“Son düzenlemeler sonrasında aşağı yönlü ivmelenen kur, orta vadede inşaat maliyetlerini aşağı çekecektir. Ancak bunun için kurdaki düzeltmelerin başta enerji ve akaryakıt olmak üzere temel girdi maliyetlerine yansıması gerekmektedir.”
Birliğinizin çalışmalarından bahseder misiniz?
1988 yılında kurulan Birliğimiz, 33 yıldır ülkemizde güvenli ve dayanıklı yapıların inşası için gerekli olan kaliteli, doğru, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir beton üretiminin ve kullanımının yaygınlaşması için uğraş veren sektörel bir kuruluştur. Birliğimize üye olacak şirketlerin bütün hazır beton tesislerinde standartlara uygun üretim yapması, Türkiye Hazır Beton Birliği Kalite Güvence Sistemi KGS Uygunluk Belgesi alması; teknik personel ve uygun laboratuvar bulundurması; teknik, çevre, iş sağlığı ve güvenliği, yasal ve etik kriterleri eksiksiz yerine getirmesi zorunludur. Ülkemizde üretilen 95 milyon metreküp betonun yaklaşık yüzde 65’i KGS tarafından denetlenmektedir. Bu oran oldukça yüksektir ancak bizim için yeterli değildir. Amacımız; güvenli yapıların sayısını artırmak için bu oranı yüzde yüze çıkarmaktır.
Kaliteli beton üretimi hedefine ulaşmak için sektörün bilinç seviyesinin yükselmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, Birliğimiz bünyesinde yıllardır, sektöre, çalışanlarına ve beton kullanıcılarına yönelik sertifikalı eğitimler ve seminerler düzenleyerek sektörün kalifiye eleman ihtiyacını karşılamaktayız. 1994 yılından bu yana pompa ve transmikser operatörleri, santral operatörleri ve laboratuvar teknisyenleri birliğimizin sertifikalı eğitimlerinden geçmektedir. Bu eğitimlere bugüne kadar 18 binden fazla kişi katılmıştır. Bu eğitimlerimiz, iş sağlığı ve güvenliğine uygun üretime de katkı sağlamaktadır.
Birliğimiz 2015 yılında Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu’na göre sınav ve belgelendirme yapmak amacıyla Türkiye Hazır Beton Birliği Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezini (THBB MYM) kurmuştur. THBB MYM, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından Betoncu Ulusal Yeterlilikleri kapsamında 2016 yılında akredite edilmiştir. Mesleki Yeterlilik Kurumunun (MYK) yetkilendirme denetimi başarı ile gerçekleşen THBB MYM, sınav ve belgelendirme yapmak üzere yetkilendirilmiş ve 2016 yılında faaliyetlerine başlamıştır. 2019 yılında “Beton Pompa Operatörü Ulusal Yeterliliği” kapsamında akredite olan ve yetki belgesini alan THBB MYM, belgelendirme faaliyetlerine başlamıştır. THBB MYM’nin İNTES ile birlikte hazırladığı “Beton Santral Operatörü” Ulusal Yeterliliğinin Mesleki Yeterlilik Kurumu İnşaat Sektör Komitesi tarafından değerlendirilmesinin ardından Resmî Gazete’de ve MYK resmî web sitesinde 11.03.2020 tarihinde yayımlanmıştır. THBB MYM’nin İNTES ile birlikte hazırladığı “Beton Transmikser Operatörü Ulusal Meslek Standardı” çalışmaları devam etmektedir.
2007 yılında Birliğimiz tarafından kurulan akredite yapı malzemesi laboratuvarımız bugün Yıldız Teknik Üniversitesi TeknoPark’ta birçok akademisyenin desteği ve tecrübeli kadrosuyla sektöre katkı sağlayacak AR-GE çalışmaları ve projeler geliştirmektedir. Bu projelerle daha az maliyetle daha kaliteli üretim yapmanın yolları aranmakta, çevre dostu-sürdürülebilir beton üretimi için yöntemler geliştirilmektedir. THBB Yapı Malzemeleri Laboratuvarımızda beton, agrega, çimento, kimyasal katkı, beton karma suyu, uçucu kül ve yüksek fırın cürufu gibi malzemeler üzerinde deneyler yapılmakta ve ayrıca beton üreticilerinin kendi ekipmanı için kalibrasyon hizmetleri verilmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda yaptığımız çalışmalarla Laboratuvarımızda, Türkiye Hazır Beton Birliği Beton Araştırma Geliştirme ve Teknoloji Danışma Merkezini kurduk. THBB Beton AR-GE ve Danışma Merkezimiz ile ülkemiz, beton AR-GE’sinde önemli bir konuma yükselmiştir. Merkezimiz, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda çalışan İSTKA’nın Yenilikçi ve Yaratıcı İstanbul Mali Destek Programı desteğiyle, Yıldız Teknik Üniversitesinin ortaklığıyla hayata geçti. İSTAÇ, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi de projeye iştirakçi olarak katkı sundu. Merkezimiz ile hem İstanbul’un beton kalitesinin belirlenmesinde ileri seviye testlerin yapılabilirliğini sağlamayı hem de inşaat ve hazır beton sektörlerinin özel AR-GE ve teknoloji danışmanlığı ihtiyaçlarına cevap verebiliyoruz. Merkezimizde üretim öncesi ve sonrasında da hizmet vererek üreticilere tasarım aşamasında ve ürün uygunluk kontrol safhasında da destek verilebiliyoruz. Merkezimiz, müteahhitlere, hazır beton, prekast beton, çimento, agrega, kimyasal katkı ve mineral katkı üreticilerine, binalarındaki beton kalitesinin tespitinde ileri seviye testlere ihtiyaç duyan vatandaşlarımıza ve belediyelere hizmet verebiliyor.
