“Son bir kaç yıldır tasarım stratejimizi modülarite, kompaktlık, parça ortaklaştırma ve basitlik ilkeleri üzerine oturtmaya başladık. Yeni tasarımlarımız bu özellikleri sağlar şekilde devam ediyor. Yaşadığımız bu ilginç süreçle birlikte diğer taraftan her türlü işletme kararına hazırlıklı olabilecek tasarımlar yaparak üst yönetimi esnek bir karar alma rahatlığına kavuşturmuş da oluyoruz.”
40 Yılı aşkın süredir Beton santrali üreten Pi Makina, pek çok beton santrali modeline sahip. Alanında uzman ve güvenilir bir firma olan Pi Makina salgın döneminde de geliştirdiğim yeni hizmet modelleriyle müşterilerinin ihtiyaçlarına tam bir yetkinlikle cevap vermekte.
Pi Makina Ar&Ge Müdür Evren Erman Kılıç ile gündeme dair konuştuk.
Sektördeki gelişmeleri şirketiniz adına nasıl değerlendiriyorsunuz?
2020 ile birlikte sektörde pek olumlu gelişmeler olduğunu söyleyemem. Ülkemizin hali hazırda yaşamakta olduğu ekonomik daralmanın etkileri daha bitmemişken hazırlıksız yakalandığımız salgınla birlikte sanayi sektörü de oldukça kötü etkilendi. Küresel olarak tüm dünyayı etkileyen salgını, ülkemiz de derinden hissetmek durumunda kaldı. Sonuç olarak ortaya çıkan daralmanın ve belirsizliğin yarattığı endişeler yatırımcıları beklemeye ya da yatırımlarını ertelemeye itti.
Pi Makina olarak, bizim de bu dış çevre etkenlerinden derinden etkilendiğimizi söyleyebilirim. Ancak bu tür durumlar, yeni ürün tasarımı ya da araştırma geliştirme çalışmaları için bir fırsat olabiliyor. Biz de bu durumu AR-Ge çalışmalarına daha iyi yoğunlaşabilmek için bir fırsat olarak görüyoruz ve bu çalışmalarımızı daha konsantre şekilde ilerletebiliyoruz.

Pazarlama ve finans noktasında şu an sektörün üzerinizdeki en büyük baskı sizce ne? Bu noktada ne gibi tedbirler alınabilir?
Günümüzde baskı bence “hız” ve “zaman”. Çok hızlı gelişen teknoloji ve bununla birlikte değişen tüketici davranışı ve alışkanlıklarından dolayı artık ürünlerin yaşam döngüleri oldukça kısaldı. Bir üründen fayda sağlamak istiyorsanız, çok kısa bir sürede ticarileşmesini sağlamanız ve süreci kâra dönüştürmeniz gerekli. Bu yüzden sistematik bir bakış açısıyla daha fikir aşamasından itibaren ürünü nasıl pazarlayacağınız ve ticarileştireceğiniz hep masada olmalı. Bu yüzden hızlanmak için pazarlamaya, geçmişe göre günümüzde daha çok yoğunlaşılması gerekli. Tabiki burada “yoğunlaşmak”tan geleneksel metodlarla daha fazla zaman harcamak değil; en doğru ve etkili pazarlama faaliyetlerini bulmak için stratejilerin ve taktiklerin üretilmesi için zaman harcamak gerektiğinden bahsediyorum.
Bir pazarlama faaliyetinin doğru ve etkili olabilmesi için müşteri üzerinde ikna edici ya da olumlu bir etki bırakması gerekir. Yeni dünya düzeninde dijitalleşmeyle birlikte bu etkiyi ciddi anlamda bilgi kirliliğinin olduğu dijital platformlardan yapmamız gerekiyor artık. Çok fazla bilgiye maruz kalan bir tüketicinin bu yüzden size ayırabileceği zaman çok kısa ve kıymetli. Bu kısa zamanda onu etkilemeniz ve ikna etmeniz gerekmekte. Bu işte hepimizin yaşadığı bir “zaman baskısı” dır. Riskler ile birlikte finansman maliyetlerinin yüksek olması sektördeki diğer baskılardan biridir. Özellikle enflasyonun yüksek seyretmesi, yatırım belirsizliği ve talep azalması gibi sonuçlar yaratıyor, bu da sektörün daralmasındaki en büyük etken.

