye devam etmiş bir firma olarak, bu seneye mineral yün ürünlerimizin uzun yıllardır sahip oldukları EUCEB belgesinin önemini dile getirdiğimiz bir farkındalık kampanyası ile başladık, tüm yıl da kampanya özelindeki çalışmalarımız devam etti. İzocam marka mineral yünler, sahip oldukları EUCEB sertifikası ile insan sağlığına ve doğaya zarar vermeyen, vücutta ve doğada çözünebilen ürünler olduklarını uluslararası standartlarla kanıtlıyor. EUCEB sertifikası olan ürünler sürekli test edilerek, bu elyafların sağlığa ve çevreye zararsız olduğu sertifika süresince garanti ediliyor. Diğer taraftan 2021, paydaşlarımıza yönelik XPS ve EPS ürünlerin kalıcı bir organik kirletici olarak tanımlanan HBCD içermemesi yönünde uyarıcı faaliyetlerimizi devam ettirdiğimiz bir yıl oldu.
Bu çalışmalar dışında müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimizden daha kolay faydalanabilmesi, gerekli finansman desteğinin sağlanabilmesi için de sene başında somut adımlar attık. İzocam yalıtım ürünlerinde tüketiciye finansman desteği sağlanması için Garanti BBVA ile iş birliği içindeyiz. İzocam ürünlerine özel bir limitte geliştirilen, dosya masrafsız “Bireysel Çevreci Bina Yalıtımı” kredisini, yalıtım yaptırmak isteyen ihtiyaç sahipleri için oldukça avantajlı finansal bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
İzocam olarak bu yılın son çeyreğinde hizmet kalitemizi artıran yenilikçi bir projeye daha imza attık. Müşterilerimize sunduğumuz hizmetleri ön plana çıkarmak, belirsizlikleri ortadan kaldırmak ve daha yüksek standartlarda hizmet sunabilmek amacıyla detaylı bir Sipariş ve Servis Şartları hazırladık. İzocam Sipariş ve Servis Şartları, Türkiye ve hatta dünyada hem iş ortağına hem de firmaya yaptırımlar getiren ilk taahhütname örneğidir. Bu kapsamda sipariş, sevkiyat ve satış sonrası süreçlerde yaşanabilecek belirsizlikleri ortadan kaldırarak, müşterilerimize sunduğumuz ürün ve hizmetlerimizi yazılı olarak da güvence altına aldık.
Diğer taraftan insan odaklı çalışma anlayışını benimseyen bir marka olarak, 2021 yılı en iyi işveren markası kimliğimiz için yatırımlara devam ettiğimiz bir yıl oldu. 2018 yılından beri Top Employer (En İyi İşveren Markası) sertifikasına sahibiz ve İnsan Kaynakları süreçlerimizde çağın gerekliliklerine uygun, yeni neslin ihtiyaçlarını karşılayan çözümler tasarlayıp geliştirmeye devam ediyoruz.
Sektördeki son gelişmeler ışığında yeni yıl ve önümüzdeki dönem için beklenti/öngörüleriniz nasıl şekilleniyor? Sektörde hangi konular ağırlık kazanacak?
Kentsel dönüşüm çalışmalarının, karbon salımını azaltmaya yönelik çevre dostu, sıfıra yakın enerjili ve de iç çevre kalitesi önemsenmiş binalara artan ihtiyacın inşaat sektörü üzerindeki olumlu etkilerini önümüzdeki yıl daha da göreceğiz.
Son dönemde her anlamda hayatımızı etkileyen pandemi süreci yalıtım sektöründe de önemli gündem maddelerinin oluşmasına neden oldu. Bu süreçte insanlar evlerinde daha çok vakit geçirmeye başladı ve “konfor” ihtiyacı daha da görünür hale geldi. Isıl konforun yanı sıra akustik konfor, ses yalıtımı özellikle bu dönemde daha çok önem kazandı. İhtiyaçların şekillenmesi ile birlikte “konfor” garanti eden yeni ürünler sektörde farklılaşma sağlamaya başladı. Konforu destekleyen ürünlere yönelimin artacağını ön görüyoruz.
Diğer taraftan ülkemizin öne çıkan ihtiyaç maddelerinin başında etkin enerji kullanımı, salım azaltımı, çoklu konfor ihtiyacı ve yangın güvenliği yer alıyor. Önümüzdeki yıl bu konular çok daha fazla gündemimizde yer alacak.
Kentsel dönüşüm çalışmalarının, karbon salımını azaltmaya yönelik çevre dostu, sıfıra yakın enerjili ve de iç çevre kalitesi önemsenmiş binalara artan ihtiyacın inşaat sektörü üzerindeki olumlu etkilerini önümüzdeki yıllarda daha da fazla göreceğiz. Kentsel dönüşüm geleceğin ihtiyacı sürdürülebilir şehirleri oluşturmada gereklidir, bu nedenle de en verimli şekilde uygulanmalıdır. Isı ve ses yalıtımlı, enerji verimliliği yüksek, sürdürülebilir, yüksek iç çevre kalitesi ve yangın güvenliği sağlanmış yeni binaların inşa edilmesi, enerji tüketimini sınırlandıracak önemli bir adımdır.