Laboratuvarımız bünyesinde özel ve kapsamlı Deprem Performans Raporu hazırlıyoruz. Türkiye yıkıcı depremlerin yaşanabileceği bir konumda yer almaktadır. Bu sebeple inşa edilecek bütün yapıların depreme karşı dayanıklı tasarlanması ve üretilmesi gerekmektedir. Türkiye’de bulunan yapıların neredeyse tamamında mülk sahipleri binasının depreme karşı ne kadar hazır olduğunu bilmemektedir. Başta beton olmak üzere yapı malzemelerinin kalitesinin değerlendirilmesinde en başta gelen meslek örgütlerinden biri olan Türkiye Hazır Beton Birliği önemli bir görev üstlenmiş durumdadır. Binalarının depreme dayanıklılığıyla ilgili durumunu merak etmekte olan; mülk sahipleri, bina yöneticileri, mühendislik büroları, belediyeler ve mahalli idareler, kamu kurumları, için benzerlerinden ayırt edici özelliklere sahip ayrıntılı Deprem Raporu (Binaların Deprem Performansı Analiz Raporu) hazırlayabilmektedir.
Beton, dünyada kullanılan en yaygın yapı malzemesidir. Dolayısıyla betonun sürdürülebilir olması geleceğimiz için önemlidir. Biz de dünya ile eş zamanlı olarak Türkiye’de sürdürülebilirlik konusuna odaklandık. Birliğimiz 2016 yılının sonunda kurulan İsviçre merkezli Beton Sürdürebilirlik Konseyinin (CSC), 2017 yılında “Bölgesel Sistem Operatörü” olmaya hak kazanmıştır. Aynı zamanda THBB Kalite Güvence Sistemi (KGS) de “Belgelendirme Kuruluşu” olmuştur. Konsey, beton sektörü, çimento ve agrega gibi beton bileşenleri için bütün dünyada kabul gören bir ürün “Belgelendirme Sistemi” getirmektedir. Beton Sürdürülebilirlik Konseyi (CSC); beton, agrega ve çimento üreticilerinin sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarının, güvenilir, bağımsız, verilere dayanan bir belgelendirme sistemi ile ödüllendirilmesi imkânı sunmaktadır.
2021 yılı sektörde yaşanan gelişmeler hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
İçinde bulunduğumuz yılın ilk çeyreğinde ülkemiz beklentilerin üzerinde bir büyüme performansıyla yüzde 7 büyüme kaydetmiştir. İlk çeyrek büyüme rakamlarına baktığımızda, tüm iktisadi faaliyetlerin, geçen yıla kıyasla pozitif yönlü hareket ettiği anlaşılmaktadır. Hiç kuşkusuz Türkiye ekonomisi açısından bu çok önemli bir başarıdır. Diğer taraftan. sektörler içinde, zincirlenmiş hacim endeksi olarak en düşük iki büyüme, gayrimenkul faaliyetleri (%2,4) ve inşaatta (%2,8) görülmektedir. Baz etkisi ile bu yıl inşaatın diğer sektörlere kıyasla çok daha yüksek oranda büyümesi gerekirken inşaatta bu gerçekleşmemiştir. Bunun anlamı, inşaat sektörü büyümenin nimetinden en az yaralanan sektör durumundadır.