Yeni yıl yaklaşırken önümüzdeki süreç için ne gibi değişimler ön görüyorsunuz?
Şu an en büyük gündem pandemi. Pandemiyle birlikte sektörün daralmasının yanında hepimizin hayatında normal şartlar altında uzun yıllar içinde olabilecek büyük değişiklikler bir anda meydana geldi. Yaşam biçimlerimizi etkileyen bu olay aynı zamanda tüketici davranışlarını, beklentilerini ve endişelerini değiştirmiş oldu. Kısa vadede sektörün hazırlıksız yakalandığı bu durum sektörü olumsuz etkilerken; seyahat engeli, mesafeli çalışma, kısıtlamalar vs nedeniyle özellikle tedarik zincirinin, müşteri kanallarının, çalışan ilişkilerinin daha çok dijitalleşmesi gibi bir gereklilik ve sonuç ortaya çıkardı. Bunun yanında otomasyon ve yapay zeka çalışmaları ciddi anlamda hız kazandı. İş yapış şekillerimiz mümkün olduğunca dijitalleşmeye dönüşürken, sektörün daralması ve yaşanan ilginç gelişmeler işletmeleri daha temkinli olmaya itecek. Örneğin hesapta olmayan böyle bir salgının yarattığı riskler risk katsayılarımızı, kararlarımızı, planlarımızı, şartlarımızı, sözleşmelerimizi vs… gözden geçirmemize neden olacak.

Şu an yeni ürün ya da yeni bir hizmet modeli üzerine çalışmalarınız var mı?
Son bir kaç yıldır tasarım stratejimizi modülarite, kompaktlık, parça ortaklaştırma ve basitlik ilkeleri üzerine oturtmaya başladık. Yeni tasarımlarımız bu özellikleri sağlar şekilde devam ediyor. Yaşadığımız bu ilginç süreçle birlikte diğer taraftan her türlü işletme kararına hazırlıklı olabilecek tasarımlar yaparak üst yönetimi esnek bir karar alma rahatlığına kavuşturmuş da oluyoruz. Bunlar ne olabilir: dış kaynak kullanımı, stoklu üretim, sipariş usulü üretim, müşteri için arge, ortak girişim vs…
Bu kapsamda son çalışmalarımızdan biten ve devam eden “transformers” mantığıyla tasarladığımız bir dönüştürülebilir beton santrali, kompakt ve mobil santrallerimizin yeni versiyonları, beton pompalı ve bantlı beton santrali ve mobil kırıcı tasarımları hep bu bakış açısıyla tasarlandı. Yine son dönemde Endüstri 4.0 ve dijitalleşme ile yazılım projelerimiz ön plana çıkmaya başladı. Uygun olan ürünlerimizi, kullanımını kolaylaştırmak, hata takibini sağlamak, uzaktan müdahale edebilmek, veri toplayabilmek ve kestirimci bakım vs… gibi faaliyetleri gerçekleştirebilmek için otomasyon, SCADA ve HMI gibi kontrol ve yönetim unsurları ile geliştiriyoruz. Ve bütün bu çalışmaları kendi bünyemizdeki mekatronik ve elektrik-elektronik mühendisi arkadaşlarımızla gerçekleştiriyoruz.
Bu kapsamda beton santrali yazılımı olarak COBASYS ismiyle bir marka başvurusu yaptık ve bu çalışma sona yaklaştı. Yine konik kırıcı yönetim yazılımı olarak PICCS markasıyla bir proje gerçekleştiriyoruz. Bunlardan başka diğer ürün gruplarında da benzer çok sayıda çalışmamız mevcut.
Son olarak müşteri-işletme arayüzünde çalışacak yapay zeka ile çalışacak ve kısa zaman içerisinde gerçekleştirilecek olan uluslarası bir proje başvurusunda yer alıyoruz. Bu da iş yapış şeklimizi değiştirecek süreç geliştirme ile ilgili çok önemli bir proje olacak bizim için.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Son olarak şu yaşadığımız zor günler için iyi dileklerde bulunmak istiyorum. Öncelikle tüm dünya ve insanlık için, sonrasında sektörümüz, iş ve aile yaşamımız için salgının en kısa sürede kontrol altına alınmasını diliyorum. Bu tür zor koşulların tekniğin ve teknolojinin gelişmesi açısından bir fırsat olduğunu bilmemiz gerek. Bu bakış açısıyla her şeye rağmen olumlu düşüncelerimizi kaybetmeden bize düşen, ülkemiz için çok çalışmamız gerek. Katma değerli ve inovatif projeler gerçekleştirerek ülke ekonomisine ve prestijine katkı sunmamız ve bu güzel ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmamız gerekiyor. Bu vesileyle herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum, bu fırsatı sunduğunuz için teşekkür ediyorum.