İzocam olarak enerji verimliliğini en önemli gündem maddesi olarak benimsiyoruz ve her platformda yalıtım-enerji verimliliği-multi konfor evler ilişkisinin altını çiziyoruz. En fazla enerji verimliliğine multi konfor binalar ile ulaşılıyor ve kentsel dönüşümün bu çerçevede ülkemize ve sektörümüze büyük bir fırsat sunduğunu düşünüyoruz. Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım yapılan binalar enerji tasarrufu için atılacak en büyük adımdır. Sıfıra yakın enerjili ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran “Multi Konfor Binalar”, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konforu sunuyor. Kusursuz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunumu ve güvenliği sağlayan, hem iç mekânlarda hem de dış mekânlarda son derece esnek tasarım çözümleri barındırabilen Multi Konfor Binalar yalıtımsız bir binaya göre en az % 90 enerji tasarrufu hedefliyor. Bu binalar, Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünden fazlasını ithal etmekte olan ülkelerde dışa bağımlılığı azaltıcı katkılar sağlıyor. Önümüzdeki dönemde multi konfor binaların gündemimizde daha çok yer alacağını ön görüyoruz.
Ayrıca, kentsel dönüşümde yapılacak binaların enerji tüketimlerinin daha fazla sınırlandırılması; AB’nin 2030 ve 2050 hedefleri gibi Türkiye’nin de İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ve Enerji Verimliliği Strateji Belgesindeki hedeflerini destekleyecek, yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını da sağlayacaktır. Avrupa Parlamentosu yayımlanan Binalarda Enerji Performansı direktiflerine göre 31 Aralık 2020 tarihinden itibaren bütün yeni binalar sıfıra yakın enerjili bina olarak tasarlanmaya başlandı. Kentsel dönüşüm uygulanırken yakın gelecekteki bu hedefin de göz önünde bulundurulması gerekecek. Bu da pazarı büyütecek bir uygulama olacak.
Türkiye’ye baktığımızda 2019 yılında enerji ithalatımızın 41,2 milyar dolar ile 202,7 milyar dolarlık toplam ithalatın %20,3’ünü teşkil ettiğini görüyoruz. 2020 yılının ilk 9 ayında ise enerji ithalatımızın 21,5 milyar dolar ile 156,2 milyar dolarlık toplam ithalatımızın %13,7’sini oluşturmuş. Bu düzeyiyle enerji ithalatının, dış ticaret açığımızın en önemli kısmını teşkil ettiğini söyleyebiliriz. Yine Türkiye İstatistik Kurumu verilerine baktığımızda, Türkiye’nin enerji ithalatı faturası 2021 yılının ilk çeyreğinde 8 milyar 695 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş. Son 10 yılda toplam enerji ithalatının ülke ekonomisine maliyeti 450 milyar doların üzerinde… Tükettiğimiz enerjinin yarısından fazlasını dışarıdan ithal ediyoruz. Cari açığı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği ve iyi yalıtım uygulamaları şart. Bu da gelecekte sektörün çok fazla büyüyeceği anlamına geliyor.
Bu bağlamda da, sektörel hacmin artmasına katkı sağlayacak diğer bir somut uygulama ise Enerji Kimlik Belgesi (EKB) çalışmaları olacak. Geçen senenin başında yürürlüğe giren Enerji Kimlik Belgesi zorunluluğu mevcut binalarda da binaların ısı yalıtımı açısından değerinin belirlenmesini görünür kıldı. EKB’nin binaların alınması, satılması hatta kiralanması sırasında ibraz edilmesi gerektiğini artık biliyoruz. Bu uygulamanın hız kazanması, sektörün gelecekte daha da büyümesine katkı sağlayacaktır.
Son olarak önümüzde, kalın yalıtımın önemini daha çok konuşacağımız bir dönem var. Ülke olarak enerji verimliliğinde asıl sıçramayı U değerlerinin artırılmasıyla gerçekleştirebiliriz. Gelişmiş ülkelerde tanımlanmış U değerleri (ısıl geçirgenlik değeri) ile ülkemizde tavsiye edilen U değerlerini mukayese ettiğimizde, ülke olarak U değerlerimizin iyileştirilmesi gerekliliğini açıkça görüyoruz. Paris Anlaşması’ndaki gibi uluslararası taahhütlerin yerine getirilmesi için öncelikli hedefimiz Türkiye’deki binaların daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması olmalı.