Benzer bir durum ikinci çeyrekte de yaşanmıştır. Bu yılın ikinci çeyreğinde %21,7 büyüyen Türkiye ekonomisindeki sektörler içerisinde inşaat, tarımdan sonra en düşük pozitif büyüme oranına sahip olan sektördür. 13 çeyrektir inşaat sektörü %3’ten yüksek bir büyüme performansı ortaya koyamamaktadır. 1998 yılından bu yana çeyreklik bazda Türkiye’nin en büyük büyüme rakamının yakalandığı 2021 yılının geride bıraktığımız ikinci çeyreğinde dahi bu rakam inşaat için %3’ün üzerine çıkamamıştır. İnşaat sektörünün 2009 küresel krizi öncesinde çeyrekler bazında ortalamada %9,8 ve kriz sonrasında 2010-2017 döneminde %11 olan büyüme rakamı, 2018’den bugüne -%4’e inmiştir.
İnşaat maliyetlerindeki yükseliş sizlerin faaliyetlerini nasıl etkiliyor? Bu aşırı yükselişi nasıl yorumluyorsunuz?
İnşaat Maliyet Endeksi’ne ilişkin en son veri ekim ayına aittir. Buna göre son bir yılda inşaat maliyeti %42 oranında artmış görünmektedir. Yalnızca ekim ayındaki artış oranı, bir önceki aya göre %4,75’tir. İster bina olsun isterse bina dışı yapılar olarak alınsın yıllık bazda %40’ın üzerinde bir artış ortaya çıkıyor ki bu durum fiyat artışının arkasında talep yönlü bir enflasyondan ziyade maliyet enflasyonunun olduğunu göstermektedir. Malzeme fiyatlarındaki artış oranı, TÜİK rakamlarına göre %50 seviyesinde iken işçilik maliyetlerindeki artış %22 düzeyinde gerçekleşmiştir.
İnşaat maliyetlerinde 2021 yılında görülen bu yükseliş, ekonominin genelinden çok büyük bir farklılık göstermemektedir. Küresel girdi tedarikinde yaşanan sorunların üstüne ülkemizde son dönemde yaşanan baş döndürücü döviz kuru artışları eklendiğinde, ekonominin genelinde görülen enflasyonist süreç inşaat sektöründe de kaçınılmaz olarak yaşanmıştır.
Toplam satışlar içerisinde yeni yapılmış konutların payı, başta hazır beton olmak üzere inşaata girdi sağlayan sektörlerdeki gelişimin anlaşılması açısından önemli bir göstergedir. 2013-2018 yılları arasında %45-46 seviyelerinde olan oran 2019’da %38’e gerilemiş, 2020 yılında %31’e inmiş, 2021 yılında ise %30 ile en düşük değerini görmüştür. Yani geride bıraktığımız 2020 yılında ilgi ikinci el konuta olmuştur. Bu da yeni konut talebindeki gerilemenin aslında maliyet tarafındaki gelişmelerden kaynaklandığını göstermektedir.
2022 yılı için beklentileriniz neler? Bir toparlanma öngörüyor musunuz? Hazır beton sektörünü 2022 yılında neler bekliyor?
Pandeminin başlangıcında 8 çeyrek boyunca daralan bir inşaat sektörü ile karşı karşıyaydık. Normalleşme adımlarının atılmaya başlandığı, 2020 yılının temmuz-ağustos-eylül döneminde yani 3. çeyrekte ekonominin toparlanmasına imkân tanıyan düşük faiz sonrasında inşaat sektörü nefes almıştır.
2021 yılına geldiğimizde inşaat maliyetlerinde ciddi bir artış görülmüştür. Son verilere yıllık inşaat maliyetlerindeki artış %42 düzeyine yükselmiştir. 2021 yılında görülen bu yükseliş, ekonominin genelinden çok büyük bir farklılık göstermemektedir. Küresel girdi tedariğinde yaşanan sorunların üstüne ülkemizde son dönemde yaşanan başdöndürücü kur hareketliliği eklendiğinde, ekonominin genelinde görülen fiyatlama sorunu inşaat sektöründe de kaçınılmaz olarak ortaya çıkmıştır.
2022 yılında sektörün performansının belirleyicisi, bir yandan konut kredisi faizi iken aynı zamanda maliyetler üzerinde hissedilir derece etkili olan döviz kuru düzeyi olacaktır. Son düzenlemeler sonrasında aşağı yönlü ivmelenen kur, orta vadede inşaat maliyetlerini aşağı çekecektir. Ancak bunun için kurdaki düzeltmelerin başta enerji ve akaryakıt olmak üzere temel girdi maliyetlerine yansıması gerekmektedir. Diğer yandan küresel girdi fiyatlarındaki yükselme, kurdaki gerileme sonrasında girdi fiyatlarında beklenen düzeltme üzerinde olumsuz etki edecektir. Öngörülebilir bir kur seviyesinde, düşük konut kredisinin 2022 yılında devam etmesi durumunda sektörde hareketlilik yaşanacaktır.