Ülkemizde TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı’ndaki sınır değerler doğrultusunda belirlenmiş olan ısı yalıtım kalınlıkları da diğer bir gündem maddemiz olacak. Şu anda standartlara uygun yalıtımlı binalarda yıllık enerji sarfiyatı metrekare başına 120 – 150 kw düzeyinde. Bina enerji verimliliği konusunda gelişmiş ülkelerde birim metrekare/yıl olarak enerji tüketimi 30-50 kw olarak belirlenmiş durumda. Bina tasarlanırken, bu binanın ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık toplam enerji tüketiminin bu seviyede olması tavsiye ediliyor. Türkiye’de ise biz birim metrekarede yıllık 120-150 kw seviyesine uygun yalıtım yapmaya çalışıyoruz. AB ülkeleri ile aramızda neredeyse 4-5 kat fark var.
Küresel ısınmanın büyük bir tehlike olduğu günümüzde enerji verimli çevre dostu binalar, hem dünyamızın korunması hem de ülke ekonomisi için oldukça önemli. 2022 ve sonrasında, düşük karbonlu geleceği yaratmak sektörün ana gündem maddeleri arasında olacaktır.
2022 yılı hedefleriniz ve bu yılda özellike ön plana çıkaracağınız çalışmalardan bahseder misiniz?
2022 yılında da çevre, iş sağlığı ve güvenliği, verimlilik, dijitalleşme ve Ar-Ge konularındaki geldiğimiz seviyeyi koruyarak dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve operasyonel mükemmellik konularına yatırım yapmaya devam edeceğiz.
2021 yılında sıfır karbon hedefi ile oluşturduğumuz sürdürülebilirlik yol haritamız kapsamında bazı taahhütlerde bulunduk. 2030 yılı ve 2050 yılı sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşmak için, bu taahhütleri detaylı programlar halinde ele aldık. Sürdürülebilirlik alanında verdiğimiz taahhütlere uygun olarak, 2022’de atık azaltımı, enerji azaltımı ve CO2 salınım değerlerini azaltmaya yönelik projelerimiz olacak. Sera gazı emisyonlarımızın azaltılması, su tüketimlerinin ve atık su oluşumlarının sınırlandırılması, alternatif hammadde kaynaklarının üretim süreçlerine adapte edilmesi ve döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak birçok proje çalışmasını önümüzdeki sene gündemimize alacağız.
Dijitalleşme alanında son iki yılda yaptığımız yatırımlar sayesinde artık çok daha çevik ve müşteri odaklı bir İzocam var. Önümüzdeki dönem de bu değerlerimizi korumak için dijital dünyada yeni projeler gündemimizde önemli ölçüde yer alacak. Dijitalleşme alanında özellikle saha çalışanlarımızın hayatını kolaylaştıracak, izlenebilirliği artıracak ve verimliliğimizi üst düzeye çıkaracak endüstri 4.0 projelerine odaklanacağız. Bu konuda hem endüstriyel alanda hem de müşteri ve bayilerimize hizmet edecek “Dijitalleşme Yol Haritası” 2022’nin öncelikli faaliyeti olacak.
Üretim tarafında da 3 yıllık stratejik plan çalışmalarımız çerçevesinde gerek yeni hat ve makine yatırımları, gerekse de mevcut üretim hatlarımızda kapasite artışına yönelik geliştirme faaliyetlerimiz devam edecek.
Ayrıca şu an %20 seviyesinde olan ihracatın, ciromuz içindeki payını önemli ölçüde artırmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle 2022’de yeni pazar arayışlarımız devam edecek. Mevcutta yer aldığımız ülke pazarlarındaki bayi ağımızı genişletirken, potansiyel olarak gördüğümüz ülkelerde de yeni bayilikler vereceğiz.
İzocam olarak takip ettiğimiz ve şu an %20,5 olan yeni ürünlerin ciromuz içindeki payını yani ‘inovasyon katsayısı’nı da önümüzdeki yıl korumayı hedefliyoruz.
Diğer taraftan, insanı merkeze alan bir şirket olarak, önümüzdeki sene çalışan memnuniyetini artıran projelere de odaklanacağız.
Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) her zaman önceliğimiz olduğu için iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili farkındalık yaratacak projeler 2022 yılında da gündemimizde yer alacak.
Sektöre kazandırdığımız kaliteli ve güvenli ürünlerin yanında, sahip olduğumuz uzmanlık ve yalıtım konusunda verdiğimiz danışmanlık nedeniyle de tercih edilen bir markayız. Bu nedenle, 2022’de de alt yapı çalışmalarından havalimanlarına, enerji santrali projelerinden renovasyon projelerine, AVM’lerden fabrikalara, hastanelerden toplu konutlara kadar Türkiye’nin ve ihracat pazarlarımızın önde gelen projelerinde yer almayı hedefliyoruz.